Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1063 E. 2023/476 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1063 Esas – 2023/476
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1063
KARAR NO : 2023/476
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- … ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – 003970664932 Kozyatağı Mah. Sarı Kanarya Sk. K 2 Plaza No.14 Kat 8-9-10-11 Kadıköy/İSTANBUL
VEKİLİ : Av. K
DAVALI : 2- …… ULUSLARARASI NAKLİYAT GÜMRÜKLEME DEPOLAMA DIŞ TİCARET VE LOJİSTİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3- … … – 3484071573234840715732 Güzelyalı Burgaz Mah. Kızıltoprak Cad. No:1D İç Kapı No:3 Mudanya/BURSA
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil-davacının maliki olduğu 16 ALC … plaka sayılı araç ile Sanayi caddesi Mudanya yolu hızlı tren köprü altı merkez istikametine sol şerit üzerinden seyrederken davalı Arclog şirketine ait ve diğer davalı sürücü … …’ün sevk ve idaresinde bulunan 16 ALD … plaka sayılı araç ile müvekkilin aracına arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında da açıkça görüldüğü gibi davalı sürücünün 2918 sayılı KTK’nın 56/1c (Önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek) maddesini ihlal ettiği ve %100 kusurlu olduğu tespit edildiğini, bununla birlikte davalı araç sürücüsü KTK m.84/d maddesini(arkadan çarpma) ihlal ederek asli kusurlu olarak kazaya ve maddi zarara neden olduğunu, KTK m. 84/1-d’ye göre; Araç sürücüleri trafik kazalarında; arkadan çarpma hallerinde asli kusurlu olduklarını, Yargıtay 11. H.D.’nin 2001/2144 E. – 2001/4212 K. sayılı ilamına göre; “…Arkadan çarpmanın ve doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapmanın asli kusur olduğu açıktır. Sürücülerin araçların hızlarını yol, yük ve aracın teknik özellikleri hava ve görüş mesafesine göre ayarlayıp, önündeki araç ile güvenli bir seyir mesafesi bırakmaları gerekmektedir. Yargıtay 17. H.D.’nin 2005/10239 E. – 2005/9867 K. sayılı ilamına göre; “…Önde giden araca arkadan çarpılması asli kusur niteliğindedir. Anılan kanuna göre sürücülerin güvenli takip mesafesini korumaları gereklidir, dava konusu trafik kazası nedeniyle müvekkil-davacının aracında yetkili Toyota servisinde yaptırılmamasına rağmen 31.000,00-TL değerinde hasar kaydı oluşmuştur. Davalı sigorta şirketi tarafından 31.000,00-TL hasar onarım bedeli ödenmiş ancak araçta büyük oranda değer kaybı oluştuğunu, müvekkili davacının aracında arka şase bölümü zarar görmüş olup arka direklerin uç kısımları ve bagajın yan kısımları ezildiğini, kaza yeri fotoğrafları, onarım aşamasındaki resimler, değişen parçalar(Bagaj kapağı, arka tampon, arka tampon destek demiri) ve faturaları ile onarım yapılan yerler (şase, arka direkler ve yedek lastiğin bulunduğu havuz kısmı iç ve dış bölümü) incelendiğinde araçta çok büyük miktarda değer kaybı oluştuğu tespit edileceğini, müvekkili davacının lehine hükmedilecek maddi tazminat bedeline işleyecek temerrüt faizi yönünden ticari faize hükmedilmesi gerektiğini, Yargıtay 17. H.D.’nin 2015/ 18493 E. – 2016 / 4542 K. sayılı ilamına göre; “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilince temerrüt faizi olarak ticari faiz istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedildiğini, oysa zarara neden olan araç maliki … A.Ş. olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olduğunu, bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmiş olması doğru olmadığını, dava konusu maddi zararın tazmini için davalı şirketlere ihtar keşide edilmiş ve taraflar arasında TTK m. 5/A gereği dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmuş ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle müvekkilnin trafik kazası neticesinde aracında oluşan değer kaybı tazminat bedeli için 5.000,00-TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden hasar dosyasının açıldığı 22.03.2022 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 21.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın yasal süresi içinde açılmadığından hak düşürücü süre ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, trafik kazası neticesi oluşan araç değer kaybına ilişkin talepler için, öncelikle kazada kusurlu olan tarafın zorunlu trafik sigortasına başvuru yapılması gerektiğini, sigorta şirketine başvuru zorunlu olup ancak sigorta şirketinin az ödeme yapması veya ödemeyi reddetmesi halinde dava açılabileceklerini, huzurdaki davada hasar bedeli için sigorta şirketine başvuru yapılmış ancak değer kaybı tazmini için başvuru yapılmadığını, trafik kazalarından kaynaklanan tazminatlar için, 14.04.2016 tarihinde değiştirilen Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince başvurular sigorta şirketine karşı yazılı şekilde iletilmesi gerektiğini, müvekkillere tebliğ edilen dava dilekçesi ekinde sigorta şirketine başvuru yapıldığına ve teklifi reddedildiğine ilişkin belge bulunmadığını, ayrıca teknik bilirkişi tarafından düzenlenmiş değer kaybına ilişkin eksper raporu da dosyada mevcut olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikledava şartı eksikliği ve usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu trafik kazasına ilişkin düzenlenmiş olan kaza tespit tutanağında, ” Kazanın oluşumunda 16 ALD … plakal araç sürücüsü … …’ün 16 ALD … ve 16 ALC … plakalı araçların kazasında 2918 sayılı KTK’nın 56/1c (önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek) maddesini ihlali sebebiyle kusurlu olduğu ve 16 AV … plakalı aracın kaza yerinde olmadığından 16 AV … plakalı araç ve 16 ALC plakalı araç arasında kusur kanaatine varılamadığı (kaza yeri incelemesi ve taraf beyanları ile) belirtildiğini, davacı taraf kendi kusurunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, kendisi önünde seyreden 16 AV … plakalı araç ile yeterli takip mesafesi bırakmadığından kendi kusurunun da bulunduğu açık olduğunu, zira kazanın zincirleme şekilde meydana geldiğini, davayı kabul etmemekle birlikte davacı tarafın önündeki araca arkasından çarpması suretiyle aracın ön kısımlarında oluşan hasar sebebi ile oluşan değer kaybından sorumlu tutulması düşünülemeyeceğini, davacı taraf müvekkil şirkete göndermiş olduğu 05.07.2022 tarihli ihtar dilekçesi ile, trafik kazası neticesi 16 ALC … plaka sayılı aracında meydana gelen hasar nedeniyle oluştuğunu iddia ettiği 20.000,00TL değer kaybı bedelinin ödenmesini talep ettiğini, davacı tarafın talebine karşılık, Bursa 10.Noterliğinin 19.07.2022 tarih 27507 yevmiye sayılı ihtarı ile talep edilen tazminat miktarının haksız ve fahiş olduğundan müvekkil şirket tarafından ödenmeyeceği bildirildiğini, zira, değer kaybı olarak talep edilen meblağın tespitinin neye göre yapıldığı ve hangi ekspertiz raporuna göre belirlendiği, kusur durumunun ne olduğu dayanak olarak gösterilmediğini, davacı tarafa ait araç 2009 model Toyota markası olup değer kaybı olarak talep edilen tutar piyasa değerinin oldukça üstünde olduğunu, değer kaybı; meydana gelen bir kaza sonrası aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa değeri arasındaki fark olarak tanımlandığını, değer kaybı bedeli ancak teknik bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilebildiğini, diğer yandan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası altında sigorta şirketi, kaza esnasında hatalı olan araç sahibinin sorumluluklarına ortak olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.” Buna göre trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen değer kaybından zarara neden olan kusurlu araç sahibinin sigorta şirketi de sorumlu olduğunu, müvekkil şirkete ait 16 ALD … plaka sayılı araç diğer davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından 47056727 sayılı poliçe ile sigortalandığını, dolayısıyla tarafımıza kusur izafe edildiği ve bir değer kaybı hesaplandığı taktirde değer kaybı tazminatından sigorta şirketi sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Başvuruya konu kaza 4.12.2021 tarihli Sigorta Genel Şart Değişikliklerinden sonra meydana geldiğini, dolayısıyla değer kaybı hesaplamasının mevzuatın öngördüğü şekilde formülasyona göre hesaplanması gerektiğini, müvekkili şirketin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi vezorunlu mali mesuliyet sigortası (zmss) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti zaruri nitelikte olduğunu, hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz ettiğini, müvekkili Şirket’in; Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında kusur tespitinin yapılması zaruri nitelikte olduğunu, başvuruya konu kazanın hangi sebeple meydana geldiği her durumda araştırılmalı, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığı ayrıca belirlenmesi gerektiğini, genel şartlarda hem de uygulamada değer kaybı tespiti için kullanılan teknik analizler, kat sayılar ve hesaplama yöntemleri olması gerektiğini, aracın geçmiş hasar kaydı sorgulanarak değer kaybı oluşup oluşmadığı incelenmesi gerektiğini, davaya konu aracın geçmiş tramer kaydı göz önüne alındığında daha önce hasar alan kısımlar için değer kaybı değerlendirilmesi yapılamayacağı açık olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, trafik kazası tespit tutanağı, araç ruhsat fotokopisi, sigorta poliçesi, hasar bedeline ilişkin ödeme dekontları, tamir aşaması fotoğrafları, ihtarnameler, keşif, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, trafik kazasından meydana gelen değer kaybı istemine ilişkindir.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememiz yargılaması sırasında keşif yapılmasına karar verilmiş olup, 1 trafikçi bilirkişi 1 makine mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, dava konusu araçtaki değer kaybının tespiti bilirkişilerden talep edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: 16 ALD … plakalı araç sürücüsünün dava konusu trafik kazasının oluşunda %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, 16 ALC … Plaka Sayılı Otomobil Sürücüsü Davacı Alican BABA’nın: Dava konusu trafik kazasında herhangi bir maddesini ihlal etmediğinden (Atfı Kabil Kusuru) olmadığı, davacıya ait aracın hiç hasarlanmamış haldeki değeri:225.000,00 TL olduğu, trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri: 215.000,00 TL olduğu, araçta değer kaybı miktarının 10.000,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince 03/03/2023 tarihli bedel arttırım dilekçesi sunulduğu, davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacıya ait olan 16 ALC … plakalı aracın 21/03/2022 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde araç değer kaybı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesine ilişkindir. Mahkememizce bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş, trafik bilirkişisi ve makine mühendisi tarafından tanzim edilen raporda özetle; 16 ALD … plakalı araç sürücüsünün dava konusu trafik kazasının oluşunda %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu, 16 ALC … Plaka Sayılı Otomobil Sürücüsü Davacı Alican BABA’nın: Dava konusu trafik kazasında herhangi bir maddesini ihlal etmediğinden (Atfı Kabil Kusuru) olmadığı, davacıya ait aracın hiç hasarlanmamış haldeki değeri:225.000,00 TL olduğu, trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri: 215.000,00 TL olduğu, araçta değer kaybı miktarının 10.000,00 TL alacağının
kaldığı, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda davaya konu hususlar bilimsel, gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporun mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak, davanın kabulü ile 10.000,00 TL değer kaybı alacağının 21/03/2022 tarihinden itibaren ( sigorta şirketi bakımından 22/03/2022 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının davasının KABULÜ ile 10.000,00 TL Değer kaybı için maddi tazminatın 21/03/2022 tarihinden itibaren ( sigorta şirketi bakımından 22/03/2022 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL ve ıslah harcı 87,00 TL olmak üzere toplam 172,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 510,71 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 2.400,00 TL, keşif harcı 1.274,90 TL, keşif araç ücreti 350,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 39,00 TL olmak üzere toplam 4.063,90 TL yargılama gideri ve peşin alınan 85,39 TL ve ıslah harcı 87,00 TL olmak üzere toplam 172,39 TL harç olmak üzere toplam 4.236,29 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekili yüzüne karşı kesinlik sınırının altında olduğundan kesin olarak karar verildi. Verilen karar açıkça okunup usülen anlatıldı.30/03/2023

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 179604
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.