Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/265 E. 2022/231 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/265
KARAR NO : 2022/231

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/12/2017 tarih ve 3179 numaralı faturadan doğan bakiye alacağının tahsili için Bursa 15. İcra Müd. 2020/… E Sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibi yapıldığını, borçlu süresi içinde, takibe konu faturanın kendisine tebliğ edilmediğinden bahisle temerrütün oluşmadığını ileri sürerek işlemiş faize itiraz ettiğini ve itiraz edilen kısım yönünden takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı borçlu faturadan dolayı temerrüte düşürülmesi söz konusu olmadığını, sunulan ve müvekkilinin takibe konu faturasının … Sigorta A.Ş.ye yansıttığı 05/12/2017 tarih ve 24087 numaralı fatura örneğinden de anlaşılacağı üzere, aynı tarihte temerrütün oluştuğunu, davacının faturasına istinaden sigorta şirketine aynı tarihte yansıtma faturası düzenleyen davalı, kötü niyetli olarak işlemiş faize itirazda bulunduğunu ve kalan dosya borcunu ödediğini,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile dava şartı olarak zorunlu hale gelen arabuluculuk süreci, “anlaşmama” ile sona erdiğini, davalının takibin 1.294,56 TL lik kısmına yönelik mesnetsiz itirazının iptalini ve alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsilini, faturanın tanzim tarihi itibarıyla tebliğ edildiği yansıtma faturasından da anlaşıldığından, kötü niyetli itirazı nedeniyle %20 dan aşağı olmamak üzere davalı aleyhinde icra inkartazminatı na, yargılama giderleri ile avukat ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117.maddesi “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” şeklinde düzenlendiğini, davacının icra dosyasında işlemiş faiz talep edebilmesi için davalıya ihtarda bulunarak temerrüde düşürmesi zorunlu olduğunu, davacı, davalıyı faturaya konu alacak nedeniyle icra takibinden önce temerrüde düşürmediğini, fatura konusu alacak; davalının aracının tamir bedeli olduğunu, bu nitelikteki alacağa fatura tarihinden itibaren faiz işletilmesi mümkün olmadığını, kesin vade olmadığını temerrüde düşüren ihtarname de çekilmediğini, icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşeceğini, (11.12.1957 tarih 17/29 sayılı İçihadı Birleştirme Kararı). Yargıtay 11. HD’nin 2020/3436 esas sayılı emsal ilamında da; ” davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilmediğinden işlemiş temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değildir” kuralına yer verildiğini, davacı, davalının … Genel Sigorta A.Ş’ye düzenlediği yansıtma faturası tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınmasını talep ettiğini, davalının üçüncü kişilere düzenlediği yansıtma faturasının davacının müvekkiline keşide ettiği ihtarname yerine geçmesi mümkün olmadığını, davacı, faturaya dayanan alacağının hangi tarihte ödeneceğine dair sözleşme düzenlemeyerek, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ardından da hiçbir şekilde ihtarda bulunmayarak haksız bir şekilde faiz geliri elde etmek için fatura tarihinden itibaren işlemiş faiz talep ettiğini, bu sebeplerle davanın reddi gerektiğini, davacı, icra dosyasında dayanmadığı yansıtma faturasına itirazın iptali davasında delil olarak dayanamayacağını, Hukuk Genel Kurulu’nun 14.11.2011 gün 2011/19-671 E. 2011/749 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamayacağını, bu sebeple yansıtma faturasının itirazın iptalinde delil olması da mümkün olmadığını, davanın reddine, % 20 kötü niyet tazminatının takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacıdan alınarak davalıya ödenmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. İlamsız takibe dayanak yapılan alacağın 05/12/2017 tarih ve 3179 numaralı faturadan doğan bir alacağın olduğu ileri sürülmektedir. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir.
Her iki tarafın defter incelemesi deliline dayandıkları nazara alınarak taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davacı ve davalı taraf defterlerini inceleme gününde hazır etmiş, Bilirkişi 14.08.2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı tarafın defter ve kayıtları incelenmiştir.Davacı şirketin dosyaya sunmuş olduğu 2017 yılı Ticari defteri 213 Sayılı V.U.K. ’nu, 6102 sayılı TTK’nu hükümlerine uygun olarak yasal sürelerinde Noter tarafından açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, Bilirkişi olarak 6754 sayılı Bilirkişi Kanunu kapsamında yapılan irdeleme de sadece olaylar ve rakamlar incelenmiştir. Ticari Temerrüt Faizinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin hususlarda hukuki değerlendirme yapılmayacağı, bu konunun Takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacının faiz talebinin kabulü durumunda; davacının davalıdan 04.01.2018 tarihinden ( Fatura tarihi 05.12.2017 + 30 günlük süre ) icra takip tarihi olan 24.02.2020 tarihine kadar, takibe konu alacak olan 3.498,80TL’nin hesaplanan ticari temerrüt faizinin 1.263,74 TL olacağı tespit edilmiştir.
Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için Sivas Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmakla; 02.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda; Ticari defterlerin tasdiki zorunlu defterlerden olduğu , Davalı tarafın incelenen 2017 yılı Yevmiye Defterinde açılış ve kapanış tasdiklerinin ve Defter-i Kebirin TTK’da belirtilen sürede usulüne uygun yaptırıldığı, davaya konu faturanın tekdüzen muhasebe sistemine uygun şekilde zamanında kaydedildiği, davalının davacıya ait fatutra kaydındaki alacaklar hesabının bakiye vermediği, yine incelenen kapanış tasdiki ve defter-i kebirdeki hesaplarda davalının sadece davacıya değil tüm borçlarla ilgili hesabında da bakiye raslanmadığı, davalının faiz talebinin kabulü halinde, temerrüt faizinin 1.263,74 TL olacağı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında davacı ve davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı belirtmiştir. Bu durumda defterlerin delil olma vasfı ortadan kalkmamıştır. Raporda takibe dayanak yapılan faturanın bazında taraflar arasında asıl alacak hususnda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık noktası faize ilişkindir. İcra takibi dosyasında da borçlu faize yönelik bir itirazda bulunmuştur. Davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilmediğinden işlemiş temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değildir” kuralına yer verildiği davacı, davalının düzenlediği yansıtma faturası tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınmasını talep ettiğini, davalının üçüncü kişilere düzenlediği yansıtma faturasının davacının davalıya keşide ettiği ihtarname yerine geçmesi mümkün olmayacaktır. Davacı faturaya dayanan alacağının hangi tarihte ödeneceğine dair sözleşme düzenlemeyerek, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirmediği ardından da hiçbir şekilde ihtarda bulunmayarak haksız bir şekilde faiz geliri elde etmek için fatura tarihinden itibaren işlemiş faiz talep ettiğini diğer bir yandan ise; davacı, icra dosyasında dayanmadığı yansıtma faturasına itirazın iptali davasında delil olarak dayanamayacağını, Hukuk Genel Kurulu’nun 14.11.2011 gün 2011/19-671 E. 2011/749 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere itirazın iptali davalarında alacaklı takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamayacağını bu sebeple yansıtma faturasının itirazın iptalinde delil olması da mümkün olmadığından bu sebeplerle davanın reddi karar vermek gerekmektedir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte AAÜT bulunan 1.294,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2022
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)