Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1041 E. 2023/508 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1041 Esas
KARAR NO : 2023/508

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. ……..- [16944-49786-.] UETS
DAVALI : … – T.C.N…. …
VEKİLİ : Av. … – [16802-08280-…] UETS

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili davalı … ile 10 yılı aşkın süredir aynı iş yerinde çalışmalarından dolayı tanışıklığı bulunduğunu, müvekkil ile … aynı fabrikada uzun yıllar boyunca beraber çalışmış aralarında bir güven ilişkisi kurulduğunu, …, kendisinin uzun zamandır tanıdığı olan ……’ndan Başaran mahallesinde bir dükkan almış daha sonra bu dükkanın işletmesini bıraktığını, müvekkili ile olan tanışıklığı sayesinde müvekkilin maddi durumundan haberdar olan …, kendisinin sahibi olduğu ancak ……’nun işletmesini yaptığı Elmasbahçeler mahallesindeki market için müvekkilime … ile ortak olma teklifi yaptığını, müvekkilinin fabrikada çalıştığını ve birikmiş parası olduğunu bilen … müvekkile “senin SGK günlerin doldu gel seni ortak yapayım …’e çok sağlam biri ben kefilim ona” diyerek müvekkili yönlendirdiğini, bunların üzerine müvekkile de mantıklı gelen bu ortaklık teklifi sonrası 80.000,00-TL sermaye koyarak Elmasbahçelerdeki dükkana ortak olduğunu, bu olayların başından itibaren şahidi müvekkilin arkadaşı Erol Taşçı olduğunu, müvekkilinin markete ortak olmasından sonra … market işletmesinden elde edilen kar payını müvekkile vermemiş, biraz ödemeleri olduğunu ödemeler bitince karın tamamını ona vereceğini söylediğini, müvekkil bu durumdan …’ya bahsetmişse de benzer yanıtı ondan da aldığını, ilerleyen süreçte müvekkil …’in ödemeleri dediği borçları …’ya olan borçlar olduğunu anlamış …’in …’ya verdiği çeklerin ve kredilerin ödeme tarihleri geldiğinde müvekkilden aldığı parayla bu borçları ödediğini öğrendiğini, bu olaylar olurken … müvekkile Zafer mahallesi civarında yeni bir market alacağını marketin sahibinin zor durumda olduğunu marketi ucuza alarak kar edebileceklerini ve ortaklığın 2 dükkan üzerinden ilerleyeceğini söylediğini, Zafer mahallesindeki dükkanın alınması sürecinde … tarafından da işin oldukça karlı olduğu ve … ile olan ortaklarının daha iyi olacağından bahsederek bu konuda müvekkili teşvik ettiğini, müvekkilinin bu dükkanı almaya ikna olduğunda dükkanın alınması için 2020 model … plakalı Honda Civic aracını 233.000,00-TL’ye sattığını, 30.000,00-TL kredi çektiğini, iki adet bilezik ve bir adet de cumhuriyet altını verdiğini, her iki dükkanın işletmesi devam ederken … dükkandan elde edilen paralarla kendi şahsi borçlarını ödemeye devam etmiş ancak bu süreçte müvekkile herhangi bir kar payı vermediğini, bir süre sonra markette satılan ürünlerin yerine yenisi alınması gerekirken … elde edilen parayı kendi borcuna harcadığı için market içindeki ürünler azalmış ve kimisi bittiğini, her iki marketin zaruri ihtiyaçları alınmamış tükenen ürünlerin yerine yenisi konmadığını, borçlarını ödemede oldukça güçlük çeken … marketten elde edilen gelir de iyice azalınca …’ya olan borcuna karşılık Elmasbahçelerdeki müvekkilin de ortağı olduğu ilk marketi müvekkilden habersiz şekilde 120.000,00-TL borca karşılık olarak …’ya verdiğini, müvekkili bu süreçte aynı zamanda fabrikada çalışmaya devam ederken marketin devri hususunu …’ya sormuş … ise müvekkile 60.000,00-TL alacağı olduğunu kalan 60.000,00-TL’yi …’e verdiğini söylediğini, dükkanın mülkiyeti zaten kendisine ait olan … dükkanın işletmesini de bu şekilde devraldığını, …’in tüm bu ödemelerine rağmen … ile olan borç ilişkisi son bulmamış ve bunların üstüne … …’in borçları için müvekkilden teminat çeki aldığını, yapılan bu ticaretten dolayı … tarafından müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin ilk dükkana verdiği sermaye ve malzemeleri yaptığı harcamalardan dolayı büyük zarara uğradığını, müvekkili ile davalı arasındaki iş bu davayı açma sebebimiz olan çek için düzenledikleri, çekin şarta bağlandığı adi yazılı belge bulunduğunu, dilekçe ekinde sundukları belgeye göre müvekkilin bahse konu senedi ödemesi şarta bağlandığını, müvekkilinin dava dışı …’den alacağı 32.000,00 TL parayı tahsil etmeden davalıya karşı cirolamış/imzalamış olduğu “437441..” seri numaralı çekin geçersiz olacağı, davalıya herhangi bir borcunun olmayacağı hem müvekkil hem de davalı tarafından imza altına alındığını, hali hazırda takibe konu çek için müvekkilin maaşından kesinti yapılmakta müvekkilin mağduriyeti katlanarak arttığını, bu sebeple tedbiren icra takibinin durdurulması gerektiğini, açıklandığı üzere müvekkil …’nın tanıştırması ve teşviki neticesiyle ortağı olduğu …… ile olan ortaklığı sebebiyle, …’in davalıya olan borçlarının ödenememesinden dolayı davalı yanın müvekkilden almış olduğu teminat çekinin icra takibine konması nedeniyle mağdur olduğunu, takibe konan çek hakkında Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesinde 2022/300 E. Sayılı takibin iptali ve taliki davası ikame edilmişse de takibin iptali için tarafımızca dosyaya sunulan protokol İİK 169/a-1 şartlarını karşılamadığı gerekçesiyle reddedildiğini, bu konuda istinaf başvurusu yapılmış olup dosya hali hazırda istinaf aşamasında olduğunu, çekin teminat amacıyla verildiğini ve şarta bağlandığını, çek, TTK’da tanımlanmadığını, çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, kanunun öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (Tuna., E./ Göç Gürbüz, D.: Ticaret Hukuku Prensipleri Kıymetli Evrak, Ankara 2018, s.268). , buna göre havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerektiğini, diğer kambiyo senetlerinde olduğu gibi çekte de sıkı sıkıya şekle bağlılık esası geçerlidir. Zorunlu unsurlardan birinin bile eksikliği çekin bu niteliğini ortadan kaldırır. Çekin zorunlu unsurları,TTK m. 780/1-b “Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi,” şeklinde düzenlenmiştir. Kanuni düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere çekin şekli şartı olarak şarta bağlı düzenlenemeyeceği düzenlenmesi halinde yaptırımının da yine TTK 781’de “780 inci maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet, ikinci ve üçüncü fıkralarda yazılı hâller dışında çek sayılmaz.” şeklinde düzenlendiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/13154 E. 2014/16330 K. 11/03/2014 tarihli kararında “Çekin keşide tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 6102 Sayılı TTK’nun 780.(6762 Sayılı TTK’nun 692.) maddesi gereğince; çekin kambiyo senedi niteliğini haiz olabilmesi için öncelikle kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havale kaydını taşıması gerektiğini, öte yandan takip dayanağı çekin teminat çeki olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu çek üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. (HGK’nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. sayılı ve yine HGK’nun 20.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları).” denildiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2005/1564 E. 2005/4351 K. 03/03/2005 Tarihli kararında “Takip dayanağı senet 18.11.2003 tarihli protokolde tarafları, tanzim tarihi ve miktarı açısından yer almıştır. Bu haliyle anılan protokoldeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ve buna bağlı olarak verilen senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmeyeceği yargılamaya muhtaçtır. İcra mahkemesinde İİK.nun 169/a maddesi koşullarında dayanak senedi teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.”, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/11630 E. 20113/22745 K. 12/12/2013 tarihli kararında şöyle hüküm kurmuştur; “Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/6933 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, takibe konu çekin teminat çeki olarak verildiğini ve müvekkilinin cirosununda teminat amacını taşıdığını, taraflar arasında daha sonra düzenlenen 29/11/2006 tarihli protokol ile icra takibine konu edilen çekin teminat amaçlı verildiğini, üzerinde her hangi bir keşide tarihi ihtiva etmediğini ve iade edilmesi gerektiğini belirtilmiş olduğunu, çekin numarasını protokolde yazılmadığını, çekte sahtecilik yapıldığı çeki üzerine yeni bir tarih atılması ile sabit olduğunu, müvekkilinin dava dışı Akgün … A.Ş. ile ya da takip alacaklısı ile her hangi bir ticari ilişkisinin olmadığını ileri sürerek, Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/6933 Esas sayılı dosyası sebebiyle borçlu olmadığının tespitini ve davalının takip konusu miktarın %40’ından aşağı olmamak üzere haksız icra tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın çekin hükümsüz olduğu iddiasını 29 11/2006 tarihli protokole dayandırdığını, söz konusu protokolün hisse devrine ilişkin olduğunu ve dava dışı … ile müvekkili arasındaki para alışverişinin tasfiyesine ilişkin olduğunu ek protokolün 4 maddesi ile düzenlenerek hükümsüz hale getirilmesi ile dava konusu çekin geçerli ve muteber olduğunu, davacı tarafın çekin eski tarihli olarak verildiği ve sahte olduğu iddia edilse de söz konusu çek dava dışı …’ın ticari ilişki çerçevesinde ve protokol dahilinde verilen çek olduğunu çek üzerindeki tarih değişikliğinin çekin keşidecisi tarafından yapıldığını dolaysıyla muteber bir çek olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, sözleşmenin 4. maddesinde davacının imzasının bulunduğu protokolde senedin teminat çeki olduğu, hususu ve bedelsiz kaldığının kararlaştırılmış olduğu, dava dışı … ile davalı arasında daha sonra davacının imzasının bulunmadığı 15/01/2007 tarihli sözleşmeyi tadil eden protokolün davacı yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı, söz konusu protokol ile davacının kabulünde olan teminat çekinin bedelsiz kaldığı da kabul edildiğinden, davacının icra takibine konu olan senet sebebiyle borcunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacı …’ın takibe konu edilen Küçükçekmece 1 İcra Müdürlüğü 2010/6933 Esas Sayılı dosyası sebebi ile toplam 149.874,79 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.” sunulduğunu, konuyla ilgili tarafımızca dava şartı arabuluculuk kapsamında 22/07/2022 tarihinde Bursa Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/2057 Büro Dosya numarası ile arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olup,başvurumuz anlaşamama şeklinde 28/07/2022 tarihinde sonuçlandığını, Bursa Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/2057 Büro Dosya Numaralı Arabuluculuk tutanaklarını sunduklarını, bu nedenlerle müvekkilinin ilgili çek hakkında borçlu olmadığının, davalı yan ile aralarındaki ilişki neticesinde teminat amacıyla verildiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte iddia edilen alacaklar hususunda zamanaşımı ve hak düşürücü süreler geçtiğini, görev itirazında bulunduklarını, müvekkilinin tacir olmadığını, davalı da tacir olmadığını, bahsi geçen iddialar da esnaf işletmesi kapsamında olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacı taraf, müvekkilden boş kağıda imza almış, imzanın üstünü de bu şekilde doldurduğunu, evrakın içeriğini kabul etmediklerini, evrak içeriğini kabul etmemekle birlikte bahsi geçen evrakta çek tarihi, çek bedeli ve diğer teşhis edici hiçbir bilgi olmadığını, evraktaki çekin icra takibinde olan çek olduğu teşhis edilemediğini, Kambiyo hukuku gereği ispat yükü davacıda olup yazılı belge ile ispatı gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesi ile lehimize %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı icra takip dosyası, Bursa 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/300 esas sayılı dosyası, arabuluculuk tutanağı, çek fotokopisi, protokol aslı, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, hukuki niteliği itibariyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı dava dilekçesinde özetle, davaya konu çelin teminat senedi olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti istemiştir. Davalı ise davacının iddiasını reddetmiştir.
Kambiyo senedine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında ispat yükü davacıdadır. Bu ispatın da yazılı belge ile yapılması gerekir. Buna göre davacı öncelikle senedin teminat amacı ile verildiğini ispat etmesi gerekir.
Takip dayanağı çekin üzerinde “teminat senedi” olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Ancak davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu ve sonradan aslını da mahkememize sunmuş olduğu 03.02.2022 tarihinde davacı ile davalı arasında imzalanan protokolde seri numarası yazılı çekin teminat olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, takibe konu çek de incelendiğinde aynı seri numaralı çekin takibe konulduğunun sabit olduğu, böylece takibe konu çekin teminat amaçlı verildiği anlaşıldığından çekin kambiyo vasfını haiz olmadığı ve davalının bu senetten dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla davacıya karşı takip başlatamayacağı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının davasının KABULÜ ile, Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı icra takip dosyasının davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.661,98 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 415,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.246,48 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, talimat ve tebligat gideri 51,00 TL yargılama gideri ve 415,50 TL peşin harç olmak üzere toplam 466,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.