Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/851 E. 2023/507 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/851 Esas – 2023/507
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/851
KARAR NO : 2023/507

HAKİM : ……
KATİP : …..

DAVACI : … TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ İNEGÖL ŞUBESİ – ……. [25999-13839-…..] UETS
VEKİLİ : Av. ….. – [16914-19755-…..] UETS
DAVALI : … -T.C.N…… – Çağrışan Mah. Sarı Cad. No:27/3/1 Mudanya/ BURSA
VEKİLİ : Av. ….. – [16824-28279-…] UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020

BİRLEŞTİRİLEN BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/852 ESAS, 2021/888 KARAR SAYILI DAVADA:
DAVACI : … TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ İNEGÖL ŞUBESİ – …… [25999-13839-…] UETS
VEKİLİ : Av. ……. – [16914-19755-……] UETS
DAVALI : … – T.C.N….. – Çağrışan Mah. Sarı Cad. No:27/3 İç Kapı No:1 Mudanya/ BURSA
VEKİLİ : Av. …. – [16824-28279-….] UETS
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
MAHKEMEMİZİN İŞBU ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, işbu ticari ilişki nedeniyle müvekkil şirket tarafından davalıya farklı tarihlerde ürün satışı yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı borçluya satılıp teslim edilen ürünler için 08.01.2014 tarihli, 250.834,32 TL bedelli fatura 09.012014 tarihli, 199.389,60 TL bedelli fatura; 10.01.2014 tarihli, 209.763,00 TL bedelli fatura; 28.01.2020 tarihli, 201.960,00 TL bedelli fatura; 31.01.2014 tarih, 228.622,67 TL bedelli fatura ; 07.02.2014 tarih, 231.249,06 TL bedelli fatura; 14.02.2014 tarih, 220.411,80 TL bedelli fatura; 17.02.2014 tarih, 225.385,20 TL bedelli fatura; 21.02.2014 tarih, 330.417,36 TL bedelli fatura; 22.02.2014 tarih, 107.157,60 TL bedelli fatura; 25.02.2014 tarih, 410.918,40 TL bedelli fatura; 27.02.2014 tarih, 284.587,56 TL bedelli fatura; 01.03.2014 tarih, 35.778,24 TL bedelli fatura; 31.03.2014 tarih, 482.500,80 TL bedelli fatura; 15.04.2014 tarih, 221.426,57 TL bedelli fatura; 19.04.2014 tarih, 42.402,53 TL bedelli fatura; 25.04.2014 tarih, 32.652,07 TL bedelli fatura; 08.05.2014 tarih, 68.191,20 TL bedelli faturalar düzenlendiğini, dilekçe ekinde sunmuş oldukları cari hesap alacağının 2.217.280,28 TL alacak tahsil edilemeyince de, fazlaya ilişkin talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL cari hesap alacağı müvekkil şirket tarafından Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini, müvekkili şirket tarafından aralarındaki ticari ilişki gereği ürünlerin teslim edilmiş olmasına rağmen davalı ödenmeyen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun icra takibine itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptali için Arabuluculuk kapsamında, Bursa Arabuluculuk Bürosuna 2020/2776 büro dosya numarası ve 2020/107692 arabuluculuk numarası ile başvuruda bulunulduğunu, ancak toplantı sonucunda davalı yan ile uzlaşma sağlanamamış, 03.11.2020 tarihli son tutanak düzenlendiğini, davalı borçlu icra takibine itirazında haksız olduğu için ayrıca %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra inkar tazminatı; ”İtirazın iptali davası sonucunda, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse, borçlu hükmolunan borç miktarının asgari yüzde yirmisi oranında bir tazminata mahkum edilir.” denilmek suretiyle tanımlandığını, borçlunun itirazında haksız olup olmadığı belirlenirken temel alınan ise, takip konusu alacağın likit olup olmaması olduğunu, Yargıtay bir kararında alacağın likit olmasını şöyle tanımlamıştır: ‘’ Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. ‘’ Dolayısıyla, alacağın miktarının belli olması ya da belli olması için gerekli unsurların bilinmesi ya da bilinmesinin gerektiği hallerde alacak likit olduğunu, Yüksek Mahkeme ilke kararlarında; “Faturadan Kaynaklanan Alacakları likit alacak olarak belirlemiş ve davacı – alacaklı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini” kabul ettiğini, yine Yargıtay kararlarına göre, ”unsurları belli faiz alacak da likit alacak olarak” belirlendiğini, ayrıca, davalı borçlunun mallarını kaçırdığı, müvekkil tarafından başlatılan icra takibine de bu nedenle itiraz etmiş olduğu duyumu alındığını, davanın tam bir alacak davası niteliğinde olduğundan ve yargılamanın uzun sürebileceği ihtimali karşısında, davalı borçlunun mal kaçırma veya ödeme kabiliyetini kaybetmesi tehlikesi bulunduğundan, doğabilecek zararların önüne geçebilmek amacıyla ihtiyati tedbir, olmadığı takdirde ihtiyati haciz kararı vermesini talep ettiklerini, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine açılan işbu dava asılsız ve mesnetsiz iddialar ile açılmış olup davacı şirketin müvekkilimize karşı alacaklı değil borçlu olması sebebiyle söz konusu davanın reddi gerektiğini, davacı şirket, iş bu davayı yıllardır sistematik bir şekilde diğer davacı şirket alacaklılarına karşı yaptıkları gibi müvekkilimize de müvekkilinin alacağını talep etmemesi ve müvekkilimizi yıldırmak için açtığını, davacı şirket ile müvekkil arasında 2008 yılından başlayıp 2014 yılına kadar devam eden yoğun bir ticari ilişki yaşandığını, bu ticari ilişki sonucunda müvekkil, davacı şirketten muhtelif tekstil malları temin etmiş buna karşı da ödemelerini yaptığını, bu ödemelerin sebep olduğu ticaret ilişkisi, zamanla davacı şirket yetkililerin kötü niyetli ve organize bir biçimde müvekkil ile kurduğu güven bağı neticesinde, tarafların resmi defterleriyle sınırlı kalmamış olup müvekkil elden ve kayıt dışı birçok ödeme yapmaya zorlandığını, bu husus tarafımızca davacı şirket aleyhine açılan, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davanın dilekçesi ve ekinde sunulan davacı şirket yetkililerinin imzalı belgeler ve taraflar arasında yapılan mutabakat görüşmelerini içerir video kayıtların incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, davacı yan, ticari ilişki boyunca diğer müşterilerine yaptığı gibi müvekkilimiz ile de resmi ve gayri resmi hesaplarda çalışmış olup resmi kayıtlarını hep istediği gibi tuttuğunu, davacı şirketin müvekkilimizden hiçbir alacağı olmayıp aslında müvekkiline borcu bulunduğunu, davacı taraf ticaretteki ve maddi gücünü her şekilde müvekkilimiz üzerinde uygulamış ve müvekkilimize gayri resmi çalışması için sürekli baskı kurduğunu, müvekkili …, bahsi geçen ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davaya konu olan alacaklarını davacı şirketten yıllardır talep etmesine rağmen, davacı yan tarafından oyalanmış ve böylelikle müvekkilimize büyük maddi zararlar verecekleri hususunda sürekli bir baskı yarattıklarını, bu durumun üzerine müvekkilinin, davacı yan şirketin tarafımıza borçlarını ödememeleri durumunda dava açacağına dair davacı şirket yetkililerine haber göndermiş, bunun üzerine davacı şirketçe müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmış ve işbu dava açıldığını, müvekkilinin davacı şirkete karşı borçlu değil alacaklı olduğunu, davacı şirket ile müvekkil arasında 2008 yılından başlayıp 2014 yılına kadar devam eden yoğun bir ticari ilişki yaşandığını, bu ticari ilişki sonucunda müvekkil, davacı şirketten muhtelif tekstil malları temin etmiş buna karşı da ödemelerini yaptığını, bu ödemelerin sebep olduğu ticaret ilişkisi, zamanla davacı şirket yetkililerin kötü niyetli ve organize bir biçimde müvekkil ile kurduğu güven bağı neticesinde, tarafların ticari defterleriyle sınırlı kalmamış olup müvekkil elden ve kayıt dışı birçok ödeme yapmaya zorlandığını, bahsi geçen kayıt dışı ödemelerin içinde para makbuzları gibi HMK’ya göre kesin delil niteliğinde bulunan ödemelerin yanında, bir kısmı ticari defterlere de geçirilen davacı şirket tahsildarcısı …’in, …’nin ve dönemin davacı şirket yetkilisi …’un da davacı şirkete yapılan ödemeleri teslim aldıklarına dair; müvekkilimizce ödeme amacıyla verilmiş çekler, senetler ve elden ödenmiş paraların teslim alındığına dair imzalar ve el yazıları bulunduğunu, bu ödemelerin sadece ufak bir kısmı davacı şirket tarafından, müvekkili dolandırmak amacıyla, davalı müvekkili zorlayarak başlattığı gayri resmi ön ödemeli ticaret ilişkisi sebebiyle ticari defterlere geçirilmiş, geri kalanı davacı şirket yetkililerinin çift defter tutma, hesap ve muhasebe hilesi yapmak suretiyle başka yerlere kaydettiğini, müvekkile yapılan ödemelerin bir kısmının ticari defterlere geçirilip büyük bir kısmının ticari defterlere kaydedilmemesi, davacı şirketin müvekkilimizden haksız kazanç elde etme ve müvekkilimizi zarara uğratma kastıyla kötü niyetli olarak hareket ettiğini gösterdiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davanın dilekçesi ve ekinde sunulan davacı şirket yetkililerinin imzaladığı belgeler ve taraflar arasında yapılan mutabakat görüşmelerini içerir video kayıtların incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davaya konu olan, davacı şirkete yaptığımız ödemelere ait kalemlerinin bir kısmının ticari defterlerde de bulunduğu, aynı zamanda davacı şirket tahsildarcısı …’in, …’nin ve dönemin davacı şirket yetkilisi …’un ödemelerimizi teslim aldığına dair imzaları mevcut olduğunu, bu sebeple de bu ödemelerin davacı şirket … Tekstil San. ve Tic. AŞ’ye yapıldığı açık olduğunu, bu hususun bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, dönemin davalı şirket yetkilisi …, şirketin tahsilat sorumlusu … ve şirket çalışanı Kayhan Köşeyi’ye müvekkilimizce yapılan gayri resmi ödemelerin bir kısmının ticari defter kayıtlarında da bulunması bahse konu gayri resmi ödemelerin davacı şirkete yapıldığını açıkça gösterdiğini, HMK 222/3’e göre, “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” Öyleyse, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu dava dosyasının delilleri arasında sunduğumuz, müvekkil tarafından yapılan ödemeleri gösterir belgeler ticari defterlerde bulunan borcun ödendiğini hatta müvekkilimizin alacaklı olduğunu ortaya çıkardığını, bunun yanında, TTK 65/2’ye göre, “Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.” Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu dava dosyasının dava dilekçesi ve delilleri incelendiğinde davacı şirketin öne sürdüğü ticari defterlerde bu kanun hükmüne uyan bir durumun olmadığı ve olamayacağı da açıkça sabit olduğunu, bu nedenlerle Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/862 E. sayılı dosyasının işbu dava açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca davacı şirket yine cari hesap ekstresini dayanak göstermek sureti ile 50.000,00 TL asıl alacak üzerinden Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile de müvekkil aleyhine takip başlattığını, söz konusu takibe yapılan borca itiraz neticesinde davacı taraf müvekkil aleyhine Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ 832 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, davayı kabul etmemek kaydı ile davacı tarafa aynı gerekçeye ve kaynağa bağlı olarak müvekkil aleyhine iki ayrı takip yapmış ve aynı dayanak ile işbu dava ile birlikte Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/832 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, davacı taraf borcun kaynağı ve dayanağı aynı olan asıl alacağı da 50.000,00 TL bedelli olarak aynı bedeli iki defa müvekkillimden talep ettiğini, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davayı kabul etmemek kaydı ile davacı tarafın talepleri ve alacak iddiaları zaman aşımına uğradığını, bu nedenlerle işbu davanın zaman aşımı nedeni ile de reddi gerektiğini, bu nedenlerle davayı kabul etmemek kaydı ile zaman aşımı itirazı ve derdestlik itirazı ile diğer tüm sebeplerden dolayı müvekkil aleyhine haksız ve hukuka aykırı ikame edilen işbu davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/852 ESAS, 2021/888 KARAR SAYILI DAVA YÖNÜNDEN:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, işbu ticari ilişki nedeniyle müvekkil şirket tarafından davalıya farklı tarihlerde ürün satışı yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı borçluya satılıp teslim edilen ürünler için 08.01.2014 tarihli, 250.834,32 TL bedelli fatura 09.012014 tarihli, 199.389,60 TL bedelli fatura; 10.01.2014 tarihli, 209.763,00 TL bedelli fatura; 28.01.2020 tarihli, 201.960,00 TL bedelli fatura; 31.01.2014 tarih, 228.622,67 TL bedelli fatura ; 07.02.2014 tarih, 231.249,06 TL bedelli fatura; 14.02.2014 tarih, 220.411,80 TL bedelli fatura; 17.02.2014 tarih, 225.385,20 TL bedelli fatura; 21.02.2014 tarih, 330.417,36 TL bedelli fatura; 22.02.2014 tarih, 107.157,60 TL bedelli fatura; 25.02.2014 tarih, 410.918,40 TL bedelli fatura; 27.02.2014 tarih, 284.587,56 TL bedelli fatura; 01.03.2014 tarih, 35.778,24 TL bedelli fatura; 31.03.2014 tarih, 482.500,80 TL bedelli fatura; 15.04.2014 tarih, 221.426,57 TL bedelli fatura; 19.04.2014 tarih, 42.402,53 TL bedelli fatura; 25.04.2014 tarih, 32.652,07 TL bedelli fatura; 08.05.2014 tarih, 68.191,20 TL bedelli faturalar düzenlendiğini, dilekçe ekinde sunmuş oldukları cari hesap alacağının 2.217.280,28 TL alacak tahsil edilemeyince de, fazlaya ilişkin talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL cari hesap alacağı müvekkil şirket tarafından Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini, müvekkili şirket tarafından aralarındaki ticari ilişki gereği ürünlerin teslim edilmiş olmasına rağmen davalı ödenmeyen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun icra takibine itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptali için Arabuluculuk kapsamında, Bursa Arabuluculuk Bürosuna 2020/2776 büro dosya numarası ve 2020/107692 arabuluculuk numarası ile başvuruda bulunulduğunu, ancak toplantı sonucunda davalı yan ile uzlaşma sağlanamamış, 03.11.2020 tarihli son tutanak düzenlendiğini, davalı borçlu icra takibine itirazında haksız olduğu için ayrıca %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra inkar tazminatı; ”İtirazın iptali davası sonucunda, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse, borçlu hükmolunan borç miktarının asgari yüzde yirmisi oranında bir tazminata mahkum edilir.” denilmek suretiyle tanımlandığını, borçlunun itirazında haksız olup olmadığı belirlenirken temel alınan ise, takip konusu alacağın likit olup olmaması olduğunu, Yargıtay bir kararında alacağın likit olmasını şöyle tanımlamıştır: ‘’ Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. ‘’ Dolayısıyla, alacağın miktarının belli olması ya da belli olması için gerekli unsurların bilinmesi ya da bilinmesinin gerektiği hallerde alacak likit olduğunu, Yüksek Mahkeme ilke kararlarında; “Faturadan Kaynaklanan Alacakları likit alacak olarak belirlemiş ve davacı – alacaklı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini” kabul ettiğini, yine Yargıtay kararlarına göre, ”unsurları belli faiz alacak da likit alacak olarak” belirlendiğini, ayrıca, davalı borçlunun mallarını kaçırdığı, müvekkil tarafından başlatılan icra takibine de bu nedenle itiraz etmiş olduğu duyumu alındığını, davanın tam bir alacak davası niteliğinde olduğundan ve yargılamanın uzun sürebileceği ihtimali karşısında, davalı borçlunun mal kaçırma veya ödeme kabiliyetini kaybetmesi tehlikesi bulunduğundan, doğabilecek zararların önüne geçebilmek amacıyla ihtiyati tedbir, olmadığı takdirde ihtiyati haciz kararı vermesini talep ettiklerini, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine açılan işbu dava asılsız ve mesnetsiz iddialar ile açılmış olup davacı şirketin müvekkilimize karşı alacaklı değil borçlu olması sebebiyle söz konusu davanın reddi gerektiğini, davacı şirket, iş bu davayı yıllardır sistematik bir şekilde diğer davacı şirket alacaklılarına karşı yaptıkları gibi müvekkilimize de müvekkilinin alacağını talep etmemesi ve müvekkilimizi yıldırmak için açtığını, davacı şirket ile müvekkil arasında 2008 yılından başlayıp 2014 yılına kadar devam eden yoğun bir ticari ilişki yaşandığını, bu ticari ilişki sonucunda müvekkil, davacı şirketten muhtelif tekstil malları temin etmiş buna karşı da ödemelerini yaptığını, bu ödemelerin sebep olduğu ticaret ilişkisi, zamanla davacı şirket yetkililerin kötü niyetli ve organize bir biçimde müvekkil ile kurduğu güven bağı neticesinde, tarafların resmi defterleriyle sınırlı kalmamış olup müvekkil elden ve kayıt dışı birçok ödeme yapmaya zorlandığını, bu husus tarafımızca davacı şirket aleyhine açılan, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davanın dilekçesi ve ekinde sunulan davacı şirket yetkililerinin imzalı belgeler ve taraflar arasında yapılan mutabakat görüşmelerini içerir video kayıtların incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, davacı yan, ticari ilişki boyunca diğer müşterilerine yaptığı gibi müvekkilimiz ile de resmi ve gayri resmi hesaplarda çalışmış olup resmi kayıtlarını hep istediği gibi tuttuğunu, davacı şirketin müvekkilimizden hiçbir alacağı olmayıp aslında müvekkiline borcu bulunduğunu, davacı taraf ticaretteki ve maddi gücünü her şekilde müvekkilimiz üzerinde uygulamış ve müvekkilimize gayri resmi çalışması için sürekli baskı kurduğunu, müvekkili …, bahsi geçen ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davaya konu olan alacaklarını davacı şirketten yıllardır talep etmesine rağmen, davacı yan tarafından oyalanmış ve böylelikle müvekkilimize büyük maddi zararlar verecekleri hususunda sürekli bir baskı yarattıklarını, bu durumun üzerine müvekkilinin, davacı yan şirketin tarafımıza borçlarını ödememeleri durumunda dava açacağına dair davacı şirket yetkililerine haber göndermiş, bunun üzerine davacı şirketçe müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmış ve işbu dava açıldığını, müvekkilinin davacı şirkete karşı borçlu değil alacaklı olduğunu, davacı şirket ile müvekkil arasında 2008 yılından başlayıp 2014 yılına kadar devam eden yoğun bir ticari ilişki yaşandığını, bu ticari ilişki sonucunda müvekkil, davacı şirketten muhtelif tekstil malları temin etmiş buna karşı da ödemelerini yaptığını, bu ödemelerin sebep olduğu ticaret ilişkisi, zamanla davacı şirket yetkililerin kötü niyetli ve organize bir biçimde müvekkil ile kurduğu güven bağı neticesinde, tarafların ticari defterleriyle sınırlı kalmamış olup müvekkil elden ve kayıt dışı birçok ödeme yapmaya zorlandığını, bahsi geçen kayıt dışı ödemelerin içinde para makbuzları gibi HMK’ya göre kesin delil niteliğinde bulunan ödemelerin yanında, bir kısmı ticari defterlere de geçirilen davacı şirket tahsildarcısı …’in, …’nin ve dönemin davacı şirket yetkilisi …’un da davacı şirkete yapılan ödemeleri teslim aldıklarına dair; müvekkilimizce ödeme amacıyla verilmiş çekler, senetler ve elden ödenmiş paraların teslim alındığına dair imzalar ve el yazıları bulunduğunu, bu ödemelerin sadece ufak bir kısmı davacı şirket tarafından, müvekkili dolandırmak amacıyla, davalı müvekkili zorlayarak başlattığı gayri resmi ön ödemeli ticaret ilişkisi sebebiyle ticari defterlere geçirilmiş, geri kalanı davacı şirket yetkililerinin çift defter tutma, hesap ve muhasebe hilesi yapmak suretiyle başka yerlere kaydettiğini, müvekkile yapılan ödemelerin bir kısmının ticari defterlere geçirilip büyük bir kısmının ticari defterlere kaydedilmemesi, davacı şirketin müvekkilimizden haksız kazanç elde etme ve müvekkilimizi zarara uğratma kastıyla kötü niyetli olarak hareket ettiğini gösterdiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davanın dilekçesi ve ekinde sunulan davacı şirket yetkililerinin imzaladığı belgeler ve taraflar arasında yapılan mutabakat görüşmelerini içerir video kayıtların incelenmesi ile de ortaya çıkacağını, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu davaya konu olan, davacı şirkete yaptığımız ödemelere ait kalemlerinin bir kısmının ticari defterlerde de bulunduğu, aynı zamanda davacı şirket tahsildarcısı …’in, …’nin ve dönemin davacı şirket yetkilisi …’un ödemelerimizi teslim aldığına dair imzaları mevcut olduğunu, bu sebeple de bu ödemelerin davacı şirket … Tekstil San. ve Tic. AŞ’ye yapıldığı açık olduğunu, bu hususun bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, dönemin davalı şirket yetkilisi …, şirketin tahsilat sorumlusu … ve şirket çalışanı Kayhan Köşeyi’ye müvekkilimizce yapılan gayri resmi ödemelerin bir kısmının ticari defter kayıtlarında da bulunması bahse konu gayri resmi ödemelerin davacı şirkete yapıldığını açıkça gösterdiğini, HMK 222/3’e göre, “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” Öyleyse, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu dava dosyasının delilleri arasında sunduğumuz, müvekkil tarafından yapılan ödemeleri gösterir belgeler ticari defterlerde bulunan borcun ödendiğini hatta müvekkilimizin alacaklı olduğunu ortaya çıkardığını, bunun yanında, TTK 65/2’ye göre, “Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.” Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bulunan 2020/862 E. No’lu dava dosyasının dava dilekçesi ve delilleri incelendiğinde davacı şirketin öne sürdüğü ticari defterlerde bu kanun hükmüne uyan bir durumun olmadığı ve olamayacağı da açıkça sabit olduğunu, bu nedenlerle Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/862 E. sayılı dosyasının işbu dava açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca davacı şirket yine cari hesap ekstresini dayanak göstermek sureti ile 50.000,00 TL asıl alacak üzerinden Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile de müvekkil aleyhine takip başlattığını, söz konusu takibe yapılan borca itiraz neticesinde davacı taraf müvekkil aleyhine Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/ 832 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, davayı kabul etmemek kaydı ile davacı tarafa aynı gerekçeye ve kaynağa bağlı olarak müvekkil aleyhine iki ayrı takip yapmış ve aynı dayanak ile işbu dava ile birlikte Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/832 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini, davacı taraf borcun kaynağı ve dayanağı aynı olan asıl alacağı da 50.000,00 TL bedelli olarak aynı bedeli iki defa müvekkillimden talep ettiğini, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davayı kabul etmemek kaydı ile davacı tarafın talepleri ve alacak iddiaları zaman aşımına uğradığını, bu nedenlerle işbu davanın zaman aşımı nedeni ile de reddi gerektiğini, bu nedenlerle davayı kabul etmemek kaydı ile zaman aşımı itirazı ve derdestlik itirazı ile diğer tüm sebeplerden dolayı müvekkil aleyhine haksız ve hukuka aykırı ikame edilen işbu davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Birleşen Mahkememiz 2021/852 esas sayılı dava dosyası, Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyası, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takip dosyası, arabuluculuk toplantı tutanağı, taraflar arasındaki cari hesap ekstreleri, fatura, irsaliye, gelir vergisi beyannameleri, BTSO kayıtları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… ve 2020/… esas sayılı icra takip dosyalarında ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz yargılaması sırasında tarafların ticari defterleri talep edilmiş, taraflarca ibraz edilen ticari defterleri Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Davacı kesmiş olduğu faturadan kalan 2.217.280,28 TL alacak tahsil edilemeyince, icra takibi başlatmış itiraz üzerine takip durdurulunca iş bu davayı açtığı, davalı cevap dilekçesinde borcunun olmadığını kendisinin alacaklı olduğunu iddia ettiği, davacı incelemeye USB ibraz etmiştir. Usb nin içinde 2014-2015-2016-2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait e-defter beratları yevmiye ve kebir defter dökümleri yer aldığı, davacının kendi defter kayıtlarına göre davalı 2,167,280,28 —TL borçlu durumda olduğu, davalı incelenmek üzere 2014-2015 ve 2016 yıllarına ait defterlerini ibraz etmiştir.2014 yıl yevmiye kebir envanter,2015 yılı yevmiye kebir ve 2016 yılı sadece yevmiye defteri ibraz edildiği, ibraz edilen defterlerin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri yasal sürelerinde yaptırıldığı, incelemeye verilen defter i kebirler ve envanter defteri boş olarak kayıt yapılmamış olarak teslim edilmiştir. dolayısıyla defterler delil niteliği taşımadığı, davalının defter kayıtlarına göre davacı 1,326,550,28-TL alacaklı görüldüğü, hesaplar karşılıklı incelendiğinde 2013 yılından gelen devir tutarının iki tarafta da aynı olduğu, 2014 yılında kesilen faturaların toplamının 3.783.648-TL olduğu her iki tarafta da bu faturaların kuruşu kuruşuna aynı tutarda defterlerinde yer aldığı tespit edildiği, davalı defterlerinde olupta davacı defterlerinde olmayan ödeme 10,01,2014 tarihli kayıtta gösterilen 282.957.30-TL tutarındaki senetli ödemeler olduğu, davalının bu senetleri davacıya verdiğini gösterir belgeyi ibraz etmesi gerektiği, ibraz edilmemesi halinde davalının davacıya olan borcu kendi defter kayıtlarına göre 1,609,837,58-TL olduğu, ancak raporun üst bölümünde bahsedildiği gibi davalının defterleri delil niteliğine haiz olmadığı, aynı şekilde davalı defterlerinde olmayıp davacı defterlerinde olan çek senet iadeleri ile ilgili kayıtlara ait belgelerin de dosyaya ibrazı gerektiği, taraflar çeşitli tarihlerde karşılıklı olarak birbirlerine ihtarnameler gönderildiği, davacının Bursa 6. Noterliğinden gönderdiği 22.05.2020 tarihli 03185 yevmiye nolu ihtarname ile 2,217280,28-TL borcunu 04,02,2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 1 gün içerisinde hesaba yatırılmasını ihtar etmişse de o tarihte temerrüt oluştuğunu gösteren bir belge dosyada mevcut olmadığı, aynı şekilde davalıda ihtarnameler göndermiş alacağının ödenmesini istediği, ancak davalının defter ve belgelerde görünen bir alacağı olmadığı gibi kendisi de herhangi bir rakam ifade etmemekte alacaklı olduğunu beyan ettiği, BA-BS formları aylık dönemler halinde verileceği, firmalar arasındaki alışverişin karşılıklı olarak beyan edilmesi gerektiği, her firma mal satın aldığı firmaların her birinde o ay içinde aldığı malların toplamı tek faturada ya da birden fazla faturada KDV hariç 5.000.00-TL yi geçiyorsa bu firmaları o ay içinde o firmalardan aldığı fatura adetlerini ve tüm bu faturaların o ay ki KDV siz toplamlarını BA formuyla maliyeye beyan etmek zorunda olduğu, aynı şekilde satışlarını da BS formuyla maliyeye beyan etmesi gerektiği, yani maliye burada mal alanla mal satanın beyanlarına bakarak kayıt dışı satış olup olmadığını kontrol ettiği, Yargıtay BA&BS formlarının araştırılması gerektiği hususunda kararlar verdiği, tarafların vergi dairesinden gelen BA&BS formlar elendiğinde her iki tarafın da alınan&verilen faturaları adet ve tutar olarak birbirleri ile birebir olarak maliyeye beyan ettikleri, dolayısıyla davalının malların ve faturaların teslim alınmadığı konusundaki itiraz ve iddialarının geçersiz olduğu hem defterlerinde faturaların kaydedilmiş olmasından hem de BA formuyla faturaları beyan etmiş olmasından net bir şekilde anlaşıldığı, sonuç olarak davalı defterleri delil niteliği taşımadığı, davacı e-defter mükellefi olduğu, davacı defterlerine göre davalı 2,167,280,28 TL borçlu durumda olduğu, ancak içeriğinde belirtildiği gibi defter kayıtlarında görünen 3 adet her biri 147.588 TL tutarındaki çek kayıtlarının belgelerini ibraz etmek zorunda olduğu mütalaa edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan davalı taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ticari defterini ibraz etmediğinden HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğu kabul edilmiştir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ve 2020/… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, mahkememizce ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verildiği, davacı tarafa ait ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davacının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasında davalıdan 50.000 TL alacaklı olduğu, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyasında davalıdan 50.000 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; mahkememizce aldırılan kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek takibin asıl alacak üzerinden devamına, icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge sunulmadığından faiz isteminin reddine, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek asıl dosya ve birleşen dosya hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
Mahkememizin 2021/851 Esas sayılı asıl dosya bakımından;
1-Davanın KABULÜNE, Davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına,
2-İİK 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğu anlaşıldığından 10.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 603,88 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.811,62 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 800,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 451,71 TL olmak üzere toplam 1.251,71 TL yargılama gideri ve 603,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.855,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,

Mahkememizin birleşen 2021/852 esas sayılı dosyası bakımından;
1-Davanın KABULÜNE, Davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına,
2-İİK 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğu anlaşıldığından 10.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.415,50 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 603,88 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.811,62 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; posta, talimat ve tebligat gideri 101,00 TL yargılama gideri ve 603,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 704,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2023

Katip …..
¸e-imzalıdır.

Hakim ……
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip ….
¸E-imzalıdır.