Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2023/914 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/595 Esas – 2023/914
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/595 Esas
KARAR NO : 2023/914

BAŞKAN : …..
ÜYE : …..
ÜYE : ……
KATİP : ……

DAVACI : … OTOMOBİL YAN SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. ……..
DAVALI : … OTOMOTİV İNŞAAT SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …..
Sakarya 1.Organize Sanayi Bölgesi 1 Nolu Yol Temel Makina Site No: No: 17/ Arifiye/ SAKARYA
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; Taraflar arasında 28/11/2019 tarihli satın alma sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 0 hatalı ürün prensibine göre akdedildiğini, bu kapsamnda Mercedes marka araçlara ait ısofiks isimli parçaların bu iş için kullanılan özel boya ile boyanması amacıyla davalı şirkete gönderildiğini, boyama işlemi sonrasında bu malların yurt dışı müşterilere gönderilmesi sonucunda yapılan boyama işleminin ayıplı olduğu, sözleşme gereği 0 hatalı ürün taahhüdüne uymadığı, somun içlerinde boya kalıntısı olduğu, bu durumun montaj problemi oluşturduğu, bu kalıntılar nedeniyle civatanın somunun içerisine geçemediğini ve montajın gerçekleşemediğini, parçanın da kullanılamadığını, bu sebeplerle yurt dışı müşterilerin bu ayıplar nedeniyle zararı davacıya yansıttığını, bu zararlar karşılığı davacının 42.135,95 Euro ‘ nun ödendiğini, davacının alacağının da KDV dahil Euro olarak 49.720,39 Euro olduğunu, yapılan ihtarlara rağmen bu zararın davalı tarafça giderilmediğini, bu sebeple bu alacağın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle ; Taraflar arasında belirtilen hususta sözleşme bulunduğunu, sözleşmeye uygun olarak davalının edimlerini yerine getirdiğini ve boyama işlemlerini yaptığını, yapılan işte de herhangi bir ayıbın bulunmadığını, hatalı olduğu iddia edilen ürünlerin davalı şirkete de iadesinin sağlanmadığını, iddia edilen hususlarda davacı tarafın muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğini ancak bunu yapmadığını, iddia edilen hususlarda davalıya akdedilebilir bir kusur bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava eser sözleşmesinde ayıp iddiasından kaynaklanan alacak davasıdır.
Davalı taraf taraflar arasında 28/11/2019 tarihli satın alma sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 0 hatalı ürün prensibine göre akdedildiğini, bu kapsamnda Mercedes marka araçlara ait ısofiks isimli parçaların bu iş için kullanılan özel boya ile boyanması amacıyla davalı şirkete gönderildiğini, boyama işlemi sonrasında bu malların yurt dışı müşterilere gönderilmesi sonucunda yapılan boyama işleminin ayıplı olduğu, sözleşme gereği 0 hatalı ürün taahhüdüne uymadığı, somun içlerinde boya kalıntısı olduğu, bu durumun montaj problemi oluşturduğu, bu kalıntılar nedeniyle civatanın somunun içerisine geçemediğini ve montajın gerçekleşemediğini, parçanın da kullanılamadığını, bu sebeplerle yurt dışı müşterilerin bu ayıplar nedeniyle zararı davacıya yansıttığını, bu zararlar karşılığı davacının 42.135,95 Euro ‘ nun ödendiğini, davacının alacağının da KDV dahil Euro olarak 49.720,39 Euro olduğunu, yapılan ihtarlara rağmen bu zararın davalı tarafça giderilmediğini ileri sürerek eledik davayı açmıştır.
Davalı taraf taraflar arasında belirtilen hususta sözleşme bulunduğunu, sözleşmeye uygun olarak davalının edimlerini yerine getirdiğini ve boyama işlemlerini yaptığını, yapılan işte de herhangi bir ayıbın bulunmadığını, hatalı olduğu iddia edilen ürünlerin davalı şirkete de iadesinin sağlanmadığını, iddia edilen hususlarda davacı tarafın muayene yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğini ancak bunu yapmadığını, iddia edilen hususlarda davalıya akdedilebilir bir kusur bulunmadığını iddia etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği belirlenmelidir. Sözleşme ilişkisinde davalı taraf davacı tarafından kendisine teslim edilen otomobil parçası olarak kullanılan izofikslerde boyama işlemi yapmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğindedir.
Davacı taraf boyanan parçalarda ayıp bulunduğunu, bu ayıpların yurt dışı müşteriye teslim edildikten sonra müşteri nezdinde yapılan kontrollerde ayıpların ortaya çıktığını bu ayıpların yurt dışı müşteri tarafından giderilerek yapılan masrafların davacıya yansıtıldığını iddia etmiştir.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinde davalının yapmış olduğu boyama işlemlerinde ayıp olup olmadığı, bu ayıp açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı niteliğinde mi olduğu, Malın teslimi anında gözle görülebilir mi yoksa ilgili parçanın monte edilmesi sırasında belirlenebilecek nitelikte gizli bir ayıp mı olduğu, Davalı tarafın muayene yükümlülüğüne aykırı davranışının olup olmadığı, Davacıya müşterileri tarafından zarara ilişkin olarak yansıtılan yansıtma bedelleri ile mevcut zarar miktarı birbiri ile uyumlu olup olmadığı, parçaların iade edilmemesi nedeniyle mahkeme nezdinde inceleme yapılamayacak olmasının sonuca etkisi ile yurt dışı müşteri tarafından davacıya yapılan yansıtmanın mahkeme nezdinde parçalarda yapılacak incelemenin yerine geçip geçemeyeceği, ayıp dolayısıyla parçalar kullanılamaz hale mi geldiği, ayıbın bir başka işlemle giderimi mümkün olup olmadığı, parçalar kullanılamaz hale gelmişse uygulanması gereken bir sovtaj bedelinin olup olmadığı tartışılmalıdır.

Dosya kapsamında davacı ve davalı tarafın tanıkları dinlenilmiştir.
Sözleşme akdedildikten sonra başlayan ticari ilişkide davacı tarafça parçaların davalıya teslim edildiği, boyama işleminin davalı tarafça yapıldığı, ürünlerin tekrar boyama sonrası davacıya teslim edildiği, davacının ürünlerde herhangi bir kontrol ve inceleme yapmadığı, doğrudan yurtdışı müşterisine ihraç etmek suretiyle gönderdiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta davacının malları teslim aldıktan sonra herhangi bir muayene yapmadığı tarafların beyanlarına ve dinlenilen tanık anlatımlarına göre sabittir.
Ayıp bulunup bulunmadığı, niteliği belirlenmelidir.
Dosyanın re’sen seçilecek mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişilerden dosya arasında bulunan tüm belgelere göre davalı tarafça imal edilen ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerde üretimden kaynaklı ayıp bulunup bulunmadığı, bu ayıbın malın teslimi sırasında açıkça gözle görülür açık nitelikte bir ayıp olup olmadığı, ayıbın parçanın montaj ve uygulaması sırasında ortaya çıkabilecek gizli ayıplardan olup olmadığı, ayıpların niteliğine göre 3. Kişilerce davacıya yansıtılan yansıtma faturaları tutarında bir zararın oluşup oluşmadığı, davacı şirket kayıtlarına göre davacının yansıtma faturalarından dolayı 3. Kişi müşterilerine ne miktarda ödeme yaptığı ve bu hususta ne miktarda zararının oluştuğu konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Ürünlerin boya sonrasında konuya vakıf kişilerce diş üzerindeki boya kalıntılarının görülebileceği, ancak diş mastarları ile rahatlıkla kontrol edilip ayıplı olup olmadıklarının anlaşılacağı, bu nedenle ayıpların gizli ayıp niteliği taşımadığı, hem davalının hem de davacının bu hataları saptayabileceği, bu nedenle ayıpların açık ayıp niteliği taşıdığı, Sözleşme konusunun genel olarak değerlendirmesinin hukuk bilgisi gerektirdiği için yorum yapılamayacağı, Davacı … Otomobil Yan Sanayi A.Ş. ticari defterlerindeki kayıtlara göre Davalı … Otomotiv Sanayi Ltd.Şti.’ne 21.04.2021 tarih GNR2021000000290 numaralı 485.857,66 TL (49.720,39 EURO) tutarlı fatura düzenlenmiştir. Bu fatura hem
davacı şirketin hem de davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlıdır. Vergi daireleri tarafından dava dosyasına sunulmuş olan BA bildirimi ve BS bildirimi ile sabittir. Davalı şirket … Otomotiv Sanayi Ltd.Şti. tarafından davacı şirket … Otomobil Yan Sanayi A.Ş. adına düzenlenmiş olan 24.04.2021 tarihli TAS2021000001682 numaralı İADE faturasının e-Fatura 485.857,71 TL (49.720,39 EURO) davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin yurtdışı müşterileri tarafından davacı şirket adına düzenlenmiş olan Reklamasyon faturalarının toplam tutarının 42.135,92 EURO olduğu, (Muhasebe kayıtlarının TL olarak tutulması zorunlu olduğundan dolayı kayıt edildiği günün döviz kuru ile Türk Lirasına çevrilmesi sonucu faturaların toplamı 373.047,07 TL olarak ticari defterlere kayıt edilmiştir) davacı şirketin ticari defterlerine kayıt edilmiş olduğu
ve davacı şirketin yurtdışı müşterilerinden olan cari alacaklarından mahsup edilerek/düşülerek ödendiği tespit edilmiştir “
Bilirkişi raporunu hazırlarken ürünlerde herhangi bir inceleme yapmamıştır, özellikle teknik bilirkişi yapılan işin niteliğine ve iddia edilen ayıp haline göre raporlama yapmıştır.
Ürünler yurt dışı müşterileri tarafından geri gönderilmediği için mahkeme nezdinde bilirkişiler tarafından keşfen incelenebilecek bir delil bulunmamaktadır. Dava açılmazdan evvel söz konusu parçalarda yurt dışı müşterisinden örnek numune istenip delil tespiti mahiyetinde inceleme yapılmış bir şahit bir numune dahi bulunmamaktadır, ayıp iddiasıyla ilgili eldeki tek veri yurt dışı müşterisi tarafından yapılan yansıtma işlemleri ile parçalara ilişkin bir takım görsellerdir. Ayıbın varlığını ve türünü ispat yükü davacı taraftadır, çünkü bir iddiadan lehine hak ve sonuç çıkartan taraf iddiasını ispatla yükümlüdür.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafça üretilen ayıplı ürünlere ilişkin şayet örnek tutulmadığı gibi yapılmış bir delil tespiti de bulunmadığı, yalnızca yansıtma faturaları , bir kısım belgeler ile üretilen mallara ilişkin görüntüler vardır. Bilirkişilerde dosya muhteviyatındaki olgular nezdinde inceleme yapmak suretiyle rapor düzenlemişlerdir.
İddia edilen ayıbın niteliği üzerinde durmak gerekir. Davacı taraf ürünlerde somun içlerinde boya kalıntısı kaldığını, bu durumun montaj sorunu yarattığını, cıvatanın somono geçemediğini ileri sürmüştür. Mühendis bilirkişinin de doğru tespit ettiği biçimde ileri sürülen bu ayıp niteliği itibariyle gizli ayıp değil açık ayıp niteliğindedir. Nitekim rapor sonrası taraf beyanlarında bilirkişinin bu belirlemesinde ihtilafının bulunmadığı anlaşılmıştır.
İddia edilen ayıp niteliği itibariyle açık ayıptır, yapılacak muayene işleminde bu hataların saptanabileceği belirlenmiştir, ancak davacı taraf sözleşme ilişkisi kurulduğundan itibaren bu muayene hükümlülüğünü yerine getirmediği, teslim aldığı ürünleri doğrudan yurt dışına ihraç ettiği dosya kapsamında sabittir. Bu minimalde davacı tarafın sözleşmenin 5.8 maddesinde yaptığı atıf değerlendirmeye alınmalıdır. Sözleşmenin 5.8 maddesine göre davalının sevkıyatla birlikte bir rapor da düzenlemesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Bunun yapılmamış olması sonuca etkisi tartışılmalıdır.
Sözleşmenin maddesi davalının muayene ve ihbar yükümlülüğünü ortadan kaldıran nitelikte bir madde değildir, kısacası davalı taraf muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmese dahi ileride bir ayıp ortaya çıkmış ise davalının bu ayıptan dolayı sorumlu olması sonucunu doğuran şekilde bir düzenleme olmadığı anlaşılmaktadır.
Eser sözleşmelerinde TBK 474.maddesinde ayıbın belirlenmesini düzenlemiştir, buna göre iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek zorundadır, TTK’nın 23/1-c maddesi ticari satımlarda malın ayıplı olması halinde açık ayıplarda iki gün içerisinde ihbar yükümlülüğü açıkça belli değil ise 8 gün içerisinde muayene ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirmesi gerektiğini düzenleme altına alınmıştır. Eldeki davaya konu sözleşme ticari satım olmayıp eser sözleşmesi olduğundan buradaki süreler değil TBK ‘nın 474.maddesi dikkate alınmalıdır. 474.madde burada gün belirten bir süre belirlememiş olup, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz eseri gözden geçirmesi gerektiği ve bunu yükleniciye bildirmesi gerektiği düzenleme altına alınmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapıldığında davacı tarafın , davalı tarafça boyanan ve kendisine teslim edilen bu parçaları muayene ederek yurt dışı firmasına ihraç etmesi gerekmektedir. Madde 474’de düzenlenen işlerin olağan akışına göre hali davacı bakımından malların ihraç edilmesinden önceki dönemi kapsamalıdır. Aksi takdirde davacını muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğinden söz edilemez, davacı bilirkişi raporunda belirlendiği ve tarafların da itirazında olmayan açık ayıbı yapacağı bu muayene ile tespit edebilecek iken bu yükümlülüğü uygun davranmamış ve malları yurt dışı müşterisine göndermiştir.
Sözleşmenin 5.8 maddesinde düzenlenen kontrol raporu davalı tarafça düzenlenmiş olsa dahi davacı tarafın muayene ve ihbar yükümlülüğü devam etmektedir. Davacı taraf böyle bir kontrol raporuna rağmen muayene yükümlülüğünü yerine getirdiğinde açık nitelikte olan bu ayıpları saptayarak bildirim hakkını kullanabilecektir.
Sonuç olarak ayıbın varlığı ve bu ayıp dolayısıyla ortaya çıkan zararın miktarını ispat yükümlülüğünün davacıda olması kuralı ve TBK 474.maddesinde düzenlenen muayene ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesine ilişkin kurala uyulmaması karşısında davacının davasının reddi gerekir.
Zira ürünlerin kaç adedinde ayıp bulunduğu, düzenlenen yansıtma faturalarının ürün adedi ve zararla uyumlu olup olmadığı denetlemek mümkün olmamıştır. Bu kapsamda yurt dışı müşterisinin teyide ve kesinleşmeye muhtaç olan belirlemesi ile zararın yansıtma faturasındaki tutarlar kadar olduğunu kabul ederek hüküm kurmak doğru görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan başlangıçta alınan 8.745,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.565,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 74.333,20 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2023

Başkan ……
e-imzalıdır
Üye ….
e-imzalıdır
Üye …..
e-imzalıdır
Katip ..
e-imzalıdır