Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/997 E. 2022/685 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/997 Esas
KARAR NO : 2022/685
HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACI : …..
VEKİLLERİ : Av. …..
Av. …..
DAVALI : …..
VEKİLLERİ : Av……
Av…..
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, 1999-2000 ve 2001 yıllarında bankadan teslim aldığı çek yapraklarından bir kısmının çalınmak suretiyle elden çıkması sonucunda çek yapraklarının bankaya iade edilemediğini, zamanaşımına uğrayan bu çekler sebebiyle müvekkilinin 83.000TL’lik hesabına bloke konulduğunu, kaybedilen boş çek yapraklarının çek olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, bankaya gönderilen ihtarnamede çek yapraklarının boş ve imzasız olarak kaybedildiği bildirilerek hesaptaki blokenin kaldırılmasının istendiğini, ancak blokenin kaldırılmadığını, bu bedelin ödenmesi için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacağın %20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın her bir çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu miktar bulunduğunu, davacının imzaladığı çek taahhütnamesinin 5. maddesinde müvekkili bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar açısından davacının da müvekkili bankaya karşı sorumluluklarının yer aldığını, çekler teslim edilmedikçe bankanın ödeme riski sürdüğü için teminat blokesinin haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Uyuşmazlık; davalı bankanın davacının boş olarak kaybolduğunu iddia ettiği çek yaprakları nedeniyle davacının hesabına bloke koymasında haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun “İbraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası” başlıklı 3. maddesi;
(1) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını,
ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır…”
Şeklinde düzenlenmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır.
Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2018 tarihli ve 2017/11-97 E., 2018/1336 K., 06.11.2018 tarihli ve 2018/19-689 E., 2018/1624 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 1999-2000 ve 2001 yıllarında bankadan aldığı çek yapraklarının bir kısmının boş ve imzasız olarak çalınmak suretiyle elinden çıktığını, söz konusu çekler nedeniyle müvekkilinin 83.000TL’lik hesabına bloke konulduğunu ileri sürerek bu bedelin ödenmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun az yukarıda açıklanan 3. maddesi uyarınca, davalı bankanın, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak yükümlüğü bulunmakta olup, bankanın bu yükümlülüğü taraflar arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğu da dikkate alındığında; davalı banka, davacıya teslim edilen ve iade edilmeyen çekler nedeniyle ödemek zorunda kalabileceği yasal sorumluluk bedelinin depo edilmesini istemekte haklıdır.
Bu nedenle bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla davalı bankanın kayıt ve defterleri de incelenmek suretiyle, davacının ne kadar çek yaprağı iade etmesi gerektiği ve davalı bankanın borç altına girebileceği miktar belirlemek için rapor aldırılmış; 28/04/2022 tarihli raporda, davacı … ….. Demirtaş Org.San. Şubesi’ndeki hesapları üzerine kayıtlı dava tarihi itibariyle 102 adet çek yaprağının davacı nezdinde olduğunun görüldüğü, 5941 sayılı Kanun uyarınca muhatap bankanın ibraz eden düzenleyici dışında hamile süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödeme yapmakla yükümlü olduğu tutarın 1.045.00TL olduğu (Düzenleme :Tebliğ, Resmi Gazete Tarih ve Numarası :23Ocak 2013-28537), dava tarihi itibariyle davalı bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın (102×1.045.00) 106.590.00 TL olduğu, ancak risk için hesapta bloke tutulan 83.000.00 TL’nin; 19/06/2017 tarihli işlem ile 82.995.50 TL EFT-7310042 Virman ve 19.06.2017 tarihli işlem ile 4.50 TL Kesinti ve Ekleri Virman açıklaması ile blokenin çözüldüğü ifade edilmiştir.
Davaya konu blokenin çözüldüğü anlaşılmakla dava konusuz kalmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HMK’nın 331. maddesine göre; “davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin davanın açıldığı tarihdeki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği” belirtilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesiyle “dava tarihi itibari ile 102 adet çek yaprağının davacı nezdinde olduğu ve bu nedenle dava tarihi itibari ile davalı Bankanın 106.590-TL ödemekle yükümlü olduğu yasal sorumluluk tutarı bulunduğu” rapor edildiğinden davacı tarafça davalı banka aleyhinde yapılan takibin haksız olduğu anlaşıldığından davalı banka lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Ayrıca sehven kısa kararda başvurulacak kanunyolunun istinaf olduğu açıklanmış ise de verilen kararın temyiz incelemesine tabi olduğu anlaşıldığından yapılan maddi hata gerekçeli karar yazımıyla düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70-TL harcın başlangıçta yatırılan 987,45-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 906,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 3.191,01 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine ,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Temyiz Yasa Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip …..
☪e-imzalı

Hakim …..
☪e-imzalı