Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1427 E. 2023/530 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1427 Esas
KARAR NO : 2023/530

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı …’in işlettiği Arabayatağı’ndaki Kuyumcu dükkanında 11.10.2008 tarihinde hırsızlık olayının gerçekleştiğini, yapılan soruşturma sonucunda 8 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini, olayı duyan davacının müşterilerinin emanet altınlarını veya bedelini geri istemeleri nedeniyle davacının zor duruma düştüğünü, davalı şirket yetkilisi … … ile birlikte araba al-sat işine girdiğini ve elde ettiği kazancın bir kısmı ile müşterilerine olan borcunu ödediğini, bir kısmı ile de davalı şirket yetkilisine ödeme yaptığını, yapılan ticaretlerden dolayı davacının … …’ya güvendiğini ve artan borçları nedeniyle kendi işlettiği … Özlüce isimli düğün salonunu 350.000,00-Türk Lirası bedelle davalı şirket yetkilisi … …’ya devrettiğini, 2022 yılının başlarında davalı şirketin resmi kayıtlarında yetkili olarak gözüken davacı davacının arkadaşı olan … …’nın borsada çok yüklü miktarda paralar kaybettiğini, şirket yetkilisi olarak … … olarak gözükse de şirket işleri ile abisi … …’nın ilgilendiğini, … …’nın kaybedilen paraların akıbetini … …’dan sorduğunu, … …’nın paraları davacıya verdiğini söylediğini, bunun üzerine … …’nın davacıya giderek zor durumda olduğunu kendisine yardım etmesini zaten göstermelik bir teminat olacağını bununla alakalı bir işlem yapmayacağını kaybettiği paraları kısa sürede yerine koyacağını belirtmiş, davacı da arkadaşının zor durumda kalmaması, davalının işlem yapmayacağına dair söylediği sözler ve taraflar arasındaki güvene dayalı ilişki sebebiyle aslında olmayan bir borcun göstermelik teminatı olarak; her biri 900.000,00-Türk Lirası bedelli iki adet seneti davalı şirket adına keşide ederek …’e teslim ettiğini, … …’nın davacıdan almış olduğu senetleri abisi …’e götürdüğünü, bu kez abisinin … ‘in mal varlığının olmadığını, babası …’yı da kefil etmesini istediğini, oğlu üzerinden baskı ve tehdide maruz alan … … ‘ın iradesi fesada uğratıldığını ve içeriğini bilmediği protokol gibi bir evrak ile birlikte davacının imzalamış olduğu dava konusu senede kefil sıfatıyla imza attığını, bu olayla ilgili Savcılığa şikayette bulunulduğunu, davacının aslında olmayan bir borcun göstermelik teminatı olarak vermiş olduğu senet ile birlikte davalı tarafından anlaşmaya aykırı olacak şekilde icra takibine geçildiğini, davacı ile davalı şirket arasındaki tek borç ilişkisi banka kanalıyla gönderilen işlemlere ilişkin olup, banka hesap hareketleri incelendiğinde davacının davalı tarafa borcu bulunmadığını ileri sürerek Taraflar arasında dava konusu bonoyu vermeyi gerektirecek resmi bir ticari ilişki olmaması, diğer yapılan işlerle alakalı alınan borçlarının tamamının davalı müvekkil tarafından fazlasıyla davalıya ödenmiş olduğundan, Bursa 3. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı icra dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ; 13.10.2022 tarihli Merinos Polis Merkezi Amirliği’nde vermiş olduğu ifadesinde ‘ … … ile yapmış olduğumuz ticari ilişkilerden dolayı benim kendisine 1.800.000 Tl. Borcum vardı bu borçlara karşılık kendisiyle 900.000 Tl. Bedelli iki adet senet yaptık ve bu senedi ben kendi rızamla imzaladım. … …’ya olan borcumu kabul ediyorum.’ şeklinde ifade verdiğini, Dosyaya delil olarak sunulan ödemeler ise 2 yıl öncesine ait hesap dökümleri olup söz konusu davaya esas senet bedellerine ait ödemelere ilişkin olmadığını, 15.04.2022 tarihli 900.000 TL. Bedelli senet ve 30.04.2022 tarihli 900.000 TL. Bedelli senet ‘… Plakalı Land Rover Marka Otomobilin ‘ …’a satılması sonucu araç bedeline istinaden davacıdan alındığını, dava dilekçesinde belirtilen senet bedellerinin konusu işte bu aracın satış sözleşmesine istinaden … Plakalı aracın bedeli olduğunu, iddia edildiği gibi senetler teminat olarak verilmediğini, Dava dilekçesinde beyan edilen hiç bir husus doğru olmadığını, …’ın kullanmış olduğu başka hesaplara yapılan ödemelerin mevcut olduğunu, … … 2018 yılı sonlarına doğru dava dilekçesinde konusu geçen ve kiralık olan … …. Düğün Salonu’nu 500.000.00 Tl. bedel ile … dan devir aldığını, bu salon onlardayken kiracı 3 ortak olarak işletildiğinden … … Salonun 180.000 TL. kira borcu ve 50.000 TL. elektrik ve su borçlarının da ödenmesi ile birlikte 130.000 Tl.sini …’a 140.000 Tl.sini de diğer ortak olan Ali isimli kişiye ödediğini, iddia edildiği gibi 350.000 TL.değil Salonun bedeli için toplamda 500.000 Tl. ödeme yaparak salonun sadece işletme hakkını devir aldığını, inşaat halindeyken devir aldığı işletmenin de söz konusu senet borçları ile herhangi bir hukuki bağlantısı bulunmadığını, avanın reddi ile mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, ve %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve vekalet ücreti ödemesine dair karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2022/… sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Takibe konu senet bir kambiyo senedidir.
Senet metninden keşidecisinin … Elektrik Ltd. Şti. Olduğu, düzenlenme tarihinin 09/04/2022 olduğu, tediye tarihinin 15/04/2022 olduğu, senet metninin içeriğinde de ödeme gününün açık bir biçimde 15/04/2022 olarak yazıldığı, senet miktarının 900.000,00 TL olduğu, lehtarın … olduğu, senette davacı …’ ın ve kefil sıfatıyla … …’ın imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf davalı şirket yetkilisi ile araba alım satım işi yaptıklarını, bu iş ilişkisi içerisinde taraflar arasındaki güvene dayalı ilişki sebebiyle aslında olmayan bir borcun göstermelik teminatı olarak; her biri 900.000,00-Türk Lirası bedelli iki adet seneti davalı şirket adına keşide ederek … …’ya teslim ettiğini, davacı …’in mal varlığının olmaması sebebiyle, babası … …’ı da kefil edilerek baskı ve tehdide maruz kalarak … …’ın iradesi fesada uğratılarak ve içeriğini bilmediği protokol gibi bir evrak ile birlikte davacının imzalamış olduğu dava konusu senede kefil sıfatıyla imza attığını, yapılan işlerle alakalı alınan borçlarının tamamının davalı müvekkil tarafından fazlasıyla davalıya ödenmiş olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Davalı taraf davacının emniyette vermiş olduğu ifadesinde … … ‘ya borcu olduğunu, bu borçlara karşılık 900.000,00 TL bedelli iki senedi kendi rızası ile imzaladığını beyan ettiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Takibe ve davaya konu senet bono niteliğindeki kambiyo senedi olduğundan, bilindiği üzere kambiyo senetleri (ticari senetler) ihdasi (kurucu) nitelikteki senetlerdendir. Gerçekten, bir borç için kambiyo yükleniminde bulunulması borcun yenilenmesi (tecdidi) sonucunu doğurmaz(BK., m. 133). Bu durumdaki bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri asıl borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü halinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teskil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini olusturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki /temel iliskideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme olusturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir. Bu noktada menfi tespit isteminde bulunan; temel ilişkinin varlığını, temel ilişkide ki sözleşmenin türünü, kambiyo senedinin hangi nedenle ve sözleşmesel ilişki nedeniyle verildiğini ispatladıktan sonra bu temel ilişkideki hangi nedenlerden dolayı kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Burada iki aşamalı bir ispat yükü söz konusudur ve ispat yükü de menfi tespit isteminde bulunan kişi üzerindedir. Buna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi ve mücerretlik ilkesi gereğince temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi yaratacağından kambiyo senetleri nedeniyle sorumlu olunacaktır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Takibe ve davaya konu bono bir yazılı delil olduğundan kural olarak davacının bu yazılı delile karşı ispat yükü yukarıda belirtildiği üzere davacı taraf üzerindedir. Bilindiği üzere HMK Madde 201’e göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Yazılı delille ispatı gerekir.
Davacı kambiyo senedinin teminat senedi olarak düzenlendiğini … …’ya bu nedenle teslim edildiğini savunmuştur. Bununla ilgili herhangi bir yazılı delil ibraz edilmemiştir.
Davacı dava dışı babası … …’ın kambiyo senedine kefalet verdiğini ancak bunun dava dışı …’nın iradesinin sakatlanması suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürerek konu ile ilgili dava dışı babasının şikayeti üzerine soruşturma açıldığını bildirmiştir. Dava dışı babası ile ilgili bu iddialar yargılamamızın konusu değildir. Soruşturmada dava dışı …’nın kefaleti ile ilgili olduğundan eldeki davaya sonucunun nihai bir etkisi yoktur.
Davacı senedin teminat senedi olduğunu iddia etmektedir. Davalı ise senedin davalıya satılan … plakalı Range Rover marka aracın satışı için davacı tarafça verildiğinin, bu kapsamda 900.000,00 TL’lik iki adet senet verildiğini, aracın satış bedelinin 1.950.000,00 TL olduğunu, 150.000,00 TL’sinin nakit olarak verildiğini, kalan kısmın ise 2 senet düzenlenmek suretiyle ödenmesinin gerçekleştirileceğini taahhüt edildiğini ileri sürmüştür.
Davacı taraf senedin nakden düzenlendiğini, davalının bu iddiası ile senedi talil ettiğini, ispat yükünün davalıda olduğunu ileri sürmüşse de; davacının kollukta 13/10/2022 tarihli beyanında soruşturma konusu olan eldeki davaya da konu edilen senetle ilgili beyanda bulunduğu, davacının bu beyanında 1.800.000,00 TL tutarında borcu kabul ettiği ve bunun için 900.000,00 TL bedelli 2 adet senedi rızası ile imzalayarak düzenlediği anlaşılmaktadır.
Davacı düzenlemiş olduğu kambiyo senedinden kollukta imzası ile de kabul etmiş olduğu beyanı ile borcun varlığı sabit hale gelmiştir. Davacı her ne kadar senedi … …’ya olan borcu için verdiğini belirtmişse de kambiyo senedinin davalı şirket lehine keşide edilmesinden de keşideci olan davacı sorumludur.
Davacı kolluktaki bu beyanını davalının tehdit ve baskısı ile verdiğini ileri sürmüşse de bununla ilgili olarak davacının adli birimleri yapmış olduğu şikayet bulunmadığı gibi bu hususun ispatı bakımından davacının dava dilekçesinde dayanmış olduğu yemin delilinin davalı tarafa teklif edilebilmesi de mümkün değildir. Zira davacı borcun varlığını kabul eden bu beyanın tehdit (suç) isnadı ile oluşturulduğunu ileri sürmüştür. Ancak yemin edecek kimseyi ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar, yemine konu edilemez. (HMK 226/c md) Bu nedenle davacının iddiası ile ilgili davalının bu hususta yemin teklif edebilmesi de mümkün değildir.
Davanın reddine karar verilmiştir.
Takip tedbiren durdurulmuştur. İİK’ya göre menfi tespit davası açıldığında talep halinde şartları varsa takibin durdurulmasına karar verilir. Her ne kadar kısa kararda davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmişse de tedbir ara kararının infazı için icra müdürlüğüne müzekkere yazılmadığı ve tedbirin icra edilmediği anlaşılmış olmakla hükmolunan kötü niyet tazminatının şartlarının oluşmadığı kısa karar açıklandıktan sonra fark edilmişse de hüküm bir kez tefhim edildikten sonra değiştirilemeyeceğinden bu durumun gerekçeli kararda açıklanmasına ihtiyaç duyulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Takip tedbir kararı ile durmuş olduğundan 900.000,00 TL’nin %20’si tutarında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Mahkememizin tensip zaptının (9) nolu ara kararı ile konulan tedbirin kaldırılmasına, bu hususta icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
4-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan başlangıçta alınan 15.369,75 TL harçtan bakiye 15.189,85‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 117.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır