Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/47 E. 2022/991 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/47 Esas
KARAR NO : 2022/991
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …– …
VEKİLLERİ : Av. …….
Av. ……
Av. …-
DAVALI : …– …
VEKİLİ : Av. …….
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2015
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davacı aleyhine Bursa 8. İcra Dairesinin 2015/… sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, takibe itiraz ettiklerini ancak süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddedilip takibin devamına karar verildiğini, usulsüz tebligat gerekçesiyle Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesine yaptıkları başvurunun da reddedildiğini, bu sebeple menfi tespit davası açmak zorunda kaldıklarını, davacının bu takip sebebiyle davalıya borçlu olmadığını, takip talebinde yer alan alacağın neden kaynaklandığının belli olmadığını, borcun sebebinin açıkça yazılmadığını, alacağa dayanak yapılan bir belge bulunmadığı gibi ödeme emri dışında kendilerine tebliğ edilen bir belge de bulunmadığını, alacak iddiasının kaynağını anlayamadıklarını, taraflar arasında imzalanmış bir kira sözleşmesi olmadığını, herhangi bir fatura borçları da bulunmadığını, davalı firma ile uzun yıllardır süren ticari ilişkileri sebebiyle binlerce sayfalık evrak ve sözleşmeler olduğundan hangi konuda alacak iddia edildiğini bilemediklerini, öncelikle davalı tarafın bu konuya açıklık getirmesini, tüm kayıtlar incelenirse davalı tarafa borçlu olmadıklarının anlaşılacağını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, takibin devamına, davalının haksız takip tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Davalı …. davanın reddi gerektiğini savunmakta, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşmedeki yetki şartı sebebiyle davanın Ankara mahkemelerinde açılması gerektiğini, taraflar arasında 25.06.2012 günü imzalanan “Alternatif Satış Kanalları Sözleşmesi kapsamında davacının “Türk Telekom Alternatif Satış Kanalı” olarak faaliyet gösterdiğini, bu kapsamda davalıya faaaliyetler hakkında raporlama işleri yaptığını, ayrıca autboud kanalı olarak da çalıştığını, talep toplamak için kendisine verilen veri tabanından bireysel ve kurumsal müşterileri arayarak tanıtım satış ve sisteme giriş işlemlerini yaptığını, davacının sözleşmesinin noterden gönderilen bir ihtarla tek taraflı biçimde feshedildiğini, davacının yaptığı hatalı -sanal işler sebebiyle davalı abonelerine ücret iadesi yapıldığını, davacının yanıltıcı bilgilerle yaptığı işlerle ilgili müşteri şikayetlerinin haklı bulunması halinde cezai şart uygulanacağına dair sözleşmede hüküm bulunduğunu, bu sebeplerle davacıya ceza bedelleri fatura edildiğini, prosedür gereğince kesilen maktu cezalar veya ödenen tazminatların alternatif satış kanalına fatura edildiğini, kanalın alacağı varsa bu bedelden tenzil işlemi yapıldığını, alacağı yoksa faturanın 10 gün içinde ödenmesi gerektiğini, bu biçimde kesilmiş bir sürü fatura bulunduğunu, takibin de bu alacakların tahsiline yönelik olduğunu, bu alacaklarla ilgili birçok defa e-posta yahut posta yoluyla bildirimler yapıldığını, davacının bu alacaktan habersiz olduğu iddiasının doğru olmadığını, davacının yaptığı işlemlerden dolayı halen müşteri şikayetlerinin gelmeye devam ettiğini, davacıya gönderilen faturalara süresi içinde itiraz edilmediğini, bazı faturaların da elektronik ortamda gönderilmeye devam edildiğini, davacının alternatif satış kanalı olarak faaliyet gösterdiği süreçte yaptığı, hatalı, sanal veya sözleşmeye aykırı işlemler sebebiyle borç tutarının dönemsel olarak değiştiğini, cari hesabın da artış gösterdiğini ileri sürerek davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;Dava faturadan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememiz istinaf öncesi ilk kararında davacı tarafından iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Mahkememiz ilamı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/2262 Esas 2020/1298 Karar sayılı ilamı ile kaldırıldığı, kaldırma kararında özetle; davalı tarafın faturaların dayanağının sözleşme kapsamında müşterilerin şikâyetleri nedeniyle verilen cezaya dayandırdığı, faturaların dayanağının ve alacaklı olup olmadığının ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, davalı tarafın cevap ve beyan dilekçelerinde delillerini sunduğu gibi şirket merkezinde bulunan bilgisayar kayıtlarında müşteri şikayetlerinin bulunduğunun belirtildiği bu durumda mahkemece davalıdan müşteri şikayetlerine ilişkin yazılı veya telefon kayıtlarının istenerek davalının merkez kayıtlarında müşteri şikayetlerine ilişkin inceleme yapılarak mevcut tüm deliller değerlendirilip sözleşme ve fatura kapsamında davalının alacaklı olup olmadığı belirlenerek neticesinde karar vermek gerektiğine değinmiş, BAM kaldırma kararı sonrasında davalı vekiline müşteri şikayetlerine ilişkin yazılı veya telefon kayıtlarını sunması için 2 aylık süre verilmiş, verilen süre içerisinde yeni bir bilgi ve belge davalı vekili tarafından sunulmamış davalı vekili ellerindeki tüm belge ve kayıtları daha önceki dilekçeleri ile fiziki ve CD olarak mahkemeye ibraz ettiklerini müşteri şikayetlerinin müvekkil şirketin … adlı müşteri şikayet programı içerisinde tutulduğunu, talimat ile kaldırma kararı öncesi bu kayıtlar incelenerek rapor aldırıldığı hususu beyan edilmiş, dosya 2 bilişim uzmanı ve 1 mali müşavir bilirkişi refakatında davalının merkez kayıtlarında müşteri şikayetlerine ilişkin değerlendirme yapılmak üzere ilgili mahkemesine talimat yazılmış, bilirkişi heyeti 07/06/2022 tarihli raporunda davalı kurumun yerinde 11/05/2022 tarihinde yapılan inceleme ve tespitlerde …A.Ş tarafından müşteri bilgileri dışında yapılan işlemlerin tespit edildiği, bu yapılan tespitlerin bazılarının ekran görüntüleri alınarak ve davalı kurum tarafından bilirkişi heyetine elektronik ortamda ve dosya kapsamında sunulan bilgilerin müşteri iradesi hilafına gerçekleştirildiğinin anlaşıldığının, davalı kurumdan müşterilerin müşteri temsilcileri ile ilgili ses kayıtlarının taraflarına ulaştırılmadığını, ancak dosyalarda yapılan incelemelerde çeşitli yollarla gelen müşteri şikayetleri üzerine işlem açıldığı, bu tarz şikayetlerin toplam sayı ve tazmini talep edilen tutarlarının davada konu edilen tanzim edilen tutarın üzerinde olduğu, şikayetini geçen sürede takip eden ve şikayetinde ısrarcı olan müşteriler için inceleme yapıldığı ve bu müşterilere faturalarından düşüm yapılmak suretiyle ödemeler yapıldığı, müşteri iradesi hilafına işlem yapılan başka abonelerinde bulunduğu ancak bunların şikayetlerini takip etmemeleri sonucu tazmine dönüşmediği, şikayetini takip eden aboneler için dosya açıldığı, herbir başvurunun tek tek incelendiği ve iradesi hilafına işlem yapılan işlem için faturalarında indirim yoluyla ödemeler yapıldığının görüldüğü, buna göre davalı şirketçe davacı şirkete kesilen ve icra takibine konu edilen ceza faturalarının sözleşmeye uygun olmadığı(her ne kadar raporda olmadığı şeklinde ibare bulunsa da raporun tamamından aslında ceza faturalarının sözleşmeye uygun olduğu anlamı çıktığından, olmadığı kelimesinin sehven kullanıldığı düşünülmekle bu hususta ek rapor alınmasına gerek duyulmamıştır), müşterilerin haklı şikayetlerine yol açtığı, davalı tarafın bu faturalar sebebiyle müşterilerin fatura bedellerinden indirim ya da iade yoluyla ödeme yapmak zorunda kaldığı, indirim yoluyla iade yapılan müşterilere ait indirimli faturaların taraf defterlerine olduğu gibi yansıdığı, bu nedenle davalı defterlerinin, delil niteliğinde olduğu yönünde heyet raporu düzenlendiği görülmüş, alınan bilirkişi heyet raporunun bilimsel, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, tüm dosya kapsamından davalı şirketçe davacı şirkete kesilen ve icra takibine konu edilen ceza faturalarının sözleşmeye uygun olduğu, müşterilerinin haklı şikayetlerine yol açtığı, davalı tarafın bu faturalar sebebiyle müşterilerin fatura bedellerinden indirim veya iade yapmak suretiyle ödemede bulunduğu, müşteri şikayetleri nedeniyle müşterilere ödenen tutarların dava konusu edilen tutarın üzerinde olduğu, bu durumda davacının davalıya başlatılan icra takibi nedeniyle borcunun bulunduğu, borçlu olmadığına dair iddiasına ilişkin davasını ispat edemediği kanaatine varılmakla, davanın reddine, her ne kadar davalı taraf icra inkar tazminatı talebinde bulunduysa da şartları oluşmadığı anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatı talebine ilişkin talebinin reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 27,70-TL harcın 4.191,88-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.164,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine takdir edilen 37.364,63-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan muhkeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2022

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı