Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/82 E. 2021/673 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2021/82 Esas
KARAR NO : 2021/673

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde 07.02.2013 tarihinde … .. ait … plakalı aracın davacı … …’in sevk ve idaresinde iken lastik patlaması sonucu kontrolden çıkması ve trafik direğine çarpması neticesinde meydana gelen dava konusu kazada davacının ağır şekilde yaralanarak felç kaldığını, kazasının oluşumuna … plakalı aracın sol arka teker lastiğinin patlaması sebebiyet verdiğini, davacının başkasının bakımına muhtaç kaldığını, 06.10.2015 tarihli Bursa Çekirge Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu Raporuna göre %68 oranında malul kaldığının tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını ve 17.06.2019 tarihinde “mağdur sürücü kusurlu olduğundan dolayı dosya red edilmiştir.” şeklinde cevap verildiğini, huzurdaki davayı açmadan önce tarafımızca dava şartı olan arabuluculuk yerine getirildiğini, 6100 sayılı HMK m.107 belirsiz alacak davası hükümleri çerçevesinde, zarar belirli hale geldikten sonra harcının tamamlatılıp dava değerinin artırılması kaydıyla; davacı … …’in sürekli iş göremezlik bakımından 10.000-TL, geçici iş göremezlik bakımından 1.000-TL, bakıcı gideri tazminatı bakımından 1.000-TL olmak üzere toplam 12.000-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın kazanın üzerinden iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olduğundan dava zamanaşımı süresi geçtiğini, davacının kazanın oluşumuna kendi tam kusuru ile sebebiyet vermiş olduğunu, Kendisinin yaralanmasına sebep olması Ceza Hukuku uyarınca cezayı gerektiren bir fiilin varlığı söz konusu olmadığı gibi suç da teşkil etmeyeceğinden davaya iki yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerektiğini, uzamış ceza zamanşımı süresinin uygulanamayacağını, kesinlikle davayı kabul anlamını taşımamakla birlikte araç sahibi ve araç sürücüsünün bu sigorta ile üçüncü kişilere ödemek zorunda kalacağı maddi tazminattan dolayı mamelekinde meydana gelecek eksilmeyi güvence altına almış olduğunu, mevcut durumda sigortalı araç sürücüsü, sigorta şirketi karşısında “Zarar gören üçüncü kişi” konumunda olmayıp zarar sorumlusu konumunda olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, davacının taleplerinin teminat dışı olması nedeniyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; davacının kalıcı maluliyeti bulunup bulunmadığı ve varsa oranının tespiti için dosyanın adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’ne gönderilmesine, kusur incelemesi için dosyanın adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi’ne gönderilmesine, davacının faiz türü ve faiz başlangıç tarihine ilişkin taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE: 07/02/2013 tarihinde sürücü … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın lastiğinin patlaması sonucu tek taraflı yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir.
Eldeki dava tek taraflı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Çözülmesi gereken hukuki sorun, davacıda meydana gelen sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi, bunun sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, sigorta kapsamında ise ödenecek tazminatın belirlenmesidir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325, HGK’nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198 E. 2015/1495 K. sayılı ve HGK’nın 16.09.2015 gün, 2014/17-116 E, 2015/1771 K. sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 08/05/2019 tarih 2016/14164 esas 2019/5703 karar)
Somut olayda, davaya konu trafik kazası 07/02/2013 tarihinde meydana gelmiştir. Dava konusu kazada Türk Ceza Kanuna göre suç sayılan herhangi bir unsur olmadığı gibi herhangi bir soruşturma yahut dava da bulunmamaktadır. Kaza tek taraflı, tamamen davacı sürücünün kontrol ve sorumluluğunda gerçekleşmiştir. Cezai unsur bulundurmayan ve tek taraflı olarak gerçekleşen bir kazada zamanaşımının 2 yıl kabul edileceği açıktır. Kazanın üzerinden 8 yıldan fazla bir süre geçmiştir. Tüm bu nedenlerle davanın zamanışımı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın zaman aşımı yönünden usulden REDDİNE,
Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı vekili lehine takdir edilen 4.080,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

İş bu kararın gerekçesi 24/06/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır