Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/130 E. 2021/97 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/130 Esas – 2021/97
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2021/130 Esas
KARAR NO : 2021/97

HAKİM : İSMAİL KASALAK 125321
KATİP : SAMET AVCI 167697

DAVACI : ….SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : AV.

DAVALILAR : 1- ….SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – 0331052212700017

2- ….BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

VEKİLİ : ….
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin konkordato talep eden şirketten olan alacağının itiraza uğraması neticesinde çekişmeli hale gelmesi ve İİK 308/b maddesi uyarınca alacağın mevcudunun tespiti ile konkordatonun tasdik edilmesi halinde tasdik edilen şekilde ödemelere dahil edilmemize, konkordatonun reddi halinde alacağın davalıdan aynen tahsiline ve işbu alacağın 97.500,00 TL’lik kısmı için diğer davalı … Bankası’nın garantör olması sebebi ile müteselsil sorumluluğu kapsamında kendisinden tahsili talebinde bulunduklarını, müvekkilin davalı Elemeği şirketinden olan 230.944,58 TL alacağının Karşıyaka 5. Noteri 31794 yev. Nolu ihtarname ile belirlenen süre sonundan(11.10.2019)’dan itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline, dava konusu teminat mektubu sebebi ile Elemeği şirketinin müvekkile olan borcunun 97.500,00 TL’lik kısmından davalı bankanın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan mektubun bankaya ibraz tarihinden(04.10.2019) işleyecek faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T. … Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu teminat mektubu bursa 1. asliye ticaret mahkemesi tarafından verilmiş olan tedbir sebebi ile nakde dönüştürülmemiştir. bu sebep ile husumet itirazımız söz konusu olduğunu, davacı yan, dava dilekçesinde bir çok kez Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir kararı gereğince mektubun nakde dönüştürülmediğini yinelemiş, fakat buna rağmen müvekkil bankanın işbu davada taraf sıfatının olması gerektiğini ve bu sebeple müvekkil bankadan alacaklı olduğunu iddia ettiklerini, davacı yanın dilekçesinde de belirtmiş olduğu üzere, konkordato kararı veren mahkemeye başvuruları da reddolmuş ve halen daha mektubun nakde dönüştürülmemesi sebebi ile müvekkil bankaya husumet yöneltme eğilimi içerisinde oldukları anlaşıldığını, müvekkil yanca gerek İİK ve gerekse de HMK ilgili hükümlerine uygun hareket edilmiş olup, davacı yanın hiçbir iddiasını kabul etmediğimizi ve davacının işbu davada müvekkile husumet yöneltmesinin tam anlamıyla kötü niyet olduğunu vurguladıklarını, HMK da yapılan değişiklik çerçevesinde, 398. Madde hükmü şu şekilde değiştirilmiştir. “İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet edilmesi üzerine, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir.” Madde hükmü gereğince ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmasına ilişkin emre uymayan kimsenin disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. O halde, davacı yanın, firma alacağına kavuşsun diye, müvekkil yanın ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmasına ilişkin verilen hükümlere uymaması ve sonucunda da disiplin hapsi ile cezalandırılması yönünde talebi olduğu anlaşılmaktadır. Kötü niyetli ve mesnetsiz bu taleplerin kabulü mümkün olmadığını, müvekkil yan usule ve yasaya uygun davranmış olmakla birlikte, konkordato kararı veren mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmasına uygun davranmış ve işbu davanın açılmasına müvekkil yan sebebiyet vermemiştir. Bu sebep ile öncelikle husumet itirazımız nedeni ile davanın reddini, aksinin kabulü halinde ise haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmek gerekliliği doğduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı Elemeği İnşaat İç Mimarlık Mobilya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinde de yazılı olduğu üzere, müvekkil şirket T.C . Bursa Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1411 E. Sayılı dava dosyasından konkordato müracaatında bulunan ve hali hazırda alacaklılar toplantısı neticesinde yeterli alacak/alacaklı çoğunluğunu sağlayarak mahkemeden tasdik alma aşamasında olan bir şirket olduğunu, müvekkil şirketten alacaklı olduğunu iddia eden ve bu alacak istemi esas yönünden de maddi gerçeğe – hukuka aykırı olan davacının taleplerinin İİK Mad. 299 vd. Hükümleri gereğince öncelikle usulen reddi gerektiğini, davacı ile davalı Elemeği İnşaat İç Mimarlık Mobilya San. Ve Tic. A.Ş firması arasında taşeronluk sözleşmesi imza edilmiş olup sözleşmeye göre Elemeği şirketi, Folkart Time‘’ projesinde taşeron firma olarak yer almıştır. Davalı şirket, müvekkilin yalnızca Time projesinde değil aynı zamanda “Life” ve “Ilıca” projelerinde de taşeronluk yaptığını, Elemeği şirketinin sözleşme kapsamında üstlendiği işleri tam veya gereği gibi yapmadığına yönelik davacı iddiaları asılsız ve mesnetsizdir. Bu sebeple müvekkil şirketin sözleşmeye aykırı davrandığına yönelik davacı iddiası doğru olmadığını, eksik ve ayıplı ifa iddiası mesnetsiz olduğunu, bu sebeple davacı tarafından kesildiği ifade edilen iade faturaları ve miktarlarını kabul etmediklerini, müvekkil şirket tarafından kabul edilmeyen faturalardan hareketle; davacının davalıdan 230.944,58 TL alacaklı konuma geldiğine yönelik davacı söylemi hukuka maddi delillere aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirkete bildirilen her hangi bir eksik veya ayıplı iş bulunmadığını, müvekkil şirket sözleşme konusu işleri eksiksiz olarak ifa ettiğini, ayrıca işlerin zamanında tamamlanmadığına yönelik davacı söylemi de doğru olmadığını, müvekkil şirketten kaynaklanan bir gecikme olmadığını, müvekkil şirket tarafından yapılan konkordato müracaatı ile dava konusu işlerin hiç bir ilgisi yoktur. Müvekkil şirkete itham edilen; gecikme, ayıplı veya eksik ifa söylemleri doğru olmadığından; davacı şirketin sözde bu işleri diğer şirketlere yaptırdığı söylemi ve bu firmalardan alındığı ifade edilen fatura içerikleri de doğru olmadığını, davacı tarafından dava dilekçesine eklenen tüm kayıt ve belgeleri kabul etmediklerini, itiraz ettiklerini, tüm bu hususlar gereğince davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemisinin görevsizlik kararı ile mahkememiz esasaını almıştır. 2. Asliye Ticaret Mahkemisinin karar gerekçesinde; “HSK’nın 03.04.2018 tarih ve 538 sayılı kararı gereğince İİK’nın 285 ila 309/h maddeleri arasında düzenlenen talepler , hususlarından kaynaklanan davalara;
1- Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret
mahkemesinin,
2- Üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1, 2 ve 3 numaralı asliye
ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Eldeki davada , davacı ile davalı Elemeği İnşaat İç Mimarlık Mobilya San. Ve Tic. A.Ş arasında 25/04/2018 tarihli inşaat sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin yapımını üstlendiği işlerin eksik ve ayıplı olup olmadığı, eksik ve ayıplı işler sebebi ile davacının alacağının varlığı, miktarı, bu alacak sebebi ile İİK 308/b maddesi uyarınca konkordato tasdik edilmesi halinde ödemelere dahil edilmesi talep edilmekle, HSK’ nın 03.04.2018 tarih ve 538 sayılı kararı uyarınca 308/b maddesi kapsamında taleplerle ilgili davaya bakmaya ihtisas mahkemesi Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu” belirtilmiştir.
HSK’ nın 03.04.2018 tarih ve 538 sayılı kararı aşağıdaki şekildedir;
28/02/2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununa eklenen geçici 14. maddesi uyarınca;
1) İflâs yoluyla adi takipten doğan; a) İflâs davası (İcra ve İflâs Kanunu 156. Madde) b) İtirazın kaldırılması ve iflâs davası (İcra ve İflâs Kanunu 156. Madde)
2) Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoluyla takipten doğan; a) İflâs davası (İcra ve İflâs Kanunu 173. Madde) b) İtirazın kaldırılması ve iflâs davası (İcra ve İflâs Kanunu 174. Madde)
3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflâs davaları (İcra ve İflâs Kanunu 177. Madde) b) Borçlu tarafından talep edilen iflâs davaları (İcra ve İflâs Kanunu 178. Madde) c) Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflâsı davaları (İcra ve İflâs Kanunu 179. Madde)
4) İflâs tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar (İflâs tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları) (İcra ve İflâs Kanunu 235. Madde)
5) Takasa itiraz davaları (İcra ve İflâs Kanunu 201. Madde)
6) İflâsın kaldırılması talepleri (İcra ve İflâs Kanunu 182. Madde)
7) İflâsın kapanması talepleri (İcra ve İflâs Kanunu 254. Madde)
8) İtibarın yerine gelmesi talebi (İcra ve İflâs Kanunu 313 ve 314. Maddeleri)
9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflâs Kanunu 285 ilâ 308/h Maddeleri)
10) İflâstan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflâs Kanunu 309. Madde)
11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflâs Kanunu 309/a ilâ 309/l Maddeleri)
12) Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflâs Kanunu 309/m ilâ 309/ü Maddeleri)
Somut olayda; davacı taraf açmış olduğu işbu dava ile konkordato dosyasında kabul edilmeyen çekişmeli alacağın kabulü ile konkordato kapsamında ödenmesini talep ve dava etmiş etmiştir. Bu dava İİKm.308/b de düzenlenen bir dava türü olup genel nitelikteki bir alacak davasıdır. HSK’ nın 03.04.2018 tarih ve 538 sayılı kararında belirtilen dava ve işlerden değildir. Nitekim HSK kararında adi alacaklara ilişkin konkordato istemine ilişkin dava (İİKm. 285) ile rehinli alacakların yapılandırılmasına konkordato istemine ilişkin dava (İİKm. 308/h) konkordato davası sayılarak ihtisas mahkemesince yargılamasının yapılması kararlaştırılmıştır. Zaten 7101 sayılı yasa ile değişik İİK’da iki tür konkordato kabul edilmiştir. Bunlar da adi alacaklara ilişkin konkordato teklifi ve rehinli alacaklara ilişkin konkordato teklifine ilişkin davalardır. İhtisas mahkemesi sıfatıyla bakılması gereken davalarda bu iki dava türüdür. Çekişmeli alacağa ilişkin dava ise konkordato davası olmayıp mahkemenin görev ve yetkisinin genel hükümlere göre belirlenmesi gereken genel bir alacak davasıdır.
Nitekim dava konkordatosu tasdik edilen davalı şirket yanında alacağın 97.500,00 TL’lik kısmı için diğer davalı … Bankası’nın garantör olması sebebi ile müteselsil sorumluluk bulunduğu gerekçesiyle davacı tarafça her iki davalıdan tahsil isteminde bulunulmuştur. Davanın konkordato davası olarak kabulü mümkün değildir.
“Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesinin 12.06.2020 Tarih ve 2020/231-2020/607 E-K sayılı emsal kararında da belirtildiği gibi, işbu davada konkordato hükümlerini uygulanmayıp genel hükümler uyarınca alacağın varlığının tespit edileceği, alacağın varlığı tespit edildikten sonra 7101 sayılı yasa ile değişiklikten önceki İİK. 302. ve değişiklikten sonraki İİK. 308/b. maddesi uyarınca davacıya sadece alacağını yatırılan teminattan tahsil etme imkanının tanındığı kabul edildiği ve konkordato hükümleri uygulanmaksızın genel hükümler doğrultusunda sadece maddi hukuk anlamında alacağın tespitine yönelik olarak açılan işbu davanın konkordato konusunda uzmanlık gerektirmediği, HSK’nın 03.04.2018 tarih ve 538 sayılı kararı kapsamında kaldığının kabul edilemeyeceğinden davanın ilk tevzi edildiği Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.” (Ankara Bam 13. Hukuk Dairesi 03/02/2021 tarih, Esas No: 2021/132, Karar No: 2021/87)
“HSK’nın 05/04/2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan 03/04/2018 tarihli ve 538 sayılı ilke kararında ise adi konkordatodan kaynaklanan davalarda 308/h maddesinden kaynaklanan davalar sayıldığı, İİK’nın 308/b maddesine göre açılacak davalarda ise görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olması nedeniyle ticaret mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin davanın ilk açıldığı Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, davanın Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”(Ankara Bam 13. Hukuk Dairesi 03/12/2020 tarih, Esas No: 2020/1349, Karar No:2020/1334)
Açıklanan gerekçelerle eldeki davada davanın ilk tevzi edildiği Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davada 2 .Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Dosya mahkememize Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli 2020/410 esas 2020/856 karar sayılı görevsizlik kararı ile gönderildiğinden ve her iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıktığından mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi durumunda olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın resen Bursa Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
Yargılama harç ve giderleri ile sair hususların görevli mahkemece hüküm ve nazara alınmasına ,
Dair dosya üzerinden kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi istinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/02/2021
İş bu kararın gerekçesi 25/02/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip 167697
e-imzalıdır

Hakim 125321
e-imzalıdır