Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/433 E. 2022/654 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/433 Esas
KARAR NO : 2022/654

HAKİM : … …
KATİP : …..

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – […..
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …..
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Müvekkil şirketin polyester iplik üreticisi olduğu. Davalı şirket müvekkilden ayrı ayrı tarihlerde ve ayrı ayrı tutarlarda iplik satın aldığı. Müvekkil şirketin ücettiği polyester ipliğin ham maddesi petrol ürünü olduğu için fiyatları dolara endeksli olduğu. Bu nedenle piyasada polyester iplik satışları dolar cinsinden yapıldığı. Alacağa konu fatura içeriklerinde, döviz değeri ve döviz kuru açıkça yazıldığı, vergi Usul Kanunu 215/2-a bendine göre; tanzim edilecek tüm kayıt ve, Belgelerde Türk para binini kullanılması yasal zorunluluk olduğundan dolar değerin yanında tüm faturalar
düzenlendikleri tarihlerdeki Türk Lirası karşılıkları yazılı olduğu. Dilekçemiz ekinde sunduğumuz faturalar ve cari hesap ektresi dökümünden görüleceği üzere davalı, müvekkilimizden pes mıcroflament Teks.iplik iplik satın ve teslim aldığı, müvekkil teslim edimini yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı tarafça bakiye borç ödendiği Davalı şirketle borcunu ödemesi konusunda haricen yapılan iyi niyetli-girişimler sonuç vermediği. Aleyhinde başlatılan Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 18/142I1sas sayılı takip dosyasından 18/12/2018 tarihinde ödeme emrini tebliğ alan davalı, haksız ve kötü niyetli
olarak takibe kısmi itiraz etmiş ve takibi durdurduğu. Davalı, vekili vasıtasıyla vermiş olduğu 20/12/2018 tarihli kısmi itiraz dilekçesinde 507584 numaralı 17.10.2014 tarihli faturaya ilişkin borçlarının 2.638,80 TL olduğunu ve dilekçe ekinde muavin defter kaydı sunduğunu belirttiği. icra takip dosyasına da 20/12/2018 tarihinde 2.638,80 ödeme yaptığı, Davalının icra dosyasına sunduğu muavin defter kaydında dâhi kur farkı ibareli işlem varken, taraflar arasındaki ticaretin USD üzerinden olmasına, faturaların TL
üzerinden kesilmesi yasal zorunluluğu bilinmesine rağmen davalının borcunun sadece 2.618,80 TL olduğu iddiası kötü niyetli olduğu. Bu icra takibi hakkında herhangi bir itirazın iptali davası açılmadığı.
Alacak davası için yeniden ticari uyuşmazlığa ilişkin dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğu, Bursa Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/2991 Büro nohı,2020/11499.1 Arabuluculuk sayılı dosyasından yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde davalı ile anlaşmaya varılamamış olduğu, 24/12/2020 tarihinde ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuğuna dair anlaşmama tutanağı imzalandığı Şeklinde beyanda bulunarak Açıklanan bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklar saklı kalmak kaydıyla. Davalı adına kayıtlı gayrimenkul. Araç ve davalının nezdindeki menkulleri üzerine icra ve İflas Kanunu 257.maddesi gereğince İhtiyati haciz konulması talebimizin kabulüne, İhtiyati haciz talebimizin reddi halinde HMK 391 maddesi gereğince davalı, araç ve davalının nezdindeki menkuller üzerine tedbir karan verilmesini, Davanın kabulü ile, davacı müvekkilin davalıdan olan 638.31 USD ve bu alacağa
temerrüt tarihinden (temerrüt tarihinin fatura tarihi olan 17/10/2014 tarihinden itibaren olduğunun kabulüne, Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise Bursa 16 icra Müdürlüğü ‘nün 2018/14211 E. Sayılı dosyasından davalıya ödeme emrinin tebliğ edildiği 18/12/2018 tarihi olduğunun kabulüne) itibaren işleyen ve işleyecek bankalara bir yıllık dolar mevduatına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline. Arabuluculuk vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin davalı tarata
yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Vergi Usul Kanunu madde 215’e göre şirketlerin tuttukları tüm defter ve kayıtların Türkçe olarak tutulması zorunlu olduğu. Ayrıca aynı maddenin 2.fıkrasına göre de kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılmasının zorunlu olduğu, eğer ki şirket yabancı para oIarak kayıt tutacaksa Türk para karşılığını göstermesi zorunlu olduğu. Uyuşmazlığa konu olayda davacı şirket ise, yukarıda açıklandığı üzere hukuka aykırı olarak Ba/Bs kaydını ve Cari Hesap, kaydını .sadece “USD” olarak tutmakta olduğu. Davacının USD olarak tuttuğu kayıtlarda “TL” karşılığını göstermesi VUK m. 215’e göre zorunlu olmasına rağmen davacı sadece USD olarak kayıt tutmakta olduğu dosyadaki evraklardan anlaşılabildiği ekstresi Bu sebeple davacının cari hesap ekstresi Ba/Bs formlarının hukuka aykırı olmasından delil olarak kabul edilemeyeceği açık ve net olduğu, Davadaki tüm uyuşmazlık da, davacının hukuka aykırı olarak kayıt tuttuğu cari hesap ekstresinde kalan 17/10/2014 tarihli 638 USD bakiyeyi yaklaşık 7 yıl sonra icra etmeye çalışmasından kaynaklandığı. Dosya ekinde mübrez 17/10/2014, tarihli faturada görüleceği üzere dolar. Kuru 2.27 olduğu, dava açılışında ise 8,3.İ,’dir. Ba/Bs formları incelenecek, olursa müvekkil, davacı şirkete 16/10/2014 tarihinde 74)00,00 USD gönderdiği Davacının dava dilekçesinde belirttiği fatura ise yaklaşık 6, 120,00 dolar olduğu. Müvekkil şirket ise 18/12/2018 tarihinde kendisine tebliğ edilen ödeme emrine, hukuka uygun olarak “TL” tuttuğu Ba/Bs formuna ve taraflar arasında imzalanan Ba/Bs formu mutabık sözleşmesine göre 2,638,80 TL olan borcunu icra dosyasına ödediği ve davacıya olan borcu kapandığı. Davacının dosyaya sunduğu, hukuka aykırı BA/BS formunda ise icra dosyasına ödenen 2.638,80 TL’yi bile “465,59 USD” olarak kaydettiği görüldüğü. Yapılan icra takibin “TL” olduğu, yapılan 2.638,80 TL transferin “TL” olduğu ve davacının
merkezinin “Bursa” olduğu “Amerika Birleşik Devletleri” olmadığı göz önüne alınırsa bu ödemenin bile neden “USD” olarak kayıt tutulduğu tam bir muamma olduğu. Şeklinde beyanda bulunarak: Açıklanan bu nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep, beyan ve dava hakkımız ile davacının vereceği cevaplara karşı cevap verme hakkımızı saklı tutarak; Öncelikle, Davanın dava şartları eksikliği ve usule uygun olmaması nedeniyle usulden reddine, dava şartları eksikliği itirazlarımızın yerinde görülmeme ihtimaline binaen, davanın her halükarda esastan reddine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin Davacı yana yükletilmesine, karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen dosya kapsamına göre;
Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak yapılan alacağın tekstil sektöründe faaliyet gösteren davacı şirket ile davalı arasındaki mal satışına ilişkin kesilen faturaların neticesinde oluşan alacağın olduğu ileri sürülmektedir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir.
Her iki tarafın defter incelemesi deliline dayandıkları nazara alınarak taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davacı ve davalı taraf defterlerini inceleme gününde hazır etmiş, inceleme gününde talimat mahkemesine sunması istenmiş, defter sunmamanın aleyhine sonuç doğuracağı konusunda da uyarılmış, davalı taraf defterlerini inceleme gününde hazır etmiştir.
Bilirkişi 23/03/2022 tarihli raporunda özetle; “Davacı 2015-2016-2017-2018 yıllarında e-defter mükellefidir. E-defter beratları rapor ekindedir. DDavalı incelemeye 2014-2015-2016-2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye defterlerini ibraz etmiştir. İbraz edilen defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri yasal sürelerinde yaptırılmış olup davalı kebir ve envanter defterlerini ibraz etmediği yine Davalının Cari hesap ekstreleri ve muavin defter dökümleri incelediğinde 2014 yılı sonu itibari ile davacı defler kayıtları ile hiçbir fark bulunmadığı . Bu tarih itibari ile her iki taraf defterlerinde de tl borç olarak davalı 2638.80-TL borçlu olarak görüldüğü davalı defterlerinde bu tutar 2020 yılına kadar aynı şekilde devam etmiş olduğu 2020 yılı sonu itibari ile de 2638.80-TL borçlu göründüğü davacı defterlerinde ise 24.12.2018 tarihinde davalı tarafından gönderilen 2460.23-TL tutarında bir banka havalesi kayıtlı olup TL borç bakiyesi sıfır olduğu Dolar üzerinden tutulan cari hesapta değinildiği üzere davacı davalıdan 638.31-$ alacaklı olduğu Davalı davacıyı 320 satıcılar ana hesabı altında 320,01,k003 alt hesabında takip etttiği Yine aynı raporda davacı tarafından kesilen faturaların açık kesildiği , TL olarak kesilen faturaların üzerinde o günkü dolar kuru ve faturanın dolar olarak karşılığı yer almakta olduğu Ödeme koşulu olarak da peşin ödeme şeklinde yazılıdır denilmekte olduğu davalı vekili cevap dilekçesinde davacının usulsüz olarak dolar bazında cari hesap tuttuğunu ifade etmişse de bunun usulsüzlükle herhangi bir alakası olmayacağı . TL cari hesabın yanında alacaklı veya borçlu cari hesabını dilediği kurdan takip edebilir. Bunu engelleyecek bir kanun maddesinin bulunmadığı davacının kur farkı faturası kesmesi ve KDV yi iç yüzde ile hesaplayarak faturayı KDV dahil kesmesi gerekmekte olduğu, davacının kur farkı isteyebileceği, ve davalıdan 638.31-$ alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim etmiştir.
Somut olaya konu uyuşmazlıkta Dosyadaki evraklar incelendiğinde taraflar arasında yapılmış yazılı bir anlaşma olmadığı dosyada bilirkişi raporları ile de belirtildiği üzere davaya konu faturalarında defter ve dosyada görüldüğü üzere, faturaların mevzuat gereği TL olarak düzenlendiği ancak fatura günü merkez bankasının açıkladığı dolar kurunun fatura üzerinde yazılı olduğu ve toplam tutarın da dolar olarak faturada yer aldığı görüldüğünün sabit olduğu anlaşılmıştır. Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 11.09.2018 Tarihli, 2017/3549 E. 2018/4033 K. Sayılı konu ile ilgili olarak bir ilamında ; “Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir…” şeklinde ifade edildiği görülmektedir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde davacının BA&BS formlarını dolar üzerinden beyan ettiğini belirtmişse de böyle bir durumun mevzu bahis olamayacağı, . Raporda da açıklandığı üzere BA&BS formları KDV ‘siz faturalar üzerinden TL olarak verilmektedir. Bu durumda tarafların BA&BS formunu yabancı para cinsine göre belirtilmesi söz konusu değildir. Yine raporda davacı ve davalı tarafın BA&BS formları incelendiğinde kesilen faturaların alıcı tarafından sayı ve tutar olarak birebir uyumlu bir şekilde maliyeye beyan edildiği tespit edilmiştir, bu durumda davalının faturaları ve muhteviyatı malları aldığının kabulü gerekir denilmektedir. Davacı ve davalı tarafların verdiği BA&BS formları arasında bir fark bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi 23/03/2022 tarihli raporunda davacı ve davalı defterlerini inceleyerek hazırladığı raporunda davacı ve davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı belirtmiştir. Bu durumda defterlerin delil olma vasfı ortadan kalkmamıştır. Raporda takibe dayanak yapılan faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, davacının kayden 638,31 USD alacağı olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Tüm bu izahat çerçevesinde davacı tarafın davasını yeterince ispat ettiği sonucuna varılmış, alacağın likit olduğu ve itirazın alacağın tahsilini geciktirmeye matuf bulunduğu gerekçesi ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1- Davanın KABULÜ ile,
2-638,31 USD alacağın (Takip tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ,
3 -Ha rçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harcın başlangıçta alınan 598,22 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 517,52 TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 598,22-TL peşin harç ve 67,8‬0-TL başvurma harcı + vekalet harcı, 58,50 TL yargılama gideri toplam 724,52‬- TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/05/2022

Katip …..
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır