Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/60 E. 2021/745 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/60
KARAR NO : 2021/745

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; davacı aleyhine Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2011/… ve 2011/… esas sayılı takip dosyaları ile kambiyo senetlerine özgü icra takibine geçilerek kendilerine ödeme emri gönderildiğini, icraya konu çekleri davacının keşide etme yetkisinin bulunmadığını, davalıların Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/540 esas sayılı dosyasında bu çekler nedeni ile bedelsiz çekleri işleme koymak, tefecilik ve emniyeti suistimal suçlarından yargılandıklarını, davacının aile şirketi dışında ticari faaliyet yapmak için nakit paraya ihtiyati olduğunu, bu sebeple Garanti Bankasında çalışan davalı …’a durumu anlattığını, onun da faiz karşılığında para temin edebileceğini söylediğini, nakit para temin edebilmek için davacının yetkili olduğu şirket üzerinden teminat çeki verilmesinin gündeme geldiğini, anlaşmaya göre çeklerin teminat olarak … uhdesinde kalacağını, bu sebeple biri 500.000,00 TL diğer 900.000,00 TL olmak üzere iki çekin davalı …’a teslim edildiğini, çeklerin teslimine rağmen davacıya herhangi bir nakit para ödemesi yapılmadığını, davalı …’ın davacıyı oyaladığını ve nihayet çekleri …’in tehdit ve baskı ile çekleri aldığının ortaya çıktığını, anlatıma göre çeklerin yine …’ın aracılık ettiği …’in borçlarına karşılık olmak üzere alındığını, sonuç itibariyle davacının verdiği çeklere karşılık para alamadığını, çeklerin tefecilerin eline geçtiğini, …’in alacaklı olmadığını bile bile takip yaptığını ileri sürerek takibe konu çekler dolayısıyla borçlu olmadıklarının tespitine, takibin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca kötü niyetli takibe konan çek bedeli üzerinden %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; davanın reddini istemiş, borcun ticari bir nitelik taşımadığını, davanın taraflarının tacir olmadığını, ayrıca Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/818 esas, Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/847 esas sayılı açılmış davaların her ikisinin de reddedildiğini, yine davalıların davacı hakkındaki takiplerinde gönderilen ödeme emirlerinde 280.000,00 USD alacaklı olduklarının belirtildiğini, ayrıca zaman aşımı itirazında bulundukları, esasa ilişkin olarak da davacının keşide etmeye yetkisi olmadığını beyan etmesine rağmen dava dışı şirketin çekini kendi namına keşide etmiş ve ciro yolu ile tedavüle çıkarmış olduğunu, davanın reddi ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe ;
Derdest dava kambiyo senetlerinden kaynaklanan ve takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu senet kambiyo senedi olduğundan kambiyo senedine karşı borcun bulunmadığı iddasında ispat külfeti davacı taraf üzerindedir.
Olay sebebiyle davacının şikayeti üzerine davalılar … ve … aleyhine ceza kovuşturması başlatılmıştır. Dolandırıcılık ve Tefecilik suçlamaları ile açılan ceza davası Bursa 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/540 esas sayılı dosyası üzerinden görüşülerek karara bağlanmış, 06/11/2013 gün ve 2013/860 sayılı kararla sanıkların beraatlerine karar verilmiştir. Beraat kararında suç unsurlarının oluşmadığı, ilişkinin hukuki ilişki kapsamında kaldığı belirtilmiştir.
Davacı … nakit ihtiyati sebebiyle … ile görüşmüştür. …’ın para temin edeceği vaadine güvenerek biri 500.000-TL diğer 900.000-TL tutarında 2 ayrı çek düzenleyerek …’a teslim ettiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Ceza dosyasından alınan ifadeler de nazara alınarak varılan kanaate göre çekler karşılığında … 280.000-USD verecektir. … ceza soruşturması sırasında verdiği ifadede …’in 280.000-USD’yi ödemediğini söylemesine rağmen kovuşturma aşamasında 280.000-USD’nin davacıya verildiğini anlatmıştır. … ise çekler karşılığında 280.000-USD ödediğini, çekleri bankadan sorarak teyit ettirdiğini, verdiği paranın zamanında ödenmemesi üzerine çekleri takibe koyduğunu, imza konusunda sıkıntıyı bilmesine rağmen dolandırıldığını anladığı için hakkını korumak için takip yaptığını anlatmıştır. …’in iki ayrı takiple istediği meblağ çeklerin toplam bedelinden daha azdır. Çeklerin toplam bedeli 1.400.000-TL olmasına rağmen, davalı … tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla iki takipte toplam 280.000-USD istemektedir.
Davacının verdiği çeklerin karşılıksız çıktığı, bunun üzerine Bursa 16.İcra Dairesinin 2011/… ve 2011/… esas sayılı dosyaları ile takibe konulduğu anlaşılmaktadır. Takipler aleyhine Bursa 3.İcra Hukuk Mahkemesine iptal davası açılmış, 2011/818 ve 2011/847 sayılı dosyalar ile red kararı verilmiştir. Her iki karar da yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Takip konusu çeklerden birinin keşidecisi … Petrol Ltd. Şti., diğerinin keşidecisi …Petrol A.Ş.dir. Getirtilen kayıtlardan anlaşıldığı üzere davacı … petrol alımında kullanılmak üzere çek keşide etmeye yetkili kılınmıştır. Davacının menfi tespit istediği çeklerde keşideci sıfatı yoktur. Sınırlı yetkisine rağmen keşideci şirketleri temsil ediyormuş izlenimi vererek çek düzenlemiştir. Ancak çeklerde ciranta olarak da imzası vardır. Bilindiği gibi çekin son hamili keşideci ile birlikte kendinden önceki cirantalara başvurma hakkına sahiptir. Çekler incelendiğinde, davacı … lehdar ciranta, davalı … ikinci ciranta, diğer davalı … ise çeki ciro yolu ile davalı …’dan devir ve temlik alan 3. ciranta ve yetkili hamil konumundadır.
Mahkememizce daha önce davanın reddine karar verilmiş bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4825 E. 2020/4971 K sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesinde; “Davalı … davacının bedelsizlik iddiası konusunda 17.12.2013 tarihli celsede ; “Ben Garanti Bankasında nakit yönetmeni olarak çalışıyordum. …’i de banka müşterisi olduğu için tanıyorum. …’i de yine bankadan dolayı tanıyorum. …’in paraya ihtiyacı vardı. Kendisini …’e götürdüm. Orada konuşuldu ve 280.000 USD talep ettik. Kendisi bize bu parayı temin edip verebileceğini söyledi. Karşılığında da teminat olarak bizden çek talep etti. Biz de çeki verebileceğimizi söyledik. Bu şekilde kendisini tanıyıp güvendiğimden çeki parayı henüz almadan verdik……280.000 USD …’den alınamadı.’’şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalının bu beyanı dikkate alındığında çeklerin bedelsiz olduğu bu davalı yönünden subüta ermiş bulunmaktadır. Bu nedenle davalı … yönünden davanın kabul edilmesi gerekirken reddedilmesi doğru olmamıştır. Davacının diğer davalı …’e yönelik davasında ise; davacı, dava konusu çeklerin bedelsiz olduğunu bilerek kötüniyetle bu davalı tarafından ciro ile alındığını iddia ettiğine göre TTK’ nun 687 maddesine göre ” poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremez. Meğer ki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü gereği bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispat edebilir. Ancak mahkemece davacı tarafından delil dilekçesinde gösterilen kötüniyete ilişkin deliller toplanmamıştır. Kötüniyet iddiası davacı tarafından ispatlandığı takdirde bu davalı hakkındaki davanın da TTK’nun 687. maddesi gereğince kabulü gerekir. Kötüniyet iddiası ceza davası dışında ispat edildiğinde ceza davası sonucunun beklenmesine gerek olmayacaktır. Kötüniyet iddiası davacı tarafından ispat edilemediği takdirde ise; davacının şikayeti üzerine her iki davalı hakkında dava konusu çeklerle ilgili tefecilik ve dolandırıcılık suçundan açılan Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/540 esas sayılı dosyasındaki ceza davası beraat kararı ile sonuçlanmış ise de Maliye Hazine vekilince temyiz edilmiş, dosya halen Yargıtay’da olup henüz kesinleşmemiştir. Bu kararın Yargıtay incelemesi sonucu bozulması ve her iki sanığın müsnet suçtan mahkum olmaları ve kararın kesinleşmesi halinde TBK’nun 74. madde ( BK. 53 m.) uyarınca ceza davasında verilecek mahkumiyet kararının dayandığı maddi vakalar hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olacağından ceza davası kararının sonucu beklenmeksizin karar verilmeside doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” hukuksal görüşlerine yer vermiştir.
Davalı …’ın davaya konu çekleri aldığı ancak çek bedellerini davacıya vermediği bu davalının kendi beyanları ile sabittir. Bu sebeple davaya konu çekler dolayısıyla davacının bu davalıya borçlu olmadığı ve çeklerin karşılığı olan bedeli almadığı sabittir.
Diğer davalı … yönünden yapılan değerlendirilmede, davalı … ceza dava dosyasında talimat yolu ile alınan ifadesinde ” sanık … bir ara müşteki …’ in ihracat yapmak amacı ile kumaş almak için yanıma getirmişti, ancak herhangi bir alış verişimiz olmadı, benim müşteki ile herhangi bir alış verişim yoktur, sanık … benden bir haftalık süre için 280.000 usd borç para istedi, kendisine istenen rakamın yüksek olduğunu veremeyeceğimi söyleyince, sanık bana iddianamede yazılı olan iki adet çeki getirdi, Türkiye İş bankasına ait olan çeki sanık … yanım da sordurttu, çekin sağlam olduğu bize söylendi, bende Yap Kredi bankasına ait olan çeki sordurmuştum, çekin sağlam olduğun anlayıca sanık … ‘ a 280.000 usd verdim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … ceza dosyasında; “… bir ara müşteki …’ in ihracat yapmak amacı ile kumaş almak için yanıma getirmişti, ancak herhangi bir alış verişimiz olmadı” şeklinde beyanda bulunarak çeklerin verilmesinden önce davacı ve diğer davalı ile birlikte görüştüklerini belirtmiş, ancak davacı ile bir alışverişlerinin olmadığını savunmuştur. Davalı … da beyanlarında “…’in paraya ihtiyacı vardı. Kendisini …’e götürdüm. Orada konuşuldu ve 280.000 USD talep ettik. Kendisi bize bu parayı temin edip verebileceğini söyledi. Karşılığında da teminat olarak bizden çek talep etti. Biz de çeki verebileceğimizi söyledik. Bu şekilde kendisini tanıyıp güvendiğimden çeki parayı henüz almadan verdik ” şeklinde beyanda bulunarak bu görüşmede davalı …’ten davacı için borç para istendiği davalı …’in ise çek istediği bu nedenle dava konusu çeklerin davalı …’e para henüz alınmadan teslim edildiği bildirilmektedir.
Hem davalı … hem de davalı …’nın beyanlarından, davalı … daha önceleri de üçüncü kişilere borç para verilmesi konusunda davalı … ile birlikte hareket ettikleri anlaşıldığından …’in “… bir ara müşteki …’ in ihracat yapmak amacı ile kumaş almak için yanıma getirmişti” şeklindeki beyanlarında ki görüşmede davacıya 280.000 USD borç para verilmesi hususunun görüşüldüğü ve bu nedenle davaya konu çeklerin davacı tarafından verildiği kabul edilmiştir.
Nitekim dosya kapsamında dinlenen tanıklar da bu olguyu doğrulamaktadır. Her ne kadar kambiyo senedine yönelik borcun bulunmadığı iddiası yazılı delille ispatlanırsa da, davalı …’ya yönelik borçlu bulunmadığı iddiası subuta erdiğinden, davalı …’in kötüniyetli hamil olup olmadığı konusunda her türlü delil dinlenebilecektir. Nitekim Yargıtay bozma ilamında bu hususa işaret ederek “Meğer ki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü gereği bu iddiasını tanık dahil her türlü delille ispat edebilir” şeklindeki hukuksal gerekçeye yer vermiştir.
Dosya kapsamında dinlenen tanıklardan …; “davaya konu çeklerin …’a davacı tarafından teslim edildiği sırada yanlarındaydım. … kendisine para bulabileceğini söyledi, çekleri de para bulacağı kişiye göstermek için davacıdan aldı. Davacı da …’a güvendiği için parayı almadan çekleri ona verdi. Çeklerin verildiği sırada davacıya herhangi bir para verilmemişti. Daha sonradan bir para ödemesi de yapılmadı. Bildiğim kadarıyla borç para verecek olan … … isimli kişiden borç verdiği parayı geri alamamış bu parayı da…’a … aracılığıyla verdiği için onun karşılığı olarak davacının …’a verdiği çekleri geri vermeyip icra takibine konu etmiş, davacı ile birlikte …’le de görüşmemiz oldu, … yukarıda anlattığım şekilde …’ın aracı olduğu kişi borcunu ödemediği için çeklere el koyduğunu bize söyledi, çeklerle ilgili …’la görüşmeye gittiğimizde ben hallederim siz merak etmeyin, .. ….’le yaptığımız görüşmede … çeklerin …dan geldiğini karşılığında para vermediğini biliyordu , zaten bize hitaben de …’dan olan alacağı için çekleri elinde tuttuğunu söylemişti” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu tanığın yaşanan olaylarla ilgili görgüye dayalı bilgisi olduğu, davalı …’nın çek bedellerinin diğer davalıdan alınamadığına ilişkin beyanları ve davacının beyanlarıyla bu tanığın beyanlarının uyumlu olduğu görülmüştür.
Tanık ….’ nın alınan beyanlarında genel olarak da davacının çek bedellerini alamadan çekleri teslim ettiğinin belirtildiği görülmektedir.
Gerek davacının iddiaları gerek, davacının çeklerin karşılığı olan bedeli almamış olmasının sabit oluşu gerekse davalı …’nın beyanları ve tanık anlatımları ile çeklerin karşılığının 280.000,00 USD olduğunun tüm tarafların kabulünde olup, çeklerin keşide tarihlerindeki USD kuruna göre 280.000,00 USD’nin karşılığının 1.400.000,00 USD’nin çok çok altında oluşu (ki 08.05.2011 tarihli USD kuruna göre 280.000,00 USD’nin karşılığı yaklaşık olarak 432.000,00 TL düzeyindedir.) davalı …’in iyiniyetli hamil olmadığı sonucunu ortaya koymaktadır. Her ne kadar sanık … hakkında tefecilik suçundan beraat kararı verilmişse de, açıklanan tüm bu olgular karşısında davalının iyiniyetli hamil olmadığı kabul edilmiştir. Davalı karşılık bedelini vermediği halde davaya konu çekleri takibe konu etmiştir. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … yönünden davacı aleyhine başlatılmış bir takip bulunmadığından şartları oluşmamakla kötü niyet tazminatı istemi reddedilmiş, davalı … yönünden takip konusu yapılan 991.200,00 TL’ nin % 40′ ı tutarında icra inkar tazminatının davalı … ‘ den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan İİK hükümlerine göre kötüniyet tazminatı %40 oranında uygulanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2011/… sayılı dosyasında takibe konu Türkiye İş Bankasının Bursa Mudanya şubesine ait 08/05/2011 tarihli 500.000,00 TL bedelli … çek numaralı çek dolayısıyla ve Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2011/… sayılı icra dosyasında takibe konu sayılı dosyasında takibe konu Yapı Kredi Bankası A.Ş. Bursa Organize Sanayi şubesine ait 30/05/2011 tarihli 900.000,00 TL bedelli çek dolayısıyla davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalı … yönünden davacı aleyhine başlatılmış bir takip bulunmadığından şartları oluşmamakla kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Davalı … yönünden takip konusu yapılan 991.200,00 TL’ nin % 40′ ı tutarında icra inkar tazminatının davalı … ‘ den tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 74.059,89 TL harçtan başlangıçta alınan 16.100,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 57.959,89 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan 16.121,15 TL harç, 1.403,30 TL yargılama gideri toplam 17.524,15 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 70.746,08 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir
dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … ‘ ın yokluğunda verilen karar oybirliği verilen karar ile açıkça okundu, usulen anlatıldı.07/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …