Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/208 E. 2021/1117 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/208 Esas
KARAR NO : 2021/1117
HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ……
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27.02.2020 Tarihinde meydana gelen kazada; Huriser Bozoğlu adına davacı şirkete kasko sigortalı …plakalı araç ve … …’e ait … plakalı araç Ahmet Vefik Paşa Mahallesi, Beyoğlu Caddesi üzerinde bulunan davalı … Tekstil A.Ş.’ye ait işyerinin yan tarafında park halindeyken, davalı şirkete ait plastik bidonun rüzgarın etkisi ile araçların üzerine gelerek her iki aracın da maddi hasarına neden olduğunu, olay sonrasında tutulan “Olay Görgü ve Tespit Tutanağı” ile yapılan tespitte, davacı şirkete sigortalı … plakalı otomobilin kaputunda eğrilik olduğunu, sağ dikiz aynasının kırılmış olduğunu, sağ kapı üstündeki tavan çıtasında eğrilik olduğunu, sağ ön cam plastik kısmının üst tarafında da kırık olduğunu belirterek, olay sonucunda da aracın kasko sigortası teminatı kapsamında toplamda 2.140,70 TL ödendiğini, TTK md. 1472 uyarınca sigortalısının haklarına halef olan davacı şirketin ödemiş olduğu tazminatın davalıdan tahsili amacıyla takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalının Bursa 10. İcra Müdürlüğü 2020/… sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesi için iş bu davanın açılması zorunlu olduğunu dile getirmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde;Somut uyuşmazlıkta davacının iddia ettiğine göre söz konusu plastik bidonun düşmesinin nedeni, olayın olduğu zamanda kuvvetli rüzgarın bulunması olduğunu, bu olay Türk-İsviçre Borçlar Hukuku’nda mücbir sebep “sezilemeyen, karşı konulamayan gerçek bir olay” olarak tarif edilmekte olduğunu, mücbir sebebin varlığı için, önceden tahmin edilemeyen/beklenmeyen bir olayın gerçekleşmesinin gerektiğini, bu kapsamda davacının iddiasına göre bile, olayın meydana geldiği gün, kuvvetli rüzgar nedeniyle zararın meydana geldiğini, müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, mücbir sebep olarak kabul edilen kuvvetli rüzgar nedeniyle meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu dile getirerek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı Sigorta şirketinin sigortalısı gerçek kişi olup, kazaya karışan araç da hususi bir araç niteliğinde bulunmakta olup, hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Davacı sigortacı ile sigortalısı arasında ki poliçenin kasko poliçesi olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan sigorta türü zorunlu mali masuliyete ilişkin olmayıp ihtiyari sigorta kapsamındadır. TTK’nun 4-5.maddesi gereğince ihtiyari sigortalar Türk Ticaret Kanununda düzenlenmeyip davamız niteliği gereği mutlak ticari davalardan da değildir. Davacının sigortalısı… ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakıldığında ise; haksız fiilden kaynaklandığı görülmekle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK.nun 4. ve 5.maddelerinde gösterilmiş olup, bu maddelerde belirtilen dava ve işlere bakmaya görevlidir.
Mahkememiz görevsiz olduğundan bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2021
Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı