Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/123 E. 2022/636 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/123 Esas
KARAR NO : 2022/636

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … …..
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; Davacının davalı şirkete %35 oranında hisse ile ortak olduğunu, şirketin 25/12/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların sakat olduğunu, … şirket niteliğindeki iki şirketin toplantıya katıldığını, bu şirketlerin toplantıya katılmaması ve oy kullanmaması gerektiğini, pay sahibi … … adına toplantıya katılan vasi … … ‘ nun vesayet makamında özel yetki almadan toplantıya katıldığını, vasinin 2 yıllık görev süresinin dolmuş olduğunu, genel kurulda şirketin UFRS hükümlerine göre kar payı dağıtılması yönündeki kararının hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyeleri için ön görülen ücret ve huzur haklarının fahiş olduğunu, yöneticilere 3.055.791 TL tutarındaki mahi hakların % 18 nispetinde artış uygulanmasının hakkaniyetli olmadığını, yönetim kurulu üyesi … … ‘ ın sağlık sorunları nedeniyle ve … … ‘ nun vesayet altına alınması sebebiyle herhangi bir görev üstlenmemişken bu kişilere ödeme yapılmasının hakkaniyete aykırı olacağını, ana sözleşmenin 20 ve 25. Maddelerinde yapılan değişiklik ile dolaylı olarak ana sözleşmenin 5,7 ve 28. Maddelerine getirilen ağırlaşmış toplantı ve karar nisaplarının genel kurul kararı ile ortadan kaldırıldığını, yasa dolanılmak suretiyle ağırlaştırılmış nisapların haksız olarak değiştirildiğini bunun da azınlık haklarını kısıtlayıcı nitelikte olduğunu belirterek genel kurulda alınan kararların iptalini talep etmişlerdir.

Davalı cevap dilekçesinde; Toplantı ve karar nisabının yasaya uygun olduğunu, … şirketlerin toplantı ve karar nisabında dikkate alınmasalar da nisabın sağlanmış olacağını bu sebeple kararların geçerli olduğunu, pay sahibi … … adına toplantıya katılan vasi … … ‘ nun toplantıya katılması için özel bir izin alması gerekmediğini, … … ‘ nun oyu dikkate alınması dahi nisapların sağlanmış olduğunu, yönetim kurulu üyeleri için huzur ve ücret hakkının % 18 oranında arttırılmasının yönetim kurulu üyesinin 5 kişiden 3 kişiye düşmüş olması nedeniyle hakkaniyete aykırı olmadığını, … … ‘ ın sağlık sorunları nedeniyle işe gelmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını yine … … ‘ nun da şirketin kurulduğu ilk andan vesayet altına alındığı ana kadar büyük özveri gösterdiğini, davacının iddialarının ahde vefaya aykırı olduğunu, ana sözleşmenin 20 ve 25. Maddesinin değişikliğinin 5,7 ve 28. Maddelerde öngörülen ağırlaştırılmış nisaplara etki etmediğini, 23. Maddede esas sözleşmenin değiştirilmesi hususunda TTK ve ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağının kararlaştırıldığını TTK 418’ e göre de esas sözleşmede daha ağır nisap bulunmayan haller istisna tutulduğundan ana sözleşmenin 5,7 ve 28. Maddelerindeki ağırlaştırılmış nisaplara yapılan değişikliğin etki etmediğini bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava davalı şirketin 25/12/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüz olduğu iddiasına ilişkindir.
Davacı tarafın iddiaları ve davalı tarafın savunmalarına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları; davalı şirketin 25/12/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurulunda alınan kararlar hukuka ve ana sözleşmeye aykırı olması nedeniyle sakat olup olmadığı, sakatlığın müeyyidesinin iptal edilebilirlik mi yoksa butlan yahut yokluk mu olduğu, … … vasisi … … ‘nun toplantıda oy kullanmasında yine … şirketlerin toplantıda oy kullanabilmesinde hukuka aykırılık olup olmadığı, yönetim kurulu üyeleri için verilen ücret ve huzur hakkının hakkaniyete aykırı olup olmadığı, yönetim kurulunun 5 kişiden 3 kişiye düşmesi nedeniyle % 18 oranındaki artış kabul edilebilir nitelikte olup olmadığı, sözleşmenin 20 ve 23. Maddesi ile 25. Maddesindeki değişiklikler ile ana sözleşmenin 5,7 ve 28. Maddeleri dolaylı olarak etkisiz hale getirilip getirilmediği, bu değişikliklerin ilgili maddelerdeki kararlaştırılan toplantı ve karar nisaplarına etkisi bulunup bulunmadığı, etkisi bulunmakta ise kararın 5,7 ve 28. Maddelerde öngörülen nisaplarla mı alınması gerektiği, finansal tabloların tasdikine ilişkin toplantı maddesinin geçerli olup olmadığı, finansal tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, karpayı dağıtımına ilişkin kararın yasaya aykırı olup olmadığı hususlarındadır.
Uyuşmazlık noktalarının bir kısmının değerlendirilmesi yalnızca hukuksal nitelendirmeye ilişkindir, bir kısım uyuşmazlık noktaları ise şirketin mali verilerinin incelenmesi sonrasında hukuksal açıdan değerlendirme yapılması yerinde olacağından davalı şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden mali verilerin denetimi bakımdan; finansal tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, şirket ortaklarının finansal tablolar konusunda yanıltılıp yanıltılmadığı, tasdik kararının bu yönüyle hukuka aykırı olup olmadığı, şirket yöneticilerine verilen ücret ve huzur hakkındaki % 18 ‘ lik orandaki artışın hakkaniyete aykırı olup olmadığı, bu ücretlerin fahiş olup olmadığı belirlenirken yönetim kurulunun 5 kişiden 3 kişiye düşmesi de değerlendirilerek bu durumun artışın fahiş olup olmamasına etkisi ile davalı şirketin ortaklık yapısı, mevcut finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, davalı şirketle aynı ve benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretlerde göz önünde bulundurularak artış dolayısıyla alınacak ücret ve huzur hakkının davalı şirket yöneticilerinin emek ve mesaisi ile orantılı olup olmadığı, tüm bu çerçevede kararlaştırılan ücret ve huzur hakkının hakkaniyete aykırı olup olmadığının belirlenmesi istenilmiştir.
… … vasisi … … ‘nun toplantıya katılıp oy kullanması bakımından; vesayet kararı yeterli olup gerek TTK gerekse TMK m.462 ve 463 uyarınca vesayet makamından yahut denetim makamından ayrıca bir yetki yahut izin alınmasına gerek yoktur. Ayrıca vasinin görevinin devam ettiği değiştirilmediği anlaşılmaktadır.
Yönetim kurulu üyeleri için verilen ücret ve huzur hakkı hakkaniyete aykırı olup olmadığı noktasında ise; Yargıtay 11. HD nin yeknesak uygulamasına göre; davalı şirketin ortaklık yapısı, mevcut finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, davalı şirketle aynı ve benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretlerde göz önünde bulundurularak artış dolayısıyla alınacak ücret ve huzur hakkının davalı şirket yöneticilerinin emek ve mesaisi ile orantılı olup olmadığı ( 11 HD 07/12/2017 tarih, 2017/3253 E, 2017/7015 K) denetlenmelidir. Bu noktada 2019 senesinde huzur hakkı 8.500,00-TL den 11.000,00-TL ye çıkarılmış olup genel kurul kararı uyarınca %18 artırım sonrası huzur hakkı 12.980,00-TL olmuştur. Davalı şirket yöneticilerinin şirketten ayrıca ücret aldıkları anlaşılmaktadır. Buna göre; … …’ın 2019 da 33.000,00-TL, 2020 de 41.900,00-TL aldığı, Murat …’ın 2019 da 25.000,00-TL, 2020 de 31.750,00-TL aldığı anlaşılmaktadır. Kararlaştırılan artış ve sonuç olarak belirlenen ücret ve huzur hakları davalı şirket potansiyelindeki bir şirkete göre hakkaniyete aykırı olabilecek miktarlarda değildir. Ayrıca 2019 da maaş alan ortak sayısı 5 iken, 2020 de 3 olduğu, ocak ayından sonra da … …’nun ayrılmasıyla maaş alan ortak sayısının da 2’ye düştüğü dikkate alındığında şirketten ödenecek olan maaş tutarlarında ve huzur hakkında hakkaniyete aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Genel kurul toplantısının 6. Maddesi ile dağıtılacak olan karın Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına göre ( UFRS ) yapılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiası yönünden yapılan değerlendirmede ise; Ticaret Bakanlığınca 17 Mayıs 2020 Tarih, Sayı:31130 Resmi Gazete’de yayımlanan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 13’üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 7/2’inci maddesi uyarınca; Kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre hazırlanan finansal tablolar esas alınır. Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamaz.”
Finansal tablolarını TMS/TFRS’ye göre düzenleyen tüm anonim şirketlerin dağıtılması öngörülen kâr payları tutarı, Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamayacaktır.
Maliyeye bildirilen ve defter kayıtlarında gösterilen gelir tablosuna göre 2019 yılı vergiden sonraki net karı 24,194,342,32-TL dir. Şirket yasa gereği bağımsız denetime tabidir. Bu nedenle genel kurula bağımsız denetçi raporunda gösterilen finansal tablolar sunulmuştur. Bu tablolardaki gelir tablosuna göre şirketin 2019 yılı vergi sonrası net karı 16,669,434.00-TL dir.
Genel kurulda kar payı dağıtımında UFRS’ye göre belirlenen 16,669,434.00-TL net kar baz alınmıştır. VUK uyarınca maliyeye bildirilen net kar ise 24,194,342,32-TL dir. Dağıtılacak kar 24,194,342,32-TL aşamayacağından 16,669,434.00-TL olarak UFRS’ye göre belirlenen kar dağıtımı VUK göre belirlenen karı aşmamaktadır. Tebliğin “dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamaz.” hükmüne aykırılık bulunmamaktadır.
Ana sözleşmenin 20. ve 25. maddelerinde yapılan değişiklik ile dolaylı olarak ana sözleşmenin 5, 7 ve 28. maddelerine getirilen ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisabı ortadan kaldırıldığı iddiası yönünden de değerlendirme yapılmalıdır.
Genel Kurul kararı madde 18 de toplantı nisabı hususunda; “Genel Kurul toplantıları ve toplantılardaki karar nisabı, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir. Şirket Genel Kurul toplantılarında Türk Ticaret Kanunu’nun 413. maddesi dikkate alınarak gündeme alınan hususlar müzakere edilerek gerekli kararlar alınır” şeklinde karar alınmıştır
Davacı taraf; ana sözleşmenin 20. maddesinde belirtilen karar nisabı ve istisnai hükümlerin (3.5.7. maddeler) saklı kalması gerektiğini, bu sebeple karara itiraz ettiklerini bildirmişlerdir. Ve eldeki davada da bu kararın geçersiz olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Genel Kurul kararı madde 23’te esas sözleşme tadili hususnda; “Şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesi hususunda Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.” şeklinde karar alınmıştır.
Davacı taraf; ana sözleşmenin 20. maddesinde belirtilen karar nisabı ve istisnai hükümlerin (3.5.7.28. maddeler) saklı kalması gerektiğini, bu sebeple karara itiraz ettiklerini bildirmişlerdir. Ve eldeki davada da bu kararın geçersiz olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Ana sözleşmenin 3.maddesi şirketin amacı ve iştigal konusunu belirlemiştir.
Ana sözleşmenin 5.maddesinde şirketin süresini öngörmüş olup, şirketin müddeti süresiz olarak belirlenmiştir. Şirketin süresine ilişkin değişiklikte toplantı ve karar nisabı olarak esas sermayenin 4/5 çoğunluğu aranmıştır.
Ana sözleşmenin 7.maddesinde esas sermayenin arttırılması veya azaltılması düzenlenmiş olup, bu yöndeki kararlarda toplantı ve karar nisabı olarak esas sermayenin 4/5 çoğunluğu aranmıştır.
Ana sözleşmenin 28.maddesinde kar payı dağıtımına ilişkin olarak ikinci temettü için %25 lik oran belirlenmiş ancak oybirliği ile bu orandan daha farklı bir oran kararlaştırılabileceği belirlenmiştir.
Ana sözleşmenin 25.maddesi esas sözleşme değişikliklerini öngörmektedir. Bu maddede özel bir nisap öngörülmediği için TTK daki genel sözleşme değişikliklerine ilişkin madde uygulanacaktır. Ancak 25.maddenin 2.fıkrasında 5,7 ve 28.maddelerin değiştirilmesi için esas sermayenin en az 4/5 çoğunluğu aranmıştır.
Dikkat edilirse davacının dolaylı olarak değiştirildiğini iddia ettiği maddelerde özel nisaplar öngörülmüştür. Örneğin şirket süresizken genel kurulda şirket için bir süre öngörülmek istenirse genel esas sözleşme değişikliklerine ilişkin hükümler uygulanmayacak esas sermayenin en az 4/5 çoğunluğunun olumlu oyu gerekli olacaktır. Aynı nisap sermaye miktarındaki değişikliklerde de aranacaktır. İkinci temettünün %25 llik oranına ilişkin değişiklikte da oybirliği gerekecektir
Kural olarak esas sözleşmenin bir maddesi değiştirilecek veya kaldırılacaksa değiştirilen maddedeki oranlar yapılacak değişiklikte de aranacaktır. Örnegin İkinci temettünün %25 llik oranına ilişkin değişiklikte oybirliği şartını kaldıran yahut farklı bir oran öngören genel kurul karaır oybirliği ile alınacaktır. Yine 7.ve 8,maddelerdeki 4/5 lik oran kaldırılacaksa genel kurul kararının da bu 4/5’lik oranla alınması gerekir. Yargıtayın ilkesel uygulaması da bu yöndedir. “Dairemizin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere, ana sözleşmede ağırlaştırılmış bir nisabın öngörüldüğü hallerde ana sözleşmenin ilgili hükmünün değiştirilmesi mümkündür ancak; bu değişiklik için de en az ana sözleşme hükmünde öngörülen ağırlaştırılmış nisapta sermayeyi temsil eden çoğunluğun olumlu oyunun aranması gerekmektedir. Başka bir deyişle ana sözleşmenin ağırlaştırılmış nisap öngören hükmü ancak yine o hükümde gösterilen nisaplara uyularak değiştirilebilir.”(11 HD 22.09.2020 tarih, 2020/533 E, 2020/3554 K)
Eldeki davada genel kurul kararında 5,7 ve 28.maddelerin hükümsüz bırakılıp bırakılmadığı tartışılmalıdır. Şayet bu maddelerde öngörülen özel nisaplar değiştirilmişse değişiklik içinde o maddelerdeki özel nisaplar aranacaktır. Ancak genel kurul kararının bu maddelere ve öngörülen nisaplara etkisi yoksa bu durumda bu maddelerdeki özel nisapların aranması söz konusu olmayacaktır. Davacı taraf esas sözleşmenin 20 ve 23. Maddesi ile 25. Maddesindeki değişikliklerin dolaylı olarak bu maddeleri hükümsüz kıldığını ileri sürmüştür.
Genel kurul toplantısında alınan kararlarda dikkat edilecek olursa esas sermaye değişiklikleri şirketin süresi yahut bu maddelerdeki oranların kaldırıldığını belirten bir karar bulunmamaktadır. Kısacası bu maddeleri değiştiren bir genel kurul kararı yoktur.
Ana sözleşmenin 25.maddesinin 2. Fıkrası 5 ve 7.maddelerde öngörülen nisapların tekrarı niteliğindedir. Bir başka değişle 25.maddesinin 2. Fıkrası hükmü olmasa da 5 ve 7.maddelerde zaten aynı oran öngörüldüğü için bu maddelerdeki oran zaten aranacaktır. Ana sözleşmenin 25/2 maddesi 5.ve 7.maddeki oranların tekrarından ibaret olup madde metninde bu tekrarın yapılmamış olması sonuca etkili değildir. Bu sebeple Genel Kurulun 23.maddesindeki esas sözleşme tadilinde bu tekrarın yapılmamış olması 5.ve 7.maddelerdeki oranların kaldırıldığı sonucunu doğurmayacaktır. Bu nedenle dava edilen genel kurulun 18 ve 23 numaralı kararlarında kanunda öngörülen nisaplara atıf yapılmasının 5,ve.7.maddelerdeki oranı ortadan kaldırdığı iddiası yerinde görülmemiştir.
Genel kurulca şirketin süresine veya sermaye miktarına ilişkin bundan sonra alınacak kararlar da ve değişikliklerde 5.ve 7.maddelerde bir nisap bulunduğundan buradaki nisap aranacaktır.
Ana özleşmenin 28.maddesinin değiştirilmesi ile ilgili yahut bu madde hükmüne ait kararların alınmasına ilişkin bir nisap madde metninin içerisinde yer almamaktadır. 5.ve 7.maddelerde belirtilen 4/5 nisap oranı 28.madde içerisinde belirtilmemiştir. 28.madde de yalnızca ikinci temettü oranı değişikliğinde oybirliği aranmıştır. Bu nedenle ana sözleşmenin 25/2.maddesi 28.madde bakımından tekrar niteliğinde değildir. 5ve7.madde ile ilgili yukarıda yapılan açıklamalar 28.madde için geçerli olmayacaktır. Bu nedenle genel kurulun 23. Numaralı kararında 28.madde bakımından 4/5lik oranın saklı tutulmamış olması 25/2 nin 28.madde bakımından değiştirilmesi gibi bir sonuç doğursa da. 28.madde kar payının dağıtım şekli ve temettü ayrılmasına ilişkin olup genel kurulun 24 ve 25 numaralı kararlarında kar payı ve temettü yeniden düzenlenmiş olup genel kurulun 24 ve 25 numaralı kararları davacı tarafında olumlu oyuyla ve oybirliği ile alınmıştır. 28. Madde ödenecek kar payının belirlenmesinde ihtiyat akçelerine yer vermiştir. 28. Maddenin hükümleri 25 numaralı karar ile yeniden belirlenmiştir. 25 numaralı bu karar oybirliği ile alınmıştır. Kar payının dağıtımı hususunda 28. Maddenin içeriğinde miktarın belirlenmesi konusunda asıl önemli olan ihtiyat akçeleridir. Oysa ki 25 numaralı genel kurul kararı bunu yeniden düzenleyip karar da oybirliği ile alınmıştır. Bu sebeple genel kurulun 23 numaralı kararında 28.madde bakımından 25.maddesindeki saklı tutulan oran saklı tutulmamışsa da oybirliği ile alınan yedek akçe ve kar payına ilişkin kararlar dikkate alındığında davacının ileri sürdüğü hükümsüzlük gerekçesi mahkememizce kabul edilmemiştir.
Genel kurulda toplam hisse tutarı 1.800.00 (45.000.000,00 TL)’dir. 746.190 hisse … …’a, 314.730 hisse …’e, 314.730 hisse …’e, 18.400 hisse Hasan Murat …’a, 36.000 hisse Murat Güler’e, 72.000 hisse … …’ya, 118.350 hisse … şirket … … Makina AŞ’ne, 180.000 hisse davalı … Makina AŞ’ne aittir.
… şirket … … Makina AŞ’nin 118.350 adet hissesi bulunmaktadır. Davalı şirketin ise şirkette 180.000 hissesi bulunmaktadır. T.T.K’ nın 389’ncu maddesinin” Şirketin iktisap ettiği kendi payları ile … şirket tarafından iktisap edilen ana şirketin payları, ana şirketin genel kurul toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz……. Şirketin iktisap ettiği ana şirket paylarına ait oy haklarıyla bunlara bağlı hakları donar”. Hükmü uyarınca … şirket … … Makina AŞ’nin 118.350 adet hissesi ve davalı şirketin şirketteki 180.000 hissesi oylama nisabında dikkate alınamayacaktır.
Davacılar … ve …’in toplam payları 629.460’tır. Bu toplam pay tutarı genel kuruldaki davaya konu kararlardaki toplam red oyudur. … şirket … … Makina AŞ’nin ve davalı şirketin şirketin kendi payı toplamı 298.350’dir. Buna göre genel kurulda kabul oyu miktarı ise 872.190 olarak bulunur.
Genel kurulda toplantı nisabı oybirliği olsa da toplantıda kullanılan oylardan dikkate alınacak hisse tutarı 1.501.650’dir.
Esas sözleşme değişikliklerinde toplantı nisabı TTKm.421 de düzenlenmiştir. Buna göre; Kanunda veya esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, esas sözleşmeyi değiştiren kararlar, şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınır. İlk toplantıda öngörülen toplantı nisabı elde edilemediği takdirde, en geç bir ay içinde ikinci bir toplantı yapılabilir. İkinci toplantı için toplantı nisabı, şirket sermayesinin en az üçte birinin toplantıda temsil edilmesidir.
1.800.000/2=900.000 olup yeter sayı 900.001 hissedir. Oysaki toplantıda … şirket … … Makina AŞ’nin ve davalı şirketin şirketin kendi payı hariç hazır bulunan hisse 1.501.650’dir ve toplantı nisabı sağlanmıştır.
Karar nisabı ise toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu olduğundan 1.501.650/2=750.805’tir. Toplantıda kabul oyu ise 872.190 hisse miktarına tekabül ettiğinden esas sözleşme değişiklikleri geçerli nisaplarla alınmıştır.
Ana sözleşmenin 20. Maddesinin değiştirilmesi hususunda yeni şekil genel kurulun 18 numaralı kararında alınmıştır. Buna göre; toplantı nisabı TTK hükümlerine tabi tutulmuştur. Ana sözleşmenin 20. Maddesine göre ise toplantı nisabı esas sermayenin yarısından bir fazlasının katılımı ile toplanırlar. 18 numaralı karar ile 20. Maddenin değiştirildiği anlaşılmaktadır. 20. Madde değişikliğindeki 18 numaralı kararın yine 20. Maddedeki usullerle ve bu nisaplarla alınması gerekmektedir. (Yargıtay 11 HD 22.09.2020 tarih, 2020/533 E, 2020/3554 K) Toplantı nisabı ana sözleşmenin 20. Maddesine göre 900.001 olmalıdır. Yukarıda da açıklandığı üzere … şirket ve davalı şirketin payları hariç toplantı nisabı 1.501.650’dir. 20. Maddede bir karar nisabı öngörülmemiştir, TTK’nın esasa sözleşme değişikliklerindeki “mevcut bulunan oyların çoğunluğu” şartı aranacaktır. Karar 872.190 olumlu oyla alındığından karar nisabı sağlanmıştır. Dolayısıyla genel kurulun 18 numaralı kararı 20. Maddedeki ve TTK m.421’deki koşullar sağlanarak alınmıştır.
20. Maddenin 2. Fıkrasında sermaye arttırımında TTK’ya atıf ve esas sözleşmenin 5. Ve 7. Maddesine atıf bulunmaktadır. Esas sözleşmenin 5.ve 7. Maddesinde 4/5 nisap aranmıştır. 20. Maddenin 2. Fıkrası yukarıda açıklandığı gibi 5.ve 7. Maddenin tekrarı niteliğindedir. Bu maddede bu fıkra bulunmasa dahi TTK hükümleri ve esas sözleşmenin 5.ve 7. Maddesi hükümleri var olduğu sürece uygulanacaktır. Genel kurulun 18 numaralı kararında bu tekrarın yapılmamış olması 4/5 çoğunluğun ortadan kaldırıldığı bundan sonra uygulanmayacağı sonucunu doğurmayacaktır.
Davacı taraf bilirkişinin reddini istemiş ve yeni bir inceleme talep etmiş ve gerekçe olarak yıllar önce takipsizlikle sonuçlanan soruşturma gösterilmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar 2017 yılındaki soruşturma gösterilerek bilirkişinin reddi istenilmişse de; bilirkişi deliline mali kayıtlarla ilgili başvurulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta hukuksal tartışmalarda bulunduğundan bilirkişi tarafından raporda bunlara da yer verilmişse de tüm bu hukuksal tartışmaların değerlendirme mercii mahkeme heyetidir, nitekim yukarıda tüm bu hukuksal sorunlar tartışılarak açıklanmıştır. Mali müşavir bilirkişiden istenen mali kayıtlara ilişkin bilgiler ile ilgili olarak davacı tarafın raporda belirtilen mali tablolara bir itirazı bulunmamaktadır. İtiraz sebepleri daha çok uyuşmazlık konusu olan hukuki nitelendirmelere ilişkindir. Bu sebeple mali kayıtlar için yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasının dosya kapsamına göre gerekli olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır