Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/491 E. 2021/1179 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/491 Esas
KARAR NO : 2021/1179

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. ….
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. …
Av. … .

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Taraflar arasında 29/11/2016 tarihli indirimli elektrik sözleşmesi imzalandığını, yine taraflar arasında 02/12/2016 tarihinde ek protokol imzalanarak sözleşmenin bitim tarihinin 31/12/2017 tarihi olarak belirlendiğini ve bazı maddelerde değişiklik yapıldığını, davalı tarafın 2017 yılı Mayıs ayına kadar sözleşmeye uygun olarak birim fiyat uyguladıkları halde 2017 yılı Haziran ayından itibaren sözleşmeye aykırı olarak fiyatlandırma yaptıklarını bu sebeple Haziran-Aralık 2017 aylarına tekabül eden faturalarda davacıdan fazlaca ücret taahhuk ettirildiğini davacının da bunu ödemek durumunda kaldığını, sözleşmedeki birim fiyatlara göre aradaki fark kadar davalıdan alacaklı olduklarını belirterek 60.780,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin genel yetkili olan Denizli Ticaret Mahkemeleri olduğunu, BK aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen 138.maddesine göre dava konusu uyuşmazlıkta davalı bakımından bu şartların oluştuğunu, sözleşmenin 5.3 maddesinde de mücbir sebep halinde yeni tarife için yada indirim oranı değişiklik yapılması için hüküm bulunduğunu, bu sebeple davacı tarafa taahhuk ettirilen 2017 yılı Haziran ve Aralık aylarına ilişkin fiyatlandırmada sözleşmeye ve hukuka aykırılık bulunmadığını bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen dosya kapsamına göre
Dava indirimli elektrik sözleşmesi kapsamında davacıdan fazla tahsil edildiği iddia olunan 60.780,00 TL’nin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Davacı sözleşmenin devamı sırasında 04/07/2017 tarihli yazı ile indirim oranlarını değiştirerek davalının kendisinden fazla tahsilat yaptığını ve bunun sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Taraf vekilleri delil olarak, ana sözleşme , ek protokol, ihtarname, elektrik faturaları, fark çizelgesi ödeme belgelerini, keşif ve bilirkişi incelemesini göstermişlerdir.
Taraflar arasındaki sözleşme şartları itibariyle davalının sözleşmeye aykırı fiyatlandırma gerçekleştirip gerçekleştirmediği, ortaya çıkan piyasa koşulları nedeniyle TBK 138.maddesi kapsamında düzenlenen aşırı ifa güçlüğüne ilişkin koşullar oluşup oluşmadığı, yine sözleşmenin 5.3 maddesinde düzenlenen halin uygulanmasını gerektirir mücbir sebeplerin bulunup bulunmadığı, sözleşmeye uygun indirim ve birim fiyatlara göre davacıdan fazlaca tahsil edilen tutar bulunup bulunmadığı konusunda bilirkşi incelemesi yapılmış gerek 07/11/2018 tarihli bilirkişi raporu ve gerekse 19/04/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda da belirtildiği üzere aşırı ifa güçlüğüne ilişkin koşulların oluşmadığı gibi sözleşmenin 5.3 maddesinin uygulanmasını öngören mücbir sebep hallerininde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine davalının sözleşmeye aykırı olarak davacıdan fazladan tahsilat yaptığı her iki bilirkişi raporunda da uyumlu bir şekilde belirlenmiş olmakla davanın kabulüne dair hüküm kurulan mahkememizin 25/06/2019 tarih ve 2018/341 Esas 2019/772 sayılı kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi, 7. Hukuk Dairesi’nin 06/04/2021 tarih ve 2019/1843 Esas – 2021/646 Karar bozma kararı gereğince” Davalı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin gerekçesiz olarak reddine karar verildiği zapta yazıldıktan sonra davalı vekilinin tüm duruşmalara mazeret verdiği, mazeretini belgelendirmediği, gerekçelendirmediği gerekçesi ile mazeretin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin mazeret dilekçesi hakkında olumsuz bir karar verilmekle birlikte bu durumdan davalı haberdar edilmeden hüküm kurulmuş olması ile hukuki dinlenilme hakkının ihlaline sebebiyet verilmiştir. Hal böyle olunca; davalıya mazeretlerinin ve bilirkişi raporuna itirazlarının reddine ve yeni duruşma gününe ilişkin gerekli meşruhatları ve açıklamayı tebligatlar yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalının bu husustaki istinaf nedenleri yerindedir.” şeklinde davalı vekilinin mazeret dilekçesi hakkında olumsuz bir karar verilmekle birlikte bu durumdan davalı haberdar edilmeden hüküm kurulmuş olması ile hukuki dinlenilme hakkının ihlaline sebebiyet verilerek hüküm kurulduğundan bahisle bozularak mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizin 07/09/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar üzerine istinaf bozma ilamı okunmuş, taraf vekilleri beyanda bulunmuştur. Davalı vekilinin beyan ve itirazları doğrultusunda dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi hususunun dosyanın geldiği aşama usul ekonomisi hedef süre tutumu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş taraflar arasındaki uyuşmazlığın elektrik alım sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin ifa yerinin davacının ikameti olan Bursa olduğu anlaşılmakla mahkememiz yetkili olduğundan davanın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava dosyası elektrik mühendisi bilirkiş tevdii edilerek rapor aldırılmıştır. 07.11.2013 tarihli Bilirkişi Döviz kurundaki değişimlerin davalı taraf savunmalarında yer alan gerekçeleri destekler nitelikte olmadığı, elektrik piyasasında yıllık süreçlerde yapılan plan ve programlarda bu olağan kabul edilmesi gereken değişim oranlarına dair sınır değerlerin gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği, Taraflar arasında imzalanan Sözleşme, Sözleşme Ekleri ve Ek Protokol hep birlikte incelendiğinde, Haziran 2017 döneminden itibaren uygulamaya konulan fiyatlandırmanın sözleşme ile kararlaştırılan hususların ihlali niteliğinde olduğu ve sözleşme ile belirlenen birim fiyatlara göre davacıdan fazladan tahsil olunan Haziran-Aralık 2017 aylarına tekabül eden tüketim dönemlerinde davacının fazladan ödediği fark tutarının 60.779,65 TL olduğu hususlarında görüş bildirilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş ve taraflar süresinde beyan ve davalı taraf itirazlarını sunmuşlardır.
Akabinde mahkememizce itirazlar doğrultusunda İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın üç elektrik mühendisi ve bir Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile edilerek rapor aldırılmıştır. Bilirkişilerden taraflar arasındaki sözleşmede davalı tarafça birim fiyatlarda değişiklik yapılarak gerçekleştirilen fiyatlandırma sözleşmeye aykırı fiyatlandırma olup olmadığı, davalı bakımından dava konusu uyuşmazlıkta TBK 138.maddesinde öngürülen aşırı ifa güçlüğüne ilişkin koşullar oluşup oluşmadığı, davalı tarafın ileri sürdüğü nedenlerin ana sözleşmenin 5.3 maddesinde belirtilen mücbir sebeplere uyup uymadığı, bu bakımdan ek protokol olarak imzalanan 02/12/2016 tarihli sözleşmede ana sözleşmenin 5/3.maddesindeki yapılan değişiklik de dikkata alındığında somut olayda mücbir sebebe ilişkin koşulların uygulanıp uygulanmayacağı , davalının fiyatlandırması sözleşmeye aykırı ise sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatlara göre davacıdan tahsil edilen Haziran-Aralık 2017 aylarına tekabül eden ücretlerde davacının fark alacağı var ise bunun ne miktarda olduğu konusnuda rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.

Bilirkişi heyeti 19/04/2019 tarihli raporunda özetle; Taraflar arasında imzalarımış sözleşme ve ekleri ile dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ve Y.13.HD’nin 13.06.2014T., 2013/16898E., 2014/18895K. nolu kararı kapsamında; Dava dosyasından dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki sözleşmede davalı tarafça birim fiyatlarda değişiklik yapılarak gerçekleştirilen fiyatlandırmanın sözleşmeye aykırı fiyatlandırma olup olmadığının ve ek protokol uyarınca 06/2017-12/2017 döneminde davalı şirketçe davacı şirketten tahsil ediler elektrik tüketim bedeli farkının davacıya iadesinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldığı, -taraflar arasında 29.11.2016 tarihinde sanayi tarifesinden “İndirimli Elektrik Sözleşmesi” imzalanmış ve perakende satış birim fiyatının ulusal tarifede sanayi abone grubu için açıklanan perakende satış birim fiyatı üzerinden net 915,1 indirim yapılması sonucu belirleneceği belirtilmiştir. Sözleşmenin 02.12.2016 tarihinde imzalanan Ek Protokol’ünde; taraflar imzalanmış Sözleşme’ye tarafların karşılıklı mutabakatı ile 17. Maddenin eklendiği, Sözleşme’nin 01.01.2017’de yürürlüğe gireceği ve 31.12.2017’de sona ereceği belirtilmiştir. 17.Maddede ise Sözleşme’de yer alan 5.3. maddesinin mücbir sebepler dışında uygulanmayacağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla Davalı’nın yeni tarife uygulaması için ileri sürdüğü nedenlerin mücbir sebeplere uymadığı, ayrıca “Rapor” içeriğinde açıklandığı üzere Davalı bakımından dava konusu uyuşmazlıkta TBK 138. Maddesi’nde öngörülen “Aşırı İfa Güçlüğü”ne ilişkin koşulların Oluşmadığı, -EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Ulusal Tarife Listeleri’nde; 2017 senesi sanayi tarifesi için aktif enerji birim fiyatı 0,205219 TL/kWh olarak belirlenmiştir. 01/2017-05/2017 döneminde davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalarda bu birim fiyat üzerinden sözleşmede belirlenen 9415,1 indirim oranı uygulanarak aktif enerji birim fiyatı 0,174230930 TL/kWh olarak dikkate alındığı, Ancak 06/2017-12/2017 döneminde davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalarda aktif enerji birim fiyatı 0,201114620 TL/kWh olarak dikkate alınmıştır. Bu dönem aralığında indirim yapılmadığı için indirimli fiyata göre fazladan tahakkuk ettirilen toplam tutar (KDV Dahil) 60.779,64 TL olarak tespit edilmiştir.

Davacı sözleşmenin devamı sırasında 04/07/2017 tarihli yazı ile indirim oranlarını değiştirerek davalının kendisinden fazla tahsilat yaptığını ve bunun sözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Taraflar arasında indirimli elektrik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 29/11/2016 tarihli olduğu, daha sonra 02/12/2016 tarihli ek protokol ile sözleşmenin bitim tarihinin 31/12/2017 tarihi olarak belirlendiği, yine sözleşmenin bazı maddelerinde bu ek protokol ile bazı değişiklikler yapıldığı anlaşılmaktadır. 29/11/2016 tarihli sözleşmenin 5.3 maddesinde sözleşmede kararlaştırılan indirim oranının tedarikçi firma olan davalı tarafından piyasa koşulları maliyet unsurları ve enerji alım fiyatları gözönünde bulundurularak davalı Aydan tarafından belirlenebileceği kararlaştırılmışsa da 02/12/2016 tarihli ek protokol ile sözleşmenin 5.3 maddesinin mücbir sebepler dışında uygulanmayacağı kararlaştırılmıştır. 29/11/2016 tarihli sözleşmenin 15.maddesinde de mücbir sebepler düzenlenmiş ancak örnekseme yoluyla belirleme yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme şartları itibariyle davalının sözleşmeye aykırı fiyatlandırma gerçekleştirip gerçekleştirmediği, ortaya çıkan piyasa koşulları nedeniyle TBK 138.maddesi kapsamında düzenlenen aşırı ifa güçlüğüne ilişkin koşullar oluşup oluşmadığı, yine sözleşmenin 5.3 maddesinde düzenlenen halin uygulanmasını gerektirir mücbir sebeplerin bulunup bulunmadığı, sözleşmeye uygun indirim ve birim fiyatlara göre davacıdan fazlaca tahsil edilen tutar bulunup bulunmadığı konusunda bilirkşi incelemesi yapılmış gerek 07/11/2018 tarihli bilirkişi raporu ve gerekse 19/04/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda da belirtildiği üzere aşırı ifa güçlüğüne ilişkin koşulların oluşmadığı gibi sözleşmenin 5.3 maddesinin uygulanmasını öngören mücbir sebep hallerininde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine davalının sözleşmeye aykırı olarak davacıdan fazladan tahsilat yaptığı her iki bilirkişi raporunda da uyumlu bir şekilde belirlenmiş olmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile; 60.769,64 Tl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 4.151,17 TL harçtan başlangıçta alınan 1.037,98 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.313,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan 1.037,98-TL peşin harç, 41,10-TL başvurma harcı, 575,00-TL yargılama gideri toplam 1.654,08‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.700,05-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinün yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır