Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1144 E. 2023/71 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1144 Esas
KARAR NO : 2023/71

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili beyanlarında; Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyasıyla takibe konulan 798.000 € ve 415.000 USD meblağlı iki adet bononun hile ve sahtecilik yoluyla oluşturulmuş bonolar olduğunu, davacının gerçekte böyle bonoları imzalamadığını, davalıya da herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitine ve davalının haksız takip tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; bonoların kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, imzanın inkar edilmediğini ileri sürülen bu vakıaların gerçek dışı olduğunu, davalının davacıya borç para verdiğini, bunun karşılığında da dava konusu bonoları aldığını, davacının dayandığı ses kaydının hukuka aykırı delil kapsamında kaldığını, ileri sürerek davanın reddini istemiş, davacı aleyhine kötü niyet ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasında takibe konu iki adet bonodan borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılmış menfi tespit davasıdır.
Takibe dayanak belgenin kambiyo senedi niteliğinde bono olduğu görülmektedir. Davacı takibe konu senetteki imzanın hile imzalanarak verildiğini, senet dolayısıyla davacıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür.
Davacının senede yönelik hile iddiaları yönünden; takibe ve davaya konu senet bono niteliğindeki kambiyo senedi olduğundan, bilindiği üzere kambiyo senetleri (ticari senetler) ihdasi (kurucu) nitelikteki senetlerdendir. Gerçekten, bir borç için kambiyo yükleniminde bulunulması borcun yenilenmesi (tecdidi) sonucunu doğurmaz(BK., m. 133). Bu durumdaki bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri asıl borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü halinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teskil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini olusturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki /temel iliskideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme olusturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir. Bu noktada menfi tespit isteminde bulunan; temel ilişkinin varlığını, temel ilişkide ki sözleşmenin türünü, kambiyo senedinin hangi nedenle ve sözleşmesel ilişki nedeniyle verildiğini ispatladıktan sonra bu temel ilişkideki hangi nedenlerden dolayı kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Burada iki aşamalı bir ispat yükü söz konusudur ve ispat yükü de menfi tespit isteminde bulunan kişi üzerindedir. Buna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi ve mücerretlik ilkesi gereğince temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi yaratacağından kambiyo senetleri nedeniyle sorumlu olunacaktır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Takibe ve davaya konu bono bir yazılı delil olduğundan kural olarak davacının bu yazılı delile karşı ispat yükü yukarıda belirtildiği üzere davacı taraf üzerindedir. Bilindiği üzere HMK Madde 201’e göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler yasada öngörülen tutardan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Yazılı delille ispatı gerekir.
Kural bu olmakla birlikte davacı senedin hile altında verildiğini ileri sürdüğünden bu konuda ki iddia ile ilgili Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/24308 sayılı soruşturma dosyasında ceza soruşturması yürütüldüğünden bu dosyada dosyamız arasına celp edilmiştir. Soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği bu karara itiraz sonrası da Bursa 6.Sulh Ceza Mahkemesi tarafından itirazın reddine karar verildiği bu şekilde takipsizlik kararının kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Davacının hile ve dolayısıyla haksız fiil olduğu iddiası HMK uyarınca başkaca delillerle ispatlanabilirse de bu iddiaya dayanak olabilecek en temel olgu olan ceza soruşturmasında da bu hile olgusuyla ilgili bir delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı taraf 22/07/2020 tarihli dilekçeleri ile bir takım delillerin ve banka kayıtlarının toplanması istenmiştir. Bu delillerle davacının bu miktarda borç parayı vermesinin mümkün olmadığı başka bir deyişle bunun hayatın olağan akışına aykırı olacağı ispatlanmaya çalışılmıştır. Takip ve davaya konu senet kambiyo senedidir. Hayatın olağan akışı kavramıyla bu senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bu yönde Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları da bulunmaktadır. Yeknesaklaşan kararlara göre hayatın olağan akışı şeklinde soyut kambiyo senetlerine ilişkin uyuşmazlıklarda uygulama imkanı bulunmayan ve yasal olmayan bir gerekçenin dayanak yapılması doğru değildir. ( Bknz. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.HD 25/10/2019 tarih 2018/377 E. 209/1001 K., Yargıtay 19 HD 2017/2614 E. 2018/184 K.)
Davacının bu senetteki imzaların başka amaçlarla belge üzerine atıldığı iddiasının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması kapsamında da değerlendirilmesi gerekecek olursa, açığa atılan bir imzanın kötüye kullanılması iddiası Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca aldatma kapsamında kalmayacağı bunların ispatı bakımından tanık deliline dahi başvurulamayacağı kabul edilmektedir. Açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı savunması ancak yazılı delil ile ispatlanabilir. ( HMK madde 201) Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna konu olan böyle bir uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu açığa atılan imzanın kötüye kullanılmasının tanık delili ile ispatlanamayacağını, bu iddianın aldatma kapsamında sayılmayacağı bu sebeple senedin aksinin ancak yazılı delil ile ispatlanabileceği kabul edilmiştir. Hatta açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ile ilgili olarak resmi evrakta sahtecilik suçundan verilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına konu olan mahkeme hükmünün senedin aksinin ispatı bakımından da delil olamayacağı belirtilmiştir. Ancak karara konu uyuşmazlıkta karar düzeltme aşamasında sanığın başka bir suçtan mahkumiyeti sonrası hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hüküm açıklanarak sanık ceza aldığı için karar düzeltme aşamasında Hukuk Genel Kurulu senede karşı bu iddianın kesinleşen mahkumiyet kararı kapsamında kabul edilebilirliğine karar vermiştir. (Bknz. Yargıtay HGK 18/12/2018 tarih 2018/19-699 E. 2018/1950 K.)
Mahkememizin verilen 11/11/2020 tarih ve 2019/794 Esas 2020/707 sayılı kararı ile davanın reddine dair karar verilmiş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/1638 esas – 2021/1518 Karar sayılı ilamıyla “Dava konusu olayda, davacı tarafın, bonoların aralarındaki hisse alım satımı aracılık ilişki gereğince daha imzalı olarak verilen belgelerden sahte olarak bono tanzim edildiğini, davalının bono bedelini davacıya ödeyecek ekonomik durumu bulunmadığını ileri sürdüğü, davalının ise davacıya borç para verildiğini, buna karşılık bonoların düzenlendiğini savunduğu, soruşturma dosyasında savcılık tarafından alınan ATK raporunda, bonoların üst kısımda yer alan makine yazıları ile ad soyad, T.C. no, imza makine yazıları arasında fark tespit edilemediğinin, ikinci yazıcıya ait mürekkep bakiyesi, silinti, kazıntı, tahrifat tespit edilemediğinin, imzanın … eli ürünü olduğunun, mürekkep yazı yaşı tarihine ilişkin kullanılan bilimsel yöntem olmadığının açıklandığı, davacı tarafından alınan uzman mütalaasında ise bono metin yazısındaki yazılar ile alt tarafta ad soyad, T..C no, imza yazıları arasında ortak harflerin, toner tankındaki mürekkebe bağlı olarak metindeki harflerin daha koyu renkte olduğu, harfler arasında mikroskobik olarak kesinlik farklılıkları bulunduğu, simetrik harf tamlamalarında mikroskobik farklılıklar olduğu, bu nedenle üst metin yazısı ile alt kısımda bulunan, adı soyadı, T.C. no, imza yazılarının farklı zamanda yazıldığı ve montajla belge haline getirildiği, bono metni altında el ile yazılan … yazısı ile devamında … mh … … sitesi no 24 Mudanya Bursa yazısının, yazıların tersim tarzı, meyil ve işleklikleri, kaligrafik, karakteristlik ve grafolojik özellikler yönünden farklı olduğu ve … yazısı ile devamındaki yazının iki farklı el ürünü olduğunun belirtildiği, savcılık tarafından alınan ATK raporu ile uzman mütalaası arasında çelişki olduğu anlaşılmıştır.
Bu itibarla, bonolarla birlikte belgelerin yazıcıdan çıktısının alınması esnasında belge üzerinde önceden imza varsa bu imza üzerinde oluşabilecek toner/kartuş izinden hareketle, belgenin metin kısmının bilgisayarda hazırlanıp yazıcıdan çıktısı alındıktan sonra mı imzalandığı, yoksa boş kağıda önceden atılan imzanın üst kısmındaki boşluğa denk gelecek şekilde bilgisayardan yazının metin kısmı hazırlandıktan sonra mı yazıcıdan çıktı alındığı, bonoların davacıdan hileli yoldan elde edilen imzalardan yararlanılarak sahte olarak üretilip üretilmediği, taraflar arasında daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki davacı ad, soyad, T.C. no, adres yazılı kısım ile bonolardaki yazıların benzer olması nedeniyle, daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki imzalardan yararlanılarak bonoların tanzim edilip edilmediği, raporlar arasındaki mübayenetin nereden kaynaklandığı hususlarında Üniversite Grafoloji Bölümü, Polis, Jandarma Kriminal Labaratuar Daire Başkanlığı gibi yerlerden rapor alınarak, bonoların tanzim edilmesinde sahte veya şüpheli bir durum olup olmadığı tespit edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı” gerekçeleriyle kaldırılmıştır.
Bozma sonrası Bursa CBS’nin Emanet Bürosuna müzekkere yazılarak davaya konu senetlerin aslının mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, Emanet içerisinde mukayesede kullanılacak olan ibraname asıllarının istenilmiş evraklar geldiğinde Mahkememiz dosyası ile ilgili evraklar Jandarma Kriminal Labratuarına gönderilerek ; ” bonolarla birlikte belgelerin yazıcıdan çıktısının alınması esnasında belge üzerinde önceden imza varsa bu imza üzerinde oluşabilecek toner/kartuş izinden hareketle, belgenin metin kısmının bilgisayarda hazırlanıp yazıcıdan çıktısı alındıktan sonra mı imzalandığı, yoksa boş kağıda önceden atılan imzanın üst kısmındaki boşluğa denk gelecek şekilde bilgisayardan yazının metin kısmı hazırlandıktan sonra mı yazıcıdan çıktı alındığı, bonoların davacıdan hileli yoldan elde edilen imzalardan yararlanılarak sahte olarak üretilip üretilmediği, taraflar arasında daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki davacı ad, soyad, T.C. no, adres yazılı kısım ile bonolardaki yazıların benzer olması nedeniyle, daha önceden imzalanan ibraname isimli belgelerdeki imzalardan yararlanılarak bonoların tanzim edilip edilmediği, raporlar arasındaki mübayenetin nereden kaynaklandığı hususlarında” rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 17/06/2022 tarihli raporu ile;
MÜREKKEP İNCELEMESİ İSİMLİ KISIMDA;
(1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerinde Dökümen İnceleme Cihazında (Projectina Docucenter Nirvis) Elektromanyetik Spektrumun Görünür Bölgesinin farklı dalga uzunlukları arasında mürekkep farklılıkları yönünden yapılan incelemede, söz konusu belgeler üzerinde iki farklı cins mürekkepli kalem kullanıldığı, bunların;
1.Belgeler üzerinde bulunan “… …” YAZILARINDA VE … adına atfen atılı bulunan imzalarda bir cins mürekkepli kalem,
2.Belgeler üzerinde bulunan “… Mh. … … Sitesi No : 24 Mudanya/BURSA” yazılarında farklı ikinci bir cins mürekkepli kalem olduğu tespit edildiği rapor edilmiş,
YAZI YAŞI İNCELEMESİ İSİMLİ KISIMDA;
1.Bir belgenin saklanma koşulu, ısı, ışık, nem gibi faktörler inceleme kriterlerini doğrudan etkilemekte olup, bu değişkenler mürekkep yaşı tayini ile ilgili net ve bilimsel sonuçlar ortaya konulmasını engellemektedir. Bu sebeple, belge üzerindeki mürekkep yaşının tayinine yönelik, mevcut laboratuvar imkanlarımız ile henüz bir tespitte bulunmak mümkün olamamaktadır.
2.(1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerinde mürekkep yaşı yönünden yapılan incelemede; yukarıda birinci maddede belirtilen sebeplerden dolayı, söz konusu belgeler üzerinde atılı bulunan imzaların aynı anda, farklı zamanlarda ya da belli tarih aralığında atılıp atılmadığı hususunda bir tespitte bulunmak mümkün olamamıştır şeklinde rapor edildiği,
BELGE VE TAHRİFAT İNCELEMESİ İSİMLİ KISIMDA;
1.Belge ve tahrifat incelemesinde, belge üzerindeki ince detayların incelenmesine imkan verecek kadar güçlü ve yoğun ışık kaynağına sahip cihazlar ile fiziki ve optik incelemelerde yapılmakta olup söz konusu cihazlar ile kimyasal analizler yapılmamaktadır. (1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerinde yapılan fiziki ve optik incelemelerde, belgeler üzerinde kimyevi bir tabakaya ya da herhangi bir kalıntıya rastlanılmamıştır.
2.Bitmap analizi ile renkli yazıcı çıktıları üzerinde inceleme yapılabilmekte olup, (1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgelerin renkli yazıcı çıktısı olmaması dolayısıyla üzerinde herhangi bir kodlama tespit edilememiş ve Bitmap analizi yapmak mümkün olamamıştır.
3.İnceleme ve karşılaştırmalarımız belge, tahrifat, el yazısı ve imza inceleme deney metotları ile yapılmakta olup, bu deney metotları içerisinde “Mürekkebin Su Yönü” olarak belirtilen türde herhangi bir incelememiz bulunmamaktadır.
4.İnceleme konusu belgeler üzerinde bulunan ıslak imzanın ve toner partiküllerinden hangisinin altta hangisinin üstte olduğu hususunda laboratuvarımızda mevcut Projectina Nirvis Doküman İnceleme Cihazı ve Makroskop Cihazları (Leica Z6 APO ve LEICA M420) ile yapılan incelemede; inceleme konusu belgeler üzerine mavi mürekkeple kalem ile atılan imzalar/yazılan el yazılarının belge üzerindeki makine yazıları ile kesişen herhangi bir kısmının bulunmadığı görülmüştür. İnceleme konusu belgeler üzerinde yazıcı tarafından noktacık şeklinde püskürtülen toner partiküllerinin bulunduğu, söz konusu partiküllerin bir kısmının mavi mürekkepli kalem ila atılan imzalar/yazılan yazılar ile aynı alana yayılım gösterdiği, bu noktalarda yapılan inceleme (1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerine mavi mürekkepli kalem ile atılan imzalar/yazılan el yazılarının toner partiküllerinin altında ya da üzerinde olduğuna yönelik net bir tespitte bulunmak mümkün olmadığından belgeler üzerindeki makine yazıları ile mürekkepli kalem ile atılan imzalar/yazılan el yazılarının aynı anda yada farklı zamanlarda atıldığı/yazıldığı tespit edilememiştir.” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Jandarma Kriminalden gelen bu raporun istinaf bozma ilamını tam olarak karşılamadığı anlaşılmış ve dosyanın ek rapor hususunda İstanbul Jandarma Kriminal’e tevdii edilerek özellikle senet metninde üstte bulunan metin kısmı ile altta yer alan ad soyad ve TC no kelimeleri arasında yazı ve karakter farklılığı bulunup bulunmadığı, farklı yazıcılardan farklı tarihlerde oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında ek rapor istenilmiştir.
İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 19/12/2022 tarihli raporu ile;
“İlgili raporun daha önce tanzim edilen 2022/372 numaralı uzmanlık raporu ile bağlantılı olduğunu,
1.2022/372 numaralı uzmanlık raporumuzda;
a.(1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerinde makine yazıları ile yazılı “Adı, Soyadı : T.C. No : İmza :” metinleri ile üst bölümlerde bulunan metinler arasında yapılan inceleme ve karşılaştırma sonucunda harf, kelime ve işaretler arasındaki mesafelerin benzerlikleri ve farklılıkları,
b.Belgeler üzerinde ıslak mürekkepli kalem ile yazılan yazılar ve atılı bulunan imzalarda kullanılan mürekkeplerdeki farklılıklar,
c.Belgeler üzerinde “Bitmap analizi” tespiti, “Mürekkebin Su Yönü” tespiti, “Mürekkep Yaşı” tespiti, toner partiküllerinin ıslak mürekkepli kalem ile yazılan el yazıları e atılan imzaların altında ya da üstünde olduğuna yönelik talepler doğrultusunda yapılan tespitler belirtilmiştir.
2.(1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerinde makine yazıları ile yazılı “Adı, Soyadı : T.C. No : İmza :” metinleri ile üst bölümlerde bulunan metinler arasında yeniden yapılan inceleme ve karşılaştırmada; inceleme konusu belgelerin farklı yazıcılardan farklı tarihlerde oluşturulup oluşturulmadığına yönelik 2022/372 numaralı uzmanlık raporumuzda belirtilen hususlara ilave bir tespitte bulunmak mümkün olamamıştır.
3.Jandarma Kriminal Laboratuvarları El Yazısı ve Döküman İnceleme Laboratuvarlarında, Mürekkep ve Toner Yaşı İncelemeleri yapmak mevcut teknolojiler ile henüz mümkün olamamaktadır.” şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Davacı vekili ek rapora karşı beyanlarında da sahtecilik iddialarının temele dayandığını, birincisi senet metninde üstte bononun metin kısmı ile altta matbu bilgisayarda düzenlenen ad soyad TC no imza ve “:” ibarelerinin farklı zamanlarda oluşturulduğunu yine davacının el yazısı ile TC kimlik numarası el yazısı ve elle atılan ıslak imzanın oluşturulduğu tarih ile bunun yanında belgeyi senet haline getirmek için … Mahallesi olarak devam eden adres kısmının farklı tarihlerde oluşturulduğu, bu farklı tarihlerde oluşturulduğu iddiası ile de sahtecilik iddialarının bulunduğunu öne sürmüşlerdir.
Dosya kapsamında alınan tüm raporlar dikkate alındığında yapılan grafoloji incelemeleriyle davacının iddiaları sübut bulmamıştır. Zira sahteciliğe ilişkin iddialardan birincisi olan senette bilgisayar çıktısı olan kısımlarda metin kısım ile alt kısımda bulunan ad soyad ve devamındaki kısımların farklı tarihlerde oluşturulduğu iddiası kapsamında alınan raporlarda açıkça buna yönelik bir tespitte bulunulması mümkün olmamıştır. Davacının sahteciliğe ilişkin birinci iddiası gerek istinaf kaldırma kararı öncesi gerekse istinaf kaldırma kararı sonrası alınan raporlardan da anlaşılacağı üzere bu husus senet metinleri ile sabit değildir.
Sahteciliğe ilişkin ikinci iddia olan davacının kendi el yazısıyla oluşturduğu TC kimlik numarası, ıslak imza ile adres kısmındaki yazıların farklı tarihlerde oluşturulduğu olgusu yönünden raporlarda da belirtildiği üzere mürekkep ve Toner Yaşı İncelemeleri yapmak mevcut teknolojiler ile henüz mümkün değildir.
Bir belgenin saklanma koşulu, ısı, ışık, nem gibi faktörler inceleme kriterlerini doğrudan etkilemekte olup, bu değişkenler mürekkep yaşı tayini ile ilgili net ve bilimsel sonuçlar ortaya konulmasını engellemektedir. Bu sebeple, belge üzerindeki mürekkep yaşının tayinine yönelik, mevcut laboratuvar imkanları ile henüz bir tespitte bulunmak mümkün olamamaktadır. (1-7) numaralar ile tanımlanan inceleme konusu belgeler üzerinde mürekkep yaşı yönünden yapılan incelemede; yukarıda birinci maddede belirtilen sebeplerden dolayı, söz konusu belgeler üzerinde atılı bulunan imzaların aynı anda, farklı zamanlarda ya da belli tarih aralığında atılıp atılmadığı hususunda bir tespitte bulunmak mümkün değildir.
Davacının suç isnadı içeren ve iddialarına dayanak yaptığı eyleme ilişkin ceza kovuşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar Sulh Ceza Mahkemesinin itiraz üzerine vermiş olduğu ret kararıyla kesinleşmiştir. Davacı senede karşı yapmış olduğu iddialarının dosya kapsamı itibariyle ispatlayamamıştır. Ancak hukuka aykırı olduğu iddia edilen davacı ve davalı arasındaki görüşmeleri içeren ses kaydı dökümü ve davacının bu kayda ilişkin beyanları senede dayanak teşkil eden borç para verme olgusunun gerçek olup olmadığı noktasında bir kısım şüphe barındırmakta ise de gerek bu ses kaydının delil olabilme vasfı gerekse bu hususun şüphe düzeyinde kalıp takibe ve davaya konu senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak nitelikte olmayışı dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan başlangıçta alınan 98.411,52 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 98.231,62 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.203,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 295.626,42 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır