Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1206 E. 2022/529 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…-
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1206
KARAR NO : 2022/529

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; taraflar arasında …- Nilüfer Bursa adresinde kain binanın kiralanmasına yönelik 25/11/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin, binanın … Holding adına kiralanmasına aracılık ettiğini, taşınmazın halen 3 aydır davalılarca kullanıldığını, müvekkilinin aracılık ücretinin ödenmemesi üzerinde Bursa 24. Noterliğinin 26/04/2017 tarihli, 8087 yevmiyeli ihtarnamesinin keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmayınca Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini, davalıların takibe haksız yere itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğunu, müvekkilinin adresi İstanbul olduğundan yetki itirazları olduğunu, … Holding ve … …’ ın sözleşmenin tarafı olmadığını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, sözleşmede herhangi bir adresin bildirilmediğini, hangi taşınmaza ilişkin sözleşme yapıldığının belli olmadığını, davalılardan …’ in … Holding bünyesinde herhangi bir imza yetkisi bulunmadığını, taşınmazı kendisinin bulduğunu, davacının simsarlık ücretini kazanmadığını belirterek, davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini i talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyasının celbedildiği, alacaklısının davacı, borçlularının davalılar olduğu, ödeme emrinin … …’ a tebliğ edilemediği, davalı …’ e gönderilen tebligatın mazbatasının dosyaya bulunmadığı, davalı holdinge 31/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takibe aynı tarihte itiraz edildiği, 23/06/2017 tarihinde takibin durmasına karar verildiği, durma kararının alacaklı vekiline tebliğine ilişkin dosya içerisinde mazbata bulunmadığı ancak, 23/06/2017 tarihinde alacaklı vekilinin icra inkar belgesi verilmesi talebinde bulunduğu, bu tarihte durma kararından haberdar olduğunun kabulünün gerektiği, davanın 09/10/2017 tarihinde açılmıştır.
Davacı tarafından 25/11/2016 tarihli yer gösterme tutanağı örneğinin dosyaya sunulduğu, müşterinin … … …, emlak firması yetkilisinin … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince müvekkilinin aynı nitelikte bir sözleşmeye dayanarak Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/363 esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne karar verildiğini beyan etmesi üzerine uyap üzerinden dosyaya ait evrakların celp edilmiştir.
Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/508 E. Ve 2019/53 K. Sayılı dosyasında dinlenen 19/06/2018 tarihli oturumda dinlenen davacı tanığı Banu Akkaya’ nın; eşinin emlak ofisinde sekreterlik yaptığını, davalı şirket bünyesinde çalışan … hanımın emlak ilanılarından öğrenerek kendisini telefonla aradığını, davacı bey ile randevu ayarladığını, önce ofise geldiklerini, daha sonra gidip yere baktıklarını, yerin müteahhitlik yapan komşuları …’ ya ait olduğunu, tanışıklığa dayanarak kiraya verilmesi konusunda anlaştıklarını, davalı tarafa yer göstermesi yaptıklarını, yer gösterme tutanağı imzaladıklarını, sonradan kendilerini devre dışı bırakarak doğrudan kiralama yaptıklarını, eşinin icra takibine geçtiğini, kiraya verilen yerin, yer gösterme tutanağının 2. sırasındaki …’ ya ait olan yer olduğunu, davalıların orayı beğenmiklerini ve tuttuklarını, yer gösterme tutanağını İbrahim beyin yazdığını, şirketin ünvanını … … Holding olarak bildiklerini, bu adla irtibata geçtiklerini beyan etmiştir.
Davacı tanığı …’ ın; bir inşaat firmasında çalıştığını, kiralık daireleri olduğunu, bu daireleri davacının kiraya verdiğini, yaklaşık 1 yıl önce davacının ofisine girerken karşılaştıklarını, kiralık yer göstermeye gittiğini, kendisini beklemesini, döneceğini söylediğini, ancak beklemeyip erken kalktığını, bir 15 gün kadar sonra yanına tekrar uğradığında kiraya vermek için gösterdiği yerle ilgili problem çıktığını, kendisini devre dışı bıraktıklarını, doğrudan kiralama yaptıklarını söylediğini, emlakçıya kiraya vermek için yerini söylediğinde davacı ile herhangi bir sözleşme yapmadıklarını, kendisini 20 yıldan beri tanıdığını, güvene dayalı çalıştıklarını beyan etmiştir.
27/11/2018 tarihinde dinlenen davalı tanığı …’ nın; davaya konu yerin kendisine ait olduğunu, kendi ismi ve telefonuyla kiralık olduğu hususunda afiş astığını, afişten okuyarak arayanlar olduğunu, … Holding’ e kiraya ben verdiğini, yerin kiraya verilmesi hususunda davacıya ya da hiçbir emlakçıya herhangi bir yetki vermediğini, telefonla arayanlardan … Holding’ e bizzat kendisinin kiraya verdiğini, dava konusu yeri kiralayan …’ den … …’ ın gelip görüştüğünü, tüm işlemleri onunla yaptıklarını, ancak ilk etapta fiyat konusunda anlaşamadıklarını, yaklaşık 3 ay sonra yeniden geldiklerini, ikinci gelişlerinde fiyat konusunda anlaştıklarını, kendisinin ben bu şekilde kiraya verdiğini, emlakçının aracılık ettiği hususunda bir bilgisi bulunmadığını beyan etmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2019/862 esas 2021/927 sayılı görevsizlik kararı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
Somut olayda, dava konusu kiralanan yer fabrika binası olup kiralayan … Holding A.Ş.’dir. Davacı sözleşmeyi Kültür Emlak Gayrimenkul Danışmanlığı adına firma yetkilisi sıfatıyla imzalamış olduğundan davacı firmanın tacir olup olmadığı ticaret sicili ile ilgili birimlerden araştırılarak davacının tacir sıfatını taşıması halinde taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine göre dava nispi ticari dava olduğundan Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı incelendiğinde; 22/02/2017 tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile yer teslim tutanağı örneğinin davalı vekilince dosyaya sunulduğu, kiraya verenin dava dışı …, kiralayanın … … Entegre Geri Dönüşüm Endüstri AŞ adına … olduğu, Yer gösterme tutanağı altında imzası bulunan davalılardan …’ in davalı holdingle bir ilgisi bulunmadığı, bunun yanında yer gösterme tutanağında davalı … yetkilisi ile … …’ ın imzalarının bulunmadığı, davanın husumet yönünden reddi gerektiğinin savunulduğu, ancak yer gösterme tutanağı altında imzası bulunan …’ in tutanağı davalı … yetkilisi olarak imzaladığı, dava dışı … ile yapılan kira sözleşmesinin holding yetkili … … tarafından imzalandığı, dosyaya sunulan whatsapp yazışmalarında da dava konusu yere ilişkin olarak davacı ile bir görüşmeler yapıldığının açık olduğu, bu durumda davanın husumet nedeniyle reddinin söz konusu olmadığı, davalı …’ in holdingle ilgisi bulunmadığı, diğer davalıların yer gösterme tutanağını imzalamadıklarına dair savunmalarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davanın tarafları arasında yer gösterme ve hizmet bedeli sözleşmesi imzalanmış ise de, kiralama işleminin gerçekleşmediği, davalılar tarafından söz konusu taşınmazın aradan 3 ay geçtikten sonra 22/02/2017 tarihinde yer sahibinden kiralandığı, dolayısıyla davacının yer gösterme hizmeti verdiği, ancak kiralamayı yer sahibi ile davalıların kendi aralarında gerçekleştirdiği, yer sahibinin de taşınmazı kendisinin kiraya verdiği, davacıya yeri kiralaması yönünde yetki vermediğini beyan ettiği, davacının aksi yönde somut bir delili bulunmadığı, bu itibarla davacının davasının reddi gerektiği, İİK’ nun 67. Maddesi; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmü gereğince davanın süresinde açılmış olduğu, İİK’ nun 67. Maddesinin devamı olan “borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir, … borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.” hükümleri gereğince tarafların karşılıklı icra inkar ve kötü niyet tazminatı talebinde bulundukları, ancak alacağın likit olmadığı, yargılamayı gerektirdiği, bu talebin de reddi gedektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİ ile;
Taraflar arasındaki ilişkinin yargılamayı gerektirir nitelikte olması gerektiği nedeniyle haksız takip tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 511,57 TL peşin harcın mahsubu ile fazla kalan 430,87 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan 14 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.322,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/04/2022
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)