Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1138 E. 2023/426 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1138 Esas
KARAR NO : 2023/426
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …-…- …
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : …– …
VEKİLİ : Av. …….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Taraflar arasında elektrostatik toz boya alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğunu, davalı/borçlu tarafından cari hesap bakiyesinin ödenmemesi sebebiyle davalı-borçlu şirket aleyhine Bursa 10.İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirket tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalı /borçlu şirket yetkili icra müdürlüğünün Gebze İcra Müdürlükleri olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiğini, ancak BK 89.madde hükmü gereğince yetki itirazının yerinde olmadığını, Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davalı borçlu şirketten elektrostatik toz boya aldığını, bu ilişkiden olmak üzere müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirkete daha önce ödeme olarak verilmiş olan 46.900,00 TL bedelli çekin iade alınarak o tarihte müvekkili şirketin elinde bulunan 60.947,44 TL bedelli çeki önceki çek yerine davalı borçlu şirkete ödeme amacıyla teslim ettiklerini, söz konusu çekin davalı borçlu şirkete verilmesinden sonra müvekkili şirketin davalı borçlu şirketten alacaklı hale geldiğini, cari hesap bakiyesinin ödenmediğini, noter ihtarı yapıldığını, davalı tarafça da cevabi ihtarname keşide edilerek aradaki farkın aslında vade farkı vade farkı olduğunu belirterek vade farkı faturası gönderildiğinin iddia edildiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir vade farkı faturasının mevcut olmadığını, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi süregelen bir vade farkı uygulamasının da söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin cari hesap bakiyesinin davalı borçlu şirket tarafından vade farkı olarak nitelendirilerek kapatılmaya çalışıldığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Davalı taraf ise, yetkili mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ayrıca yetkili icra müdürlüğünde açılmış bir icra atkibi bulunmadığından davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini belirterek davanın reddine ileri sürmektedir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;Davanın cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görülmektedir.
Mahkememizin 2018/489 Esas 2018/1533 Karar sayılı ilamının Bursa BAM 5. Hukuk Dairesinin 2019/990 Esas 2021/1252 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının çekişmesiz olmasına göre davacı alacaklının kendi yerleşim yeri olan Bursa da da icra takibi yapabileceği gözetilerek hükmün kaldırıldığı, kaldırma sonrasında dosyanın mahkememiz esasına kaydedildiği görülmektedir.
Bursa 10. İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyasında davacı tarafından cari hesap alacağına ilişkin ilamsız takip yapıldığı, davalı tarafın usulüne uygun ödeme emrinin tebliği ile takibe itiraz ettiği görülmektedir.
Davalı tarafın ticari defter, belge ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla ilgili mahkemesine talimat yazılmış, 31/10/2022 tarihli SMMM bilirkişi raporuna göre davalının 2017 yılı ticari defter, belge ve kayıtlarını elektronik ortamda tutup sakladığı, açılış ve kapanış onaylarını süresi içerisinde yaptırdığı, davalının yasal defterlerine göre davacıya herhangi bir borç alacağın tespit edilemediği, davacı tarafından davalıya verilen 46.900,00 TL mayıs vadeli çekin karşılıksız çıktığı, bu çekin yerine Kasım vadeli 60.947,44 TL tutarlı çek verildikten 15 gün sonra 4.578,41 TL’lik vade farkı faturasının düzenlenin davacıya gönderildiği, davacının yasal süre içerisinde faturaya itiraz etmediği, vade farkı faturasını davacının defterlerine kayıt edip etmediğinin tespitinin gerektiği kanaati bildirilmiş, davacı tarafın ticari, defter belge ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, 12/12/2022 tarihli SMMM bilirkişi raporunda davacının inceleme konusu defterlerinin açılış süresi içerisinde yaptırıldığı tasdiki zorunlu yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı defter kayıtlarına göre davalıdan 4.578,42 TL alacaklı görüldüğü, taraflar arasındaki kayıt farkının sebebinin davalının davacıya düzenlediği, 4.578,42 TL vade farkı faturasından kaynaklandığı, vade farkının istenebilmesi için alıcı ve satıcı arasında bir sözleşme yapılmış olması veya vade farkı uygulamasının benimsenmiş olması gerektiği, sözleşme yoksa fatura üzerine vadesinde ödenmezse vade farkı alının ibaresinin yazılı olması gerektiği, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacı ile müvekkili şirket arasında süre gelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirket yetkililerinden Hülya Türkan’ın vade farkının revize edilmesine ilişkin e mailinden taraflar arasında vade farkının kabul edilmiş bir uygulama olduğunu gösterdiğini beyan ettiği, davacının davalıdan 4.578,42 TL asıl alacak, 68,49 TL faiz olmak üzere toplam 4.646,91 TL alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim ettiği görülmektedir.
Tüm dosya kapsamından, alınan bilirkişi raporlarından, taraflar arasında süre gelen bir ticari ilişkinin bulunduğu, dava konusu takipteki alacağın vade farkı faturasından kaynaklandığı, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, davalı kayıtlarına göre davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırıldığı ancak tasdiki zorunlu yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan takip miktarı kadar alacağı olduğu görülse de, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, bu nedenle davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafın yemin deliline dayanmadığı, davacının davasına somut delillerle ispat edemediği anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 79,36-TL harcın mahsubu ile kalan 100,54-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 4.646,91-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK madde 333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2023

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı