Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/173 E. 2022/32 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

……
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/173 Esas
KARAR NO : 2022/32

HAKİM : ……
KATİP : ……

DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI ……

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkil ile borçlu arasında ticari alım satımdan kaynaklanan bir borç ilişkisi
bulunduğu. Müvekkil bir çok kez bu borcun ödenmesi için karşı taraf ile iletişime geçse
de bir karşılık alamadığı. Bu sebeple müvekkilimiz tarafından davalı borçlu aleyhine cari
hesaba dayalı takibe başlanmış olup, Bursa 16. İcra Müdürlüğüne başvurarak borçluya
ödeme emri gönderdiği. Bu ödeme emrine karşın borçlu taraf itirazda bulunarak itiraz ettiği kısım bakımından borcu olmadığı iddiası ile takibin durmasına neden olduğu Borçlunun itirazı ve bu itirazı dayandırdığı gerekçeleri hukuki dayanaktan yoksun olup
tamamen takibi uzatmaya yönelik olduğu. Şöyle ki; Davalı taraf, borcun tamamından sorumlu olduğu. Ticari iş gereği satın aldığı mallar karşılığında karşı taraf, müvekkil firmaya gerekli ödemeyi yapmadığı. Bu borcun bir
kısmının varlığını inkar ettiği. Fakat mevcut borç ilişkisine ait faturalar bulunduğu, borçlu tarafın defterleri incelendiği takdirde borçlu tarafın beyanlarının doğru olmadığını ispatladığı. İşbu davanın yargılama aşamalarında sayın mahkemeniz tarafından gerekli
görüldüğü takdirde sunulacak olduğu. Bu açıklamalarımız doğrultusunda, davalıların iddiaları tamamen sorumluluktan kaçma amacıyla yapıldığı. İcra takibine yapılan itiraz, haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve
tamamen takibi durdurmaya yönelik olduğu. Dava şartı gereği arabulucuya başvurulmuş olup 2021/2087 numaralı arabuluculuk dosyamız anlaşamama ile sonuçlandığı. Bu nedenlerle itirazın iptalini talep etme zarureti
doğduğu. Şeklinde beyanda bulunarak
Açıklanan bu nedenlerle; davamızın kabulüne, bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün
2019/… esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde
bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının cevap dilekçesinde; Davalı taraf ise, usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği gibi delil de bildirmediği görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelene dosya kapsamına göre
Dava, ticari alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin itirazın iptali davası olup, yasal süresi içinde açılmıştır.
Taraflarca aralarında düzenlenen sözleşmesi, fatura gibi kayıtlar dosyamız içerisine sunulduktan sonra dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının cari sözleşmesi dolayısıyla alacağının belirlenebilmesi için taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. 31/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre davacının kayıtlarına göre; davacının icra takibi tarihi tarihi itibariyle davalıdan 3.831, 31 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Ancak davacının davasını taleple bağlılık ilkesi gereğince takibin 3.579,19 TL asıl alacak üzerinden kabul edilmesine karar verilmiştir.
Dava yönünden davacının davalıdan dava konusu ettiği tutarda alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmelidir.
Her ne kadar kısa kararda sehven ” istinaf yolu açık olarak” denilmiş ise de; dava dosyası miktar itibari ile kesinlik sınırının altında olduğunun anlaşıldığı, karara karşı istinaf yasa yolunun açık olmadığının anlaşıldığı, sehven kısa kararda yasa yolunun istinaf olarak açık olarak gösterildiği anlaşıldığından mahkememizce yasa yoluna dair yapılan maddi hata iş bu gerekçeli kararda re’sen düzeltilerek yazılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KABULÜ İLE
1-Bursa 16.İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 3.579,19 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 244,49 TL harçtan başlangıçta alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 185,19‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30 -TL peşin harç ve 70,80 -TL başvurma harcı + vekalet harcı, 652,00-TL yargılama gideri toplam 782,1‬0 – TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
5 -Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.579,19-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli karar miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip ……… Hakim ……
E-İmzalıdır. E-İmzalıdır.