Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1090 E. 2022/24 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
BAŞKANLIĞI GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1090 Esas
KARAR NO : 2022/24

HAKİM :… …
KATİP :… …

MAHKEMEMİZİN 2017/200 ESAS SAYILI ASIL DAVASINDA;
DAVACI : …

VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : ….
….
VEKİLİ : Av. …
….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/09/2011
KARAR TARİHİ : 26/10/2015

BİRLEŞTİRİLEN MAHKEMEMİZİN 2013/229 ESAS SAYILI DAVASINDA;
DAVACI : …

VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : U….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/08/2014
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkili şirketin Bursa İzmir Yolu üzerinde kurulu ticari işletme olduğunu, müvekkili şirketin elektrik enerjisinin davalı şirketten abonelik sözleşmesi ile satın aldığını, davalı şirketin EPDK’nın 875 sayılı kararına dayanılarak 01/09/2006 – 31/12/2010 dönemi içerisinde PSHB-Perakende Satış Hizmet Bedeli- Sayaç Okuma Bedelinin tüketilen elektiriğin KW saat başına nispi olarak tahakkuk ettirip tahsil ettiğini, oysa Danıştay 13.Dairesinin 06/04/2011 tarih ve 2008/2695-2011/1368 E/K sayılı ilamı ile EPDK’nın 875 sayılı kararının ” Sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone gurubuna ve tüketim enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği ”, gerekçesi ile iptaline karar verdiğini, sonuç olarak davalının tahsil ettiği sayaç okuma bedelinin hukuki dayanağı kalmadığını, bu nedenle davalının haksız olarak aldığı bedelin fazlaya ait hakları saklı tutularak 10.000,00 TL’sinin son ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/11/2011 kayıt tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin EPDK tarafından belirlenen Tarife ve Yönetmelikler kapsamında faaliyet gösterdiğini, EPDK kararları dışına çıkmadığını, dava ile ilgili 24/08/2006 tarih ve 875 sayılı EPDK kararı ile ” 20 dağıtım şirketi için gelir gereksinimi ve tarife metodolojisi ve 20 dağıtım şirketi için tarife uygulama usul ve esaslarını ” belirlediğini, tarife metodolojisinin I/D bendinde perakende satış hizmeti tarifesinin belirlenmesinde mevcut aktif enerji kullanımı yerine abone başına fiyatlandırmanın perakende satış hizmeti ile ilgili endeks okuma faturalandırma vb. Abone hizmetleri gibi faaliyetlerin maliyetinin ilgili mevzuatta belirtildiği üzere abone başına sabit bir ücret olarak yansıtılmasının kabul edildiğini, ancak 24/05/2006 tarih ve 26177 sayılı RG’ de yayınlanan 5496 sayılı kanunun geçici 9.maddesi çerçevesinde geçiş dönemi tarifeleri belirlendiğini, tarife metodolojisinin 2-b maddesinde perakende satış hizmeti tarifesinin hesaplanması değişikliği hükmü gereğince; ” 1.bölümde abone başına sabit bir ücret olarak belirlenen PSH tarifesi geçiş döneminde tüketici tarifelerinin dengelenmesi bakımından KWh bazında belirlendiğini ”, bu hüküm doğrultusunda çıkarılan; ” PSH Bedeli 21 dağıtım şirketi için tarife uygulama usul ve esaslarına göre PSHB’nin Perakende Satış Hizmeti verilen tüm kullanıcılara KWh bazında belirlenen perakende satış hizmeti bedeli uygulandığını ” bu esaslar dahilinde geçiş döneminde uygulanan tarifenin ve davalıda yapılan tahsilatın usul, yasa ve mevzuata uygun olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili, 06/06/2013 kayıt tarihli dava dilekçesinde; Davalı hakkında davalıya haksız yere ödenen PSHB bedelinin iadesi için Mahkememizde 2011/701 esas sayılı alacak davasının açıldığını, davada alınan bilirkişi raporunda ; 75.442,06 TL PSHB iade alacağının hesaplandığını, adı geçen davada fazlaya ait haklar saklı tutularak 10.000,00.- TL ‘ nin tahsili için dava açıldığından, davanın 10.000,00.- TL yönünden kabulüne karar verilip ,dosya halen Yargıtay incelemesinde olduğundan bakiye 65.442,06.- TL ‘ nin ferileri ile birlikte 81.118,90.- TL ‘ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı taraf cevap vermemiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Davacı … ile davalı … arasındaki abonelik sözleşmesi ve elektrik alım satımından kaynaklanan ticari ilişki bulunduğu, davalı … tarafından davacı şirketin Bursa Nilüfer İlçesi İzmir Yolunda bulunan fabrikasına elektrik enerjisi sağladığı, bu nedenle davalı tarafından davacıya elektrik tüketim faturaları düzenlendiği, düzenlenen elektrik tüketim faturalarında, perakende satış hizmet bedeli- sayaç okuma bedeli adı altında tüketilen elektriğin KWh saat başına nispi olarak faturalarda gösterilip, davacıdan tahsil edildiği, davacının ise; PSHB tahsilatının tüketilen elektrik enerjisinin KWh saat başına hesaplama yapılmayacağı, Danıştay 13.Dairesinin iptal kararı gereğince abone başına sabit ücret uygulanması gerektiği gerekçesi ile tahsil edilen PSHB bedelinin davalıdan iadesinin talep edildiği, iade edilmemesi üzerine eldeki istirdat davasının açıldığı açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı … tarafından, davalıdan elektrik tüketim faturaları ile tahsil edilen perakende satış hizmet bedeli- sayaç okuma bedelinden kaynaklanmaktadır.
Davacı PSHB bedelinin abone başına sabit ücret uygulanması suretiyle tahsil edilmesini ileri sürmekte, davalı ise; yürürlükte olan yasa, yönetmelik ve EPDK kararları gereğince PSHB’nin tüm elektrik tüketicisi ve kullanıcılarından KWh saat bazında uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler getirtilerek dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile bilirkişi kurulundan 03/09/2012 tarihli rapor alınmıştır.
Dosyadaki kanıt ve belgeler ile bilirkişi raporunun kapsamına göre; davalının ileri sürdüğü EPDK’nun 24/08/2006 tarih ve 875 sayılı kararı ile elektrik tüketicilerinden tahsil edilen PSHB’nin KWh bazında hesaplanması gerektiği yönündeki kararı Danıştay 13.Dairesinin 06/04/2011 tarih ve 2008/2695-2011/1368 E/K sayılı ilamı ile iptal edildiğinden; davalının savunması bu yönden dayanaksız kalmaktadır. 4628 sayılı kanunun geçici 9.maddesi düzenlemeye tabi tarifeler üzerinden elektrik enerjisi satın alan tüketicileri kapsadığını, EPK’nun 13.maddesinde düzenlemeye bağlı tarifeler tek tek sayılarak Danıştay 13.Dairesinin EPDK’nın 875 sayılı kurul kararını iptal etmesi nedeniyle kararın gerekçesinde belirtildiği gibi, ” Buna ilişkin maliyetlerin metodolojinin I.bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiği açık bir şekilde ifade edilmiştir. ” denilerek PPSHB’nin KWh bazında hesaplanmayarak aksine abone başına sabit bir ücret olarak hesaplanması gerektiğinden davacının fazladan ödediği perakende satış hizmet bedelini davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle mahkememizce 05/03/2013 gün ve 2011/701 E. Ve 2013/86 K. Sayılı ilamla davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar temyiz edilmekle Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05/02/2014 gün ve 2013/20678 E. 2014/1627 K. Sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamında sayaç okuma bedellerine ilişkin olarak Danıştay 13. Dairesi tarafından verilen 06/04/2011 gün ve 2008/2695 E. 2011/1365 K. Sayılı iptal kararının sadece serbest tüketicilerle sınırlı olarak uygulanacağı belirtilmek suretiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca onandığı açıklandıktan sonra, davacının serbest tüketici olup olmadığı konusunda bilirkişiden bu konuda rapor alınması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce bozmaya uyularak yeni bir rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 25/03/2015 tarihli raporunda APDK tarafından belirlenen miktardan fazla tüketimi olan veya iletim sistemine doğrudan bağlı olmakla tedarikçisini serbestçe seçebilen gerçek veya tüzel kişilerin serbest tüketici olduğu açıklanmış, buna ilişkin yasal mevzuat rapora işlemiştir. Rapora göre serbest tüketici olma şartları şunlardır: Bağlı olduğu tedarikçiye karşı yükümlülüklerini yerine getirmiş olmak, EPDK tebliğine uygun çok zaman dilimli ölçüm yapabilen elektronik sayaca sahip olmak, EPDK tarafından belirlenen limitten fazla enerji tüketmek. Davacı şirket serbest tüketici olduğuna dair belge sunmuş, bu belge de bilirkişiler tarafından nazara alınmıştır. Rapordaki nihai görüş davacının serbest tüketici olduğu yönündedir. Bu durumda Danıştay 13. Dairesince verilen iptal kararı davacı açısından uygulama alanı bulabilecektir.
Mahkememizce verilen 04/07/2017 tarihli karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/5904 E, 2021/9143 K sayılı ilamı ile; “mahkemece asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, açıklanan kural gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Dosya kapsamında davacının fazladan ödemek zorunda kaldığı perakende satış hizmet bedeli miktarı konusunda rapor alınması gerekmiştir. Bilirkişiler 09/06/2015 tarihli raporlarında dava konusu dönem için toplam 75.442,06.TL PSHB ödediğini açıklamışlardır.
Davacı taraf fazladan tahsil edilen bedeller üzerinden nispi olarak alınan %1’lik enerji fonu, %2’lik TRT payı, %1’lik elektrik tüketim vergisi ve %18 KDV nazara alındığında alacağının 82.039,30.TL’ye ulaştığını, maktu olarak alınması gereken 780.TL’lik sayaç okuma bedeli ve KDV’sinin bu bedelden tenzili ile alacağının 81.118,90.TL olduğunu ileri sürmüştür. Bilirkişi raporunda toplam PSHB bedeli hesaplandığı, bu rakam üzerine uygulanan vergi ve kesintilerin nazara alınmadığı açıktır. O halde davacı tarafın bu yöndeki talepleri yerindedir. Ancak bunun için yeni bir rapor almaya gerek yoktur. Re’sen yapılan hesaplamada davacının istediği miktarların doğru olduğu sonucuna varılmıştır.
Eldeki ana dava henüz kesinleşmeden açılan ve eldeki dava ile birleştirilen mahkememizin 2013/229 E. Sayılı dosyasında davacı taraf, ana davada kısmen istediği alacağından bakiye kalan kısmı dava konusu yapmıştır.
Bu aşamadan sonra ana dava ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizin 2014/276 E. 2015/963 K. Sayılı 26/10/2015 günlü bu kararı da temyiz edilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01/12/2016 gün ve 2016/2890-13715 E. K. Sayılı kararıyla hüküm bozulmuştur. Bozma gerekçesinde davacının 2005 yılındaki serbest tüketici belgesi ve o yıldaki durumu nazara alınarak davanın kabul edilmesinin doğru olmadığı, dava konusu dönemin tamamı için araştırma yapılması gerektiği açıklanmıştır.
Mahkememizce bu bozma kararına da uyularak eksik hususlarda inceleme yapılmıştır. Bilirkişi 15/05/2017 tarihli raporunda Serbest Tüketici Yönetmeliğinde değişiklik yapıldığını, önce belge verilmesine ilişkin hükmün yürürlükten kaldırıldığını, nihayet Tüketici Hizmetler Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesi ile Serbest Tüketici Yönetmeliğinin ilga edildiğini, 16/03/2013 tarihi sonrasında serbest tüketici belgesi verilmesi işlemlerine son verildiğini açıklamıştır. Raporda davacının tüketimlerinin EPDK tarafından belirlenen sınırın üzerinde olduğu açıklanmış, önceki dönemler için serbest tüketici belgeleri sunulmamış olması mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Bilirkişi davacının yıllık tüketimleri itibariyle serbest tüketici kapsamında kaldığı kanaatini belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede serbest tüketici olmanın temel kriterlerini taşıyan davacı şirketin serbest tüketici belgesi alıp almadığının sonuca tesir etmeyeceği, serbest tüketici belgesinin bir takım haklardan yararlanmaya imkan veren açıklayıcı bir belge mahiyette olduğu, şartları yerine getiren herkese verilmesi zorunlu bir belge olduğu takdir edilmiştir. Nitekim yönetmelikten de anlaşılacağı üzere serbest tüketici belgesi asıl olarak tedarikçisini seçme hakkı yönünden anlam taşımaktadır. Hatta bu hakkını kullanmayan tüketicilere uyarı mahiyetinde otuz gün içinde bildirimde bulunulması yükümlülüğü getirilmiş, talep halinde on iş günü içinde belge verilmesi zorunlu kılınmıştır. Danıştay’ın iptal kararı ile serbest tüketici şartlarını taşıyan kişiler yönünden nispi PSHB tahsilinin haksız olacağı sonucuna varılarak ana dava ve biirleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Mahkememizin 2021/1090 ana davası yönünden;
Davanın KABULÜ ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 30/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 683,10 TL harçtan başlangıçta alınan 148,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 53,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça yapılan 148,50 TL peşin harç, 18,40 TL başvuru harcı, 1.085,00 TL yargılama gideri toplam 1.251,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Mahkememizin birleşen 2013/229 esas sayılı davası yönünden;
Davanın KABULÜ ile 81.118,90 TL alacağın dava tarihi olan 06/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 5.541,23TL harçtan başlangıçta alınan 1.385,35 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.155,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan 1.385,35 TL peşin harç, 24,30 TL başvuru harcı, 430,00 TL yargılama gideri toplam 1.839,65 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 11.345,46 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 17/01/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza