Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1188 E. 2023/303 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
**GÖREVSİZLİK**
ESAS NO : 2022/1188 Esas
KARAR NO : 2023/303
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …-…-
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : …-…….
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davacı amerikan doları cinsinden birikimlerini değerlendirmek amacıyla bir miktar parasını … A.Ş. Bursa Şubesinde bulunan, 4-89824-14 numaralı katılım hesabına peyderpey yatırmış olduğunu, davacının hesabında 6.090,00 USD (amerikan doları) para birikmiş olduğunu, bir süre sonra … A.Ş.’nin iflas ettiğini duyurulmuş ve tasfiye işlemlerine başlandığı ülke gündeminde uzun zaman ilk sıralarda yer aldığını, uzun zaman muhatap banka(finans kurumu) ödeme yapmaya, mudilerin zararının karşılamaya yanaşmadığını, böylece başkaca kişilerin de zarar gördüğünü, oluşan kamuoyu baskısı sonucu şirket ve arka planındaki şirketler ödeme için yapılandırmaya gitmeye başladığını, ancak … Finans bu ödemeleri doğrudan yapma yoluna gitmediğini, birtakım şirketler borçları devralıp yapılandırarak ödemeye başladığını, bu tavrın nedeni bilinmemekte olduğunu, müvekkilinin, alacağını … Finanstan alamayacağını anlayınca, borcun devri teklifini kabul etmiş olduğunu ve 21.12.2010 tarihli sözleşme ile … Finanstan olan alacağının … Elekt. İnş. Gıda Paz. San. Tic. A.Ş. Tarafından ödeneceğine dair bir borç devir ve tasfiye sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme ile borcu devralan şirket sözkonusu alacağı yazılı şartlarla geri ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, buna göre, davacının alacağı yapılandırılmış ve 60 taksit halinde bakiye alacağın ödenmesi üzerinde taraflar anlaşmıştır. Borcu devralan şirket sözleşme gereği ilk 7 taksiti davacının T.C. Ziraat Bankası Mustafakemalpaşa Şubes…İban numaralı hesabına yatırmıştır. Banka hesap dökümü ektedir.(EK-3). Sözleşmede kararlaştırılan ilk 7 taksit ödenmişse de geri kalan 53 taksitin ödemesinin yapılmadığını belirterek müvekkilinin 5.390,00 USD alacağının kaldığı belirtilerek, dava konusu alacağın davalıdan tahsiline; asıl alacağın yüzde yirmisinden az olmamak koşulu ile kötü niyet(icra inkar) tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;İlk olarak davanın görevsiz mahkemede açıldığını, ayrıca yetki itirazlarının da olduğunu belirterek, davacı tarafın da taleplerinin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını dolayısıyla da bu davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;Davanın itirazın iptali davası olduğu görüldü.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Davacı …’ın tacir olup olmadığına dair ilgili yerlere müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazılarda davacının mükellefiyet kaydının ve oda kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 26/02/2021 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava;Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 Esas 2019/328 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davanın mutlak ticari bir dava olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının esnaf/tacir olmadığı ,vergi kaydının bulunmadığı, davanın nispi ticari dava da sayılamayacağı kanaatine varılmakla birlikte davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin görevsizliğine, Nöbetçi Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Nöbetçi Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2023

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı