Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/671 E. 2023/986 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/671 Esas – 2023/986
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/671 Esas
KARAR NO : 2023/986

HAKİM : …….
KATİP : …..

DAVACI : … – T.C.N…….. – Molla Yusuf Mah 1419 Sok No 10 Altınok Evleri B Blok D 29 Konyaaltı/ ANTALYA
VEKİLİ : Av. …….- [16855-58531-……] UETS
DAVALI : … MADENCİLİK İNŞAAT İNŞAAT MALZEMELERİ TAŞIMACILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …. [25989-93527-……] UETS
VEKİLİ : Av. ……. – [16627-26566-….] UETS

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Antalya Organize Sanayinde müşterilerine iş makineleri konusunda yedek parça ve servis hizmet verdiğini, müvekkilinin aynı zamanda seyyar olarak Türkiye’nin tüm illerinde iş makinelerine servis hizmeti verebildiğini, bu kapsamda, müvekkil ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca müvekkil, iş makinelerinin bakımını yapmış, arızalarını giderek servis hizmeti sağladığını, servis hizmetinin karşılığı olarak 29.05.2018 tarihli ve 058072 seri numaralı 4.248 TL bedelli fatura düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, ancak, davalı taraf, fatura bedelin ödemesini yapmamıştır. Bu nedenle, müvekkilin faturadan kaynaklı olarak davalıdan alacağı mevcut olduğunu, borçlu tarafından fatura alacağı müvekkile ödenmemiş, bunun üzerine tarafımızca 10.09.2018 tarihinde Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Borçlu, 28.09.2018 tarihinde, böyle bir borcu bulunmadığını iddia ederek haksız olarak borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı tarafın borcu ödeyecekleri vaadi ile müvekkili oyalamış, sonrasında da müvekkilin bütün talep ve ısrarlarına rağmen borcunu ödemediği gibi, kötüniyetli olarak borcunu inkar ettiğini, takibe konu faturaya konu işlerin yapıldığına ilişkin 24.05.2018 tarihli ve 000079 nolu, 25.05.2018 tarihli 000080 nolu servis formları düzenlendiğini, servis formlarında, işin yapılıp iş makinesinin çalışır şekilde teslim edildiğine dair davalı şirket çalışanlarının imzası bulunduğunu, bu şekilde, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve servis hizmetinin verildiği, davalının borcunu ödemediği açıklığa kavuştuğunu, ayrıca, alacak miktarı borçlu tarafından belirlenebilir durumda olduğundan likittir. Bu nedenle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru şartı yerine getirilmiştir. Uyuşmazlık hakkında taraflar anlaşmaya varamadıklarını, 28/05/2021 tarihinde ara buluculuk son tutanağı düzenlendiğini, davalı, aleyhinde ikame olunan iş bu icra takibine, esasen borçlu olduğu halde, bilerek ve kasten itiraz ederek zaman kazanmaya çalıştığını, bu aşamada davalı üzerine kayıtlı tüm malvarlığını da bir başkasına devretme hazırlığında ve kötü niyetli olarak hileli yollar ile devretmeye çalışmasını engellemek, alacaklarını alamayan vekil edenin ihtiyati hacizle alacağını tahsil edebilmesi adına, öncelikle teminatsız olarak, mahkemeniz aksi kanaatte ise, uygun bir teminat karşılığında, ihtiyati haciz istemimizin kabulü ile borca yeter tutarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını, bu nedenlerle ödenmeyen fatura alacağına yönelik olarak başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davacıya karşı böyle bir borcu bulunmadığını, açık bir şekilde zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı taraf 2018 Yılından kaldığını iddia ettiği bir işlem için bu tarihte yargıya başvurması alacağın gerçekte olmadığına kanıtlar nitelikte olduğunu, davacı yanın iddia ettiği gibi bir hizmet Müvekkil şirkete sunulmadığını, davacı yanın gerçek dışı beyanlarla motor sökme işçiliği, arıza tespiti, bilgisayar bağlantısı ve yol bedeli adı altında hakkı olmayan bir alacağı tahsil etme çabasında olduğunu, davacıyı hiçbir şekilde Antalya İlinden Bursa iline Müvekkil şirket çağırmadığını, buna ilişkin tarafların sözleşmesi de olmadığını, davacı Bursa İlinde hizmet verdiğini hali hazırda Yenişehir ilçesinde bulunduğunu ve ilgili makinenin tamirini yapabileceğini belirttiğini, davacının iddia ettiği gibi bir hizmet gerçekleşmediğini, motor sökme işçiliği bedeli olarak 2.000,00 TL gibi bir fiyat oldukça fahiş tutarda olduğunu, davacı böyle bir eylemi ne müvekkil iş yerinde ne de kendi işyerinde yapmadığını, bununla birlikte davacının sırf Müvekkil şirkete ait bir işi yapmak maksadıyla kalkıp Bursa’ya gelmesi gibi bir durum yaşanmadığını, sadece motor sökme işlemi için Antalya kadar uzak bir şehirden usta bulunup getirilmesi hayatın olağan akışına da aykırıdır. Müvekkil şirket ile davacı yan arasında böyle bir anlaşma hiçbir zaman olmadığını, işçilik bedellerine ek olarak yol bedeli gibi bir alacak kaleminin doğması da mümkün olmadığını, davacı yan dava dilekçesinde sözleşmelerinin olduğunu belirttiğini, ancak böyle bir sözleşme bulunmadığını, iddiasını ileri süren taraf bunu ispatla mükellef olduğunu, davacı ile müvekkil arasında faturanın içeriğinde olduğu gibi bilgisayar bağlama ücreti olarak 500 TL, antalyadan gelip gitmeye 550*2 :1100 TL Motor sökme işçiliği adı altında 2.000,00 TL gibi bir sözleşme yoktur. Böyle bir ücret alacağı da doğmadığını, davacının yapmadığı iş daha sonrasında başka bir firma tarafından yaptırılmış olup motor rektefiye işlemine ilişkin işçilik bedelinin bu firmaya ödendiğine dair fatura ekte sunulduğunu, davacı, sunmadığı bir hizmete ilişkin servis formu düzenlemiş bu formları farklı kişilere imzalatmış daha sonra da üzerini kendi el yazısı ile doldurarak yapmadığı işleri tamamlamış gibi göstermeye çalıştığını, servis formlarının altında imzaları bulunan … ve … isimli şahıslar müvekkil şirketin çalışanları dahi değildir. Şirket yetkililerinin bu formlardan ve altına atılan imzalardan haberi olmadığı gibi formlarda “yapılan işler” olarak gösterilen faaliyetlere muvafakatleri de olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber formların altında imzaları bulunan kişilerin müvekkil … Madencilik İnş. İnş. Malzemeleri Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. çalışanı olduğu varsayımında dahi alelade bir çalışanın şirketi vekaleten imza yetkisinin olamayacağı açık olduğunu, müvekkili şirketin bu gibi tamirat ve tadilat işlerini takipten sorumlu elemanı Erdi BİLGAY, Sayın Mahkemenizce gerekli görülmesi halinde bu hususta tanık olarak dinlenebileceğini, ancak miktar itibariyle davacı tanık dinletmesine muvafakatimiz bulunmadığını, davacı, doğmamış bir alacağı öne sürerek haksız ve kötü niyetli şekilde icra takibine girişmiş takibe itirazımızın akabinde ise işbu itirazın iptali davasını açtığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş davalı tarafça ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi Şevki Yetiker’in mahkememize sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle: Davalı firma 2018-2019-2020 yıllarında e-defter mükellefi olup defter bilgileri usb içinde rapor ekinde sunulmuştur. E-defter beratları da rapor ekinde olduğunu, davalı defterlerinde fatura ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığını, BA-BS formları aylık dönemler halinde verilir. Firmalar arasındaki alışverişin karşılıklı olarak beyan edildiğini, her firma mal satın aldığı firmaların her birinde o ay içinde aldığı malların toplamı tek faturada ya da birden fazla faturada KDV hariç 5.000.00-TL’yi geçiyorsa bu firmaları o ay içinde o firmalardan aldığı fatura adetlerini ve tüm bu faturaların ayki KDV siz toplamlarını BA formuyla maliyeye beyan etmek zorunda olduğunu, aynı şekilde satışlarını da BS formuyla maliyeye beyan etmesi gerektiğini, yani maliye burada mal alanla mal satanın beyanlarına bakarak kayıt dışı satış olup olmadığını kontrol ettiğini, Yargıtay BA&BS formlarının araştırılması gerektiği hususunda kararlar verdiğini, fatura KDV hariç 5.000.00-TL yi geçmediği için BA&BS formlarında gösterilme zorunluluğu bulunmadığını, dolayısıyla BA formu üzerinden inceleme yapmak mümkün olmadığını, faturanın açık kesildiğini, servis formunda imzası bulunan … ve … nun şirket çalışanı olup olmadığı hususundan sgk dan gelen cevap yazısına göre Müdürlüğümüze intikal eden ilgide kayıtlı yazınıza istinaden;1087489.16 sicil nolu … MADENCİLİK İNŞAAT İNŞAAT MALZEMELERİ TAŞIMACI ünvanlı işverenin tescil bilgileri ve 01/2018-12/2018 dönem bordroları ve …. T.C. Numaralı …’nun hizmet dökümü ve işyeri unvan listesi yazımız ekinde sunulmuş olup …’ın T.C. Numarasının tespit edilemediği, … hakkında ; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, yukarıda kimlik bilgileri bulunan şahsın 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi …, (b) bendine tabi ….. sicil numarası ile tescil kaydı bulunduğu tespit edilmiş olup hizmet bilgileri sunduklarını, bu kişinin Sosyal Güvenlik Kurumundan aktif olarak herhangi bir emekli aylığı almadığı anlaşıldığını, yazı ekindeki sgk belgelerinden adı geçenin davalı işyerinde 12,07,2017 tarihi ile 29.09.2018 tarihleri arasında çalıştığı tespit edilmiştir. servis formuna imza atıldığı tarihte davalı şirket çalışanı olduğunu, talimatla alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre davacının “2017-2018-2019 yıllarına ait gelir/gider belgeleri ile ilgili vergi dairesine verilmiş olan beyannameler bulunmakta ise de davacı …” in 2018 yılı ticari defterlerinde kayıtların yapılmadığı , defter sayfalarının boş olduğu görüldüğünü, bu durumda davacının defterlerinin delil niteliği bulunmadığını, davalı e-defter mükellefi olduğunu, ancak davalının da defterlerinde fatura kayıtlı olmadığını, fatura BA&BS bildirim tutarının altında kaldığı için BA formu yardımıyla faturanın beyan edilip edilmediği konusunda da tespit yapılamadığını, dolayısıyla servis formunda davalı şirket çalışanının imzası dışında bir veri bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz yargılaması sırasında dosya talimat yolu ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin raporunda özetle: Dava dosyası içerisindeki belge ve bilgiler ile davacı …’in 2018 yılı ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde; Davacı firmanın 2018 yılı ticari defterlerinin 213 s.| V.U.K. ilgili maddelerine uygun olarak açılış tasdiklerinin 6102 sayılı T.T.Kanunu 64.maddesi 3.bendine uygun olarak Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu, davacı tarafından 2018 yılı gelir/gider belgeleri ile ilgili vergi dairesine verilmiş olan aylık- yıllık beyannameler bulunmakta ise de 2018 yılı ticari defterlerine gelir/gider kayıtlarının işlenmediği, defterin boş olduğu, davaya-takibe konu 29.05.2018 tarih 058072 nolu 4.248,00 TL tutarlı faturanın açık fatura olduğu , Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere açık faturada bedelinin ödendiğini ispat etme yükümlülüğünün davalı tarafa ait olacağı, davalı firma tarafından takibe konu fatura bedelinin ödendiğine dair dosya içerisinde herhangi bir belge-bilginin bulunmadığı, fatura bedelinin ödenmemiş olduğu, davacı …-Fermak İş Makinalarına ait Servis Formları içeriğinde belirtilen hizmetler ile takibe konu 29.05.2018 tarih 58072 nolu fatura içeriği belirtilen hizmetlerin birbiri ile örtüştüğü, servis formlarının altında imzaları bulunan … ve … isimli şahısların davalı şirket çalışanı olup olmadığının dosya kapsamından belirlenemediği, davacı …” e ait 2018/05.ay BA-BS formlarının incelenmesinde, davaya konu 29/05/2018 tarih 058072 nolu fatura tutarı 5.000,00 TL nın altında kaldığından BS formunda gözükmediği, mahkemece davacı …’in davalı firmaya servis formu takibe konu fatura içeriği hizmetin verildiği kabul edildiği takdirde; Davacı …’in takip tarihi itibari ile davalı … Madencilik İnş. İnş.Malzm. Taşm.San. ve Tic.Ltd.Şti.’den 4.248,00 TL alacaklı olabileceği, mahkemece aksi düşünüldüğü takdirde, Davacı …’in davalı … Madencilik İnş.,İnş.Malzm. Taşm.San. ve Tic.Ltd.Şti.’den takip tarihi itibari ile herhangi bir tutar talep edemeyeceği mütalaa edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, mahkememizce tarafların ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verildiği, bilirkişi raporuna da itiraz etmediği, davacı tarafa ait ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davacının davalıdan 4.248,00TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; mahkememizce aldırılan kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek takibin asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının Davanın KABULÜNE, Davalının Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına,
2-İİK 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğu anlaşıldığından 849.60 TLnin %20’si olan miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 290,18 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 230,88 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 1.400,00 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 286,65 TL olmak üzere toplam 1.686,65 TL yargılama gideri ve 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.745,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 4.24800 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,

Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava konusu uyuşmazlığın miktarı dikkate alınarak, HMKnun 341 maddesi gereğince kesinlik sınırının altında olduğundan kesin olmak üzere karar verildi,verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …..
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …..
¸E-imzalıdır.