Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/306 E. 2021/931 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/306 Esas
KARAR NO : 2021/931

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….

DAVALI : ….

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Ambalaj Tekstil San. Ve Tic. A.ş. ile müvekkili … Makina Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi arasında, OTOMATİK SİLİNDİR KAĞIT MASURA PAKETLEME HATTI yapımı ve kurulmasına ilişkin 19/03/2018 Tarihli Sözleşme imzalandığını, müvekkili şirket sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tamamen yerine getirdiğini, davalı … Ambalaj Tekstil San. Ve Tic. A.Ş, sözleşmeye konu OTOMATİK SİLİNDİR KAĞIT MASURA PAKETLEME HATTI’ nın bedeli olan “700.000,00 TL. + KDV= 826.000,00 TL.” ye karşılık çeşitli tarihlerde yapılan kısmi ödemelerle bugüne kadar sadece 479.292,00 TL. Ödediğini, yapılan bu kısmi ödemeler için de kendilerine 25.06.2019 Tarihli A-00126878 Seri-Sıra Nolu 479.292,00 TL. bedelli fatura düzenlendiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan 346.708,00 TL.’ nin tahsilatının sağlanması için, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı-borçlu tarafça işbu icra takibine de gerçeğe aykırı iddialarla haksız olarak itiraz ettiklerini, davalı tarafça icra takibine yapılan itirazda; “… MAK. TEKN. SAN. VE TİC. A.Ş. ile müvekkil şirket arasındaki mutabakat, cari hesap ekstreleri ve …’ in muhasebe ofisinden gelen 30.06.2019 tarihli muavin defter incelendiğinde …’ in müvekkil şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığı görülmektedir.” denilmek suretiyle, icra takibine itiraz edilerek icra takibini durdurduklarını, davalı tarafın bu yöndeki iddiaları tamamen asılsız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davalı taraf 25.06.2019 tarihine kadar sadece 479.292,00 TL. ödemiş olduğu için, kısmi ödemeler için de kısmi olarak fatura düzenlendiğini, yapılan bu kısmi ödemeler için davalıya 25.06.2019 Tarihli A-00126878 Seri-Sıra Nolu 479.292,00 TL. Bedelli Fatura düzenlendiğini, bakiye 346.708,00 TL. tutarındaki bedel ödenmediği için, müvekkili şirketin tahsil etmediği paranın KDV’ sini ödeyemeyecek durumda olduğunu, bu sebep ile makinenin tam bedeli için fatura düzenleyemediğini, T.T.K.’ nun 1530. Maddesi ile tacirler arasındaki işlemlerde temerrüt faizine ilişkin özel düzenleme yapıldığını, T.T.K. 1530/4-b maddesinde; Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda, herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır. Şeklinde hükmünün olduğunu, bu nedenle, davalı taraf 25.06.2019 Tarihli fatura ile birlikte makineyi teslim aldığını, 25.07.2019 tarihinden itibaren işleyen avans faizinden de sorumlu olduğunu, davalı şirkete Bursa 10. Noterliğinin 03.11.2020 Tarihli ve 41801 Yev. Nolu ihtarnamesi de keşide edilmiş olmasına rağmen, ödeme yapılmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile dava şartı olarak zorunlu hale gelen arabuluculuk süreci, “ANLAŞMAMA” ile sona erdiğini, davalının satın aldığı ve kurdurduğu OTOMATİK SİLİNDİR KAĞIT MASURA PAKETLEME HATTI’ nın bedeli olan 826.000,00 TL.’ den ödenmeyen 346.708,00 TL.’ nin, şimdilik 150.000,00 TL.’ sinin 25.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, bakiye alacakları yönünden dava açma haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ile avukat ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İncelenen dosya kapsamına göre;
Dava, otomatik silindir kağıt masura paketleme hattı yapımı ve kurulmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacağa ilişkin alacak davası olup, yasal süresi içinde açılmıştır.
Taraflarca aralarında düzenlenen cari hesap sözleşmesi, fatura ve cari hesap eksteresi gibi kayıtlar dosyamız içerisine sunulduktan sonra dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının cari sözleşmesi dolayısıyla alacağının belirlenebilmesi için taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. 18/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre davacının kayıtlarına göre; davacının icra takibi tarihi tarihi itibariyle davacının davalıya Otomatik Silindir Kağıt Masura Paketleme Hattı ‘nı 25.06.2019 tarihinde eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim ettikleri kabulü halinde sözleşme kapsamında davacı davalıya toplam ( 406.179,67 + KDV%18 73.112,34) = 479.292,00 TL fatura düzenlediği, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davacının davalıdan (293.820,33 TL + KDV%18 52.887,67 TL) 346.708,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davanın bir alacak davası olduğu taleple bağlılık ilkesi gereğince Otomatik Silindir Kağıt Masura Paketleme Hattı ‘nı 25.06.2019 tarihinde eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim ettikleri kabul edilmiş olup davacının davalıdan 150.000TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Gerekçeli kararın yazım aşamasında davanın itirazın iptali davası olmadığı bir alacak davası olduğu bu nedenle kısa kararın sehven hatalı olarak düzenlendiği ancak davanın bir alacak davası olduğu gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ve 10.04.1992 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunması bozma nedenidir. Çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın sadece bu nedenle bozulması gerekmekle, anılan kararın diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulması uygun bulunmuştur.
Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK’nın 298/2’nci maddesinde, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı öngörülmüştür. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141. maddesi ile HUMK’nın ve HMK’nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz. Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan tavzih kararının reddine karar verilmiştir.
Dava yönünden davacının davalıdan dava konusu ettiği tutar ile alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM:
1- Davanın KABULÜ İLE,
Bursa 9.İcra Müdürlüğün 2019/… sayılı takip dosyası yönünden davalı borçlu ödeme emrine itirazının İPTALİNE,
Takibin asıl alacağın 346.708,00TL üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçlunun 346.708,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,

2-Alınması gereken 23.683,62-TL harçtan başlangıçta alınan 2.561,63-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 21.122,00 -TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.629,43‬-TL harç ve 788,50-TL yargılama gideri toplamı 3.417,95-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 32.719,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

*Bu belge 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine göre e-imza ile imzalanmıştır.*