Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/721 E. 2022/639 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. ..
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/721 Esas
KARAR NO : 2022/639

BAŞKAN :….. ..
ÜYE : ….. ..
ÜYE :….. ..
KATİP : ….. ..

DAVACI :….. ..
DAVALILAR : 1-….. ..
2-….. ..
VEKİLİ : Av…… ..
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 18/08/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil : 07/04/2022 tarihli rapora beyan dilekçemizi ve önceki beyan dilekçelerimizi tekrar ediyoruz, devir için ödemeler yapılmış olmasına rağmen tek ortak ve şirketin sahibi … … ‘ ın genel kurul yapmayıp akabinde de ticaret sicile başvuruda bulunmadığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir, bundan sonra şirketin tek yetkilisi … … hisseleri bir başkasına devretmiş, bunlarla birlikte yapılan genel kurulda ortaklığa kabulümüzün reddine karar verilmiştir, bu kararın da yok hükmünde olduğunu düşünüyoruz. Şirket tarafından geri yapılan ödemeler şirket tarafından bana yapılan kar payı ödemesidir. Bu husus bilirkişi tarafından eksik değerlendirilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz demiştir
Davalı vekili : Beyan ve itiraz dilekçelerimizi tekrar ediyoruz, davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz, demiştir
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava davalı şirkete ortak olduğunun tespiti davasıdır.
Davacı davalı şirkette davalı … …’a ait hissenin Bursa 16. Noterliği 07.06.2019 Tarih 16679 yevmiye nolu ve Bursa 16. Noterliği 07.08.2019 Tarih 26651 yevmiye nolu pay devir sözleşmeleriyle kendisine devredildiğini bu sebeple diğer davalı Bilinç Psikolojik Danışmanlık Rehabilitasyon Hizmetleri Ticaret Limited Şirketine ait 200 adet payının (% 40 hissesinin) kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise hisse devir bedelleri karşılığının davacıya iade edildiğini, şirket tarafından pay devrinin kabulüne karar verilmediğini bu sebeple davacının şirket ortağı olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı tarafça davalı şirkete Bursa 10. Noterliği 12.07.2021 Tarih ve 26967 Yevmiye nolu başvuru dilekçesiyle Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğüne pay devrinin tescil işleminin yapılması talebinde bulunulmuştur. Davalı şirket tarafından da Orhangazi 2. Noterliği 27.07.2021tarihli 6669 yevmiye nolu cevap ihtarnamesiyle başvuru reddedilmiştir.
Esas sermaye payının geçişi hâllerini düzenleyen TTK m.595’e göre; Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.
Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir. Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur. (madde 598)
Yasa koyucu 598.maddede devirle ayrılan ortağa şirkete ve ticaret sicile başvurma hakkı tanıdığından devredenin devir sonucu ortaklık yapısının tespiti davası açmasında hukuki yarar yoksa da devralan için madde de böyle bir talep hakkı öngörülediğinden devralanın tespit davası dinlenebilecektir.
Yargıtay 11. HD’nin; davacıların 6762 sayılı TTK’nın 598. maddesi uyarınca devrin tescilini ve devrettikleri paylarla ilgili olarak adlarının ticaret sicilinden silinmesini sağlayabilecek olmalarına göre hukuki yarar yokluğundan davanın reddine ilişkin mahkeme kararını onayan 2015/1031 E, 2015/5848 K sayılı kararı, m.598 davacıya başvuru hakkı tanımadığından davacı bakımından eldeki davada uygulanamayacaktır.
Davacı davalı şirketin hisse devrine onay vermemesinin kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür. Yasa koyucu payların geçişini düzenleyen 595 ve 596.maddelerinde red hakkının şirketçe “haksız kullanılması” halini düzenlememiştir. Ancak buna ilişkin bir düzenleme Anonim Şirketler bakımından madde 494/3’de bulunmaktadır. Buna göre; Şirket, onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa, onay verilmiş sayılır.
Gerek limited ve anonim şirketlerin sermaye şirketleri olması hasebiyle “kıyas” hukuksal kurumunun uygulanabilecek olması gerekse MK.m.2 kötüniyet durumunda limited şirketler bakımından 494/3’teki hukuksal sonucun uygulanması mümkün kabul edilmelidir.
Davacı taraf eldeki dava da pay devrine onay verilmemesi halinin kötüniyetli olduğunu ileri sürdüğünden bu durumun tartışılması gerekmektedir.
Zira kural olarak pay devri şirket tarafından kabul edilmediği, diğer bir deyişle yasanan ifadesiyle başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul devri reddettiği takdirde payı devralan devre rağmen şirkette pay sahibi sıfatını alamayacaktır. Ancak red kötüniyetli ise MK m.2 de değerlendirilerek m.494/3’teki düzenleme kıyasen uygulanarak devralanın pay sahipliğinin tespitine karar verilebilecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılacak olursa, gerek davacının ödediği hisse devir bedellerini iade alması, gerekse devirlerin 07.06.2019 ve 07.08.2019 tarihli noter devirleriyle yapılmasına rağmen şifahi olarak bildirildiği belirtilmekle birlikte pay devrinin şirkete resmi olarak Bursa 10. Noterliği 12.07.2021 Tarih ve 26967 Yevmiye nolu başvuru dilekçesiyle bildirilerek davacının devirden itibaren yaklaşık 2 yıl süreyle sessiz kalması, red kararı tarihinde davalı şirkette tek pay sahibinin davalı … … olmayıp başkaca hissedarların bulunması ve reddin yalnızca davalı … …’ın tek başına hissedar olduğu dönemde alınmamış olması, redde ilişkin kararda davalı dışında diğer hissedarların da iradesinin bulunması, gibi olgular dikkate alındığında somut uyuşmazlıkta MK.m.2’nin ve TTK m.494/3’teki düzenlemenin kıyasen uygulanması mümkün görülmemiştir.
Davacı mahkememizin 2021/1084 Dosyasında alacak ve iflas talepli dava açtığını, her iki davanın birleştirilmesini talep etmişse de her iki davanın yargılama konuları dikkate alındığında bu talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı, davalı şirket tarafından 29.11.2019 tarihinde davacı hesabına gönderilen 3.506,00 TL ödemenin açıklamasında “… Hisse Kar Payıdır” açıklamasının yer aldığını ileri sürerek ortak olduğunu ileri sürmüşse de, mahkememizin 2021/1084 dosyasında iflas muhafaza tedbirleri kapsamında denetim kayyımı olarak atanan Şükrü Çalışkan’dan bu hususta da bilgi alınmış, alınan bilgiye göre; ilgili döneme ilişkin banka ve şirket kayıtlarında diğer ortaklara kar payı ödemesinin bulunmadığı, Kasım/2019 dönemi Muhtasar Beyannamesinde Ortaklara kar dağıtımı yapıldığına ilişkin bildirimde bulunulmadığı, 2019-2020 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannameleri incelemesinde firmanın geçmiş yıl karlarında azalmanın bulunmadığı, diğer bir değişle kar dağıtımının yapılmadığı, şirketin karar defterlerinde kar payı dağıtımına ilişkin bir kararın tespit edilemediği öğrenilmiş olup, bu ödemenin kar payı ödemesi olmadığı davacının yaptığı ödemelerin iadesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durum mahkememizin 2021/1084 sayılı dosyasında denetim kayyımı raporuna da yansıtılmıştır.
Davacı tarafça yapılan ödemelerin kural olarak payı devreden … …’a yapılması gerekirse de, bedelin devredene ödenmediği, ödemelerin davalı şirkete gönderildiği, taraflar arasında davacının şirkete gönderdiği bu bedellerin hisse devir bedeli olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, bu ödemeler karşılığı bir kısım iadelerin şirket tarafından yapıldığı, bir kısım iadelerin ise hisse devir bedeli açıklamasıyla üçüncü kişiler tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça yapılan ödemelerin geri iade alınmış olduğu raporlarla belirlenmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2022

Başkan ….. ..
e-imzalıdır
Üye ….. ..
e-imzalıdır
Üye ….. ..
e-imzalıdır
Katip …… ..
e-imzalıdır