Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/195 E. 2023/916 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/195 Esas
KARAR NO : 2023/916
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – [16957-59741-…] UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16093-90653-….] UETS
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı taraf; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı yükleniciye devredilmesi gereken bağımsız bölümün davacı yükleniciye devredilmemesinden kaynaklı olarak tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf, davanın reddini talep etmiştir.
Eldeki dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı olarak tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Ticari davaların hangi davalar olduğu TTK m.4’te tanımlanmış ve belirlenmiştir. Bu maddeye göre ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK.nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK.nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklar TTK’da açık olarak zikredilmediğinden eldeki davanın mutlak ticari dava olduğunu söyleyebilmeye olanak yoktur.
Davanın nisbi ticari dava olabilmesi için ise her iki tarafın tacir ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Davacı taraf kooperatiftir ve Kanun gereği tacirdir. Davalı ise gerçek kişidir ve davalının vergi kaydına bakıldığında taraflar arasında akdedilen sözleşme tarihinde davalının bir vergi mükellefiyeti yoktur. Dava konusu olan taşınmazın kayıt maliki de yine davalı gerçek kişidir. Ayrıca izah etmek gerekir ki davalı taraf eldeki davada arsa sahibidir ve arsa sahibi davalının kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdetmesi herhangi bir ticari işletme faaliyeti kapsamında da yapılmamıştır.
Sonuç olarak; eldeki davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu, bu davanın mutlak ticari dava olmadığı, davalının gerçek kişi arsa sahibi olduğu ve sözleşmenin akdedildiği tarihte vergi mükellefiyetinin ve ticari işletmesinin olmadığı, davalının ayrıca arsa sahibi olduğu ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bir ticari işletme faaliyeti ile ilgili akdedilmediği ve bu nedenlerle eldeki davanın nisbi ticari dava da olmadığı anlaşılmakla; görev dava şartı noksanlığından aşağıdaki şekilde davanın usulden reddi ile Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi gereğince, davanın görevli mahkemede açılmadığı ve mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu anlaşılmakla; dava şartı noksanlığı nedeniyle, HMK m.115 uyarınca, DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olduğunun tespitine,
3-HMK m.20 gereğince; taraflardan birinin, kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde; dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde, dava dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin taraflara ihtarına, (ihtar edildi)
4-Harç ve yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi gereğince yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
5-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/07/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır