Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/106 E. 2022/131 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/106
KARAR NO : 2022/131

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av…..
DAVALILAR : 1- ….
2- ….
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2016
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2022
Bursa 5. İş Mahkemesinin 29/12/2016 tarih 2016/997 Esas- 2016/785 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzii edilmiş olup Mahkememizin 2021/106 Esas sırasına kaydolunmuştur.
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Akaryakıt ve Servis Hizmetleri Tur. Taş. ve San. A.Ş. ile 18/10/2014 – 2015 vadeli, 397831514 nolu ve yine 18/10/2015 – 2016 vadeli 439701915 nolu Akaryakıt Servis İstasyonları sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, davalıların sigortalı akaryakıt istasyonunda satış elemanı olarak fiilen çalıştıklarını, bu çalışmaları sırasında yaptıkları işlemlerle ilgili satış bedelini kasaya koymak yerine zimmetlerine geçirdiklerini, bu konuyla ilgili Bursa Cumhuiyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ve aralarında sigorta poliçesi bulunan akaryakıt istasyonuna bu sigorta kapsamında 74.984,05-TL bedelin 12/10/2016 tarihinde ödendiğini, bu olayda davalıların tamamen kusurlu bulunduğunu, sigortalısına ödenen 74.984,05-TL’nin ödeme tarihi olan 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı … Akaryakıt ve Servis Hizmetleri Tur. Taş. ve San. A.Ş. ile 18/10/2014 – 2015 vadeli, 397831514 nolu ve yine 18/10/2015 – 2016 vadeli 439701915 nolu Akaryakıt Servis İstasyonları sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, davalıların sigortalı akaryakıt istasyonunda satış elemanı olarak fiilen çalıştıklarını, bu çalışmaları sırasında yaptıkları işlemlerle ilgili satış bedelini kasaya koymak yerine zimmetlerine geçirdiklerini, bu konuyla ilgili Bursa Cumhuiyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ve aralarında sigorta poliçesi bulunan akaryakıt istasyonuna bu sigorta kapsamında 74.984,05-TL bedelin 12/10/2016 tarihinde ödendiğini, hasar bedelinin davalılar tarafından davacıya ödenmemesi üzerine davacı tarafından kanuni halefiyet çerçevesinde ödenen bedelin rücusu için bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davalılar hakkında Güveni kötüye kullanma suçu iddiası ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/83593 sayılı soruşturma dosyası ile haklarında iddianame düzenlenmiştir. Bu iddianame ile Bursa 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/270E. Ve 2017/828 K. Sayılı kararı ile davalılar hakkında Vahide Durmuş ve Günay Sakın’ın zimmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçu yönünden haklarında müsnet suçu işledikleri sabit olmadığından CMK nın 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine karar verilmiştir. Bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’nin 04/02/2021 tarih ve 2018/30 E. Ve 2021/202 K. Sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Dava dosyasına ibraz edilen dava dışı …. Akaryakıt Ve Servis Hizm.Tur.Taş.Tic. Ve San A.Ş.ile davacı arasında 18.10.2014-2015 vadeli, 397831514 no’lu ve yine 18.10.2015-2016 vadeli, 439701915 no’lu Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçeleri düzenlendiği tespit edilmiştir. Dava dışı sigortalı ile davacı arasında düzenlenen poliçe incelendiğinde meydana gelen olayın poliçe kapsamı içinde kalıp kalmadığının ve kalması durumunda halefiyet hakkı gereğince davacının rücu hakkının doğup doğmayacağı açısından incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu sebeple dosya bilirkişiye tevdi edilmekle; düzenlenen 22.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı … Akaryakıt Ve Servis Hizm.Tur.Taş.Tic. Ve San A.Ş.ile davacı arasında 18.10.2014-2015 vadeli , 397831514 no’lu ve yine 18.10.2015-2016 vadeli, 439701915 no’lu Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçeleri düzenlendiği, düzenlenen poliçelerde “Sigortacı, sigortalının emrinde ve hizmetinde çalıştırdığı kişi veya kişilerin sigortalıya ait para ve kıymetli evrakını veya para ile ölçülebilen mallarını çalmak, zimmetine geçirmek, hile ve dolandırıcılık veya sahtekârlık yolu ile bunlara sahip olmak suretiyle yapacakları emniyeti suiistimal halleri neticesinde sigortalının uğrayacağı zararı, muafiyet hükmü saklı kalmak kaydıyla poliçede yazılı teminatı geçmemek üzere, Hırsızlık Sigortası Genel Şartları çerçevesinde temin eder.” hükmü yer aldığına, davacı tarafından 74.948,05 TL’nin 2014-2015 dönemi ve 2015-2016 dönemi için olmak üzere her iki poliçe kapsamında yer alan teminatlar çerçevesinde dava dışı sigortalıya 12.10.2016 tarihinde ödemede bulunduğuna, halefiyet ilkesi gereğince TTK.nun 1472/1 maddesi kapsamında rücu hakkı elde ettiğine, davada dosyada ki belge ve bilgilere göre sebepsiz zenginleşmeye sebep olacak sigortalı tarafından herhangi bir resmi belge ve para tahsilatı yapılmadığının belirlendiği tespit edilmiştir.
Burada öncelikle, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davalarına etkisi üzerinde durulması gerekmekte olup, 6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine göre, hukuk hâkimi, kusurun veya haksız fiil failinin ayırtım gücüne sahip olup olmadığının tespiti hususunda ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin kurallarıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinin bu yöne temas eden beraat kararıyla da bağlı değildir. Ceza mahkemesi kararı kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin konusunda da hukuk hâkimini bağlamaz. Görüldüğü gibi fiilin, ceza hukuku bakımından suç teşkil etmemesi fail bakımından, o fiilin özel hukuk anlamında haksız fiil sayılamayacağı ve sorumluluk doğurmayacağı biçiminde değerlendirilemez. Öğretide mahkûmiyet kararlarının da (kural olarak) hâkimi bağlamayacağı görüşü benimsenmiştir (Eren, s.852; Deshenaux, H./Tercier, P.: Sorumluluk Hukuku, çev. S. Özdemir, Ankara 1983, s.174-175; Kılıçoğlu, A.: Haksız Fiillerden Sorumlulukta Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk İlişkisi, AÜHFD, C.XXIX, S.3, s.200). Ne var ki, bu bağlamazlık sınırsız değildir; özellikle maddi vakıayı belirleyen ceza mahkemesi kararlarının, sırf bu yönü ile hukuk hâkimince değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir (HGK. 26.11.2014 gün ve 2013/4-1183 E., 2014/960 K.).
Bu çerçevede somut olayı değerlendirdiğimizde; davalılar hakkında verilen beraat hükmü görevi kötüye kullanma suçu yönünden haklarında müsnet suçu işledikleri sabit olmadığından CMK nın 223/2-e maddesi gereğince verildiği anlaşılmakla; ceza davasında da suçun işlenmediği hususunda kesinlik bulunmayan beraat hükmünün görülmekte olan dava yönünden bağlayıcı olmadığı değerlendirilmekle; davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE
74.984,05 TL alacağın 12.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan tahsiline,
2-Alınması gereken 5.122,16 TL harçtan başlangıçta alınan 1.280,55 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 3.841,61 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.357,85 TL harç ve 1.064,00 TL yargılama gideri toplamı 2.421,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.547,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2022
Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ….
¸(e-imzalıdır)….