Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1144 E. 2023/583 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1144
KARAR NO : 2023/583
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
VEKİLİ : Av. … – [16844-48375-…] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16527-25687-….] UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak elinde bulundurduğu ve müvekkillerine ait olmayan imzalar nedeniyle 70.000,00 TL bedelli davalı tarafın alacaklı olarak, müvekkillerinin ise borçlu olarak gözüktüğü, 04/04/2022 düzenleme tarihli, 10/04/2022 vade tarihli Senet ile 100.000,00 TL bedelli davalı tarafın alacaklı olarak, müvekkillerin ise borçlu olarak gözüktüğü, 04/04/2022 düzenleme tarihli, 10/07/2022 vade tarihli senetlerin iptali ve müvekkillerin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bahsi geçen evraklar üzerinde lehtar veya hamil olduğunu gösteren her hangi bir yazı, ciro vs. bir delil bulunmadığını, var olduğu iddia edilen bonolar üzerinde lehtar olarak yer alan …’ın cirosu olup olmadığı bilinmediğinden davanın lehtar olan …’a karşı açılması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacı tarafın kötü niyet tazminatına %20 mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller;
Osmangazi Tapu Müdürlüğü’ne, Bursa 13. Noterliği’ne, Bursa İl Seçim Kurulu’na, Mudanya İlçe Seçim Kurulu’na, Denizbank’a, Mudanya Tapu Müdürlüğü’ne, Bursa İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne, Yapı ve Kredi Bankası’na, Akbank’a, Osmangazi İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne, Mudanya İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne, Denizbank’a, Mudanya İlçe Seçim Müdürlüğü’ne, Türkiye İş Bankası ve Ziraat Bankası’na yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Yemin teklif olunan davalı asil …’in yeminli beyanı: “Bana gösterdiğiniz … emrine yazılı olan 10/04/2022 vade ve 70.000,00 TL bedelli senet ile aynı şekilde … emrine yazılan olan 10/07/2022 vade ve 100.000,00 TL bedelli senet bende değildir, bu senetler bana … veya bir başkası tarafından ciro yoluyla geçmedi ve bende bu senetler bende olmadığından bu senetleri herhangi birine ciro ile devretmem söz konusu değildir, bu senetlerden 70.000,00 TL olan … ‘da, 100.000,00 TL olan senet Karacabey ‘de Mücahit diye bir arkadaştadır, bu senetler benim gözümün önünde Çağlar ve Mücahit ‘e verildi, araba satışına ilişkin verilen senetlerdir, benim bildiklerim bunlardır” şeklindedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, takip öncesi emre muharrer senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Davacılar, davalı tarafından kendilerine resimleri gönderilen iki senedin davalının elinde olduğunu, bu senetlerdeki imzaların kendilerine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmuşlardır.
Davalı, senetlerin kendisinde olmadığını senetlerin lehtarının kendisi olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin ekinde fotoğrafları sunulan senetlere bakıldığında; Senetlerin keşidecisinin … olduğu, aval verenlerin ise … ve … olduğu, lehtarın ise dava dışı … olduğu görülmektedir. Senetlerin arka sayfası mahkememize sunulmamış ve senetlerin lehtar tarafından ciro edilip edilmediğine dair bir belge sunulmamıştır.
Davacılar, bir kısım whatsapp konuşma kayıtlarını sunmuş ve senetlerin davalının elinde olduğunu iddia etmiştir. Uyaptan yapılan sorgulamada davacıların konuştuklarını iddia ettikleri numaranın davalının babası adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu telefon numarası, doğrudan davalının adına kayıtlı olsa bile salt bu husus senetlerin hamilinin davalı olduğunu göstermez. Zira, telefon numarasının fiiline kim tarafından kullanıldığı bilinmemektedir.
Senetlerdeki imza inkarının tespiti için senet asıllarının mahkememize sunulması gerekmektedir ve davalı senetlerin hamili olmadığını savunmaktadır, keza senetlerde davalı lehtar değildir, davalı ancak senetleri lehtardan ciro yolu ile devralan ciranta hamil olabilir, ancak senetlerin arka yüzü mahkememize sunulmadığından davalının senetlerin hamili olduğu davacılarca belge delilleri ile ispatlanamamıştır.
Dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmıştır. HMK m.220’de aynen,
“Tarafın belgeyi ibraz etmemesi
MADDE 220- (1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
(2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
(3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükümleri öngörülmüştür.
Davalının senetlerin hamili olmadığını beyan etmesi karşısında, davacı vekiline senetlerin davalının uhdesinde olduğu ve davalının hamil olduğunu ispatlaması yönünden yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekilinin yemin teklif etmesi üzerine davalı asilin yeminli beyanları alınmıştır.
Davalı asil yeminli beyanında özete; … emrine yazılı olan 10/04/2022 vade ve 70.000,00 TL bedelli senet ile aynı şekilde … emrine yazılı olan 10/07/2022 vade ve 100.000,00 TL bedelli senedin kendisinde olmadığını, bu senetlerin kendisine … veya bir başkası tarafından ciro yoluyla devredilmediğini, bu senetlerden 70.000,00 TL olanın …’da 100.000,00 TL olanının ise Karacabey’de Mücahit diye birinde olduğunu, bu senetleri davacının kendisinin önünde bu kişilere verdiğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak; takip öncesi açılan işbu menfi tespit davasında, davacıların imza inkarına dayandığı, senetlerin yetkili hamili olduğunu iddia ettikleri davalının yetkili hamil olduğunun ve senetlerin davalıda olduğunun yazılı olarak ispatlanamadığı, sunulan senet fotokopilerinde davalının lehtar olmadığı ve senetlerin arka yüzünün de sunulmadığı, davalıya teklif olunan yemin sonrasında davalının yeminli beyanında söz konusu senetlerin kendisinde olmadığını beyan ettiği, yeminin kesin delil olduğu, bu bağlamda davacıların iddialarını ispatlayamadıkları kanaatine varılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davanın takip öncesi açılan menfi tespit davası olması ve verilen ihtiyati tedbirin senetlerin davalının elinde olmaması ile davalı tarafından bir takip başlatılmaması gözetildiğinde davalının tedbirden kaynaklı bir zararının olmadığı izahtan varestedir. Menfi tespit davalarında alacaklı lehine tazminata hükmedilmesinin koşulu tedbirden zarar görülmüş olmasıdır, davalı alacaklı olduğunu inkar ettiğinden davalı lehine bir zararın oluştuğundan da söz edilemez. Bu bağlamda; davalının senetlerin hamili ve alacaklısı olduğunun ispatlanamadığı ve ihtiyati tedbir kararından davalının İİK m.72/4 gereğince zarar görmediği kanaatine varılmakla; davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davaya konu senetler yönünden, davalının senetlerin hamili ve alacaklısı olduğunun ispatlanamadığı ve ihtiyati tedbir kararından davalının İİK m.72/4 gereğince zarar görmediği kanaatine varılmakla; davalının tazminat talebinin reddine,
3-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı, 2.903,18 TL peşin harç ile alınmış olduğundan fazla alınan 2.723,28 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 26.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır