Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/280 E. 2021/551 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/280
KARAR NO : 2021/551

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …
KATİP : … …

DAVACI/KARŞI DAVALI : … ..
VEKİLİ : Av…
DAVALI/KARŞI DAVACI : … ..
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı-Karşı Davalı vekili beyanlarında ;davanın Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2012/… esas sayılı icra dosyasından düzenlenen sıra cetveline itiraz davası olduğunu, bu davada davalı bankanın hem sırasına hem de alacak miktarına itiraz ettiklerini, öncelikle davalı bankanın ipotek teferruatlarının tapuya işlendiği tarih itibari ile müvekkiline ait ticari işletme rehninden sonra tapuya işlendiği iddiasında olduklarını, ticari işletme rehinlerinin menkulleri de kapsadığını, oysa ki ipotekte teferruatların daha sonra tapuya eklendiğini, ayrıca beşinci sırada da bir alacaklarının mevcut olduğunu, davalı bankanın satış yaptığı alacağı ise altıncı sırada olduğunu, buradaki fer’ileri de birinci ve üçüncü sıradaki ipotekli alacaklarına ekleyerek alacak miktarını yükselttiğini, birinci ve üçüncü sıradaki alacak miktarlarına da itiraz ettiklerini, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini, ayrıca karşı davayı kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı vekili beyanlarında ; davacı tarafın davasına dayanak yaptığı ticari işletme rehni kanunda yazılı olan yasal koşulları taşımadığından geçersiz olduğunu, davacının aktif dava ehliyeti olmadığını, öncelikle bu yönden davanın reddinin gerektiğini; ayrıca sıra cetveline itiraz davasının tüm alacaklılara karşı birlikte açılması gerektiğinden davanın diğer ipotek alacaklısı … A.Ş’ye de ihbarını edilmesini talep ettiklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, karşı davada; davacı ile dava dışı borçlu arasında yapılan ticari işletme rehininin geçersizliğinin tespitine, kendilerinin de karşı dava ile davacı tarafın alacak miktarına itiraz ettiklerinden, davacı alacağının sıra cetvelinden terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Değerlendirme ve Gerekçe;
Dava, sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, uyuşmazlığın nisbi ticari dava niteliğini kazanabilmesi için tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 142/1 maddesinde “Cetvel suretinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki iflas davaları için Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu yolundaki düzenleme gibi açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Sıra cetveline itiraz davalarında taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davacı ve dava dışı borçlu arasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme HMK’nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738)
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilerek böyle durumlarda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olaya gelince eldeki davanın 01.07.2012 tarihinden sonra açıldığı hususu da dikkate alındığında, davanın ticari dava olmadığı ve dava tarihi itibariyle davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği düşünülerek 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kesinleşmeye mütakip yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Yargılama harç ve giderleri ile sair hususların görevli mahkemece hüküm ve nazara alınmasına,
Dair davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş günlük yasal sürede Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza