Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1324 E. 2022/844 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1324
KARAR NO : 2022/844

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
TEMSİLCİ : … – … …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: “… San. İsimli şirketin sahibi ve müdürü olduğunu, şirketi 28/01/2016 tarihinde … … ile birlikte kurduklarını, kendisinin %40, … …’ın %60 hissesinin olduğunu, 05/07/2017 tarihinde … …’ın da hissesini satın aldığını, Kemeraltı Vergi Dairesi’nin … vergi kimlik numaralı mükellefi … Elektronik Ticaret Hizmetleri Limited Şirketi’nin sorumlusunun … … olduğunu, vadesi geçmiş ve ödenmeyen vergi borçları nedeniyle … San.Şirketine halen ortaklığının bulunuyor olduğu gerekçesi ile hak, alacak, ortaklık ve kar payı üzerine 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi gereğince haciz konulduğunu, … …’ın 05/07/2017 tarih ve 30562 sayı tasdikli hisse devri sözleşmesi ile tüm hak ve alacaklarını alarak ayrılması nedeniyle şirket üzerinde bir hakkının kalmadığını, yukarıda açıklanan nedenle … isimli şirketin … … ile bir bağının olmaması nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitine, şirket üzerindeki haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.” şeklindedir.
CEVAP DİLEKÇESİ: “… Elektronik Tic. Ltd. Şti’nin borçlarının tahsili amacıyla mal ve hizmet satımında bulunduğu tespit edilen … vergi kimlik numaralı … adına 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi uyarınca düzenlenerek tebliğ edilen 10/10/2019 tarih ve 2019101064ESo0000248 sayılı haciz bildirisine yedi günlük yasal sürede borcunun olmadığı veya haciz tarihinden önce ödediği yolunda bir bildirimde bulunmadığından mal elinde ve borç zimmetinde sayılarak ödevli şirkete tahakkuk ettirilen 2.198.812,72 TL borç miktarını içeren 2020061266ESi0000003 ana takip numaralı ödeme emrinin 17/01/2021 tarihinde davacı şirkete e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiğini, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusu olmadığını veya elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkili idare tarafından yapılan işlemin Yasalara ve usule uygun olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.” şeklindedir.
DELİLLER:
İzmir Kemeraltı Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği ve cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor alınmıştır. 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … Gıda San ve Tic. Ltd. ŞTi … …’ın tüm hak ve alacaklarını davalı … Müdürlüğünce haciz bildirisinin şirkete tebliğ edildiği 15/10/2019 tarihinden önce … …’a ödediğinden vergi dairesine ödenecek herhangi bir alacağı bulunmadığı görüş ve kanaatini bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE
Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. Maddesi gereğince menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde özetle; davacının …nin tek ortağı ve müdürü olduğu, şirketin 28/01/2016 tarihinde … … ile birlikte kurulduğu, davacının %40 … …’ın %60 hissesinin olduğu, 05/07/2017 tarihinde … …’ın da hissesini davacının satın aldığı, Kemeraltı Vergi Dairesi’nin … vergi kimlik numaralı mükellefi … Elektronik Ticaret Hizmetleri Limited Şirketi’nin sorumlusunun … … olduğu, … …’ın vadesi geçmiş ve ödenmeyen vergi borçları nedeniyle …ne halen ortaklığının bulunuyor olduğu gerekçesi ile hak, alacak, ortaklık ve kar payı üzerine 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi gereğince haciz konulduğu, … …’ın 05/07/2017 tarih ve 30562 sayı tasdikli hisse devri sözleşmesi ile tüm hak ve alacaklarını alarak ayrılması nedeniyle şirket üzerinde bir hakkının kalmadığı, şirketin … … ile bir bağının olmadığı ve bu nedenle şirketin … …’ın borçlarından sorumlu tutulmadığı vakıalarından hareketle menfi tespit isteminde bulunulmuştur.
Cevap dilekçesinde özetle; ilgili işlemlerin usulüne uygun olarak yapıldığı savunması ile davanın reddi talep edilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan delillerin tartışılmasına geçilmeden önce konu ile ilgili yasa maddesine değinmekte fayda vardır.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 79. Maddesinde aynen,
“Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi:
Madde 79 – Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10’u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir.
Bu Kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağını tamamen ödemiş olması halinde, bu Kanunun 58 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 inci maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir.
Menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir. Üçüncü şahısların genel hükümler gereğince asıl borçluya rücu hakları saklıdır.” hükümleri öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere Kanun koyucu 6183 sayılı Kanunun 79. Maddesinin 3 ve 4. Fıkralarında üçüncü şahsın borca itiraz süresini ve bu sürenin kaçırılması halinde menfi tespit davası açılabilecek süreyi belirlemiştir. Üçüncü şahıs konumundaki davacı şirket, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde, borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi iddialarını yazılı olarak bildirecektir. Bu yazılı itirazın yapılmaması halinde, mal üçüncü şahsın elinde ve borç zimmetinde sayılır ve üçüncü hakkında 6183 sayılı Kanun hükümleri tatbik olunur. Davacı şirket haciz bildiriminin kendisine e-tebligat yoluyla tebliğinden sonra 7 gün içerisinde itiraz etmemiştir. Bu durum dava dilekçesinde de ifade edilmiştir.
Davalı idare davacı şirkete 6183 sayılı Kanunun 79. Maddesi gereğince haciz bildirimini 10/10/2019 tarihli yazı ile yapmış ve bu bildirim davacı şirkete 15/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı şirket 15/10/2019 tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yazılı olarak davalı idareye itiraz edebilir. Bu 7 günlük sürenin kaçırılması halinde ise yine haciz bildiriminin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde davacı şirket, menfi tespit davası açabilir.
Davalı idare cevap dilekçesinin ekinde tüm evrakları ve özellikle haciz bildirim yazısını mahkememize sunmuştur. Dava dilekçesinin ekinde sunulan davalı idarenin ödeme emri öncesinde davacı şirkete gönderdiği yazıda, haciz bildiriminin 15/10/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu husus bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Davacı şirket yetkilisi de haciz bildiriminin şirkete e-tebligat yoluyla yapıldığını ifade etmiştir. Eldeki dava, 30/12/2021 tarihinde açılmıştır. Haciz bildirimi davacı şirkete 15/10/2019 tarihinde yapıldığına göre davanın Kanunda öngörülen 1 yıllık süre içerisinde açılmadığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda eldeki menfi tespit davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Davanın reddine,
2-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; davacı şirket temsilcisinin yüzüne karşı, davalı vekilinin ise yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır