Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1068 E. 2022/981 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1068 Esas
KARAR NO : 2022/981

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;03.11.2021 günü, müvekkilinin … plakalı aracında bir hırsızlık olayının meydana geldiğini, müvekkilinin saat 14:30 sıralarında Kazıklıköyü Mahallesi Kerpiçli Mevkiinde bulunan arazilerine bakmak üzere aracını park etmiş ve arazilere gitmiş olduğunu, yaklaşık 30 dakika sonra aracının yanına döndüğünde … plakalı aracının sağ arka camının taş ile kırıldığını, aracın içerisinde bulunan beyaz zarftaki 500,00 TL paranın ve 2016 – 2017 – 2018 – 2019 – 2020- 2021 yevmiye, kebir, envanter evraklarının ve 2016 -2017 -2018 -2019- 2020 yıllarına ait fatura ve SGK dosyalarının çalındığını fark etmiş olduğunu belirterek gerekli kolluk kuvvetlerine de giderek şikayetçi olduğunu, tüm bunları göz önünde bulundurarak mahkememizden çalınan evraklar için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve kağıtların TTK’nun 68 nci maddesi uyarınca zayiinin istenebilmesi için, tacirin iradesi dışında gerçekleşen bir olayda zayi olması, tacirin bunları saklamada bir kusurunun bulunmaması da gerekmektedir.
Ticari defterlerin zayii halinde uygulanacak usul ve şartları TTK 82/7 maddesinde açıklanmıştır. Buna göre tacir kişiler belge ve defterlerini yasada belirtilen süre boyunca saklamak zorundadır. Saklama süresi içinde gerekli tüm muhafaza tedbirlerinin alınması, defter ve kayıtların kaybolmaması için özen gösterilmesi yasal yükümlülüktür. Mücbir sebep diye tabir edebileceğimiz sebeplerle ortaya çıkan zayi hallerine mahsus olmak üzere mahkemece zayi belgesi verilir. Zayi belgesi verilmesi için tacirin kendisinden beklenen tüm özen ve dikkati göstermesine rağmen engel olamayacağı bir sebepten kaynaklanan ziya söz konusu olmalıdır. Yasada bu tür mücbir sebeplere örnek olarak yangın, su baskını, deprem gibi bir afet yahut hırsızlık halleri sayılmıştır. Elbette bu halleri yasada sayılan sebeplerle sınırlamak yasa koyucunun amacına uygun değildir. Asıl olan makul bir tacirin normal davranış biçimine, özen ve muhafaza şartlarına göre tüm tedbirlerin alınmasına rağmen önüne geçilemeyecek bir halin varlığı şarttır.
Davacı saklama yükümlülüğüne uygun davranmalı ve bu hususta basiretli tacir gibi hareket etmelidir. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması durumunda zayi belgesi verilmesi istemini kabul etmek mümkün değildir.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2008/3544 E,2009/7573 K)

Davanın niteliği gereği davacı iş yerine ait vergi numarası ile vergi dairesine yazı yazılarak vergi borcu bulunup bulunmadığı sorulmuş , yine davacı iş yeri Sigorta/Bağ-Kur sicil noları bildirildiğinde, prim borcu bulunup bulunmadığı yönünden SGK /Bağ/Kur İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, karar verilmiş, vergi dairesi ve Sgk kurum cevabında; davacı tarafın vergi ve prim borcu olduğu yönünde cevap vermiştir.
Davacı taraf, kaybetme olayının varlığına yönelik olarak 03.11.2021 günü … plakalı aracının park halinde iken arka sağ camının taş ile kırıldığı ve dava konusu defterlerinin çalındığını iddia etmiş, soruşturma neticesinde olayın faillerine dair herhangi bir bilgi elde edilmediği görülmüştür.
6102 sayılı TTK ‘nun 64. Maddesine göre “Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.”
TTK ‘nun 82. Maddesine göre (1) Her tacir; a) Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak kaydıyla, görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanabilirler; bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. 82/7.maddesi uyarınca ” Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.
Buna göre tacir kişiler belge ve defterlerini yasada belirtilen süre boyunca saklamak zorundadır. Saklama süresi içinde gerekli tüm muhafaza tedbirlerinin alınması, defter ve kayıtların kaybolmaması için özen gösterilmesi yasal yükümlülüktür. Mücbir sebep diye tabir edebileceğimiz sebeplerle ortaya çıkan zayi hallerine mahsus olmak üzere mahkemece zayi belgesi verilir. Zayi belgesi verilmesi için tacirin kendisinden beklenen tüm özen ve dikkati göstermesine rağmen engel olamayacağı bir sebepten kaynaklanan ziya söz konusu olmalıdır. Yasada bu tür mücbir sebeplere örnek olarak yangın, su baskını, deprem gibi bir afet yahut hırsızlık halleri sayılmıştır. Elbette bu halleri yasada sayılan sebeplerle sınırlamak yasa koyucunun amacına uygun değildir, ancak zayiye neden olan olgunun mahkeme denetimine açık bir biçimde ortaya konulması, bu durumun davacının saklama yükümlülüğüne aykırı davranışından ileri gelmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve kağıtların TTK’nun 68 nci maddesi uyarınca zayiinin istenebilmesi için, tacirin iradesi dışında gerçekleşen bir olayda zayi olması, tacirin bunları saklamada bir kusurunun bulunmaması da gerekmektedir.
Davacı saklama yükümlülüğüne uygun davranmalı ve bu hususta basiretli tacir gibi hareket etmelidir. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması durumunda zayi belgesi verilmesi istemini kabul etmek mümkün değildir.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2008/3544 E,2009/7573 K)
Yargıtayın bu husustaki yerleşik kararlarına göre zayi belgesi verilmesi için tacirin kendisine kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların gerektiği, tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi, ayrıca defter ve belgelerini şirket merkezinde bulundurması ve koruması için gerekli tedbirleri alması gerektiğini belirtmiştir.
Somut olayda davacının defter ve belgeleri saklama konusunda gerekli özen ve dikkati göstermediği açıkça ortadadır.Zira davacı dava dilekçesinde 03/11/2021 günü davaya konu belgelerin bulunduğu aracını kitlediğini aynı gün aracının yanına geldiğinde hırsızlık olayını öğrendiğini beyan etmiştir. 6102 sayılı TTK 82/7. maddesine göre, zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkça aykırı düşmemesi, davacının basiretli bir tacir gibi dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, defter ve kayıtlarının şirket merkezinde, muhasebecide veya uygun bir yerde bulunmasının mutad uygulama olduğu, dava konusu olayda defter ve koçanların araçta muhafaza altına alındığı, yasal saklama yükümlülüğü olan belgelerin araç içinde taşınması ve saklanması kabul edilemez. Önemli eşyalar önemlerine uygun biçimde muhafaza edildiğinde gereksiz eşya gibi algılanmaz. Tacir için önemli sayılacak kayıt ve belgelerin özensiz bir şekilde bahsedildiği gibi yaşanan bir hırsızlıktan dolayı kaybolması ve akıbetinin bilinmemesi mücbir sebep kapsamında değerlendirilemez. Bu anlamda davacının basiretli davranmadığı aşikardır.
Tüm bu gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70-TL harcın başlangıçta alınan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2022

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı