Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1202 E. 2022/463 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

…. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1202 Esas
KARAR NO : 2022/463

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalıya ait araç 01/03/2021 tarihinde kaza yaptığı müvekkilin davalıya ait … plakalı aracın boya ve kaporta işlemlerini yaptığı Sigorta eksper raporu uyarınca 20.000,00 TL bedel tespit edildiği Davalı aracın tamir masrafını … Sigorta’dan tahsil ettiği ancak taraflarına ödeme yapmak yerine paranın üzerine yatmayı tercih ettiği Müvekkilin yaptığı işe ilişkin ödeme sigorta şirketi tarafından davalıya ait Ziraat Bankası hesabına yatırıldığı Davalı tarafından imzalı ve ekte sunulu belge uyarınca müvekkilime 20.000,00 TL ödeme yapılacağı ayrıca imza altına alındığı davalı sigorta şirketinden parayı da aldığı ancak müvekkil ödemesini yapmadığı Davalı hakkında Bursa 8. İcra Müd. 2021/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı Davalı taraf takibe haksız ve hiçbir gerekçe göstermeksizin itiraz ettiği ve takip durdurulduğu Yapılan itiraz yersiz ve haksız olduğu Davalı yanca yapılan itirazın iptaline alacağın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini likit alacağı itiraz edildiğinden dolayı borçlunun takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini itirazın iptaline ve takibin devamına borçlunun takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 01/03/2021 tarihinde16 T 0738 plakalı aracın kaza yapması üzerine alınan ekspertiz raporunda işçilik ve parçalar dahil olmak üzere 20.000,00 TL bedel tespit edildiği tamir için davacının babası Emin Yalçın ile görüşüldü ve sadece boya kaporta işçiliği için 10.000,00 TL ye anlaşıldığı Her ne kadar davacı kendisine 20.000,00 TL ödeme yapılacağını iddia ettiği kalan 10.000,00 TL aracın tamiri için gerekli olan parça bedeline ilişkin olduğu davaya konu olan araç ticari taksi olduğu bu nedenle aracı zamanında teslim etmeyen davacı müvekkillerinin 17.500,00 TL kazançtan mahrum kalmasına sebep olduğu aracın teslim süresinin gecikmesi ve müvekkilin uyarılarına rağmen tamir işlemindeki ayıpların giderilmemesi üzerine bu duruma daha fazla tahammülü kalmayan müvekkillerinin aracını 06/04/2021 tarihinde davacının iş yerinden teslim aldığı ancak aracın tamir işleminin tam olarak ifa edilememesi nedeniyle müvekkillerinin aracın diğer eksiklerini başka yerlere götürmek zorunda kalmış olduğu aracını ancak bu şekilde çalıştırma imkanı bulabildiği müvekkillerinin aracının eksik ve hatalı tamir ettiği açılan davanın reddini yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesini ve davacının kötü niyetli bir şekilde itirazın iptaline ilişkin dava açmış olması sebebiyle takip miktarının %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen Dosya Kapsamına Göre
Dava, hasarlı ticari araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Davanın Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması sonrasında 30/09/2021 tarihinde 2021/224 Esas, 2021/419 sayılı karar ile Tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı sonrasında Bursa 5. Tüketici Mahkemesi’nde açılması sonrasında 08/11/2021 tarihinde 2021/486 Esas, 2021/496 sayılı karar ile dosyanın mahkememize tevzii edildiği görülmüştür.
Davalıya ait aracın davacı tarafça tamir edildiği, bu durumda taraflar arasında araç tamirine yönelik sözlü eser sözleşmesi kurulduğu, davacının araç tamirine yönelik hizmet sunması, davalının ise adına kayıtlı aracının tamirini yaptırmış olması nedeniyle alacak davası açılmıştır. Gerçek kişi olan davanın taraflarının tacir olup olmadığının araştırılması gerektiğine dair Bursa BAM 7. HD’nin 03/06/2021 tarih 2021/1397 Esas 2021/1032 Karar sayılı kaldırma kararı uyarınca tarafların oda kayıtları celp edilerek bağlı oldukları vergi dairelerine de ayrı ayrı müzekkere yazılmıştır.
Gerçek kişi tacirin tanımı 6102 sayılı TTK’nın 12. maddesinde, esnafın tanımı ise 15. maddede düzenlenmiştir. Aynı kanunun 11. maddesinde de ticari işletme yer almıştır. Bu maddenin 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 192. maddesiyle değiştirilmesinden önce dava tarihindeki şekline göre ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği açıklanmıştır. Bakanlar Kurulu’nun 18/06/2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21/07/2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiştir. Bakanlar Kurulu kararının 1.maddesinin (a) bendinde, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmi Gazetede yayınlanacak esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı sanayici veya tacir niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. fıkrasının 1 ve 3 no’lu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar sayılmaları ile esnaf ve sanatkarlar siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odasına kaydedilecekleri, (b) bendinde ise, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve kararın (a) bendinde belirtilenler dışında kalanların tacir ve sanayici sayılıp ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri gerektiği belirtilmiştir.
26.06.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun’un 1. ile değiştirilen 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Somut olayda, dava konusuna bakıldığında dava mutlak bir ticari dava değildir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Eldeki davaya bakıldığında; Davalıya ait aracın davacı tarafça tamir edildiği, bu durumda taraflar arasında araç tamirine yönelik sözlü eser sözleşmesi kurulduğu, davacının araç tamirine yönelik hizmet sunması, davalının ise adına kayıtlı aracının tamirini yaptırmış olması nedeniyle alacak davası ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki tamirden kaynaklanan alacak hükümleri (TBK’nun ilgili maddeleri) gereğince ve TBK ilgili maddelerindeki eser sözleşmesine dayanan alacak hükümlerinin somut uyuşmazlığa uygulanmak sureti ile çözümlenmesi gerekmekte olup; davanın nitelik itibari ile mutlak ticari dava sayılamayacağı, davalının da tacir olmadığı dosyada mübrez evraklardan anlaşılmakla davanın nispi ticari dava olarak da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davaya bakma görevinin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin Görevsizliğine ve dosyanın görevli Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Yargılama gideri ve sair hususların gerekçeli kararda nazara alınmasına,
Dair Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır