Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1304 E. 2022/181 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1304
KARAR NO : 2022/181

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av….
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av…..
DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ :29/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait Bursa ili Karacabey ilçesi Hürriyet Mahallesi Dağkoru Mevkii 1669 parselde kayıtlı 4.500,00 m2 taşınmazın tamamının Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırıldığını, Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/831 Esas sayılı dosyası ile taşınmaz hakkında Kamulaştırma Kanunu m. 27 gereğince el atma kararı verildiğini, taşınmaza 56.295,00 TL bedel karşılığında el atma kararı verildiğini ve bedelin müvekkil adına Vakıfbank Karacabey Şubesinde bloke edilmesine, müracaat edilmemesi halinde kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirlerin alınması için davalı bankaya müzekkere yazılmasına 09/02/2017 tarihinde karar verildiğini, el atma nedeniyle mahkemece belirlenen 56.295,00 TL kamulaştırma bedeli müvekkilce kabul anlamına gelmemesi amacıyla bankadan çekilmediğini, kamulaştırma bedel tespit davasının istinaf aşamasına götürülmesi nedeniyle daha sonra geçici bedelin müvekkiline ödenmesi istenmiş olsa da dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde olması nedeniyle gerekli müzekkere bu gerekçe ile bankaya yazılmadığını, dosya istinaftan döndükten sonra Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesince Vakıfbank Karacabey Şube Müdürlüğüne yazılan 09/06/2020 tarihli yazıyla kamulaştırma bedelinin, idarece (Karayolları Genel Müdürlüğü) bankada bulunan TR59 0001 5001 5800 7305 4471 80 no’lu hesaba yatırıldığı ve söz konusu bedelin müvekkile ödenmesi hususu davacı banka şubesine bildirildiğini, ancak söz konusu bedel 2020 Eylül ayında 56.295,00 TL olarak, Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/831 Esas 2017/144 Karar sayılı kararına rağmen üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülmeksizin nemalandırılmamış hali ile müvekkile ödendiğini, davalı banka şubesi ile sözlü görüşmeler sonucu sonuç alınamadığından davalı bankaya Antalya 13.Noterliğinin 12/11/2020 tarih …. yevm. no’lu ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak davalı banka ihtarnamede belirtildiği gibi 7 gün içerisinde müvekkile bedelin üçer aylık vadeli hesapta bekletilmemesi neticesinde mahrum kalınan/eksik ödenen, faiz bedelinin ödemediğini, mahkeme kararı son derece açık olmasına rağmen davalı banka kamulaştırma bedelini üçer aylık vadeli hesapta nemalandırmadan taraflarına eksik ödemesi, halihazırda kamulaştırma nedeniyle hak kaybına uğrayan tarafın, kanun tarafından öngörülen bedelin nemalandırılması hak kaybının önelenmesi amacına aykırı davranmasına neden olduğunu, Kamulaştırmada bakiyenin nemalandırılması paranın kullanılamama maliyetinin dengelenmesidir. Bu aşamada paranın kullanılamama maliyetinin karı bankanın haksız karı olarak kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, söz konusu kamulaştırma bedelinin (56.295,00 TL) gerekçeli kararda belirtildiği üzere üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülseydi taraflarına ödeninceye kadar işlemesi gereken faizin, dava açıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle taraflarına ödenmesi gerektiğini, iş bu miktar mahkemece bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağından, 3’er aylık vadeli hesaplara her bankaca farklı faiz oranları işletilebildiğinden ve bu oranların davalı bankaca dosyaya sunulduktan sonra ortaya çıkabileceğinden, daha sonra talep sonucu arttırılacak olup şimdilik hesaplanabilecek olan (yasal faiz işletilmiş olsaydı ortaya çıkacak olan yaklaşık rakam) 17.750 TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak açıldığını, tüm açıklanan sebeplere binaen davalarının kabulüne karar verilerek talep sonucu daha sonra artırılmak şartıyla şimdilik 17.750 TL alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/831 Esas sayılı dosyası ile tespit edilen kamulaştırma bedeli olan 56.295,00-TL için müvekkili Banka Karacabey Şubesince 27.12.2016 tarihinde …. hesap numaralı 0 (sıfır) bakiyeli vadesiz mevduat hesabı açılmış olduğunu, 30.12.2016 tarihinde ilgili hesaba Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü hesabından havale yapılarak dava konusu kamulaştırma bedelinin gönderildiğini, hesap açılış ve para yatırma işlemi Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü tarafından yapıldığını, bu hususta dava dilekçesinde iddia edildiğinin aksine Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/831 Esas sayılı dosyasından Karacabey Şubesine gönderilen herhangi bir müzekkerenin bulunmadığını, bu sebeple açılan hesap vadesiz hesap olup herhangi bir nemalandırmanın yapılmadığını, müvekkil Banka Şubesince kamulaştırma hesaplarına vadeli hesap açılması ve nemalandırması işlemi, ilgili mahkeme tarafından gönderilen müzekkere ile veya kamulaştıran kurum tarafından gönderilen talimat ile yapılmakta olduğunu, dava konusu kamulaştırma bedelinin nemalandırılması için herhangi bir talimat veya müzekkerenin bulunmadığını, tüm bu sebeplere binaen davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde açıklanan gerekçelerle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Genel anlamda hukuk yargılamasındaki dava şartları 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Bahse konu 6100 sayılı Kanunun 114 maddesinin 1. Fıkrasının (c) bendinde “c) Mahkemenin görevli olması” şeklinde düzenlemeye yer verilerek davanın görevli mahkemede açılmış olması dava şartı olarak düzenlemiştir.
6100 sayılı HMK’nun 115. maddesinin 1. fıkrasında, açılan davada dava şartının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılabileceği gibi davanın taraflarınca da dava şartı noksanlığının her zaman ileri sürebileceği düzenlenmiştir. Yargıtay yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere, dava şartının, davanın açıldığı anda mevcut olması yeterli olmayıp dava şartının tüm yargılama sürecinde mevcudiyetini sürdürmesi gerekmektedir. Bununla beraber HMK’nun 115/2 maddesinde, dava şartının bulunmaması ya da yargılama sürecinde dava şartının ortadan kalkması halinde davanın usulden reddine karar verileceği açıkça düzenlenmiştir.
Davanın bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmakla; TTK’nın 4. Maddesi anlamında ticari dava niteliğinde olduğundan mahkemenizin görevli olduğu anlaşılmakla görev itirazının reddine karar verilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 30630 Sayılı Yasa ile Değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartıdır.
Aynı yasa ile 6325 Sayılı Kanuna ek olarak getirilen Dava şartı Arabuluculuk başıklı madde 18/A-1-2 gereği; ”…. İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” başlıklı hükümleri uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüş olup; davanın mahiyeti ve yasa maddesi ile getirilen tarafların arabuluculuk yolu ile üzerinde müzakere edip anlaşmaları mümkün bulunan bir miktar alacağa ilişkin olması nedeni ile yasa hükümlerinin özü itibari ile arabuluculuğa tabi olması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiş olup; davacı yanca arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartı yerine getirilmediğinde davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT bulunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi.24/02/2022
Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ….
¸(e-imzalıdır)