Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
…
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/727 Esas
KARAR NO : 2022/567
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …-
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. …….
DAVALI : … – …- …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından, davalı ile arasındaki cari hesap ekstresine dayanılarak icra takibi başlatılmış olduğunu ancak davalı tarafın takibe, borca ve faize haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz ederek takibi durdurduğunu, yapılan itirazın tamamen hukuka aykırı olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davalı yana karşı Bursa 10.İcra Dairesi 2021 … Esas Numaralı, 56.949,75-TL takip çıkışlı icra takibini başlattığını, başlatılan takip gereği davalı tarafa 17.03.2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafın 22.03.2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde; müvekkili şirkete borçlarının bulunmadığını, dayanak belgelerdeki imzaların kendilerine ait olmadığını, borç ve faiz ile beraber takibin tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini icra dairesine beyan ettiğini, ardından taraflarınca uyuşmazlık konusunda arabuluculuk başvurusu yaptıklarını, Bursa Arabuluculuk Bürosunun 2021/41376 Arabuluculuk Numaralı dosyası nezdinde görüşmeler yapıldığını ancak anlaşma nın sağlanamadığını, takibe konu borcun ticari mal satımından kaynaklanmakta olduğunu, satılan malların tamamının davalı tarafa teslim edildiğini ancak verilen hizmetlerin karşılığının davalı tarafça ödenmediğini, müvekkili şirket ile davalı taraf arasındaki mail yazışmaları incelendiğinde tarafların 31.12.2019 tarihi itibari ile cari hesap tutarında mutabık olduklarının görüleceğini belirterek itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle alacaklarının %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen davalının davaya cevap vermediği tespit edilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. Kural olarak ispat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf üzerindedir. O halde davacının alacağa konu mal ve hizmeti davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerekir.
Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir.
Davalı tarafın 2019 ve 2020 yıllarında E-Defter mükellefi olduğu, ilgili yıllarda, aylar itibari ile beratlarının yasal süresinde onaylanmış olduğu, Yevmiye ve Kebir defterlerinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafa 2020 yılından 2021 yılına devir eden bakiye borcunun 54.519,52 TL olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen bakiye borç tutarının, icra takip tutarı ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafın 2019 ve 2020 yıllarında E-Defter mükellefi olduğu, ilgili yıllarda, aylar itibari ile beratlarının yasal süresinde onaylanmış olduğu, Yevmiye ve Kebir defterlerinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davalı tarafın son hesap hareket tarihi olan 16/07/2020 tarihi itibari ile borç bakiyesinin 54.519,52 TL olduğu, davalı 54.519,52 TL borç bakiye tutarının davacının icra takip talebi 54.519,52 TL asıl alacak tutarı ile uyumlu olduğu, 2.430,23 TL işlemiş faiz ile davacının talep tarihi itibariyle 56.949,75 TL toplam alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Zira davacının gönderdiği mutabakat yazışma maillerine mutabık olduklarını beyan etmekle davalı taraf takip öncesi temerrüde düşürülmüş olduğundan takip öncesi işlemiş faiz talebi de yerindedir.
Davalı ve davacı tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından dava dosyasına sunulmuş olan BA ve BS bildirimleri incelendiğinde; 2019 yılı bildirimlerinin uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı dosyasında davalı borçlunun ödeme emrine itirazlarının İPTALİNE,
Takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
54.519,52 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 3.890,23-TL harçtan başlangıçta alınan 972,56-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.917,67-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 972,56-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı ve 1.411,50-TL yargılama gideri toplam 2.443,36-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.203,46 -TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/05/2022
Katip …
☪e-imzalı
Hakim …
☪e-imzalı