Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/364 E. 2022/1099 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/364
KARAR NO : 2022/1099

HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACI :…..
VEKİLİ : Av……
DAVALI :…..
VEKİLİ : Av……
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; “İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021….. E. sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihi 03/02/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereğince en yüksek ticari temerrüt faizinin davalıdan tahsiline, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olması nedeniyle %20′ den az olmamak kaydı ile en yüksek icra inkâr tazminatına hükmedilmesi” talep edilmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Deliller;
İstanbul 18. İcra Dairesi’ne, İstanbul Vergi Dairesi’ne, Bursa Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
SMMM Bilirkişisi Raporunun Sonuç Kısmı: “Davalı şirketin dosyaya sunmuş olduğu 2016-2017 yılı Ticari defteri 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 224 ve 225. maddeleri ile 6762 Sayılı eski T.T. Kanunun 66. Maddesi ve 6102 Sayılı – Yeni T.T. Kanunun 64. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiki zorunlu Yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, 2- Davalı şirketin incelenen kayıtlarında davacı şirkete toplam 40.732,12TL fatura düzenlediği, davacı şirketten toplam 35.000,00TL tahsilat yaptığı ve davacıdan 5.732,12.-TL ALACAKLI görüldüğü, 3- Davacıya ait BA-BS formları dava dosyasında ve UYAP üzeride mevcut dosyada tespit edilemediği, Davalı şirket davacıya düzenlediği 1 adet fatura tutarını 2016 yılı BS formunda beyan ettiği, 4- Davaya konu ticari alış- veriş ile ilgili ve davalının davacıya düzenlediği icra takibine konu senetlerle ilgili davalı kayıtlarında her hangi bir kayıt tespit edilememiştir.” şeklindedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklı başlatılan genel haciz yolu ile takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde özetle; taraf şirketler arasında ticari alım satım ilişkisi olduğu, davacının mal satmasına rağmen davalının malların ücretini ödemediği, davacı şirketin davalı şirkete 24.12.2016 tarih ve BIL160256 nolu proforma ile 18.588 ADET KONTES 750 ML HAIR SPREY ve 47.076 ADET KONTES 15O ML MECH SPRAY ürün teslim ettiği, davalı şirketin ise ödemesi gereken toplam 29.958,96 USD’nin 10.489,54 USD kısmını ödediği, kalan kısımlar için ise 31.05.2017 vade tarihli 9.469,42 USD ve 30.06.2017 vade tarihli 10.000,00 USD bedelli olmak üzere iki adet senet düzenlediği, bu hususun her iki tarafın birlikte tuttuğun tutanaktan anlaşıldığı, davalının verdiği senetlerden 9.469,42 USD olan senetle ilgili takibin kesinleştiği, eldeki davanın 10.000,00 USD bedelli senede ilişkin olduğu, davalının borcunun bulunduğu ve takibe haksız olarak itiraz ettiği vakıalarından hareketle itirazın iptali talebinde bulunulmuştur.
Dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
Öncelikle ifade edilmesi gereken husus, takibe konu olan senedin vadesi 30/06/2017 tarihidir ve davalının takibe yaptığı itirazında zamanaşımı defini öne sürdüğü anlaşılmaktadır. Takibe dayanak olan senet takip tarihi olan 03/02/2021 tarihinde zamanaşımına uğramıştır, ancak kambiyo senedi zamanaşımına uğramış olsa bile bir zamanaşımı defi ileri sürülmedikçe senedin kambiyo vasfına halel gelmez. Eldeki davaya dayanak takipte, davalı borca itirazın zamanaşımı defini ileri sürdüğünden artık senedin bir kambiyo senedi olduğunu söyleyebilmeye olanak yoktur, zira senet zamanaşımına uğramıştır.
Zamanaşımına uğramış olan bono bir yazılı delil başlangıcı hükmündedir. Ancak, bilindiği üzere zamanaşımına uğramış olan bonodan kaynaklı olarak, senedin yazılı delil başlangıcı özelliğine göre temel ilişkiye dayalı olarak alacak talebinde bulunulabileceği gibi TTK m.732’de düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine de dayanılabilir. Eldeki davada iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının temel ilişkiye dayandığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda takibe dayanak olan 10.000,00 USD bedelli senet bir yazılı delil başlangıcı hükmündedir ve davacı bu durumda alacağını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. Böylesi bir istemi içeren alacak veya itirazın iptali davalarında, gerek temel ilişkinin varlığını ve niteliğini, gerekse o ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü, davacı tarafa aittir. Her iki dava türünde de zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2007 gün 2007/18-133 Esas, 2007/183 sayılı kararı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/18175 Esas, 2015/2081 karar sayılı kararı)
Dava dilekçesinin ekinde davacı tarafça sunulan bir protokol söz konusudur. Bu protokole bakıldığında, protokolün davalı şirket yetkilisince imzalandığı ve protokolde özetle; 18.588 adet sprey ve 47.076 adet sprey ürünün davalı şirkete teslim edildiği, bu ürünlerin bedelinin 29.958,96 USD olduğu, davalı şirketin ürünler karşılığında 10.489,54 USD’lik kısmi ödeme yaptığı, kalan bedelin 9.469,42 USD’lik kısmı için 31/05/2017 vade tarihli senet ve 10.000,00 USD’lik kısmı için ise 30/06/2017 vade tarihli senet düzenlendiği ifade edilmiştir.
Söz konusu protokolde davalı şirket davacı tarafından satıldığı iddia olunan malları teslim aldığını kabul ve ikrar etmiştir. Keza protokolde malların bedelini de aynı şekilde davalı şirket kabul etmiştir. Bu aşamadan sonra davalı taraf malların kendisine teslim edilmediği savunmasını ileri süremez. Zira, temel ilişkiye dayanan davacı bu protokol ile satış sözleşmesi gereğince malları teslim ettiğini yazılı olarak ispatlamıştır. Burada tarafların ticari defterlerinin birbirini teyit etmesinin bir önemi yoktur, zira davacı söz ettiği proforma faturaya ilişkin malları teslim ettiğini, malların bedelini ve ödemenin ne şekilde yapılacağını davalının imzasını taşıyan Tutanaktır başlıklı belge ile ispatlamıştır. Bu aşamadan sonra davalı, ancak ödeme savunmasında bulunabilir. Ancak, davalı bu şekilde bir savunma ileri sürmemiştir.
Sonuç olarak; zamanaşımına uğramış senetten kaynaklı 10.000,00 USD asıl alacak üzerinden itirazın iptaline ve takibin takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı işletilmek üzere devamına karar verilmiştir. Alacak belirlenebilir olduğundan asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Her ne kadar hükmedilen tazminat miktarı hüküm fıkrasında açıkça belirtilmemiş ise de yabancı para üzerinden tazminata hükmedilemeyeceğinden burada 10.000,00 USD’nin % 20’si olan 2.000,00 USD’nin dava tarihindeki kura göre olan karşılığı icra inkar tazminatı olarak hükmedilmiştir. Bu hususa gerekçede değinilmekle yetinilmiştir.
Davacı davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamamıştır. Bilindiği üzere zamanaşımına uğramış bir bono ile ilgili bono üzerinde yazılı vade tarihinden itibaren faiz istenemez. Bu husus, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2019 tarih, 2019/1 Esas ve 2019/8 Karar sayılı ilamında açıkça ifade edilmiştir. Bu kararda aynen, “Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek, borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.” şeklinde ifadeler yer almıştır. Bu bağlamda davacının davalıyı temerrüde düşürmesi için TBK’nın 117/1 maddesi gereğince ihtar çekmesi gerekir, ancak davacı bu şekilde davalıyı temerrüde düşürmediğinden takip öncesi işlemiş faiz, senet komisyon bedeli ve protesto bedeli yönünden itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
Davanın Kısmen KABULÜ ve Kısmen REDDİ ile;
1-İstanbul 18. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı icra dosyasında davalı şirketin yaptığı itirazın asıl alacak yönünden iptaline ve davalı hakkında yürütülen ilamsız icra takibinin 10.000,00 USD asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı işletilmek üzere DEVAMINA,
2-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2019 tarih, 2019/1 Esas ve 2019/8 Karar sayılı ilamı gereğince; İstanbul 18. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı icra dosyasında takip talebinde istenen 5.383,97 USD işlemiş faiz, 30,00 USD senet komisyonu ve 126,65 TL protesto bedeli yönünden itirazın iptali talebinin REDDİNE,
3-İstanbul 18. İcra Dairesinin 2021/… Esas sayılı icra dosyasındaki asıl alacak miktarı olan 10.000,00 USD’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının, itiraz haksız olduğundan davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 5.526,27 TL karar ve ilam harcından 1.579,67 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.946,60 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
5-Karar ve ilam harcının hükmolunan miktar üzerinden her zaman davalı üzerinde olduğu ve peşin harcın bunun dava açılırken alınan dörtte birlik kısmı olduğu dikkate alınarak, davacı tarafından yatırılan 1.579,67 TL peşin harcın, davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.750,00 TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.809,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre (% 64,87 kabul) hesaplanan 1.173,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 12.944,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin 12 ve 13. fıkralarına göre; suç üstü ödeneğinden zorunlu arabulucuya ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
11-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
12-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, karar tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/11/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır