Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1126 E. 2022/182 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1126
KARAR NO : 2022/182

HAKİM :….
KATİP ….

DAVACILAR : 1- ….
2-….
VEKİLLERİ : Av…..
Av…..
DAVACI : 3….
VEKİLLERİ : Av….
Av. ….
Av. ….
DAVALILAR : 1….
2-….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI : 3- ….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/11/2014
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; 03/05/2014 tarihinde davalı … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yakın doğu çevre yolunda İzmir istikametine seyrederken vakıf kavşağını geçtikten sonra yaya olan müvekkili küçük … …’e çarpması sonucunda kaza meydana geldiğini, kazada küçük …’ın ağır bir biçimde yaralandığını, tüm vücut fonksiyonlarındaki kaybın %92 oranında olduğunu, meydana gelen kaza nedeni ile düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında davalı sürücünün kusursuz olduğu yazılmış ise de bahsi geçen raporun tek taraflı olarak düzenlendiğinden kabulünün mümkün bulunmadığını, müvekkilinin geleceğe dönük olarak iş gücünü neredeyse yitirdiğini, kaybedilen iş gücü nedeni ile ileride artırım yapılmak kaydı ile ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 2.000,00TL ve yapılan tedavi giderleri dışında yardımcı bakıcı giderleri ile ilgili olarak şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 500,00TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile olaydan duydukları üzüntü nedeniyle davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan küçük … …’in anne ve babası olan Yüksel … ve İstek … adına her biri için manevi zararlarının tatmini için 15.000,00’er TL’den olmak üzere toplam 30.000,00TL manevi tazminatın alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde konu ettiği 03/05/2014 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasına karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın 21/01/2014 21/01/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 41….6791 numaralı ZMMS Trafik Sigorta poliçesi ile … … … adına kaza tarihi itibari ile maluliyet için şahıs başına 268.000,00 TL tutarına kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, iş bu teminat miktarının kişiye ödenecek miktarı değil, davalı müvekkili sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil etmekte olduğunu, manevi tazminat taleplerininde poliçe kapsamında bulunmadığını, davacı tarafça her ne kadar maddi zararları içinde bakıcı giderleri talep edilmiş ise de bu giderlerinde tedavi teminatı kapsamında karşılanması gerektiğini müvekkili sigorta şirketinin ise 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 Sayılı Kanunun 59 maddesi ile değişik 2918 Sayılı Kanunun 98 ve 6111 Sayılı Kanunun geçiçi 1.maddesi gereğince “Trafik kazaları sebebi ile Üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanır.” 6111 Sayılı Kanunun 59.maddesi ve yine geriye yürürlüğü düzenleyen geçici 1.maddesi gereğince tedavi ve evde bakım giderlerinin SGK’nın sorumluluğu olduğu açık olduğundan müvekkili şirketin bu giderlerden sorumlu bulunmadığını, davacı vekilinin müvekkilinin sürekli iş göremezliği ile ilgili maddi tazminat talebi bakımından müvekkilinin kabul anlamına gelmemek kaydı ile sorumlu olduğu düşünülse bile müvekkilinin bu sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunun 85/1 ve Trafik Poliçesi genel şartlarının 1.maddesi gereğince kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğunu, davacı maluliyetinin Adli Tıp Kurumu aracılığı ile tespit edilmesi gerekip kusur oranlarının da Mahkemede tespit edildikten sonra müvekkili sigorta şirketinden talepte bulunulabileceğini beyanla öncelikle davanın reddine, bu mümkün olmadığı taktirde dilekçesinde belirttiği hususlar kapsamında inceleme yapılarak karar oluşturulmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalılar … … ve … … …’ye usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ancak yasal süre içinde davaya cevap vermedikleri gibi delilde bildirmemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, Trafik kazası nedeni ile davacı yanın maddi ve manevi zararlarının tazmini bakımından davalı araç sürücüsü işleten maliki ve Trafik Sigortacısı olan davalı sigorta şirketi aleyhine açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/14794 Esas 2021/3507 Karar sayılı ilamı ile mahkememizin kararı bozulmasına karar verilerek mahkememizce yeni esas alınmıştır. Yapılan yargılama esnasında taraflar ve vekillerinden bozmaya uyulup uyulmaması hususu sorulmakla mahkememizce yapılan değerlendirme ile Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/14794 Esas 2021/3507 Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/14794 Esas 2021/3507 Karar sayılı ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmekle; bozma ilamı irdelendiğinde; esasa yönelik yapılan incelemede; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı ancak vekalet ücreti hususunda davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekille temsil eden davalılar lehine vekalet ücreti tayini gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemiş olması sebebiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama doğrultusunda esasa ilişkin yapılan yargılamada daha önceki gerekçe ile;
Davacı küçük … …’e 03/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın kendisine çarpması neticesinde kafa travması ve Tibia şaft kırığı meydana getirecek şekilde ve Adli rapor formlarında ve daha sonra aldırılan kesin raporlarında belirtilen şekilde ağır bir biçimde yaralandığı ve Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 24/07/2014 tarihinde düzenlenen Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre vücut fonksiyonlarını %92 oranında yitirdiği, daha önce yaptırılan Bursa C. Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun 2014/28357 Soruşturma sayılı evrakı ile tespit edilmiş olup yine Bursa C. Başsavcılığı tarafından aldırılan Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı’nın 18/07/2014 tarih ve 2014/8420 sayılı raporuna göre küçük … …’in mevcut yaralamasına göre yaralanmasının yaşamını tehlikeye soktuğu basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu ve hayati fonksiyonlarını ağır bir derecede etkilediği yönünde rapor düzenlenmiş olup bilahare Bursa C. Başsavcılığı’nın 2014/28357 Soruşturma nolu 2014/16987 Esas nolu 2014/8979 İddianame nolu ve 10/09/2014 tarihli iddianamesi ile şüpheli … … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davası açıldığı Bursa 18 Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/835 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülen yargılama sonucunda mahkemenin 11/02/2016 tarih 2016/85 Karar sayılı kararı ile sanık …. …’nin üzerine yüklenen suç açısından taksirinin-kusurunun bulunmadığından bahisle beraatine karar verildiği, celbedilen Asliye Ceza dava dosyası ve Bursa C. Başsavcılığı evrakının içeriğinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Yargılama esnasında davacılar vekilinin ihtiyati tedbir istemi yerinde görülerek davalı yana ait araç ile gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmiş olup, bu kararın infazı açısından Adapazarı, Nilüfer ve Yıldırım, Osmangazi Tapu Sicil Müdürlüklerine yazı yazılmış ise de adı geçen davalıların sicilde kayıtlı taşınmazlarına rastlanmadığı bildirilmekle karar yerine getirilmemiş, davalı … …. … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın kaydı üzerine 26/03/2016 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğu anlaşılmıştır.
Davalı Sigorta şirketine yazı yazılarak … plaka sayılı araca ilişkin ZMMS poliçesi ile kaza nedeni ile bu poliçeye bağlı olarak açılan hasar dosyası evrakı dosyamız içerisine celbedilmiştir.
Her ne kadar davacılar vekili tarafından daha önce Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporlarına ve kusur durumlarına itiraz olunduğu anlaşılmış ise de dosyamız içerisine getirtilen olay günlü düzenlenen 03/05/2014 tarihli Trafik kazası tespit tutanağına İStanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 12/10/2015 tarih ve 9555 sayılı raporuna ve yine Bursa 18 Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/835 Esas sayılı dava dosyası üzerinden aldırılan talimat mahkemesi olan Ankara 37 Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/253 Tal sayılı dosyasına sunulu bulunan Karayolları Fen Heyeti bilirkişileri, İnşaat Yüksek Mühendisi (A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı) … …, Karayolları Genel Müdürlüğü Emekli Makine Mühendisi … … ve İnşaat Mühendisi (A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı) … …. …. tarafından düzenlenen 20/04/2015 tarihli rapor içeriğine göre küçük … …’in Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/b maddesine aykırı şekilde Karayolu içerisine tedbirsiz ve dikkatsizce girerek kavşaktaki ışıklara dikkat etmeden araçlara yeşil yandığı sırada taşıt yoluna girdiği sırada, şüpheli sürücü yönetimindeki araç tarafından çarpılarak meydana gelen trafik kazasında olayda asli kusurlu olduğu, şüpheli sürücü … …’nin ise olayda kusursuz olduğu bildirilmiş olup, her 3 raporda da davalı araç sürücüsü … …’nin kusursuz bulunduğu anlaşılmış olup, raporlar arasında yeniden inceleme yapılması gerektirecek şekilde bir çelişki bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, davalı tarafların yeniden inceleme yapılması konusundaki istemi yerinde görülmemiş, mevcut kusur durumuna göre davalı araç sürücüsü … …’nin olayda kusursuz bulunduğu anlaşıldığından herhangi bir tazminat ile sorumlu tutulamayacağı dolayısı ile araç işleteni ve maliki … … …’nin ve Karayolları Trafik Kanunu ZMMS poliçesi sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında ve Karayolları Trafik Kanunu 85/1 ve 91 maddeleri hükümleri uyarınca sorumlu tutulamayacakları sonucuna ulaşılmış olup;
Davacı tarafça bilahare 13/02/2016 Uyap sistem tarihli dilekçeleri ile maddi tazminata ilişkin davalarından feragat ettikleri davaya, davalı gerçek kişiler hakkında manevi tazminat istemlerine ilişkin olarak devam ettikleri belirtilmiş olup, kusursuz olan davalı gerçek kişiler aleyhine yaralanmanın boyutu ne olursa olsun manevi tazminata hüküm kurulamayacağı sonucuna varılmakla davacıların manevi tazminata ilişkin istemleri yönünden feragat ettikleri maddi tazminata ilişkin istemleri yönünden davanın reddine karar vermiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 tarih ve 2021/14794 Esas 2021/3507 Karar sayılı ilamı doğrultusunda vekalet ücreti hususunda davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekille temsil eden davalılar lehine vekalet ücreti tayini ile hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-… plakalı aracın üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin kabulü ile tedbirin kaldırılmasına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın başlangıçta alınan 213,47 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla kalan 132,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar … …, … … … kendilerini vekil ile temsil ettirmekle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Taraflar tarafından kullanılmayan gider avanslarının kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Temyiz Yasa Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022
Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ….
¸(e-imzalıdır)