Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/95 E. 2022/517 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/95 Esas
KARAR NO : 2022/517

BAŞKAN :…..
ÜYE : …..
ÜYE : …..
KATİP : …..
DAVACI :…..
VEKİLİ : Av……
DAVALI :…..
VEKİLİ : Av……
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ : Davacı taraf dava dilekçesinde, davalı şirkette %30 hisse ile ortak olduğunu, 21/11/2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu başkanlığına ortaklardan ….. ….. ve başkan vekilliğine de davacının seçildiğini, üçüncü ortak … ….. da yönetim kurulu üyesi olduğunu, kuruluş aşamasında bir sorun olmamakla beraber sonradan davacı açısından bazı sorunlar baş gösterdiğini, davacının şirketi denetlemediğini, şirketteki haklarını talep eden davacının tehdit edildiğini, hisselerini bedelsiz devretmeye zorlandığını, diğer ortakların birbirleri yerine imza attığını, davacının güvenlik kameralarına erişiminin engellendiğini, mail hesabının iptal edildiğini, ileri sürerek şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, kötü niyetli dava açan ortağın hiçbir somut delil sunmadığını, şirketin üç ortakla faaliyet sürdürdüğünü, ortakların tamamının Almanya da ikamet ettiğini, davacının payına düşün sermayeyi de gerçekte ödemediğini, diğer ortakların şirkete bir sistem kurduğunu, ancak borçlanma yüzünden şimdilik ortakların maddi gelir elde edemediğini, aslında Almanya da yaşayan davacının şirket işleyişine katılmadığını, Bursa da işleri takip etsin diye kiralanan evde kalmayıp habersiz biçimde yurtdışına çıktığını, kendisine yol masrafları dahi ödendiğini, maaşının kısmen hesabına kısmen de onun gösterdiği kişilerin hesabına yatırıldığını, ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava Türk Ticaret Kanununun 531. maddesine istinaden açılan fesih ve tasfiye davasıdır.
Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf haklı sebeplerin mevcudiyetini ve bu sebeplerin feshi zorunlu kıldığını ispat etmek zorundadır.
Mahkememizce daha önceden davalı şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmiş bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından kaldırılmıştır. Kaldırma gerekçesinde; “davacı taraf, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/22378 sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu belirtmesi nedeniyle, anılan soruşturma dosyası incelenerek, haklı nedenlerle fesih davasının açılabilmesi için, haklı nedenlerin ortaya çıkmasında davacı ortağın kendi eylem ve işlemlerinin katkısının bulunmaması, diğer bir anlatımla feshe dayanak gösterilen haklı nedenlerin diğer ortaklardan kaynaklandığının kanıtlanması gerektiği, hiç kimsenin kendi eylem ve işlemlerine dayanarak kendisi lehine sonuç çıkaramayacağı ilkesi gereğince, davacının 22.11.2017 tarihinden sonra yönetim kurulu başkanvekili olarak görev yaptığı nazara alınıp, fesih sebebi olarak ileri sürülen iddiaların, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı döneme ilişkin olup olmadığı, feshe dayanak gösterilen iddiaların diğer ortakların eylem ve işlerine dayanıp dayanmadığı değerlendirilerek, şirket kamera kayıtlarına davacının ulaşımını engellenmesinin yönetim kurulu üyeliği görevinin sona ermesinden sonra olup olmadığı incelenerek, TTK’nın 531. maddesinde düzenlenen fesih koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, bu konuda ispat yükünün davacıda bulunduğu dikkate alınarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis doğru olmadığı” görüşüne yer vermiştir.
Kaldırma kararı sonrasında bilirkişi incelemesi yapılmış ve ayrıca davalı şirket yönetim organını seçemediğinden ve yöneticilerin görev süresi de dolduğundan organsız kalan şirkete yönetim kayyımı atanmıştır. Kural olarak yönetici ataması anonim şirket genel kuruluna aittir. Bu yetki münhasır yetkidir. Ancak bunun istisnası şirketin organsız kalması halidir. Bu durumda TMK 427/4 maddesindeki “Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa”, hükmü dikkate alınarak TMK 427/4 gereği yönetim kayyımı atanmasına karar verilmiştir. Yönetim kayyımından da şirket işleyişi ile ilgili rapor alınmıştır.
Gerek bilirkişi incelemesi gerek alınan kayyım raporundan davalı şirketin içinin tamamen boşaltılmış olduğu, gayri faal hale geldiği anlaşılmıştır. Hatta davacı dahil şirket ortakları yurt dışına çıkmıştır. Şirketin faal biçimde işletilmesinde hiçbir yarar olmadığı kayyım raporuyla da şirket ortaklarına Almanya’da ikamet etmeleri dolayısıyla ulaşılamadığı görülmüştür.
Davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gelinen nokta itibariyle koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir.
Ancak bilindiği üzere; tasfiye süreci bir kısım masraflar gerektiren bir süreçtir. Taraflar bir araya gelerek şirket kurmuşlar fakat birlikte yönetemedikleri için şirketi devam ettirememişlerdir. Gelinen noktada şirket gayrı faal hale getirilip içi boşaltılmıştır. Tasfiye sürecinin masraf gerektiriyor oluşu da dikkate alındığında atanan tasfiye memurunun kamusal görevi de bulunduğundan tasfiye giderleri için bir kısım masrafların tasfiye işlemlerinin icrası için yatırılması gerekmektedir. Tasfiye memuru için 3.000,00 TL ücret takdir olunmuştur. Tasfiye gideri olarakta şimdilik 7.000,00 TL tutarın yeterli olduğu gözetilerek her iki tarafa da bu tutarı yatırması için imkan tanınmış tasfiye memurunun görevinin 10.000,00 TL’lik tutar depo edildiği tarihten itibaren başlayacağı kabul edilmiştir. Ancak; bu tutarın her halükarda davalı şirket sorumluluğunda kalması gerekeceğinden davacı tarafça depo edilmesi halinde ileride davalı şirketten tahsil edilebilmek üzere davacı tarafça depo edilebileceği de açıklanmıştır.
Bu sebeple davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Bursa Ticaret Sicilinin ….. sırasında kayıtlı … ….. Askı Teknolojileri San. Ve Tic. A.Ş. ‘ nin FESHİNE VE TASFİYESİNE,
2-Tasfiye memuru olarak SMM ….. ….. ‘nın atanmasına, (yönetim kayyımı olarak atanan ….. ….. görevinin sonlanmış olduğunun açıklanmasına,)
3-Tasfiye memuruna 3.000,00 TL ücret takdirine,
4-Tasfiye gideri olarak 7.000,00 TL ‘ lik tutarın ve 3.000,00 TL tasfiye memuru ücretinin şirketin sorumluluğunda kalmak ve ileride şirketten tahsil edilebilmek üzere şimdilik davacı tarafça 10.000,00 TL ‘ nin mahkeme veznesine depo edilmesinden sonra tasfiye memurunun görevine başlanmasına, (tasfiye memuru ücreti ve tasfiye giderinin davalı şirketçe de depo edildiği takdirde tasfiye memurunun görevinin başlayacağının hatırlatılmasına)
5-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç ve 1.112,85 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.184,65 TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/04/2022

Başkan …..
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Katip …..
e-imzalıdır