Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1174 E. 2022/1101 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1174 Esas
KARAR NO : 2022/1101

BAŞKAN …. ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ :Av ….
DAVALI …. ….
VEKİLİ :Av. ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının alüminyum cephe yapı ve taahhüt işleri yaptığını bu kapsamda davalı şirketin inşaa ettiği … isimli projenin bir kısım uygulama işlerini üstlendiğini, 15/08/2016 tarihli sözleşmeye göre iş bedelinin 1.086.000.589,88 TL + KDV olduğunu bu bedelin 650.000,00 TL’sinin avans biçiminde ödendiğini, davacı şirketin tüm edimlerini yerine getirerek işi teslim etmesine rağmen davalı tarafın ilave işlerle birlikte doğan bakiye 536.305,91 TL’lik alacağını ödemediğini, işlerin tamamen teslim edildiği hususunun 24/02/2017 ve 12/04/2017 tarihli yüklenici hakediş raporuyla belgelendiğini, iş teslim tutanakları da bulunduğunu, işin tamamlandığı konusunda Bursa 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/53 D.İş sayılı dosyası ve karşı tarafın yaptırdığı Bursa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/48 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, üretilen bağımsız bölümlerin de satıldığını, dolayısıyla işin bitmiş olduğunu, bakiye alacak için çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine Bursa 1. icra dairesinin 2017/… sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ne ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, tarafların sözleşme öncesinde görüşüp anlaştıklarını, hatta bir kısım işlerin sözleşme imzasından önce yapıldığını, güvene dayalı olarak sözleşmeden önce 591.065,95 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasında … Projesi dışında iş ilişkisi olmadığını, davacı tarafın edimlerini ayıplı ve eksik ifa ettiğini, teslim süresinin altı ay geciktiğini, bundan bir zarar doğduğunu, çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin yaptığı ödemenin davacının alacağından çok daha fazla olduğunu, davalı tarafın borçları sebebiyle piyasadaki alacaklılarından kaçtığını, şirket merkezinin kapalı olduğunu, çok sayıda takibe muhatap olan davacının aciz halinde olması sebebiyle HMK 84.maddesi gereğince teminat göstermesi gerektiğini, davacı tarafından kesilen faturaların gerçek olmadığını bu sebeple ihtar ekinde iade edildiğini, davalının ödeme gücünün olmaması sebebiyle geç teslimden kaynaklanan tazminat taleplerini ileri sürmediklerini, ayıplı imalat sebebiyle birçok dairenin pencereden su aldığını, davacı şirketin garanti hizmeti de vermediğini ileri sürmüştür.

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe :
Dava Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazın iptaline ilişkindir.
Takip konusu alacağın eser sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre toplam sözleşme bedeli KDV dahil 1.086.589,88 TL tutarındadır. Davalı defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 724.777,52 TL tutarında alacaklı olduğu kayıtlıdır. Davacının defterlerine göre ise; davacı davalıdan 536.305,90 TL tutarında alacaklıdır.
Taraf defterleri arasındaki fark 1.261.078,42 TL tutarındaki faturadır. Bu fatura davalı defterlerinde kayıtlı değildir.
Davalı tarafça davacıya 1.315.838,47 TL tutarında ödeme yapmıştır.
Mahkemece daha önce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından mahkememizin kararı kaldırılmıştır.
İstinaf mahkemesince davalının ilave işlere açıkça bir itirazının olmadığı, … …. imzalı belgenin örneğinin dosya içerisine alınıp bakiye iş bedeline ilişkin savunmanın değerlendirilmediği, sözleşme konusu işlerin birim fiyat tablosuna göre belirleneceği açıklanmasına rağmen bu tablo dosya içerisine getirtilip yapılan işler ve bedelleri ile ayıplı iş yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne miktarda olduğu, davalının sözleşme nedeniyle daha önce ödediğini ileri sürdüğü 591.065,95 TL yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Yapılan incelemede taraflar arasındaki sözleşme bedelinin KDV dahil 1.086.589,88 TL olduğu, sözleşme dışı ve ilave yapılan işlerin bedelinin 120.383,02 TL olduğu, toplam imalat tutarının KDV dahil 1.206.972,90 TL olduğu, kayıtlı imalat bedelinin 54.359,50 TL olduğu yapılan işlem tutarı düşüldüğünde bakiye 1.152.643,40 TL alacağın bulunduğu, davalı tarafından yapılan davacının eksik bıraktığı, ileri sürülen imalat tutarının KDV dahil 157.098,14 TL olduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme, proje ve ek A.01 fiyat tarifeleri dikkate alındığında sözleşme dahilinde davacının yapması gereken işlerden olmadığı, davacının yaptığı imala tutarının 1.152.643,40 TL tutarında olduğu, davalı tarafından 724.774,52 TL tutarında ödeme yapıldığı, bu bedel düşüldüğünde davacının bakiye 427.870,88 TL alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu belirlemelerden sonra taraflar arasındaki temel ihtilaf 591.065,95 TL tutarındaki sözleşmenin öncesindeki bir dönemde 21/03/2016 tarihinde yapılan ödemenin iş bedelinden düşülüp düşülmeyeceği noktasındadır.
Davacı taraf 03/03/2016 tarihinde davalıya satış faturası altında 591.065,95 TL tutarında mal satıldığını, davalının bunu defterlerine işlediğini, bunun karşılığında da 21/03/2016 tarihinde de 591.065,95 TL tutarında fatura bedeli kadar ödeme yapıldığını, sözleşme tarihinin 15/08/2016 olduğunu, bu ödemenin yapılan iş kapsamında yapılmış sayılamayacağını ileri sürmüştür.
Davalı taraf ise; 591.065,95 TL ödemenin yapılan imalatlarla ilgili olduğunu savunmuştur.
Taraf defterlerine göre davalı tarafça sözleşmenin yapıldığı 15/08/2016 tarihinden önce 21/03/2016 tarihinde 591.065,95 TL tutarında ödeme yapılmıştır. Ancak her iki defter kayıtlarına göre de; bu ödemeden önce davacı tarafından kesilmiş 03/03/2016 tarihli fatura bulunmaktadır ki bu faturanın satış faturası olarak kaydedildiği, tutarının da ödeme tutarı kadar olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraftan 591.065,95 TL ödemenin sözleşme tarihinden ve imalatların başlamasından önce yapılmış olmasına rağmen defter ve kayıtlarda avans ödemesi olarak kaydedilmemesinin sebebi yine bu ödeme öncesinde davacı tarafça düzenlenen 03/03/2016 tarihli faturanın satış faturası olarak davalı defterlerinde kayıtlı olması, ödemenin de bu fatura tarihinden sonra ve sözleşmeden önce yapılmış olmasının sebebi sorulmuştur.
Davalı taraf 03/03/2016 tarihindeki faturada bulunan imalat kalemleri ile tespit dosyasında ve eldeki dosyada alınan raporlarda belirlenen imalat bedellerinin birebir aynı olduğunu, yapılan ödemenin sözleşme konusu iş için yapıldığını savunarak kısacası 03/03/2016 tarihindeki faturada bulunan malların sözleşme konusu iş için olduğunu savunmuştur.
Davalı taraf bu savunması ile henüz yapılmayan imalat kalemleri için fatura düzenlenmiş olduğunu, yapılmayan bu iş için düzenlenen bu faturanın defterlere kaydedildiğini ileri sürmektedir. Oysa ki; tacirler defter ve kayıtlarının basiretli tacir gibi usulüne ve gerçeğe uygun tutmak zorundadır. Henüz yapılmayan bir imalat işi için düzenlenmiş fatura deftere kaydedilemeyeceği gibi bir sözleşme öncesinde ödeme yapılacak ise; bunun avans ödemesi olarak defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. Davalı tacirdir. Defter ve kayıtlarını 03/03/2016 tarihli faturayı, mal alım satım faturası olarak kaydetmiş 21/03/2016 tarihinde de bu fatura tutarı kadar da ödeme yapmıştır. Davalının savunmaları defter ve kayıtlarının aksi yöndedir. Bu savunmalarını kendi defterleri doğrulamamaktadır.
Davalının savunmalarındaki diğer bir çelişki de; sözleşme icrasına başlamadan bir sözleşme için 591.065,95 TL tutarında ön ödeme yapılmış ise işin sonunda bakiye bedelin ödenmesinde bakiye tutar kadar ödeme yapılması gerekmektedir. Sonuç olarak davalı taraf süreç içerisinde 724.772,52 TL ödeme değil, daha düşük ödeme yapmalıydı. Davalı sözleşmenin sonuna gelindiğinde neden daha fazla ödeme yaparak kendini alacaklandırdığını açıklayamamıştır.
Dolayısıyla yapılan incelemeler sonucu belirlenen 1.152.643,40 TL alacaktan 23/01/2016 tarihinde yapılan 591.065,95 TL ödemenin mahsubu mümkün değildir.
Bu tutardan yalnızca 724.772,52 TL tutarındaki ödeme mahsup edilmelidir.
Davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak likit olmadığından gerek alacağın belirlenmesi gerekse ayıplı imalat kalemlerinin araştırılması bakımından yargılama yapılmış olduğundan icra inkar tazminatına hükmolunmamıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile, Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının KISMEN İPTALİNE,
2-Takibin 427.870,88 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki kayıtlarla birlikte DEVAMINA,
3-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 29.227,86 TL harçtan başlangıçta alınan 6.690,06 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 22.537,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
5-Davacı tarafça yapılan 6.690,06 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 571,90 TL keşif harç, 7.638,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 14.936,36 TL TL’nin kabul red oranına göre 11.537,32 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 62.901,92 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılan ve kullanılmayan 100,00 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 19.908,40 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 16/11/2022
İş bu kararın gerekçesi 16/12/2022 tarihinde yazılmıştır.

Başkan ….
e-imza
Üye ….
e-imza
Üye ….
e-imza
Katip ….
e-imza