Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2023/639 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/391 Esas
KARAR NO : 2023/639

HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N…
VEKİLİ : Av. …. –
Av. … – [16166-61852-……] UETS
DAVALI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. … – [16600-06981-…] UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/06/2023
Mahkememize tevzi edilen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili beyanlarında özetle; davacı aleyhine davalı tarafından Bakırköy 10.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı dosyası ile haksız icra takibi yapıldığını, bu icra takibinde yetkiye ve borca itirazlarının Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesinin yetkisizlik itirazlarını kabul ettiğini, sonrasında davalı tarafından İstanbul 21.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı dosyası ile icra takibi başlandığını, bu takibe de itiraz ettiklerini, İstanbul 1.İcra Hukuk Mahkemesince itirazlarının reddedildiğini dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, takibe konu senedin davacı ile davalı arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesine karşılık teminat olarak verildiğini, senedin vade ve diğer kısımlarının davalı tarafça doldurularak ve bazı kısımları tahrif edilerek değiştirilip takibe konduğunu, davanın kabulü ile dava konusu bonolardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili beyanlarında özetle ; davanın ticari dava olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Merkez Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarını kanıtlar herhangi bir somut delil olmadığı gibi tüm bu iddialarının kanıtlanmasının ancak yazılı delil ile mümkün olacağını, davanın öncelikle görev yönünden dava şartı yokluğu gözetilerek reddine, yetki itirazlarının kabulüne ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava İstanbul 21.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Davacı özetle, davalı aralarında Adi Ortaklık Sözleşmesi yaptıklarını, takibe konu senetlerin bu sözleşme gereğince teminat olarak verildiğini, senetteki vade ve diğer kısımların davalı tarafından haksız olarak doldurulduğunu ve tahrif edildiğini, senet altındaki imzanın da davalının hileli hareket, nedeniyle imzaladığını beyanla borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı taraf iddiaları reddetmiştir.
Mahkememiz yargılaması sırasında mahkememiz dosyası ile talimat yolu ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek, dava dışı muhasebeci Sibel Yalçın’a tebligat gönderilmek suretiyle 2013-2014-2015-2016 yıllarına ait ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak, rapor tanzimi talep edilmiştir.
Talimat mahkemesince; ilgili mali müşavire tebligatın tebliğ olduğu, 14/12/2021 tarihli dilekçesinde ilgili şirkete ait herhangi bir ticari defter ve belgelerinin bulunmadığını beyan ettiği anlaşıldığından talimat kapatılarak bila ikmal mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememiz yargılaması sırasında davacı vekilinin yemin deliline dayanmış olduğu anlaşıldığından; davacı vekiline yemin metnini sunmak üzere süre verilmiş olup, davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilmesine rağmen yemin metnini sunmayıp yeminden vazgeçtiklerine dair beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 18/03/2013 tarihli Beyoğlu 32.Noterliğince düzenlenen Adi Ortaklık Sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşme incelendiğinde takibe konu senetlere ilişkin herhangi bir atfın bulunmadığı, senetlerin üzerinde de teminat olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığı, ayrıca her ne kadar davacı vekili, davalının Bakırköy CBS 2016/95244 Sor.sayılı dosyasında vermiş olduğu ifade ile mahkeme dışı ikrara da dayanmış ise de, davalının savcılık aşamasındaki beyanından “her ikimiz de 70.000TL sermaye koyduk. İşlerimiz iyi giderken şirketi büyütebilmek için ben 250.000TL daha sermaye ekledim. Müştekinin maddi imkanı olmadığından sermaye ekleyemedi. Bu sermayeyi eklerken kendisiyle tarihli senet düzenledik ve bir şaibe olmaması amacıyla şirketimizin muhasebecisi Sibel YALÇIN’ı da yanımızda bulundurduk. Senetleri kendi isteği ile imzaladı. 2015 yılı Ekim ayında şirketi kapattıktan sonra ben kendisinden bu parayı ödemesini istedim. Ancak kendisi buna yanaşmadı, senet tarihleri geçtiği için ben senetleri icra takibine koydum. Ben bonolar üzerinde herhangi bir oynama ya da tahrifat yapmadım, üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu, bu beyanında senetlerin bilgileri açıkça verilmediği gibi senetlerin teminat için verildiğine dair de bilginin bulunmadığı, dolayısıyla senetlerin teminat için verildiği hususunun anlaşılamadığı,
Davacının, senetteki vade ve diğer kısımların davalı tarafından haksız olarak doldurulduğu ve tahrif edildiği, senet altındaki imzanın da davalının hileli hareketi nedeniyle imzaladığı iddialarının ise yazılı delille ispatının mümkün olduğu, ancak davacının bu iddialarını ispata yarar delil sunamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 3.483,99 TL’den mahsubu ile bakiye 3.304,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 31.561,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’ nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuna gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2023
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.