Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/941 E. 2023/27 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/941
KARAR NO : 2023/27

HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av…..
DAVALI : …..
VEKİLİ : Av. …..

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket, davalı/borçluya kalite kontrol muayene hizmeti vermiş olup müvekkil tarafından bu hizmet ilişikisinden kaynaklı ticari ilişki sebebiyle davalı yana ekte sunulu e-faturalar düzenlenmiş ancak davalı/ borçlu bu fatura bedellerini ödemediğini, söz konusu durumun mevcudiyeti aynı zamanda tarafların ticari defterleri incelendiğinde de ortaya çıkacağını, vergi dairesine (miktar itibariyle beyanı zorunlar olanlar için) beyan edilen BA-BS formları vergi dairesinden celpedildiğinde de müvekkilin davalıdan alacaklı olduğu bir kez daha sübuta ereceğini, bahsi geçen cari hesap kaynaklı borç için tarafımızca Bursa 8.İcra Müdürlüğü 2021/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu/davalı 30.07.2021 tarihinde takibe itiraz etmiş, takibi durdurduğunu, akabinde tarafımızca arabuluculuğa başvurulmuş olup 20.08.2021 tarihinde yapılan son görüşmede de anlaşmaya varılamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı tarafa eksiksiz olarak hizmet sunulduğunu, müvekkili şirketçe sunulan hizmet karşılığında, 13.10.2020 Tarihli 2020000001112 Nolu 1.452,30 TL tutarlı, 30.09.2020 Tarihli 2020000001060 nolu 19.912,50-TL tutarlı, 24.09.2020 tarihli 2020000000998 nolu 849,60 TL tutarlı, 31.08.2020 tarihli 2020000000907 nolu 9.845,34 TL tutarlı dört adet fatura tanzim edilmiş olup toplamda 31.699,78 TL tutarlı fatura bedelleri davalı tarafça ödenmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ve borcun mevcudiyeti müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarında sabit olmakla ayrıca borçluya tebliğ edilen faturalardan açıkça görüldüğünü, davalı tarafça söz konusu faturalara karşı borçlu davalı itirazda bulunmadığını, davalı borçlu, borcu olduğunu bildiği ve bu durum taraflar arasındaki ticari ilişki sabit olduğu halde sadece icra takibini semeresiz bırakmak maksadıyla haksız olarak icra takibine itirazda bulunduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız ve takibe konu alacağın, likit olmasını göz önünde bulundurarak, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini de talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın niteliği gereğince davacı/alacaklı takip yapılırken dayanmadığı bir belgeye dayanarak itirazın iptali davası açamayacağını, takibe dayanak olarak cari hesap alacağı yazılı olduğunu, dava bu alacağa dair itirazın iptali davası olduğunu, aksi halin kabul edilmesi halinde itirazın iptali davasının normal bir alacak davasından farkı kalmayacağını, dolayısı ile takipte dayanılmayan bir belgeye dayanılarak itirazın haklılığına veya haksızlığına karar verilmesi mümkün olmadığını, bu davada takibin dayanağı belge ve hukuki ilişki büyük önem gösterdiğini, dava bu belgeler itibari ile değerlendirileceğini, Yargıtay kararları ile de takip konusu yapılmayan belgeye dayanılarak itirazın iptali davası açılamayacağı vurgulanmaktadır (Yargıtay HGK 14.12.2011 tarih, 2011/19-617 E., 2011/749 K., 03.05.2006 T, 2006/19-260 E., 2006/251 K. Sayılı kararları) dolayısıyla, icra takibinde dayanak olarak gösterilmeyen bir sözleşmeye de bu davayla birlikte dayanılamayacağını, borca itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere, müvekkil Şirketin davacı Şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili Şirket kayıtları üzerinde yapılan araştırma neticesinde de davacı Şirkete borcu olduğuna dair bir kayıt bulunamadığını, dava konusu İcra Takip dosyasında takibin/alacağın dayanağı olarak cari TL hesabı alacağı yazılı olduğu görüldüğünü, dava konusu icra takibinde talep edilen faiz oranı fahiş derecede yüksek olduğunu, böyle bir oran üzerinden talepte bulunabilme imkanı bulunmadığını, nitekim; davacı tarafça, müvekkile herhangi bir ihtarname gönderilmemiş, müvekkilin temerrüde dair herhangi bir eylemi olmadığını, müvekkil icra takibi öncesinde temerrüde düşürülmeden, icra takibinde temerrüt faizi istenmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilindiği üzere Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi ” Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.
” şeklindedir. Yine Türk Ticaret Kanunu’nun 18. Maddesinin 3. Fıkrası ” Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. ” şeklinde olduğunu, iki taraf da tacir olduğuna göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3 maddesine göre noter aracılığı ile yahut kanunda belirtilen diğer yollarla ihtarın yapılması gerektiğini, ancak, davacı tarafça bu şekilde bir bildirim, müvekkil şirkete yapılmadığını, dolayısıyla, temerrüde düşürme ve temerrüt faizi isteme gibi bir hal söz konusu olamayacağını, davacının isteyebileceği faiz ancak yasal faiz oranı yüzde 9’dur. Yine ticari işlerde faiz oranı hususunda taraflar arasında bir anlaşma yoksa kanuni faiz oranı uygulanması gerektiğini, 3095 sayılı Kanunun 1’inci maddesi uyarınca kanuni faiz oranı yıllık % 9 olduğunu, davacı Şirketin alacaklı olduğunu iddia etmesi kendisini alacaklı hale getirmediğini, davacı taraf alacaklı olduğunu hukuka uygun, hukuken geçerli yazılı belgelerle ispat etmekle yükümlü bulunduğunu, davacı taraf Müvekkil Şirketin takip dosyasına yaptığı itiraza rağmen dava açmış bulunduğundan haksız olduğu gibi ayrıca kötüniyetli de bulunduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 30/07/2021 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davacı ve davalı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişi Şevki Yetiker’e tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 30/07/2022 tarihli raporunda özetle: Davacı 2020 yılında e-defter mükellefi olduğunu, davacının kendi defter kayıttarıa göre davalı dava tutarı kadar 31.699,78-TL borçlu göründüğü, davalı incelemeye 2020 yılına ait yevmiye defterini getirmiştir. Yasal süresi içinde açılış ve kapanı tasdikleri yaptırıldığını, davalının kendi defter kayıtlarına göre davacının alacaklı olduğu rakam 11,787,28-TL olduğu, tarafların dosyada bulunan BA&BS formları incelendiğinde; davacının kesmiş olduğu faturalardan beyana tabi 3 adet faturayı maliyeye beyan ettiği Davalının almış olduğu faturalarda beyan sınırını aşan faturalardan 1 adedini BA formuyla beyan etmiş dolayısıyla aralarında cari hesap bakiyeleri yönünden farklılıklar oluştuğu, karşılıklı tutmayan hesaplar incelendiğinde davalının, davacı tarafından kesilen 30,09,2020 tarihli 19.912,50-TL tutarlı faturayı defterlerine işlemediği BA formuyla da maliyeye beyan etmediği görüldüğü, faturayı incelediğinde; kesilen ancak davalı tarafından beyan edilmeyip defterlerine işlenmeyen fatura e-fatura olup ticari fatura senaryosunda kesildiği, ticari fatura senaryosunda kesilen bir e-faturaya kersildiği anda reddetme seçeneği bulunduğu, davalının bu seçeneği kullanıp kullanmadığı veya sistemine düşen bu fatura için yasal 8 günlük süresi içinde itiraz edip iade edip etmediği hususunda dosyada belge bulunmadığı, bu nedenle davalının defterlerine kaydetmeyip maliyeye beyan etmediği faturayı reddettiğini veya yasal 8 günlük sürede iade ve itiraz ettiğini gösteren belgeyi sunması gerektiği, belgenin dosyaya sunulması durumunda davacının fatura muhteviyatı hizmeti gerçekleştirdiğini ispatlaması gerektiği, sonuç olarak davalı faturayı reddetmemiş veya yasal süresinde itiraz edip iade etmediyse davacıya 31.699.78-TL borçlu durumda olduğu mütalaa edilmiştir.
Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan davalı taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ticari defterini ibraz etmediğinden HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğu kabul edilmiştir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, mahkememizce ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verildiği, tarafların ticari defterler ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, ticari defter ve bağlı kayıtlara göre davacının davalıdan 31.699,78 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek, davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas Sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KABULÜNE, Davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Alacağın likit olduğu anlaşıldığından İİK 67 maddesi gereğince alacağın %20’si tutarı olan 6.339,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.165,41 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 363,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.802,07 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 700,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 35,00 TL olmak üzere toplam 735,00 TL yargılama gideri ve 363,34 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.098,34 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/01/2023

Katip …..
¸e-imzalıdır.

Hakim …..
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.