Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/712 E. 2023/456 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/… Esas – 2023/456
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/… Esas
KARAR NO : 2023/456

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : … ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. … – [16261-62983-22282] UETS
DAVALI : … – …… Ereğli/Zonguldak/ ZONGULDAK
VEKİLİ : Av. … – [16127-21167-90498] UETS
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat), Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
BİRLEŞEN BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2022/343 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVACI : … ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ – 0068006132739588
VEKİLİ : Av. … – [16261-62983-22282] UETS
DAVALI : … – 27944525390 ………/ ZONGULDAK

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat), Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

DAVA TARİHİ : 15/03/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat), Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 2021/… esas sayılı ana dava dosyası yönünden;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet (trafik) sigorta poliçesi ile sigorta edilen, davalının malik ve sigorta ettireni bulunduğu … plaka sayılı araç, 01.03.2019 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde iken tek taraflı olarak gerçekleşen mezkur kaza neticesi yaralanmalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, mezkur kazanın akabinde resmi görevlilerce tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağı ile sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ün cadde giriş kısmında görülür ve anlaşılır konumda olan otobüs giriş yasağının bulunduğu Yeni Uludağ caddesine girmesi neticesi tamamen ve ağır kusurlu olarak mezkur kazaya sebebiyet verdiğinin sabit olduğunu, ayrıca Bursa Cumhuriyet Savcılığı Hazırlık Bürosu 2019/… nolu soruşturma dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda aracın arka fren balata ve disklerinde yapılan incelemede yüksek sıcaklığa maruz kalması neticesinde fren balata ve disklerinin yanmış olduğunu, evsafını yitirmiş ve tamamen kullanılamayacak durumda olduğunu, ön fren balata ve disklerinde yapılan incelemede yüksek sıcaklığa maruz kalması neticesinde yüzeyinin yanmış olduğunu, fren balatalarının bu hali ile tamamen kullanılamayacak durumda olduğu ve mevcut fren balatası ve diskleri ile frenlerinin tutmayacağı hususu tespit edildiğini, İş bu Bilirkişi Raporu’nda araç sürücüsünün kaza mahalline gelinceye kadar olan takriben 30 kilometre mesafeyi aracı küçük viteste (2-2 takviye – 3 takviye gibi) kullanması gerekirken, Motor Frenine de yeteri kadar başvurmayıp, aracı 3.,4.,5. Viteslerde frene basarak, sürekli olarak ayağı frende indiği için, fren balata ve disklerinin aşırı ısınmaya bağlı olarak aşındığı ve bu özensiz kullanıma bağlı olarak fren balatalarının bitmiş oldukları, Doburca iniş rampalarına geldiğinde frenlerin tutmayarak kazanın meydana geldiği anlaşılmakta olduğunu, sürücü ifade tutanağındaki beyanlarında “yol yokuş aşağı olduğu için sürekli fren pedalını kullanıyordum, bir ara frenin tutmadığını fark ettim..” durumu bu şekilde anlatmakta olup yukarıdaki paragrafta atfedilen bilirkişi raporunu doğrulamakla kazanın oluşmasında sürücünün girilmez yola girmesi ile başlayan ve yol boyunca devam eden uyarı levhalarına uymadığını, hız tahdidi bölgesine riayet etmediği aracı aşırı zorladığı, aracın güvenlik amaçlı tasarlanmış diğer takviye motor freni, düşük viteste kompresör yapma gibi özelliklerini kullanmayıp rahat hareket etiği, aracın hızını teknik ve yol durumuna uyarlamadığı, ihlalleri gerçekleştirirken bilinçli hareket ettiği, özensiz, dikkatsiz ve umursamaz olduğu ve kendisine emanet edilen yolcuların can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde araç kullandığı sabit olmakla sürücü …’ün bu ihlalleri neticesinde kazanın gerçekleştiğini, kazanın oluşmasında … tamamen ve ağır kusurlu olup işbu husus Soruşturma dosyasında alınan raporunda da tespit edildiğini, mezkur kaza nedeniyle zarar görenlere yapılan ödemelere ilişkin detayların Sare Şen için 18.12.2019 tarihinde 43.434,82-TL, … için 24.03.2020 tarihinde 9.640,00-TL, … için 25.09.2020 tarihinde 68.000,00-TL, … için 07.04.2020 tarihinde 151.071,15-TL, … için 01.09.2020 tarihinde 21.327,58-TL, … için 04.03.2021 tarihinde 42.600,00-TL, … için 01.06.2021 tarihinde 160.504,00-TL, … için 25.09.2020 tarihinde 9.865,50-TL, Yaren Varol için 16.09.2020 tarihinde 106.671,57-TL, … için 01.07.2020 tarihinde 4.118,00-TL, … için 03.07.2020 tarihinde 36.609,00-TL, … için 07.07.2020 tarihinde 51.058,30-TL, olmak üzere toplam da 704.899,02-TL tazminat bedeli davacı şirket tarafından … plakalı aracın trafik sigorta poliçesi kapsamında zarar görenlere ödendiğini, zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartları B.4 bendi gereğince davacı şirketin ödemiş bulunduğu sigorta tazminatını işletenden/malikten/sigortalısından talep hakkının mevcut olduğunu, tüm bu hususlar nazara alındığında müvekkil şirketin Trafik Sigortası Genel Şartları gereği davalı-sigortalıya rücu hakkının oluştuğunun sabit olduğunu, İşbu davadan önce, davacı şirketin uğradığı zararın rücuen tahsili hususunda davalıya başvurmuşsalar da bu başvurularının sonuçsuz kaldığını, akabinde, davalı/borçlu aleyhine dava şartı zorunlu arabuluculuk kapsamında başvuru yapılmış olsa da Bursa Adliyesi Arabuluculuk 2020/… büro dosya numaralı ve 2020/128345 arabuluculuk, Bursa Adliyesi Arabuluculuk 2021/1746 büro dosya numaralı ve 2021/70922 arabuluculuk ve Bursa Adliyesi Arabuluculuk 2021/… büro dosya numaralı ve 2021/54192 arabuluculuk nolu arabuluculuk süreçleri de anlaşmama ile sonuçlandığını, anlaşmama tutanaklarını sunduklarını beyan etmiş. Davalıya ait aracın olayda tamamen kusurlu bulunması, sürücünün ağır kusur ihlâli yapması ve müvekkil şirketin büyük zararına yol açması, talebin de sadece trafik kaydına olduğu dikkate alınarak HMK’ya göre davacı şirketin ekonomik gücünün varlığı da gözetilerek, teminatsız olarak … plakalı aracın ve varsa T.C. Kimlik Numarası üzerinden yapılacak araştırma ile başkaca araçların ve gayrimenkullerin kaydına 3. Şahıslara devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın görevli mahkemede açılmamış olduğunu, Dava dilekçesinde açıkça ikrar edildiği üzere, huzurdaki işbu davanın davacının Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi’ne istinaden ödemiş olduğunu bedeni ve cismani zararların davacı müvekkilimden rücuen tahsiline ilişkin olduğunu, Davalının adına kayıtlı … plakalı aracın Kasko Sigorta Poliçesi dahi davacı şirket tarafından düzenlendiğini, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğe girmeden önce Yargıtay’ın yerleşik kararlarında Zorunlu Trafik Sigortası ve Kasko Sigortası, yönünden yaşanan uyuşmazlık ve rücu davalarında Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli mahkeme olarak kabul edilmekte olduğunu ancak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar yönünden görevli mahkeme tüketici mahkemeleri olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kasıt ve kusurunun bulunmadığını, yargılamaya konu trafik kazasının meydana geldiği … plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olup, kaza anındaki sevk ve idaresi davalı …’e ait olduğunu, kazanın meydana geldiği anda davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın fren ve lastiği patlamış; araç savrulmaya başlamış ve çok daha büyük bir facianın meydana gelmemesi, başka araçların da kazaya karışmaması için davalı … ilk gördüğü güvenli yola aracı sokarak durmaya çalışdığını, yani davacı vekilinin iddia ettiği gibi sürücü …’ün, keyfi ve kasti olarak ” Otobüs girmesi yasak olan yola giriş ” yapmadığını, Bursa CBS’nin 2020/469 Sor. Sayılı dosyasında mübrez tespit ve belgelerde de araç fren ve lastiğinin patlamış olduğunu, Davacı sigorta şirketinin yargılamaya konu trafik kazası sebebi ile kalıcı maluliyete uğramış oldukları iddia edilen kişilere karşı yapmış oldukları ödemelerin gerçekten bu kişilerin kalıcı maluliyete uğramış olduklarının ispatı gerektiğini, yargılamaya konu trafik kazasının 01/03/2019 tarihinde meydana geldiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2021 tarihli, 2020/7120 E. – 2021/2627 K. Sayılı GÜNCEL ilamı gereğince de “…haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp iddiasında; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğunu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 – 01.09.2013 arası Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,01.09.2013 – 01.06.2015 arası Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği,01.06.2015 – 20.02.2019 arası Özr.Ölçütü, Snf. Ve Özürlülere Verilecek Sağ.Krl.Rp.Hk.Yönetmeliği, 20.02.2019 tarihinden sonrası için Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. “ hükmüne haiz olduğundan, maluliyet tazminatlarının kaza tarihi esas alındığında Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri esas alınarak ödenmesi gerektiğini, ilgili yönetmelikte sürekli maluliyet raporu’nun düzenlenmesi için tedavinin tamamen sonlanması ve kaza tarihinden itibaren 1 sene geçmesi gerektiğini beyan etmiş, İşbu iddiaların değerlendirilebilmesi için ödeme yapıldığı iddia olunan kişilere ait hasar dosyalarının celbi ile gerçek zararın tespit edilebilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyet oranını gösterir rapor ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını, Davanın görevli mahkemede açılmamış olması sebebi ile görev yönünden reddini, Davacının açmış olduğu davanın reddini talep etmişlerdir.
Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/343 esas sayılı dosyasında; Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet (trafik) sigorta poliçesi ile sigorta edilen, davalının malik ve sigorta ettireni bulunduğu … plaka sayılı aracın, 01.03.2019 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde iken tek taraflı olarak gerçekleşen mezkur kaza neticesi yaralanmalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, mezkur kazanın akabinde resmi görevlilerce tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağı ile sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ün cadde giriş kısmında görülür ve anlaşılır konumda olan otobüs giriş yasağının bulunduğu Yeni Uludağ caddesine girmesi neticesi tamamen ve ağır kusurlu olarak mezkur kazaya sebebiyet verdiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartları B.4 bendi gereğince müvekkili şirketin ödemiş bulunduğu sigorta tazminatını işletenden/malikten/sigortalısından talep hakkı mevcut olduğunu, İşbu davadan önce, müvekkili şirketin uğradığı zararın rücuen tahsili hususunda davalıya başvurduklarını, bu başvurunun sonuçsuz kaldığını, 111.928,80-TL’nin her bir ödeme tarihilerinden itibaren ayrı ayrı işleyecek avans faizi , dava masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava yönünden davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Ana dava sigorta sözleşmesinden kaynaklı Tazminat davasıdır.
Birleşen davada da davacı aynı kaza nedeniyle 3. kişilere ödenen tazminat tutarlarını davalıdan rücu edilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında kazaya neden olan … plaka sayılı araç için ZMMS akdedilmiştir. Söz konusu araç 01/03/2019 tarihinde tek taraflı trafik kazasına karışmış ve bu kaza dolayısıyla zarar görenlere ZMMS poliçesi kapsamında ana dava yönünden 704.899,02 TL, birleşen dava yönünden de 111.928,80 TL ödeme yapıldığı gerekçesi ile davalıdan rücuen tahsili istenmiştir.
Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinde Sigortalıya rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, Zmms genel şartlarındaki kast ve ağır kusur halinin mevut olup olmaduğı, burada düzenlenen ağır kusur olası kasta yakın kusur olup olmadığı, her asli ve tam kusurun ağır kusur sayılıp sayılmayacağı, Rücu şartları oluşmuşsa dava dışı zarar görene ödenen miktarın gerçek zararla uyumlu olup olmadığı hususları tartışılmalıdır.
Dosya bir trafik bir sigorta hukukçusu bilirkişiye verilmiş olup Zmms genel şartlarına göre rücu şartlarının oluşup oluşmadığı genel şartlarda düzenlenen kast ve ağır kusur haline ilişkin ağır kusurun nitelik olarak olası kasta yakın kusur olması gerekip gerekmeyeceği, kazanın niteliğine göre sürücünün asli ve tam kusurlunun zmms genel şartlarındaki ağır kusur tanımına uyup uymadığı konusunda rapor düzenlenilmesi istenilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi heyetinin raporuna göre;
“… Plaka Sayılı Otobüs Sürücüsü …’ ün: Dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 Sayılı K.T.K.’nın ” Trafik İşaret Ve Kurallarına Uyma Zorunluluğu ” başlıklı 47/c, maddesi ile ” Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlamak ” başlıklı 52/a ve b maddesini ihlal ettiğinden % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğuna, Kazada Yaralanan Yolcuların: Dava konusu trafik kazasının oluşumuna yönelik herhangi bir eylem ve davranışları olmadığı anlaşıldığından (Atfı Kabil Kusurları) olmadığına, Olay tarihi itibarıyla yol üzerinde kazaya etken herhangi bir yol sorunu olmadığına, taraflar arasında 650493817 nolu KZMSS poliçesi ile 31.10.2018-31.10.2019 tarihlerini kapsayacak davalı adına olan … plakalı araç için düzenlendiği,
Davacının sürücüsünün ağır kusur durumunda kişinin kendisine ait olan özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya belirli bir şekilde davranmayı emreden bir hukuk kuralına
tam bir aldırmazlık ile uymaması söz konusu olduğu alınan rapor ve heyetimizce yapılan inceleme neticesinde KZMSSGŞ.nın B.4.a maddesi kapsamında davacının sigortalısına rücu hakkı doğacağına, Davacı tarafından yapılan ödemelerin tavan hesabı yapılarak değerlendirilmesi ve alacağının belirlenmesi” yönünde rapor düzenlenmiştir.
Daha sonra Otomotiv Konusunda uzman 1 Makine Mühendisi bilirkişi daha önce rapor sunan bilirkişi heyetine dahil edilerek kaza sırasında ve öncesinde araçta bir arıza meydana gelip gelmediği, özellikle fren sisteminde arıza olup olmadığı, şayet araçta bir arıza var ise bu arızanın kazanın oluşumuna etki edip etmediği, sürücünün kusurunu arızanın etkileyip etkilemediği, sürücünün kusur oranının ve kusurlu hareketlerinin hangileri olduğu hususunda ve sürücünün kusurunun ağır olup olmadığı belirtilmeksizin ek rapor düzenlenilmesi istenilmiştir.Düzenlenen bilirkişi heyetinin ek raporuna göre; “… Plaka Sayılı Otobüs Sürücüsü …’ ün: Karayolları Trafik Kanunu’nun ” Trafik İşaret Ve Kurallarına Uyma Zorunluluğu ” başlıklı 47/c, maddesi ile ” Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlamak ” başlıklı 52/a ve b maddesini ihlal ettiğinden % 100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğuna, kazada Yaralanan Yolcuların: Dava konusu trafik kazasının oluşumuna yönelik herhangi bir eylem ve davranışları olmadığı anlaşıldığından (Atfı Kabil Kusurları) olmadığına, olay tarihi itibarıyla yol üzerinde kazaya etken herhangi bir yol sorunu olmadığına, Dava konusu araçta kaza sırasında ve öncesinde gerek araçta gerekse aracın fren sisteminde herhangi bir arıza olmadığı,
Dava konusu aracın “Araç Fenni Muayenesi” nin 18.01.2019 tarihinde yapıldığı, aracın muayene geçerlik tarihinin 18.01.2020 olduğu, muayenede araçta major kusur olmadığı, Zonguldak Valiliği Alaplı Emniyet Müdürlüğü Alaplı Trafik Denetleme ve Büro Amirliği Okul Servis Aracı Bakım ve Onarım Takip Formuna göre aracın en son bakımının 13.12.2018
tarihinde yapılmış olduğu, kazanın nedeni olarak, dava konusu aracın seyahat güzergahı olan Uludağ – Doburca – Bursa güzergahında, araç sürücüsünün kaza yerine gelinceye kadar olan takriben 30 kilometre mesafeyi, küçük viteste ( 2 – 2 Takviye – 3 Takviye gibi ) motor freni etkisini yeteri kadar kullanmayıp, aracı 3., 4., 5. viteslerde kullanarak ve aracın yavaşlatılmasında sadece fren sistemini kullanarak, fren balata ve disklerinin aşırı ısınıp, fren disk ve fren balatalarının aşınmasına ve aracın freninin tutmamasına neden olduğu, bu nedenle de kazanın olduğu yüksek eğimli olan Doburca iniş rampasında aracın frenlerinin tutmasının mümkün olmadığı, Taraflar arasında 650493817 nolu KZMSS poliçesi ile 31.10.2018-31.10.2019 tarihlerini kapsayacak davalı adına olan … plakalı araç için düzenlendiği ve KZMSSGŞ.nın B.4.a maddesi kapsamında davacının sigortalısına rücu hakkı doğacağına, Davacı tarafından yapılan ödemelerin tavan hesabı yapılarak değerlendirilmesi ve alacağının belirlenmesi” yönünde rapor düzenlenmiştir.Özü itibariyle sigortalı aracın sürücüsü kullandığı araç için trafiğe kapalı olan yola girmiş ve kural ihlali yapmış, ikinci olarak ta yokuş aşağı inilen yolda davaya konu aracın büyüklüğü ve yükü dikkate alınarak kendisinden beklenen özeni göstermemiş, vites küçülterek motor freni yapmak yerine aracın fren sistemi ile hız kontrolünü sağlamaya çalışmış ve bu iki hususta kusurlu davranmıştır.
Rücu şartlarının oluşabilmesi için araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kastının yahut uygulamada kasta yakın nitelikte olması gerektiği belirtilen ağır kusurlu kazaya sebebiyet vermiş olması gerekir.
Dava dosyasında temel tartışılması gereken hususta sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurlu davrandığı sabit olmakla birlikte bu kusurun ihmal düzeyinde mi yoksa kasta yakın ağır kusur düzeyinde mi olduğu tartışılmalıdır.
Somut olayda sürücünün kasten hareket etmediği belirlidir. Nitekim davacının böyle bir iddiası da yoktur. Rücu şartlarından olan kasıt olgusu değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Ağır kusur yönünden değerlendirme yapıldığında ise; ağır kusur TBK’da ve hukuk yargılaması sisteminde tanımlanmış bir kusur türü değildir. Ceza yargılamasında suçun unsuru olan kusurluluk durumu kasıt, olası kast, bilinçli taksir ve taksir olarak sınıflandırılmaktadır. Ceza yargılamasında taksir ve bilinçli taksir halinde ihmali bir davranış yani özen yükümlülüğüne aykırılık söz konusudur. Bilinçli taksirde bu ihmal daha üst düzeydedir. Kasıt ise zararlandırıcı sonucun bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesidir. Olası kastta zararlandırıcı sonucun ön görülmüş olmasına rağmen olursa olsun düşüncesiyle hareket etmektir. Kişi zararlandırıcı unsuru doğrudan yapmak amacıyla hareket etmemekte, ancak; neticeyi öngörmesine rağmen olursa olsun düşüncesiyle hareket etmektedir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının konuluş amacı 3. Kişilerin uğradığı zararlar dolayısıyla bu zararların güvence altına alınmasıdır. Sigortalı bu zararları güvence altına alınacak sözleşmeyi akdederken zararlandırıcı risk karşılığında sigorta primi ödemektedir.
Yasa koyucu ve ZMMS genel şartları sigorta ettirenin kasıt ya da ağır kusurundan sigorta teminatından yararlanamayacağını kabul etmiştir. Öyle ise buradaki ağır kusur ihmali davranışa eş değer bir kusur olmamalıdır. Zira her trafik kazasında zarara neden olan kişinin ihmali bir davranışı yahut kural hatası vardır. Öyle ise; rücu şartını oluşturacak ağır kusur ihmali davranışın ötesinde kasta yaklaşan ama kast seviyesinde olmayan kendisinden beklenen davranışı hiç gerçekleştirmemesi gerekirken yahut kendisine yapılan uyarılara rağmen gerçekleştiren kişinin kusuru ağır kusurdur. Nitekim Yargıtay bir kararında “mecburi istikamet trafik işaret levhasının varlığına, yolun refüjle bölünmüş bulunmasına ve yolcuların tüm uyarılarına rağmen bile bile ters yöne giren” sürücünün eyleminin ağır kusur düzeyinde olduğunu kabul etmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2011/5483 Esas 2011/6692 Karar. Sayılı kararı) Zira karara konu somut olayda sürücü yolcuların kendisini uyarmasına rağmen bile bile kural hatası yapacak biçimde hareket etmiştir.
Dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsü kullandığı araç bakımından trafiğe kapalı yola girmiş, kullandığı aracın otobüs olması nedeniyle ağır bir vasıtanın yokuş aşağı uzun süreli inişlerde vites küçültmek suretiyle hızını kontrol etmesi gerekirken bunu yapmayıp fren tertibatını sürekli kullanmak suretiyle frenlerin işlevsiz hale gelmesine ve sonucunda frenlerin tutmamasından dolayı aracın kaza yapmasına neden olmuştur. Bu tipik olarak ihmali bir davranışla ortaya çıkan zararlandırıcı eylemdir. Kasta ya da ağır kusurdan söz etmek mümkün değildir.
“Taşıt giremez levhasına rağmen dikkatsiz bir şekilde seyri sırasında kavşağa giren 3.kişiye ait araç ile çarpışması şeklinde kabul edilen olayda sürücünün tam kusurlu olduğu, ağır kusur veya kastı olmadığından rücu şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi” ni onayan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/22027 Esas – 2015/371 Karar sayılı ilamı da trafiğe kapalı yola giren sigortalı otobüs bakımından da dava konusu olayla benzer yöndedir.
Söz konusu olayda ihmali davranış söz konusu olup kasıt ya da ağır kusur bulunmamaktadır.
Rücu koşulları oluşmadığından ana dava ve birleşen davanın tümden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN REDDİNE,
A-Mahkememizin 2021/… esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan başlangıçta alınan 12.037,92 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.858,02 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı … kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 95.538,89 vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
B-Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/343 esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan başlangıçta alınan 1.911,47 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.731,57‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
C-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023

Başkan ……….
e-imzalıdır
Üye ………
e-imzalıdır
Üye ………
e-imzalıdır
Katip ………….
e-imzalıdır