Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1012 E. 2023/534 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1012 Esas – 2023/534
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1012
KARAR NO : 2023/534

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACILAR : 1- … – T.C.N…..
2- … – T.C.N……
3- … – T.C.N…..
VEKİLİ : Av. …. – [16304-03283-….] UETS
DAVALI : 1- ………… ANONİM ŞİRKETİ – ….. [25999-56574-…..] UETS
VEKİLİ : Av. …… – [16637-36672-……] UETS
DAVALI : 2-……….. BANKASI ANONİM ŞİRKETİ – ….. [35753-13576-..] UETS
VEKİLİ : Av. ….- [16642-46746-..] UETS

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin adına başvurulan 2022/68269 dosya numaralı arabuluculuk dosyası ile arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirilmiş olup, herhangi bir anlaşmaya varmak mümkün olmadığını, arabuluculuk anlaşamama tutanağını sunduklarını, T.C. Ziraat Bankası AŞ. Müşterilerinden müteveffa “… (TC No: ….)”, 19.01.2021 tarihinde bankanın Atabulvarı/Bursa Şubesinden vade tarihi 19.01.2022 olan 220.000,00 TL tutarlı Tarımsal Kredi aldığını, müteveffa … bankadan aldığı Tarımsal Krediye bağlı olarak 989464.. poliçe numaralı 253.000,00 TL tazminat bedelli “HAYAT SİGORTASI” yaptırdığını, krediyi alan ve anılan krediyi sigorta ettiren …, 29.11.2021 tarihinde kalp rahatsızlığına bağlı olarak vefat ettiğini, müteveffanın eşi … ve çocukları … ve … küll-i halef mirasçılar olarak hayatta olduklarını, müteveffanın mirasçıları tarafından ölüm belgesi kredi vadesinden önce bankaya bildirilmişse de sigorta şirketi tarafından kredi bedeli dain-i mürtehin olan T.C. Ziraat Bankası AŞ.’ye ödenmemiş ve vadesi gelen kredi ödemesi müvekkiller tarafından bankaya yapıldığını, ödemenin yapılması sonrasında davacılar tarafından hayat sigortası tazminatının ödenmesi talebini içeren Bursa 23. Noterliği’nin 09.02.2022 Tarihli 4406 Yevmiye numaralı ihtarnamesi davalı sigorta şirketine gönderilmiş ve e-tebligat ile tebliğ edildiğini, işbu ihtarnamenin tebliğini takip eden 7(yedi) gün içerisinde davalılar tarafından müvekkillere ödeme yapılmamış olup davalı temerrüde düşürüldüğünü, ihtarname tarihi olan 09.02.2022 tarihinde sigorta şirketi tarafından bankaya dilekçemiz ekindeki red yazısı müvekkillere iletildiğini, ilgili red yazısı ile sigorta şirketi tarafından sigorta ettirenin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddia edildiğini, kredi başvurusu sırasında Hayat Sigortası poliçesi için, sigorta ettirene bir takım sağlık soruları sorulmuş ve sigorta ettiren, banka görevlisi tarafından yönlendirilerek, sağlık sorularının tümüne “hayır” cevabı yazdırılmıştır. Öncelikle ekteki sigorta poliçesinde görüleceği üzere sorulan sağlık soruları içerisinde sigorta ettirenin “kalp rahatsızlığı geçirip geçirmediğine” dair bir soru bulunmadığını, buna rağmen sigorta ettiren tarafından kalp rahatsızlığı sözlü olarak beyan edildiğini, ancak banka görevlisi tarafından sigorta ettirene ve kredi başvurusu sırasında yanında olan oğlu davacı …’na sağlık sorununun olduğunun yazılması halinde hayat sigortası yapılmayacağı ve hayat sigortasının yapılmamasının kredi talebinin reddine neden olacağı bildirildiğini, bu nedenle sigorta ettiren müteveffanın iradesi dışında kalp rahatsızlığı poliçede belirtilemediğini, görüldüğü üzere; öncelikle dava konusu sigorta poliçesinin beyan formunda sigorta ettirenin kalp rahatsızlığına ilişkin açık bir soru bulunmamakta olup ayrıca müteveffanın sözlü beyanı da banka görevlisi tarafından yazıya geçirilmemiş, müteveffa da kredinin onaylanmaması baskısı altında hayat sigortasını yaptırabilmek için beyanını yazılı olarak ifade edemediğini, 6102 Sayılı TTK m. 1487- (1) “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.” hükmünü amir olduğunu, aynı kanunun 1436. Maddesinde ise “Sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötüniyetle saklamış olsun.” denildiğini, dava konusu olayda da müteveffaya cevaplaması için sorular içeren bir liste verilmiş olup bu listede kalp rahatsızlığına ilişkin bir soru olmadığı gibi müteveffanın iyi niyetli sözlü beyanı da banka görevlisi tarafından kayıt altına alınmadığını, bu nedenle müteveffanın beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden söz etmek mümkün olmadığını, bu nedenlerle Hayat Sigortalılığı kapsamında müteveffa …’nın kanuni mirasçıları olan müvekkilerime sigorta tazminatının ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın dava dilekçesinde muris …’nın müvekkil bankanın Ata Bulvarı/ Bursa şubesine 19.01.2021 tarihinde başvurusu üzerine kendisine kullandırılmış olan tarımsal kredisi ile bağlantılı olarak Türkiye Hayat Emeklilik A.Ş. den 98946409 poliçe numaralı hayat sigortası yaptırmış olduğunu ve daha sonrasın kredi borcunun vade tarihinden önce 29.11.2021 tarihinde vefat ettiğini, sigorta şirketinin kredi bedelini müvekkil bankamıza ödemediğini, murisin kredi borcunu mirasçıları olarak davacıların ödediği iddiasıyla huzurdaki davayı açarak müvekkil bankaya yapılan ödemenin 989464.. poliçe kapsamında ödeme tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte kendilerine ödenmesini talep ettiklerini, fakat dava konusu hayat sigortası bedeli Muris … (TCKN:…….)’ ……-…… nolu müvekkil banka nezdindeki hesabına Türkiye Hayat Emeklilik tarafından yatırılmış olup dava konusuz kaldığını, bunun üzerine Bankamızca mirasçılarına bilgi verildiğini, ancak mirasçılar tarafından mirasçılık belgesi sunulması ve diğer yasal prosedürlerin tamamlanmasının ardından söz konusu bedel mirasçılara ödenecek olup, gereği yapılmak üzere tutar Bankamız nezdinde bekletildiğini, davanın açılmasından önce hayat sigortası bedelinin davacı mirasçılara ödenip ödenmemesi hususunda müvekkil bankanın bir kusuru bulunmadığı gibi işbu davanın açılmasının ardından sigorta şirketi tarafından davacıların talebi yerine getirildiğini, sigorta bedelinin davadan önce ödenmemekle işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmesinde müvekkil bankanın hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu bedel davacılara yasal şartlar tamamlandığı takdirde müvekkil banka tarafından ödeneceğini, müvekkili bankanın davanın açılmasında hiçbir kusuru bulunmadığı ve HMK madde 331 gereği davanın konusuz kalmış olduğu ortada olduğunu, bu nedenlerle davacının hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğunu, bu nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmeksizin işbu davada davacılar bahse konu hayat sigortası sözleşmesinin teminat tutarını bildiği için işbu davayı kısmi dava /belirsiz alacak davası olarak açamayacaklarını, şirket ile … Bankası A.Ş arasında yapılmış olan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigortalı olan … ile akdedilen hayat sigortası kredi borcunun devamı süresince vefat riskine karşı güvence altına alan yıllık yenilemeli ve teminatın kredi borcuyla orantılı olarak belirlendiği bir sigorta olduğunu, sigorta teminatı sigorta sertifikasında da açıkça gösterildiğini, sigorta sözleşmelerinde şirketin sorumluluğu teminat bedeli ile sınırlı olduğundan ve davacı da teminat bedelini bildiği için işbu davada dava değeri eksik gösterilmiş ve dolayısıyla eksik harç yatırıldığını, bu kapsamda dava değerinin eksik gösterilmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmeksizin, sigorta süresi içinde sigortalının vefatı halinde ödenecek tazminat o tarihte borçlu bulunduğu bakiye kredi ve faiz miktarının dain-i mürtehin olan … Bankası A.Ş’ ye, geriye kalan meblağ olması durumunda da lehtarlara ödendiğini, başvuruya konu sigorta poliçesi üzerinde … Bankası A.Ş’nin 1. Dereceden dönülmez lehtar ve dain-i mürtehin kaydı bulunduğunu, sigortalının bankaya olan borcunun ödenip ödenmediği, kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığı araştırılmaksızın hüküm kurulması hukuken mümkün olmadığını, rehin alacaklısı bankanın başvurudan haberdar edilmesi ve başvuruya muvafakat verip vermediğinin sorulması hukuken zaruri olduğunu, bu sebeple kredi kuruluşu bankaya işbu davaya muvafakatinin olup olmadığının sorulmasını, banka kayırsız şartsız muvafakati bulunmaması halinde davanın husumet eksikliği sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların murisi sigortalının vefat tarihi itibariyle 10969279.. ve 10989464.. nolu poliçeleri bulunduğunu, davacıların murisi …’nın … Bankası A.Ş’ den kullanmış olduğu kredi sonrasında, müvekkil şirket ile Banka arasında yapılmış olan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigorta kapsamına dahil edildiğini, söz konusu hayat sigortası ile bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alınmakta ve bu kişilerin herhangi bir nedenle vefatları halinde sözleşmede belirlenen sigorta bedeli sözleşmede belirtilen şartlar uyarınca hak sahiplerine ödendiğini, yani sigorta süresi içinde sigortalının vefatı halinde -teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere- kredi borcu 1. Dereceden lehdar ve dain-i mürtehin bankaya, varsa teminatın kalan kısmı sözleşmede belirtilmişse 2. Sıradaki lehtarlara, lehtar belirtilmemişse kanuni mirasçılara ödendiğini, müvekkili şirket ile … Bankası A.Ş arasında yapılmış olan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigortalı olan …’nın, vefat tarihi itibariyle 10969279.. ve 10989464….. poliçe numaralı “Yıllık Yenilemeli Tüketici Kredisi Grup Hayat Sigortası” sigorta sözleşmesi bulunmaktadır. İşbu sigorta, sigortalı …’nın vefat riskine karşı güvence altına alan hayat sigortası olup, teminatın kapsamı grup hayat sigorta sözleşmesi özel şartlarına ve hayat sigortası genel şartlarına tabi olduğunu, sigortalının 29.11.2021 tarihinde vefat etmesi üzerine 10969279.. ve 10989464.. poliçe numaralı tazminat dosyasına ilişkin müvekkil şirkete iletilen tüm evraklar incelendiğini, inceleme neticesinde sigortalını sigorta başlangıç tarihi öncesinden gelen kalp hastalığı olduğu, hastalık tanısının sigorta tanzim tarihi önesinde konulduğu tespit edildiğini, bu kapsamda sigortalının kapsama alınmadan kalp hastalığı olduğu ve beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği sabit olduğunu, sigortalının poliçe başlangıç tarihi öncesinden gelen, sigorta kurulma aşamasında müvekkil şirkete beyan etmediği kalp hastalığı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğundan tazminat dosyası reddedildiğini, müvekkili şirketin ret kararı usul ve yasaya uygun olduğunu, sigorta sözleşmesi uyarınca sigorta öncesinden gelen kalp hastalığı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigorta sözleşmesi uyarınca sigorta öncesinden gelen kalp hastalığı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigorta öncesinden gelen kalp hastalığının teminat kapsamı dışında kaldığına ilişkin Grup Sigorta Sertifikasında ve Sigorta Bilgi Formlarında bu husus özellikle her türlü bilgi verme yükümlülüğü kapsamında sigortalıya sunulduğunu, sigortalının imzalamış olduğu olduğu Grup Sigorta Sertifikası’ nda sigortalının imzası yer aldığını, Sağlık Beyan Formları’nda “KALP HASTALIĞI” sorusuna sigortalı tarafından “Hayır” cevabı da verildiğini, bu formda da sigortalının imzası bulunduğunu, bu kapsamda sigortalının yeterince bilgilendirildiği ve sigortalı tarafından sigorta sözleşmesi düzenlenirken gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu açık olduğunu, ekte sunulan raporlarca da sabit olduğunu, gerek Türk Ticaret Kanunu gerek Yargıtay kararları doğrultusunda, ihtiyari nitelikteki hayat sigortalarında teminata yönelik olarak istisnalar getirilmesi ve poliçe şartı olarak uygulanması hukuka ve yasaya uygun olduğunu, bu kapsamda öncelikle sigorta bedeline yönelik istemin sözleşme şartları uyarınca sigorta teminat kapsamında olmaması nedeni ile reddi hukuka, yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu, sigortalının 31.05.2006 tarihli kardiyoloji epikriz raporuna göre 1998 tarihinde 2 kere kalp krizi geçirdiği 2002 yılında 2 kez stent takıldığı yine göğüs ağrıları nedeniyle 2006 yılında yeniden koroner anjiografi uygulandığını, bu konuda yapılacak olan adli tıp incelemesi poliçe tanzim tarihi öncesinden gelen kalp hastalığının olup olmadığına ilişkin olması gerektiğini, sigortalının poliçe tanzim tarihi öncesinde var olan kalp hastalığını gizlemesi sonucu sigorta sözleşmesi akdedildiğini, Adli Tıp Kurumu’nun mahkemeye sunacağı raporda söz konusu kalp hastalığının sözleşme kurulmadan önce var olduğunun tespitini yapması gerektiğini, sunulacak raporda da görülebileceği üzere sigortalının kalp hastalığı tanzim tarihi öncesinde olduğunu, bu hususta adli tıp kurumu raporunda bu hususlara dikkat edilmesi talep olunduğunu, sigortalı sigorta öncesinden gelen kalp hastalığını, kendisine bu hususta sağlık beyan formlarında soru sorulmasına rağmen şirkete bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, Hayat Sigortası meblağ sigortası olup, meblağ sigortalarında sigortacının ödeyeceği tazminat miktarı zarar miktarına bakılmaksızın poliçede gösterilen tutardan ibaret olduğunu, kredi sözleşmesi müvekkil şirket ile sigortalı arasında değil, … Bankası A.Ş ile sigortalı arasında akdedildiğini, bu nedenledir ki, müvekkil şirket kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, müvekkili şirketin taraf olmadığı bir sözleşmeden dolayı borç altına sokulabilmesi söz konusu olamayacağı gibi kredi ödemelerinin kredi sözleşmesinden kaynaklı olduğu gözetildiğinde müvekkil şirketten tahsil edilebilmesi de olanaklı olmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirket kanunen sadece teminat altına alınan bedelle sorumlu olduğunu, sigorta şirketi sigortalının bankaya olan kredi borcundan değil, poliçede gösterilen teminat tutarından sorumlu olduğunu, bu nedenle kredi borcunun müvekkil şirketten tahsili talebi haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen faiz ve faiz başlangıç tarihinin kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca yazılı delillerin olduğu işbu davada tanık deliline muvafakat etmediklerini, bu nedenlerle davacının hukuki dayanaktan yoksun olarak ödeme tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi de kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, hayat sigorta poliçesi, ölüm belgesi, mirasçılık belgesi, ihtarname, sigorta şirket red cevabı, arabuluculuk tutanağı, sağlık ve epikriz raporları, ilaç listesi, bilgi ve sağlık beyan formları, ödeme belgesi, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, hayat sigorta poliçesinden tazminat ödemesine ilişkindir.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı vekilinin 06/04/2023 tarihli duruşmadaki beyanında; Davalı Ziraat Bankası tarafından davaya konu alacağın taraflarına ödendiğini, ödeme belgesinin dosyaya sunulduğunu, taraflar ile sulh olduklarını, ödemenin dava açıldıktan sonra yapıldığını, karşı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı Ziraat Bankası vekilinin 06/04/2023 tarihli duruşmadaki beyanında; Dava konusu ödemenin ………… A.Ş tarafından müvekkili bankaya sonradan ödendiğini, bu ödeme yapıldıktan sonra davacı tarafın vesayet işlemleri gibi gerekli prosedürleri yerine getirmesi beklendiğini, bu prosedürler yerine getirildikten sonra müvekkili bankaya ödeme yapıldığını, müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
Dava konusu ödemeye ilişkin davalı ………… A.Ş’nin ödeme yaptığı tarihi gösterir ödeme dekontu dosyaya ibraz edilmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1350 Esas ve 2013/1740 Karar sayılı Kararı, yine 2013/10-1860 Esas ve 2015/1451 Karar sayılı Kararında “Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. ” konusuz kalma hallerinin sayıldığı ve dava konusu hakkın davacıya ödenmesi ile davanın konusuz kalabileceği vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK’ nın 331. Maddesine göre: Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
O halde toplanan delillerden yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, Hayat Sigortalılığı kapsamında müteveffa …’nın kanuni mirasçıları olan davacılara sigorta tazminatının ödenmesine ilişkin olduğu, dava konusu ödemenin 20/09/2022 tarihinde dava açıldıktan sonra davacılara ödendiği anlaşılmakla, dava konusu hakkın ödeme ile konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup, davanın açıldığı andaki haklılık durumu da nazara alınarak, davanın açılmasına sebebiyet verdiği için vekalet ücreti ve yargılama giderleri davalının üzerinde bırakılmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalılardan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan; posta ve tebligat gideri 90,00 TL yargılama gideri ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 170,70 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı Ziraat Bankası vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip ….
¸E-imzalıdır.