Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1092 E. 2023/154 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/1092 Esas
KARAR NO : 2023/154

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI ….
VEKİLİ : Av….
DAVALI : ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilİ ile davalı arasındaki ticari ilişki çerçevesinde müvekkil, davalıdan uzun vadede mal satın alma konusunda anlaşma yapmış ve bu anlaşma çerçevesinde davalı müvekkile dönem dönem mal satma taahhüdü verdiğini, taraflar arasındaki anlaşma sonucunda müvekkil peşin olarak ödeme yapmış ve 02/02/2019 keşide tarihli 90.000 TL tutarlı çek düzenleyerek davalıya teslim ettiğini, çek daha sonra tahsil edilmiş ve müvekkil henüz mal almadan ve faturası düzenlenmeden ödemesini yaptığını, müvekkili ödemelerini yapmasına rağmen davalı taraf, ilk etapta teslim edilmesi gereken 56.000 TL’lik malı müvekkilin ısrarlı taleplerine rağmen teslim etmeyerek taahhüdünü yerine getirmediğini, davalı taraf ödemesini almasına rağmen malları teslim etmediği gibi 56.000 TL’yi de müvekkile geri ödemekten imtina ettiğini, müvekkilinin bu süre zarfında vergi incelemesi geçirmiş ve davalıya keşide edilen çekin mal olarak bir karşılığının bulunmadığı sebebiyle müvekkile vergi cezası kesildiğini, davalı taraf fatura kesip malları teslim etmediği gibi bu sebeple müvekkile vergi cezası kesilmesine neden olduğunu, müvekkili gerek teslim edilmeyen mal sebebiyle 56.000 TL zarara uğramış gerekse vergi incelemesi sonucu vergi cezasına maruz kaldığını, müvekkili davalının taahhüdü yerine getirmemesi sebebiyle vergi cezasına maruz kalarak ticari itibarı da ayrıca zarar gördüğünü, davalı taraf ile yapılan tüm görüşmelere rağmen davalı ne taahhüt ettiği malları teslim etmiş ne de para iadesini yaptığını, müvekkilinin davalı ile olan ticari ilişkileri ve dostluklarına binaen uzun bir süre beklemiş ve artık hukuki işlemleri başlatmak durumunda kaldığını, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatılmış, davalının haksız itirazları üzerine takip durmuş ve dava öncesi arabuluculuk yoluna başvurulmasına rağmen herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, icra takibi ve işbu dava konusu alacak likit bir alacak olduğundan ve davalı kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğinden yargılama sonunda haklı çıkmamız halinde icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile alacağın % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının alacağın kaynağı, haksız fiil ve kusur sorumluluğu olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddelerine dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, toplanan belgelerden davacının tacir olmadığı, dolayısıyla davanın ticari dava olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-Yargılama giderleri ve sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.