Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1213 E. 2022/774 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1213 Esas
KARAR NO : 2022/774

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – Uluyol Tan Sk. No:14 Güzeler İş Merkezi K:2 D:15 Osmangazi/ BURSA
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … – İzmir Yolu 5. Km. Aysel Sok. Üçevler Mah. Arkat İş Mrk. Kat:4 D:18 Nilüfer/ BURSA
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirketin Kütahya ili Gediz İlçesi’nde bulunan doğalgaz çevrim santrali olarak işletilen iş yerini 08.04.2017 günü bir yıl süreli olarak sigorta ettirdigini, primlerin ödendiğini, 29.07.2017 tarihinde iş yerine gizlice giren ve saklananan hırsızların zemindeki tünellerde bulunan iletim kablolarını keserek çaldığını, bu olayın sigorta şirketine ihbar edildiğini, bir hasar dosyası açıldığını, kolluk kuvvetlerinin tuttuğu tutanakların da sigortacıya iletildiğini, sigorta şirketince görevlendirilen ekspertize göre ve sovtajı tenzil edildikten sonra toplam 347.201.TL tutarında hasar ve zarar gerçekleştiğini, sigorta primlerinin Euro cinsinden belirlenip ödendiğini, tazminatın da Euro cinsinden ödenmesi gerektiğini, risk ödeme tarihindeki kura göre zararın 83.302 € tutarında olduğunu, hırsızlığı gerçekleştiren kişilerin halen tespit edilemediğini, yukarıda zikredilen sigorta poliçesi kapsamında hırsızlık klozu da bulunduğunu, buna rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını ileri sürerek 83.302.€ tazminatın, ihbara göre ödeme süresinin sona erdiği 01.09.2017 tarihlinden işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini, olay tarihi itibari ile santralin sekiz aydır çalışmadığının ortaya çıktığını, bu durumun riski olumsuz yönde değiştirdiğini, santral çalışır durumda olsa bu hırsızlığın mümkün olmayacağını, işyerindeki faaliyetin poliçe tanziminden yaklaşık beş ay önce durdurulduğunu, bu durumun sigortacıya bildirilmediğini, olayın yeterli güvenlik önlemi alınmaması sebebiyle hasarın teminat dışı olduğunu, güvenlik görevlilerinin sertifikaları ve tecrübeleri olmadığını, standart işçilerden seçildiklerini, güvenlik kameralarının çalışmadığını, çalınan kablo miktarının çok olduğunu, olayın ne zaman gerçekleştiğinin bilinmediğini, hırsızlığın tesis dışında kablo artıkları görülmesi ile fark edildiğini, bu kapsamda bir hırsızlıktan kimsenin haberinin olmamasının mümkün görülmediğini, güvenlik görevlilerinin kameraların çalışmamasını amirlerine bildirmesine rağmen tedbir alınmadığını, çevre aydınlatmaların da çalışmadığını, santral çevresindeki sahaya izinsiz giriş çıkış yapılması muhtemel alanlar incelendiğinde tel çitler üzerinde herhangi bir deformasyon tespit edilemediğini ancak olay tarihinde tesisin kuzey cephesindeki dereye bakan küçük bir alanda tel çit bulunmadığını, olaydan sonra çit yapıldığını, olayın büyüklüğü nazara alındığında güvenlik görevleri tarafından fark edilmemeleri de nazara alınırsa riskin teminat dışı kaldığının kabulü gerektiğini, çalınan kabloların makine kapsamında olmaması nedeniyle de teminat dışında kaldığını, istenen zarar miktarının fahiş olduğunu ve zararın miktarını ispat külfetinin davacı taraf üzerinde olduğunu, davacı tarafın ödemeyi Türk lirası cinsinden yaptığını, bu nedenle tazminatın Euro cinsinden talep edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı taraf sözleşme kapsamında kalan bir riskin gerçekleştiğini, zararı ve zararın miktarını ispat etmelidir.
Somut olayda tarafların iddia ve savunmaları nazara alındığında sigorta sözleşmesinin yürürlükte olduğu dönemde davacı ya ait iş yerinde bir hırsızlık olayı meydana geldiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu kısım yönünden davacı taraf ispat külfetini yerine getirmiştir. Çözülmesi gereken temel uyuşmazlık riskini sigorta kapsamında kalıp kalmadı ve zararın miktarı noktasındadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki riskin sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususu sözleşmeye ve sigorta hukukunun temel ilkelerine göre değerlendirilmelidir. Bu husus hukuki bilgi ve tecrübe ile çözülebilecek niteliktedir. Bu sebeple keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına lüzum görülmemiş, mahkememizce değerlendirme yapılmıştır. Davalı tarafın sigortalıya yüklediği ve “beyan yükümlülüğün ihlali” olarak nitelediği sorumluluğun olayda vaki olmadığı kabul ve takdir edilmiştir. Dikkat edilirse sigorta poliçesi, doğalgaz çevrim santralinin faaliyetini durdurmasından dört ayı aşkın süre geçtikten sonra tanzim edilmiştir. Yani poliçe tanzim edildikten sonra faaliyetinin durması ve bu durumun ihbar edilmemiş olması söz konusu değildir. Sigortacının poliçeyi düzenlerken gerekli inceleme ve araştırmayı yaptığı, sigorta ettiği iş yerinin o günkü halini bildiği kabul edilir. Nitekim pirim miktarı da riske göre belirleneceğinden, sigortacının iş yerinin mevcut durumu, içindeki teminat kapsamında kalan malların miktar ve boyutu hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Bu durumda sigortacının iş yerinin faaliyette olmadığına dair bildirimde bulunulmadığını yolundaki savunmasına itibar edilemez.
Keza yeterli güvenlik önlemi alınmaması sebebiyle hasarın teminat dışında kaldığı savunmasına da itibari edilmemiştir. Zira davalı tarafın savunma dilekçesinde de yer aldığı üzere doğalgaz çevrim santrali olarak çalıştırılan iş yerinde faaliyetini durmasından sonra güvenlik kameraları da devre dışı kalmıştır. elbette güvenlik kameralarının çalışmaması sigorta tazminatı ödenmemesi için tek sebep olmayacaktır. Kameralar herhangi bir sebeple çalışmıyor olsa dahi iş yerinde güvenlik görevlilerinin bulunduğu, iş yerinin çevresinin neredeyse tamamının tel çitlerle çevrilerek güvenlik önlemleri alındığı, iş yerinin normal ve olağan güvenlik önlemleri ile korunduğu aşikardır. Sigorta sözleşmesine göre beş güvenlik önleminden bir tanesinin alınmış olması hasarın muafiyet indirimi yapılmadan ödenmesi için yeterlidir. Keza güvenlik kameralarının ne şekilde devre dışı bırakıldığı da tespit edilebilmiş değildir. Örneği dosya arasında bulunan savcılık soruşturması kapsamında işyeri dışındaki kameralardan da görüntü alınamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının riskin teminat dışı kaldığına dair savunması da yerinde görülmemiştir.
Öte yandan çalınan ürünlerin kablolardan ibaret olduğu ve bir makine parçası olmadığı savunması da yerinde değildir iş yerinden çalınan kablolar inşaat ve imalatta kullanılmak üzere bekletilen kablolar değildir. İş yerinde üretilen elektriği iletmek üzere döşenmiş tesisata dahil olan kablolardır.
Hırsızlık olayında davacı şirketin çalışanlarının dahli tespit edilememiştir. Bu durum eylemin emniyeti suistimal niteliğine bürünmesine engeldir. Savcılık soruşturmasının dahi hırsızlık üzerinden yürütüldüğü dikkate alındığında, olayın hırsızlık değil emniyeti suistimal olduğunu ispat külfeti sigortacı taraf üzerindedir. sigortacı bunu ispat edecek bir delil ileri sürememiştir.
Elbette zararın miktarı ve boyutunu ispat külfeti de davacı taraf üzerindedir. Ancak davacı taraf sözleşmeye göre üzerine düşen ihbar yükümlülüğünü zamanında yerine getirmiş, bunun üzerine sigorta tarafından bir bağımsız uzman görevlendirilmiştir. Sigorta eksperi hem olayın meydana geliş biçimine hem de olayda meydana gelen zararın boyutuna ilişkin rapor hazırlamıştır. Diğer şartları tahakkuk etmiş olsa, sigorta ödemesi bu eksper raporu çerçevesinde değerlendirilecektir. Daha açık bir ifadeyle sigorta ettiren zararının daha fazla olduğunu ileri sürse bile sigorta şirketi bağımsız eksperin hazırladığı raporu esas alacaktır. Ortada bir hırsızlık bulunduğuna ve olay yerinde detaylı inceleme yaparak hasarın miktarına ilişkin bağımsız bir uzman raporu alındığına göre davacının en az bu kadar zararı ispat ettiği kabul edilmelidir. Aksini düşünmek ve her olayda sigortalıya zararın boyutuna ilişkin ispat külfeti yüklemek sigorta sözleşmesinin tabiatına aykırıdır. Bilakis sigorta şirketleri sigortalıların tek taraflı olarak hazırlayacakları zarar raporlarına asla itibar etmeyecek, sigorta eksperlerinin hazırladıkları raporlar esas alınacaktır. Sigortacı kendi eksperi tarafından hazırlanan rapora rağmen ispat külfetinin sigortalı üzerinde olduğunu ileri süremez. Böyle bir kabul sigorta sözleşmesinin sağladığı güvencez zayıflatan ve insanların bu ekipten bekledikleri yararları azaltan bir durumdur. O halde somut olayda zarar miktarının en az sigorta eksperi tarafından hazırlanan rapordaki miktar kadar olduğu kabul edilmelidir. Sigorta eksper raporundaki bedel amortisman ve sovtaj indirimi yapılmış bedeldir. Davacı taraf bunu dahi tartışmaya açmamıştır. Mahkememizce zarar miktarı konusunda sigorta eksperinin raporunu esas almıştır. Gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 27/11/2019 tarih ve 2018/1675 esas – 2019/1224 karar sayılı kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 24/11/2021 tarih ve 2020/1095 Esas – 2021/1620 Karar sayılı kararı ile; “Somut olayda, davacıya ait doğalgaz santralinin işyeri sigorta poliçesi ile sigortalandığı, kabloların hırsızlık nedeniyle çalındığı iddiasıyla sigortaya ihbarda bulunulduğu, ekspertizin bir kısım firmalardan teklifler alarak hasar miktarını belirlediği, mahkemece yukarıda anılan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, HMK’nun 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” düzenlemesi benimsenmiştir. Davacı tarafından sigortalı olan işyerinde oluşan hasarın nev’i ile miktarının belirlenmesinin, özel ve teknik bilgi gerektirdiği izahtan varestedir. Ekspertiz tarafından bir kısım firmalardan alınan tekliflere dayanılarak zarar miktarı belirlenmiş olup, bu miktarın gerçek zararı oluşturup oluşturmadığı belirlenmemiştir. Olayın poliçe teminatı kapsamında gerçekleşmediğini, yani hırsızlık olmadığını ispat yükü davalı sigortalıda olup, bu konuda ispata ilişkin delil sunulmadığından olayın hırsızlık nedeniyle oluştuğunun kabulü gerekir. Riziko mahallinde, davacı tarafından iş yerinde güvenlik görevlisinin bulundurulması nedeniyle, poliçe özel şartındaki 5 durumdan birisi yerine getirildiğinden muafiyet indirimi yapılmadan davacıya ödeme yapılacaktır. Yine poliçe özel şartlarına göre, Euro üzerinden prim ödemesi yapıldığına göre davacının Euro üzerinden talepte bulunması mümkündür. Bu itibarla, mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak, hasar dosyası incelenerek, hasarın nev’i ve miktarı konusunda gerçek zarar miktarı tespit edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Bozma sonrası dosya bir Elektrik Mühendisi ve Bir Hırsızlık ve Güvenlik uzmanı Bilirkişiye tevdii edilerek B.A.M kaldırma kararı çerçevesinde bir rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.
Düzenlenen hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre; “Kütahya İli Gediz İlçesi Dört değirmen köyü sınırlarında bulunan …. Grup Enerji A.Ş’ye ait Doğalgaz Çevrim Santrali isimli işyerinin faaliyetini 31.11.2016 tarihinde durdurduğu belirtilse de, santral atıl durumda yada metruk bir durumda olmadığı, bu şekilde olabilmesi için santralin terkedilmiş durumda bir taşınmazın menfaati ve ondan yararlanma hakkının bir topluma bırakılması gerekmekte olup, sigortalı işyerinin terk edilmesi gibi bir durum olmadığı, …. Grup Enerji A.Ş’ye ait çalışan ve maaşları bu şirket tarafından ödenen 3 adet güvenlik personeli ve 1 adet teknik personel olduğu bu hali ile özel mülkiyete konu bir işyeri olduğu, sigortalı işyerinin bulunduğu arazinin dış dünyadan tel örgü ile ayrıldığı, yine santralin içinde bulunan sabit muhkem betonarme binaların bulunduğu yerinde ikinci bir beton duvar üzeri tel örgü ile dış dünyadan ayrıldığı, her ne kadar binalara ait oda kapıları kilitli olmadığının belirtildiği, duvarla veya başka bir şekilde çevrili bahçe şeklindeki eklenti binaya dâhil olup doğrudan veya dolaylı olarak bina ile bağlantılı binanın eklentisi niteliğindedir, Özel mülkiyete konu olup malik veya tasarruf hakkı sahibi kişiler veya onların onayladığı kişilerce korunup, kullanabilmektedir. Duvarla veya başka bir şekilde çevrili bahçe; herkesin özgürce gelip geçebildiği ne sokak, ne cadde, nede standart dışı umuma açık bir yol olduğu, santral içindeki kesilen kablolar herkesin girebileceği bir yerde bırakmakla birlikte bina veya eklentileri içinde muhafaza altına aldığı, Suça konu eşyanın bina içinde veya eklentileri içinde bulunması yeterli olup ayrıca kilitlenmek veya başka surette muhafaza altına alınmasına gerek olmadığı, sigortalı işyerinde her ne kadar Güvenlik Kamerası bulunsa da bu kameraların çalışmamasından kaynaklı olaya ilişkin kayıt elde edilememesi bakımından kameraların periyodik bakımlarını yaptırmak ve gerekli kontrolleri yapmak işyerinin sorumluluğunda olmakla birlikte, sigortalı işyeri güvenlik önlemlerine ait tedbirleri almaya çalıştığı, işyerinde güvenlik görevlisi/gece bekçisi bulundurduğu ve etrafının tel örgü ile çevrili olduğu açıkça bellidir. He ne kadar güvenlik kamera kayıt cihazları çalışmasa da bu güvenlik önlemlerinden bazılarının hasarın önlenmesi için alınması ve uygulanması gereken tedbirler olduğu zira 0010-1110-00991291 poliçe numarası ile “Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi” kapsamındaki Hırsızlık Klozu Hırsızlık teminatı belirtilen güvenlik şartlarının en önemli şartlarından biri olan işyerinin sigortalı çalışanı olan ve olay anında sigortalı işyerinde görevi başında olan güvelik görevlisi/gece bekçisi bulundurma şartını yerine getirdiğinin anlaşıldığı, bununla birlikte davalı … şirketinin de poliçe tanzimi sırasında sigortalı işyerinde risk analizi için ekspertiz çalışması yaptırıp poliçeyi bu risk durumuna göre düzenlemesi gerektiğinin unutulmaması gerektiği, olayla ilgili şirket çalışanlarından bir yada birilerinin olaya karıştıklarını ispata yarar herhangi belirli bir emareye rastlanmamasından olayla bağlantılı olmadıkları ve olayla ilgili jandarmanın yapmış olduğu daimi aramalarda olayı gerçekleştiren faili meçhul şahıs yada şahısların kimliğinin tespitine yönelik herhangi bir iz ve emareye rastlanmadığı, arama çalışmalarının devam ettiği anlaşıldığından bahse konu sigortalı işyerindeki Hırsızlık olayının faili meçhul şüpheli şahıs yada şahıslar tarafından profesyonelce gerçekleştirildiğinin değerlendirildiği, hasar bedeli yönünden ise; Davacının hesaplanan tutarın Euro cinsinden ödenmesi gerektiğine ilişkin talebi ise uyuşmazlığın teknik boyutu dışında ihtilafın hukuki ayağını kapsadığından takdir ve değerlendirme yetkisi Sayın Mahkemenin uhdesinde kaldığı hususu göz ardı edilmeksizin Mahkemenin takdir ve mukayese hakkı gözetilerek hasar tutarı riziko tarihinde TC Merkez Bankası döviz alış kuru 4.168 TL üzerinden yapılan hesaplama ile 347.201,00/4.168, = 83.301,58 EURO tekabül ettiği” ne ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Davalı taraf aksini savunsa da pirimlerin yabancı para esas alınarak o günkü kuru üzerinden tahsil edildiği, Sözleşmeye göre tazminatlarında yabancı para cinsinden ödenmesi gerektiği açıktır. O halde ihbara göre sigorta şirketinin 30 günlük ödeme süresinin sonu esas alınarak temerrüdün başladığı kabul edilmeli, Türk Lirası cinsinden belirlenmiş olan zarar miktarı o günkü kuru üzerinden yabancı paraya çevrilerek hüküm kurulmalıdır. Davacı tarafın talep ettiği miktarlar ilgili tarihlerdeki kura uygun olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-83.301,58 EURO alacağın 01/09/2017 Tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 34.369,77 TL harçtan peşin yatırılan 8.592,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.777,32 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 42.207,20 TL vckalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,,
4-Davacı tarafça yapılmış olan 8.592,45 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı ve 1.710,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 10.338,35 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı. 05/07/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır