Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/604 E. 2021/953 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/604 Esas
KARAR NO : 2021/953

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …..
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … -.
Av. ….
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : Mon Sep 29 00:00:00 TRST 2014
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı şirketin … Y – 4 nolu trafik ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı araç ile müvekkillerinin murisi tarafından 08/02/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında müvekkillerinin murisi … …’un vefat ettiğini, meydana gelen kazadan sonra tutulan kaza tespit tutanağı ve Karacabey Cumhuriyet Savcılığının 2011/1511 soruşturma sayılı evrakının ekli olup, Adli Tıp Raporundan da anlaşılacağı gibi tüm kusurun … plaka sayılı araca verildiğini, müvekkillerinin … …’un vefatı nedeni ile onun desteğinden yoksun kaldıklarını, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olan araç nedeni ile geçirdiği trafik kazası sonucunda ölenin mirasçısı olan davacıların desteğinden yoksun kaldıkları nedeni ile 3. Kişi sıfatı ile 30/10/2012 tarihinde davalı şirkete başvurdukları ancak davalı şirket tarafından ret cevabı verilmesi nedeni ile işbu davayı açtıklarını Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/02/2012 tarih 2011/17-787 esas ve 2012/92 karar sayılı kararı ile yine 15/06/2011 tarih 2011/17-142 esas ve 2011/411 karar sayılı ilamlarında sigortalı miraçsılarının destekten yoksun kalan 3. Kişi sıfatı ile ZMMS poliçesini yapan sigorta şirketine müracaat edebileceklerini karara bağladıklarını, anılan nedenlerle davacı eş Fehmettin … ile küçük … … adına herbir davacı için 1.000,00 Tl olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL nin ileride arttırılmak kaydı ile gerçek zararın tespit edilerek davalı … şirketinden ret tarihinden 8 gün sonrasından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile davanın; trafik kazası sebebi ile vefat eden şahsın haksahipleri tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olup, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 04/04/2010 ve 04/04/2011 tarihleri arasında ZMMS ile temin edilmiş olup, ilgili poliçede ölen şahıs başına azami poliçe teminat limitinin 175.000,00 TL ile sınırlı olduğu, kazada vefat eden şahsın sigortalı aracın sürücüsü olup Yargıtay’ın emsal kararlarına göre sürücünün kusurunun hak sahiplerine yansıtılmasının mümkün bulunmayacağı, davacı tarafça ilerisi sürülmüş ise de, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu ile birlikte öğretide paylaşılan görüşlere göre desteğin kusurunun tıptı zarar görenin kusuruymuşçasına tazminatta indirim sebebi teşkil etmesi gerektiği görüşünün benimsendiği, Yargıtay’ın bazı kararlarında da bu görüşün paylaşıldığı, anılan nedenlerle sigortalı şirket sigortalısı ölen müteveffanın kazadaki kusurunun hesaplanacak tazminat tutarından indirim sebebi yapılması, her halükarda zararın gerçek zarar olarak belirlenip poliçe limitinin her halükarda ödenmesi gereken bir miktar olmayıp gerçek zarardan fazlası ile sorumlu olamayacağını, ayrıca davacı tarafın davadan önce müvekkili şirkete müracaatı bulunmadığından temerrüt oluşmayıp davacı tarafın faiz istemlerinin de yerinde bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, ZMMS poliçesi kapsamında davacıların murisi ve … plaka sayılı araç maliki ve sürücüsü … …’un geçirmiş olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda ölümü nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarından bahisle poliçe kapsamında bir miktar tazminatın davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili delil olarak : Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/358 soruşturma sayılı dosyasına davalı … nezdinde düzenlenmiş, sigortalı dosyasına, nüfus kayıtlarına, ekonomik ve sosyal durum araştırmasına, SGK araştırmasına, Sigorta Poliçesine, kaza tespit tutanağına, araç kayıtlarına ve mahallinde yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı … vekili delil olarak : Sigorta poliçesine, hasar dosyasına, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasına, yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ve ekonomik durum incelemeleri ile SGK kayıtlarına dayanmıştır.
SGK İl Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta; davacıların murisi … …’un vefatı nedeni ile mirasçıları olan davacılar … ve oğlu … …’a yapılan bir ödeme bulunmadığı, 07/01/2014 tarihli yazı cevabı ile anlaşılmıştır.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, … plaka sayılı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigortası Hasar dosyası ve sigorta genel şartlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Dava dosyası ibraz edilen deliller davalı … kayıtlarına üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacıların dava tarihi itibari ile talep edebilecekleri tazminat miktarı ve faizinin belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mahkememiz ara kararı ile oluşturulan sigorta hukukçusu Av. … … ve Aktüerya bilirkişisi Av. . . tarafından düzenlenen 18/11/2015 havale tarihli bilirkişi heyet raporu dosya kapsamına, denetime ve hüküm kurmaya elverişli veriler içermekle mahkememizce de hükme esas alınmaya elverişli görülmüş, tarafların itirazları da dosya kapsamına göre giderilmiş bulunmaktadır.
Dava dilekçesi, davaya cevap dilekçesi, bilirkişi raporu, gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Uyuşmazlık işleten ve sürücü olan müteveffanın tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında ölmesi üzerine mirasçıların davalı ZMMS sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. BK’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil ve eylemli bir durumu hedef tutar, o halde destek sayılabilmek için bakımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi destekten yoksun kalma zararının bir yansıma zarar olarak kabul etmiş ve bu tazminatın destek olan kişi sebebi ile doğan bir hak olduğu vurgusunu yapmıştır. Ancak HGK kararında destekten yoksun kalma zararını mirasçılık sıfatına bağlı olmaksızın salt işletenin desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayandırmıştır. Netice olarak sürücü murisi olayda 8/8 oranında kusurlu olduğu belirlense dahi bu görüşten hareketle davalı … şirketinin 2918 sayılı KTK’nun 91/1. maddesinde ve 85/1. maddesinde belirtilen işletenin kusurundan dolayı 3. kişilere vermiş olduğu zarar kapsamında destekten yoksun kalma tazminatını da poliçe kapsamında işletenden dolayı sorumluluğu üstlenen sigorta şirketi üstlenecektir. Mahkememizce de HGK’nun bu görüşü benimsenmiştir. (HGK 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı 22/02/2012 tarihli kararı)
Mahkememizce de denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmakla hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı … şirketinin yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda sigortalı işleten sürücünün tam kusurundan dolayı ölümü sonrasında 3. kişi olarak kabul edilen destekten yoksun kalanlarının tazminat taleplerinin poliçe kapsamında karşılaması gerektiği sonucuna varıldıktan sonra yapılan bilirkişi incelemesine göre muris … …’un vefatı nedeni ile eşi … için belirlenen 133.485,38 TL, oğlu … … için 3.867,00TL olmak üzere toplam 137.352,38 TL destekten yoksun kalma maddi zararları olduğu belirlenmiş, davacılar vekili 28/12/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini bu miktarlara arttırmış olmakla ve bu miktar üzerinden harçlandırmakla davanın davacı … yönünden 133.485,38 TL, … … yönünden 3.867,00 TL olmak üzere toplam 137.352,38 TL yönünden mahkememizin 16/06/2020 tarih ve 2019/876 Esas 2020/321 sayılı kararı ile kabulüne karar verilerek mahkememizin 03/03/2016 tarih ve 2014 /1374 – 2016 164/ E/K sayılı kararında direnilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/03/2021 tarih 2021/17-19 Esas 2021/181 Karar sayılı kararında; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiş olmakla; direnme kararının bozulmasına karar vererek, dosya mahkememize gönderilmiş olup, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuştur.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; aracın işleteni olan (sigortalı) davacı …’un sürücü olan desteğinin tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle aracın sigorta şirketi olan davalıdan (kendi sigorta şirketinden) destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Diğer sigorta türlerinde olduğu gibi sorumluluk sigortalarında da kural olarak sözleşme serbestîsi ilkesi geçerlidir. Ancak, kamu yararını gözeten kanun koyucu birtakım sorumluluk sigortalarının yapılmasını tarafların iradesine bırakmamış bu konularda özel düzenlemeler yapmıştır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesinin 1. fıkrası ile de kamu yararı ön planda tutularak, yaptırılması zorunlu tutulan sorumluluk sigortalarının, özel kanunlardaki özel hükümler de saklı tutularak, sigorta şirketlerinin çalışma alanı kapsamında kalanlar bakımından bu tür sigorta sözleşmelerini yapmakla sigorta şirketleri zorunlu ve yükümlü tutulmuştur (Ulaş, I.:Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012, s. 873). Aynı konuya ilişkin bu yükümlülük 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483. maddesinde de yinelenmiştir.
“İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” ise KTK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş ve “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Nitekim Kanun’un 91. maddesi ile de işletenlerin, bu maddeye göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunluluğu getirilmiştir. Burada işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla birlikte, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu ise, akdi (sözleşmesel) niteliktedir. Söz konusu akdi ilişki, işleten ile onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu (trafik) sigortacısı arasındadır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar aynı Kanun’un 92. maddesinde tahdidi olarak sayılarak, a bendinde; “İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler” sigorta teminatı kapsamı dışında bırakılmıştır. Vurgulamakta yarar vardır ki, bu hüküm işletenin eyleminden sorumlu olduğu kişilere yönelik kendi zararına dayalı talepleri noktasında önem arz etmektedir. Kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere göre, salt sigorta şirketinin dava edildiği ve üçüncü kişinin zararının söz konusu olduğu durumlarda bu hükmün uygulama alanı bulamayacağı açıktır. Nitekim aynı ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.11.2013 tarihli ve 2013/17-72 E., 2013/1558 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2017/1718 E., 2021/180 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Kazanın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” hükmüyle sözleşmenin kapsamı ve amacı net olarak belirlenmiş, tazminat kapsamında kalan hususlar da A-6. maddede sayılarak “İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” sigorta teminatı kapsamı dışında bırakılmıştır.
Görüldüğü gibi, karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortasında, sigorta ettirenin zarar verdiği kişi, sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığı hâlde bu sigortadan yararlanmaktadır (Karasu, R: Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, Ankara 2016, s. 23). Zira zorunlu trafik sigortası motorlu araç işleteninin KTK’nın 85/1. maddesinde yer alan üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu belirlenen limitler dâhilinde üstlenir. Bu nedenle zarar görenler, bu zararın giderilmesi amacıyla, araç işletenine karşı KTK hükümlerine göre başvuru hakkına sahip değilse, zarar verene ait aracın trafik sigortacısına da başvuramayacaktır. İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri sigorta teminatı kapsamına dâhil değildir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/03/2021 tarih 2021/17-19 Esas 2021/181 Karar sayılı kararı ile değerlendirildiğinde ve HMK 373 . Maddesinin 7. Fıkrası gereğince Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymakla zorunlu olduğu ilkesi gereğince aracın işleteni olan (sigortalı) davacı …’un sürücü olan desteğinin tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle aracın sigorta şirketi olan davalıdan (kendi sigorta şirketinden) destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunamayacağından davacı … tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 2.312,00 TL ıslah harcının mahsubu ile fazla kalan 2.252,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 114,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 16.998,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.14/10/2021
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)