Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1334 E. 2023/570 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1334 Esas – 2023/570
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1334
KARAR NO : 2023/570

HAKİM : …..
KATİP : ….

DAVACI : … TARIM LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av….. – [16143-41966-…..] UETS
DAVALI : 1- … – …. Ş.
VEKİLİ : Av. …. – [16828-28355-..] UETS
DAVALI : 2- ……… LED GIDA İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …… …
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhinde Bursa 10.İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takip dosyasından müvekkili şirkete İİK m.89/1-2-3’e göre haciz ihbarnamesi gönderildiğini ardından müvekkil şirket işbu icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini, haciz ve muhafaza tehdidi altındaki müvekkili şirketin ihtiraz kayıtlı olarak dosya hesabını icra dosyası hesabına ödemek zorunda kaldığını, bu ödeme nedeniyle müvekkili şirketin mağdur olduğunu, müvekkili şirket hakkında İİK m.89 prosedürünün uygulanmasına sebep olan kötü niyetli olduğunu, yukarıda açıklanan nedenle davanın kabulü ile müvekkili şirket hakkında İİK m.89 prosedürünün uygulanmasına sebep olan kötü niyetli davalı-alacaklıdan ve davalı-borçludan müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı 322.560,00 TL’nin İİK m.89/5 gereği istirdaden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücreinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, İİK m.89/3 ihbarnamesi sonrasında ödenen borcun istirdadı talebine ilişkindir.
Ticari davaların hangi davalar olduğu TTK m.4’te tanımlanmış ve belirlenmiştir. Bu maddeye göre ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK.nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK.nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının takip dosyasının tarafı olmadığı, davalı takip alacaklısının davacıya 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerini gönderdiği, davacının süresinde ihbarnamelere itiraz etmediği ve dosya borcunu ödediği, eldeki davada da ödenen miktarın davalı alacaklı ve takip borçlusundan 89/5 hükmüne göre istendiği, söz konusu olan bu davanın TTK’da düzenlenen davalardan olmadığı ve bu nedenle mutlak bir ticari dava olmadığı, davanın nisbi ticari dava olabilmesi için de her iki tarafın da tacir olması gerektiği, dosyamızda takip alacaklısı olan davalının vergi mükellefiyetinin olmadığı ve bu bağlamda davalı alacaklının tacir olmadığı ve borcun da her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, bu durumda davanın nisbi ticari dava olduğunun da söylenemeyeceği, İİK m.89’dan kaynaklı üçüncü kişinin açtığı menfi tespit ve istirdat davalarına genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği, zira İcra ve İflas Kanununda Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açılması gereken hallerin ilgili maddelerde açıkça sayıldığı, bu maddelere örnek verilecek olursa İİK m.285, 235, 154 gibi ve bir çok maddede açılacak davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağının düzenlendiği, ancak İİK m.89 gereğince üçüncü kişinin açtığı menfi tespit ve istirdat davasının Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğine yönelik açık bir düzenleme olmadığı, Kanun koyucunun İİK m.89 gereğince üçüncü kişi tarafından açılacak davaların genel mahkemede görülmesini muradettiği kanaati ile aşağıdaki şekilde; davanın usulden reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğunun tespitine ilişkin karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi gereğince, davanın görevli mahkemede açılmadığı ve mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu anlaşılmakla; dava şartı noksanlığı nedeniyle, HMK m.115 uyarınca, DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğunun tespitine,
3-HMK m.20 gereğince; taraflardan birinin, kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde; dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde, dava dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin taraflara ihtarına, (ihtar edildi)
4-Harç ve yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/05/2023

Katip ..
¸e-imzalıdır

Hakim ..
¸e-imzalıdır