Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2022/859 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

……
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/333 Esas
KARAR NO : 2022/859

HAKİM :……
KATİP : ……

DAVACI :……
VEKİLİ : Av. ……
DAVALILAR : 1-……
2- ……
3-……
4-……

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özet Davacı kurum ile davalılar arasında akdedilen sözleşme ile davacı idarenin tekel dışı posta ayırım-dağıtım işinin davalı şirketlere ihale edildiğini, davalı şirketlerin işçilerinden dava dışı … …’ın iş akdinin haksız feshi nedeni ile Bursa 3. İş Mahkemesinin 2014/542 E. 2015/342 K. 14/07/2015 tarihli kararın Yargıtay 9. HD kararı ile onandığını, ve işçilik alacaklarının tahsili için açılan Bursa 3. İcra Müdürlüğü 2015/… E. Sayılı dosyasına 05/10/2015 tarihinde 10.178,57 TL yatırıldığını, dosyanın yenilenmesi ile 2019/4162 E. Sayılı dosyaya 3.281,62-TL ödeme yapıldığını, davalı şirketler ile akdedilen sözleşmelerde işçilerin İş kanunu ve diğer kanunlardan doğan haklarından taşeron firmaların sorumlu olduğunun yer aldığını, bu sebeple davalı şirketlerin işçileri çalıştırdıkları dönem bazında sorumluluklarının bulunduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.460,19-TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermedikleri gibi delilde bildirmemişlerdir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Dava, davacı ile davalı şirketlerin asıl-alt işveren ilişkisi neticesinde istihdam edilen dava dışı işçinin Yargıtay incelemesinden geçerek onanan Bursa 3. İş Mahkemesinin 2014/542 E. 2015/342 K. sayılı dosyasından kaynaklanan işçilik alacaklarının tahsiline yönelik Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. Sayılı dosyasına 05/10/2015 tarihinde davacı tarafından yapılan ödemenin davalılardan rücu’en tahsiline ilişkindir. Dava dışı işçinin davacı kurum üst iş veren ile davalı firmalarda çalıştığı dönemler itibari ile sorumlulukların belirlenmesi bakımından hizmet dönemlerine ilişkin SGK kayıtları, Bursa 3. İş Mahkemesinin 2014/542 E. 2015/342 K. sayılı dosyası ve Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/… E. sayılı dosyası celp ve ibraz olunmuştur. İş mahkemesi dosyasına celp edilen SGK kayıtları
içerisine getirtilmiştir.
Bursa 3. İş Mahkemesinin 2014/542 E. 2015/342 K. sayılı ilamı ile hüküm altına alınan işçilik alacağı yönünden davalı şirketlerin sorumlu oldukları tutarların belirlenmesi ve netice itibari ile davacının davalılardan rücuen tahsilini talep edebileceği tutarın belirlenmesi yönünden alanında Uzmanı Nitelikli Hesap Bilirkişi … …… …… dosyamız tevdii edilerek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi tarafından ibraz edilen, mahkememizce istenilen şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna göre özetle; Bursa 3. İş Mahkemesinin 2014/542 E. 2015/342 K. Sayılı dosyasında davacının dava dışı işçi … … ‘ın davacı, …’nin davalı, dava konusunun işçilik alacakları olduğu, 14/07/2015 tarihinde verilen karar ile; 2.962,77 TL brüt kıdem tazminatı, 1.171,80 TL brüt yıllık izin ücreti ve 1.862,71-TL brüt fazla mesai ücretinin kıdem tazminatı yönünden fesih tarihi olan 14/07/2011 tarihinden itibaren, fazla mesai ücretinin 500,00-TL’lik kısmı için dava tarihinden itibaren, bakiye kısmı için ıslah tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz işletilerek, yıllık izin ücretinin 500,00-TL’lik kısmı için dava tarihinden itibaren, bakiye kısmı için ıslah tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma, 124,64 TL peşin harcın toplamı olan 149,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça yapılan 387,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine Karar verildiği anlaşılmaktadır. Bursa 3. İcra Müdürlüğü 2015/… E. Sayılı dosyasında alacaklının dava dışı … …, borçlunun … olduğu, takip konusunun Bursa 3. İş Mahkemesinin 2014/542 E. 2015/342 K. Sayılı ilamı olduğu, takip çıktısının 8.417,07-TL olduğu, … tarafından 10.178,57 TL nakit teminat yatırılarak takipe konu ilamın tehir-i icra talepli olarak temyiz edildiği, kararın kesinleşmesi ile birlikte icra dosyasında 28/05/2019 tarihi itibari ile 3.281,62-TL bakiye borç kaldığı ve …’ye bakiye borç muhtırası gönderildiği akabinde borçlu tarafından bu miktarın ödendiği ve alacaklı vekiline 3.256,71-TL reddiyat yapıldığını, İş mahkemesi dava dosyası ve ilamı, icra dosyası, SGK kayıtları, dosyaya sunulan sözleşmeler incelendiğinde rücuen sorumlu firmalar ve sorumluluk miktarlarının; davalı … Kargo Teks. Ve Nakl. Ltd. Şti. yönünden 1432,96-TL, davalı … İnş. Taah. Hizm. Ltd. Şti. – … Tem. İlaçlama Ltd. Şti. yönünden 1768,145-TL, davalı … İnş. Taah. Hiz. Ltd. Şti. yönünden 1768,145-TL, davalı … Org. Nakl. Reklam ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 6.719,44-TL olacağını belirtmiştir.
Dosya içerisinde yer alan davacı tarafından sunulan taraflar arasında akdedilen sözleşmeler incelendiğinde; davacı ile davalı … Organizasyon Nak. Rek. Ve Tic. Ltd. Şti. Arasında 26/05/2011 tarihinde sözleşme akdedildiği, sözleşmenin 24. Maddesinde Yüklenicinin çalıştırdığı personele ilişkin sorumluluklarının düzenlendiği, 24.3. Maddede “İdare, yüklenicinin çalıştıracağı işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu değildir. Yüklenicinin kendisi veya çalıştıracağı işçi ile ilgili İş Kanunu ve diğer mevzuattan doğan sorumlulukları yükleniciye aittir.” hükmünün düzenlendiği görülmektedir.
Davacı ile davalı … İnş. Taah. Hiz. Ltd. Şti. Arasında 19/03/2009 ve 17/03/2010 tarihinde sözleşme akdedildiği, sözleşmenin 24. Maddesinde Yüklenicinin çalıştırdığı personele ilişkin sorumluluklarının düzenlendiği, 24.3. Maddede “İdare, yüklenicinin çalıştıracağı işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu değildir. Yüklenicinin kendisi veya çalıştıracağı işçi ile ilgili İş Kanunu ve diğer mevzuattan doğan sorumlulukları yükleniciye aittir.” hükmünün düzenlendiği, 19/03/2009 tarihli sözleşmede … Tem. İlaç Ltd. Şti.’nin de imzasının bulunduğu görülmektedir.
Davalılardan … Tem. İlaç Ltd. Şti. İle … İnş. Tah. Hiz. Ltd. Şti. Arasında imzalanan 19/03/2009 tarihli ortaklık sözleşmesinin bulunduğu görülmektedir.
Davacı ile davalılardan … Kargo Tekstil ve Nak. Tic. Ltd. Şti. ‘nin 12/05/2006 tarihinde sözleşme akdettiği, 33. Maddede “İstihdam ettiği işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu yüklenicidir. İdare kesinlikle işçinin işvereni, muhatabı ve sorumlusu değildir.” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım akdine dayalı olarak dava dışı işçiye
ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6
maddesinde “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı
işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte
çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi
denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş
sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden
alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir. Özetle; asıl işveren kimliğine sahip
Davacı İdarenin taleplerinin, anılan Yasa Maddesinden kaynaklı olduğu anlaşılmış olup talepleri
cari mevzuata dayalı olarak irdelenecektir.
6098 s. T. Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” denilmiş, “Alacaklıya halef olma” başlıklı 168. maddesinde ise “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05.05.2008 tarih ve 2008/13627 E., 2008/11315 K. Sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “İşçinin, asıl işverenden alman iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi yerinde olur. Bu durumda değişen alt işverenler, işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devralmış sayılır.”
Alt işveren için sözleşmeden doğan sorumluluk sözkonusu iken, asıl işveren için kanundan doğan bir sorumluluk bulunmaktadır. Alt işverenin işçilerine karşı asıl İşverenin sorumluluğu, müteselsil sorumluluk olarak Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. Müteselsil ilişkilerinde, alacaklı karşısında birden fazla borçlu bulunur ve borçlulardan her biri borcun tümünden sorumlu sayılır. Müteselsil borç, özelliğinin gereği olarak, borçlulardan birinin ifası halinde sona erer. Esasen asıl borcun ifa edilmesi, teknik anlamda alacaklıyı tatmin etse de borcu ona ermesi olarak görülmez. Buna göre müteselsil borçta ifa, asıl alacağın ortadan kalkması değil, rûcu hakkına sahip borçluya geçmesi sonucunu doğurur. O sebeple asıl borcu ödeyen müteselsil borçlu, alacaklının halefi olarak diğer borçlulara müracaat (rûcu) edebilir.
Asıl işverenle işçi arasında herhangi bir hizmet akdi bulunmadığına göre onun sorumluluğu akde dayanmayıp, sırf kanundan ötürüdür (İş K. md. 2 ). Alt işveren ise iş sözleşmesinin işveren tarafı ‘ işveren olmakla, aralarındaki hukuki ilişki akde dayanmaktadır ve işçiye karşı akit nedeniyle sorumludur.” Diğerlerine rûcu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.” (TBK. Md.,168)
Taraflar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi mevcut olup davacı asıl işveren davalı alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Yasasından kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt İşverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Yasadan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup asıl işveren ve alt işveren dış İlişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlenmiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlu, ödediği miktarı iç ilişkide borcun nihai sorumlusu olan borçludan rücuen tahsilini talep edebilecektir.
Yargıtay 13 üncü HD. nin 22/01/2013 tarih ve 2012/27220 E. ve 2013/953 K. sayılı ilamında; “… taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Yüklenicilerin, işçiyi çalıştırdıkları kendi dönemleri ile sınırlı olarak sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir. Yani dava konusu tazminatlar için her bir yüklenici kendi dönemleri ile sorumludur. Bu durumda tacir olan davalıların çalıştırdığı işçilerin fiili işçilik dışında, sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda olduğunun kabulü ile dava işçiyi çalıştırdıkları dönem itibariyle gerekirse yeniden denetime elverişli bilirkişi alınmak suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davalıların müteselsil sorumluluklarına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir” şeklinde karar vermiştir.
Yargıtay HGK’nin 12/05/2004 tarih ve 2004/11-254 ve 2004/295 K. sayılı İlamında; “Davacı, sözleşme gereği çalıştırılan ve işçiler tarafından müvekkil aleyhine açılan dava sonucunda müvekkiline işçilere ödediği ihbar, kıdem ve deprem tazminatını, işveren olan davalı taşerondan tahsilini istemiştir. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 1/son maddesine göre, “Bir İşverenden belirli bir işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş alan ve işçilerini münhasıran o işyerinde ve eklentilerinde çalıştıran diğer bir işverenin kendi işçilerine karşı, o işyeri ile ilgili ve bu kanundan veya hizmet akdinden doğan yükümlülüklerinden asıl işveren de birlikte sorumludur.”
Her ne kadar kural olarak son alt işverenin işyeri devri kuralları gereği işçinin tüm çalıştığı dönemden sorumluluğu söz konusu ise de bu sorumluluk işçiye karşı olup kıdem tazminatı açısından rücuan alacak davalarında bu ilke geçerli değildir. Her işverenin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olarak sorumlu olduğu İlkesi geçerli olduğundan davalı alt işverenler, dava dışı işçinin kendi bünyesinde çalıştığı dönemle sınırlı olarak sorumludur.
Yargıtay 13. HD. nin 21.04.2016 tarih ve 2016/7178 E., 2016/11227 K. Sayılı kararında da “6552 sayılı Yasanın 8 inci maddesi ile 4857 sayılı İş Yasasının 112 inci maddesinde yapılan değişikliğin işçiyi güvence altına almak amacıyla konulmuş bir hüküm olduğu, bu hükmün aksi yönünde tarafların her zaman sözleşme düzenleyebileceği, sözleşmede işçilik alacaklarının yükleniciye ait olacağı yönünde düzenleme bulunması halinde bu düzenlemenin tarafları bağlayıcı olduğu ve bu düzenleme uyarınca yüklenici davalıların çalıştırdıkları işçiler dönemleri itibariyle asıl işveren olan davacıya karşı sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Yerleşik Yargıtay kararlan uyarınca sözleşmede yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin düzenleme olması halinde bu düzenlemeye göre sorumluluğun belirleneceği kabul edilmiştir. Anılan Yasa maddesinde yazılı asıl işveren sorumluluğu işçilere karşı bir sorumluluktur. Feshe bağlı haklar olan ihbar, kıdem tazminatı ile izin ücretleri bakımından son alt işveren önceki alt işverenlerde geçen hizmetler yönünden asıl işverenle birlikte sorumludur. Ancak davada önceki alt işverenler de davalı olarak gösterilmişse, bu alt işverenlerin sorumluluğu, kıdem tazminatı yönünden kendi dönemleri ve son ücret seviyesi ile sınırlı olmalıdır. Önceki alt işverenlerin bir kısmının davalı gösterilmesinde de sorumluluk aynı şekilde belirlenmelidir. Zira 1475 sayılı kanunun 14. Maddesinde, her bir alt işverenin kendinden önceki alt işveren döneminden sorumlu olması değil, sadece fesihte son işverenin tüm süreden sorumlu olması hali düzenlenmiştir. Bu durumda sondan bir önceki alt işverenin sorumluluğu da kendi çalıştırdığı süre ve son ücret sınırlamasına tabi olmalıdır Uyuşmazlığın, davacı ile davalılar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirlenen sözleşme ve mevzuat hükümleri kapsamında yapılan incelemede; davacının bahse konu İş Mahkemesi ilamı ile belirlenen dava dışı işçinin işçi alacaklarından kaynaklanan ilam alacağı ve yargılama giderleri ile icra takip masraflarından oluşan kalemlerin, davalı şirketten dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalışma süreleri göz önüne alınarak yapılan oranlama kapsamında hangi tutarlarda sorumlu olacakları bilirkişi tarafından mahkememizce istenilen şekilde kalem kalem tespit edilerek belirlenmiş olup; davalı … Kargo Teks. Ve Nakl. Ltd. Şti. yönünden 1432,96-TL, davalı … İnş. Taah. Hizm. Ltd. Şti. – … Tem. İlaçlama Ltd. Şti. yönünden 1768,145-TL, davalı … İnş. Taah. Hiz. Ltd. Şti. yönünden 1768,145-TL, davalı … Org. Nakl. Reklam ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 6.719,44-TL alacağın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalıların yukarıda yazılı miktarlarla sınırlı sorumlu tutulmasına, dair hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE , buna göre;
(A) 1.432,96 TL rücuen tazminat alacağının 01/07/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … Kargo Teks. Ve Nakl. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
(B) 1.768,145 TL rücuen tazminat alacağının 01/07/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … İnş. Taah. Hizm. Ltd. Şti. ve davalı … Tem. İlaçlama Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
(C) 1.768,145 TL rücuen tazminat alacağının 01/07/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … İnş. Taah. Hizm. Ltd. Şti. den alınarak davacıya verilmesine,
(D) 6.719,44 TL rücuen tazminat alacağının 01/07/2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … Org. Nakl. Reklam ve Tic. Ltd. Şti. den alınarak davacıya verilmesine, FAZLAYA İLİŞKİN TALEBİN REDDİNE
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 798,46-TL harçtan başlangıçta alınan 229,87-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 568,58-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan 1.342,50-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.165,81-TL ile 67,80-TL başvurma ve vekalet harcı + peşin olarak alınan 229,87-TL harçtan oluşan toplam 297,67-TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır