Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1142 E. 2022/893 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1142 Esas
KARAR NO : 2022/893

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2022

Mahkememizden verilen 28/02/2019 tarih ve 2018/1241 Esas 2019/206 sayılı kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nin 01/10/2021 tarih ve 2019/1065 Esas 2021/1257 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememiz esas defterinin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir. Bu yargılama esnasında;
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığını, 2017 yılına dair taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ve cari hesap ekstresinde işli faturaların bulunduğunu, başlatılan takibe de hakız olarak itiraz edildiğini, İcra Müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazın yerinde olmadığını, TBK 89.maddesi uyarınca davacının ikametgahı İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, faize yönelik itirazın da yerinde olmadığını, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda takibe konu alacağın belirleneceğini, borca itirazlarında yerinde olmadığını belirterek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, Genel Yetki Kuralı çerçevesinde yetkili İcra Müdürlüğünün davalının adresi İcra Müdürlüklerinin olduğunu, İcra Müdürlüğünün yetkisine ilişkin itiraz nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini , yine yetkili mahkemelerinde Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında takibe konu borca ilişkin herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Dava Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak mahkememizde yapılan yargılama sonucunda verilen 28/02/2019 tarih ve 2018/1241 Esas 2019/206 sayılı kararı istinaf edilmiş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesinin 01/10/2021 tarih 2019/1065 Esas 2021/1257 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, daha sonra mahkememiz esas defterinin 2021/1142 nolu sırasına kaydı yapılarak muhakemeye devam edilmiştir.
Mahkememizin 28/02/2019 tarih ve 2018/1241 Esas 2019/206 sayılı kararında davalı tarafın yetkiye itirazı değerlendirilmiş, akdi ilişki inkar edilmediği hallerde bu ilişkiden doğan para borçlarında ifa yerinin TBK 89/1-1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahının bulunduğu yer olacağı, dolayısıyla para borçlarında alacaklının ikametgahı icra dairesi ve mahkemeleri de yetkili olduğu, ancak uyuşmazlıkta taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi borçlu tarafça inkar edilmiş ise bu durumda TBK 89/1-1 maddesini uygulamak mümkün olmadığından burada genel yetki kuralı çerçevesinde yetkili icra müdürlüğünün borçlunun ikametgahına göre belirleneceği, eldeki dosyada davalı tarafın aradaki sözleşme ilişkisini açıkça inkar etmesi nedeniyle somut uyuşmazlıkta da TBK 89/1-1 maddesi uygulanamayacağından bahisle Bursa İcra Dairelerinin takipte yetkili olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 01/10/2021 tarih ve 2019/1065 Esas 2021/1257 Karar sayılı bozma ilamının;
“TBK’nun 89/1 maddesine göre; “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir” hükmünün uygulanabilmesi için taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının kabul edilmiş olması veya ispat edilmesi gerekir. Davacı vekili tarafından, davacı alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki Bursa İcra Dairelerinin yetkili olduğu bildirilerek, taraf ticari defter kayıtları, cari hesap ekstresi ile faturalar, delil olarak dayanılmıştır. Bu durumda öncelikle taraflar arasında ticari ilişkinin var olup olmadığının incelenmesi gerekir. Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı yönünde gösterilen delillerin toplanarak, yani delil olarak gösterilen faturalar ve ticari defterler incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece , taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı yönünden bu deliller incelenmeksizin ve değerlendirilmeksizin karar verilmiştir.” bendleri uyarınca bozularak dosyanın mahkememize iadesine karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda dosya ele alınarak taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek Davacı tarafın ticari kayıt ve defterlerini inceleme gününde mahkememize sunması istenmiş, defter sunmamanın aleyhlerine sonuç doğuracağı konusunda da uyarılmıştır. Davalı taraf ticari defterlerinin incelenebilmesi için yazılan talimat evrakına davalı tarafın ticari kayıt ve defterlerini inceleme gününde sunması, defter sunmamanın aleyhlerine sonuç doğuracağı konusunda da uyarılması derc edilmiş, bu doğrultuda talimat mahkemesince belirlenen gün ve saatte ticari defterlerini hazır etmeleri için ihtaratlı tebligat çıkarılmıştır.
Davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde re’sen belirlenen alanında uzman Bilirkişi tarafından tanzim edilen 07/04/2021 tarihli raporda özetle; davacı ticari defterlerindeki kayıtlara göre taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğunu, davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığını, böylelikle takdiri mahkemeye ait olmak üzere sahibi lehine delil vasfı niteliğinde olduğunu, davacının Temmuz 2017 dönemi Bs formu incelemesinde davalı …’a ait herhangi bir bildirimde bulunulmadığının tespit edildiğini, davacının kayıtlara göre davalıdan 4.187,27-TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde re’sen belirlenen alanında uzman Bilirkişi tarafından tanzim edilen 06/06/2022 tarihli raporda özetle; davalının 2018 yılı ticari defter tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığını, böylelikle takdiri mahkemeye ait olmak üzere sahibi lehine delil vasfı niteliğinde olduğunu, 2017 yılı kayıtları sunulmadığından bu senelere ilişkin inceleme yapılamadığını, davacı tarafından davalı … adına düzenlenen kuruyemiş,baharat,gıda mallara karşı faturaların muavin cari hesap kayıtlarında tarafların ticari ilişikinin mevcut ve 2017 cari kayıtlara intikali belli olduğunu, davalı tarafından alacaklı tarafa yasal olarak herhangi bir Noterlik ihbar ve ihtarname şeklinde borcunun olmadığı yönünde itirazda bulunulmadığını, dolayısıyla taraflar
arasındaki ticari alış verişlere faturalara bağlı cari hesap alacağın kesinleşmiş olduğunu, mevcut durum itibari davalı …’ın davacı … Gıda
Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ne Asıl miktar 4.187,27 TL. borçlu olduğunun tespit edildiğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporu geldikten sonra öncelikli olarak davalı vekilinin ileri sürdüğü yetki itirazı bakımından inceleme yapılmış olup, davacının sunduğu ticari defter ve kayıtlardan davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu anlaşılmış olup, bu kapsamda yetki itirazı bakımından yapılan değerlendirmede ifa yerinin TBK 89/1-1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahının bulunduğu yer olacağı, dolayısıyla para borçlarında alacaklının ikametgahı icra dairesi ve mahkemeleri de yetkili olduğu anlaşılmakla TBK 89/1-1 Maddesi ve HMK 15 ve devamı maddeleri uyarınca davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın esasına dair yapılan incelemede ise;
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Davalı tarafa HMK 222 ve HMK 220 uyarınca ihtaratlı kesin süre verilmesine rağmen davalı ticari defterlerini ibraz etmediğinden Yargıtay 15 HD’nin 2016/4087 esas sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; davalı 2017 yılına ait ticari defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. Maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucu davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine olduğu kanaatine varılmıştır.
O halde, tüm dosya kapsamı, dosyaya sunulan deliller, davalı ve davacı defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde aldırılan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki bir ticari ilişki kapsamında davacının bir kısım ticari malları davalıya sattığı ve fatura ettiği, ödenmeyen alacak bakımından davacının icra takibine başvurduğu, davalı tarafından süresinde icra takibine itiraz edildiği ve mahkememizde açılan itirazın iptali davasında yapılan incelemede her ne kadar davacı 12.043,35 TL alacaklı olduğunu ileri sürmüş ise de, kendisi tarafından tutulan ticari defterde alacağın 4.187,27-TL olarak belirtildiği, davacı tarafından tutulan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile usulune uygun tutulduğu, davacının davalıdan daha fazla alacağı olduğuna dair başka bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacının Davasının Kısmen KABULÜ ve KISMEN REDDİ ile; Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyada İtirazın kısmen İPTALİNE,
2-Takibin 4.187,27-TL bakımından DEVAMINA , Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE ,
3-Alacak likit olduğundan İİK 67. Maddeye göre asıl alacağın %20’si olan 837,45 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 286,10-TL karar harcının, icra takibinden alınan 60,22-TL harç ile peşin olarak alınan 145,46-TL harçtan oluşan toplam 205,68-TL harçtan mahsubu ile bakiye 80,42-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 281,33-TL posta ve tebligat gideri + 1.400,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.681,33-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 584,57-TL ile 41,20-TL başvurma ve vekalet harcı + peşin olarak alınan 145,46-TL harç ile icra takibinden alınan 60,22-TL harçtan oluşan toplam 205,68-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.187,27-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 7.856,08-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır