Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1305 E. 2022/173 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1305
KARAR NO : 2022/173

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI :… – … …
VEKİLİ : Av. …….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu hakkında Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz sebebiyle takibin durduğunu, akabinde dava şartı arabuluculuk sürecinin işletildiğini ve borçlu yetkilisinin de fiziki katılımı ile görüşmeler yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, yetki hususunda da itiraz yapıldığından icra dosyasının Karacabey İcra Müdürlüğüne gönderildiğini ve burada Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2020 /… Esas sayılı numarasını aldığını, borçlunun tesisat işlerini yaptığı … Yenice/ Karacabey/Bursa adresinde bulunan dairede gider tesisatının yetersiz kalması nedeniyle geri tepen suların sirayet etmesi sonucu hasar oluştuğunu, söz konusu dairenin ise müvekkili tarafından sigortalanmış olduğunu, hasarın meydana gelmesi akabinde, bu adreste bir ekspertiz incelemesi yaptırıldığını ve alınan rapor uyarınca da sigortalıya ödeme yapıldığını, ekspertiz raporunda hasarın, bina giderlerinin tıkanması nedeniyle oluştuğu ve bu hasarın da …… Ltd Şti’ne rücu kabiliyetinin olduğuna kanaat edildiğini, müvekkilinin ise, sigorta tazminatını ödeyerek, sigortalısının yerine geçmiş ve gerçekleşen zararlardan dolayı sorumlulara karşı icra ve dava hakkını halefiyet ilkesi uyarınca elde ettiğini beyanla fazlaya ilişkin her türlü hakları ve mukabil delil, cevap hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı tarafından Karacabey İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı icra dosyasında yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, davalı aleyhine, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada arabuluculuk şartı olmasına rağmen davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, davacı tarafça Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, bu takibe karşı yetki itirazında bulunduklarını ve borca itiraz ettiklerini, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına kendileri tarafından itiraz edildikten sonra davacının arabulucuğa başvurulduğunu, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün takipte yetkisiz olduğunu, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmiş olmasına rağmen yetkili Karacabey İcra Müdürlüğü’nün dosyasına karşı yapılan itirazda arabuluculuğa başvurulmadığını, taşınmazın satımından ve kullanılmaya başlanmasından sonra müvekkili şirkete gönderilmiş bir ayıp ihbarı olmadığını, aynı zamanda zarara uğranıldığı iddia edilen tarihten dava tarihine kadar arada geçen 3 yılı aşkın bir sürede de taraflarına bir ihbar veya ihtarda gönderilmediğini, zarar iddialarını ve miktarını ve zararın müvekkilinin yaptığı binanın gider tesisatının yetersiz kalmasından dolayı olduğu iddialarını da kabul etmediklerini, müvekkili şirket tarafından yapılan binanın ayıpsız olarak yapıldığını ve teslim edildiğini, davacının esasa ilişkin iddialarını kabul etmedikleri gibi ayrıca zamanaşımı itirazında da bulunduklarını, Karacabey İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından yapılan takipte müvekkili davalı şirketten, asıl alacak olarak gösterilen miktarın yanında ayrıca 1.367,73 TL işlemiş yıllık %618,5 Reeskont – iskonto faizi adı altında faiz talep edildiğini, bu tür alacaklarda faizin ancak talep tarihinden sonra işleyeceğini, talep tarihininde icra müdürlüğüne dosyanın harcının verildiği ve takibin yapıldığı 10/03/2020 tarih olduğunu, bu tür alacaklarda hukuken bu tarihten önce faiz istenemeyeceğini, doğrudan icra takibi yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, beyanla yersiz ve dayanaksız olarak açılan davanın reddine, mahkeme giderleri ile ücreti vekaletinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, 45266366 nolu poliçe kapsamında meydana gelen yangın hasar ekspertiz raporu sonucu meydana gelen hasar gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davalının konuttaki tesisat işlerini yaptığı, davacı … şirketinin sigortalısının ise gerçek kişi olup konut sahibi olarak tüketici konumunda bulunduğu, sigortalanan taşınmazın ise konut niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının tacir olması aradaki ilişkinin ticari olduğu ve ticaret mahkemelerinde uyuşmazlık konusu edileceği anlamına gelmez. Zira 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi benimsenmiştir. Davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakıldığında konut sahibi sigortalı ile müteahhit arasındaki ilişki tüketici ilişkisidir. Bu nedenle davaya bakmaya tüketici mahkemeleri görevlidir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
HÜKÜM:
1-Davada mahkememizin görevsizliği ve Davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosya mahkememize Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/11/2021 tarihli 2021/64 esas 2021/373 karar sayılı görevsizlik kararı ile gönderildiğinden ve her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı ortaya çıktığından mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi durumunda görev uyuşmazlığının halli ve merci tayini için dosyanın resen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesine,
Yargılama harç ve giderleri ile sair hususların görevli mahkemece hüküm ve nazara alınmasına,
Dair dosya üzerinden kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi istinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)