Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1045 E. 2022/518 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1045 Esas
KARAR NO : 2022/518

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av. … …
Av. … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2021
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; Davacı ve davalıların dava dışı … prodüksiyon A.Ş’nin yöneticileri olduklarını şirketin amme borçları kapsamında 34.483,00 TL tutarında ödeme yaptığını yönetim kurulu üyesi olan diğer davalıların ödenen bu borçtan birlikte sorumlu olduklarını ve kendilerine düşen kısım için 17.776,48 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini bu sebeple itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıların yalnızca yönetim kurulu üyesi olduğunu şirketi münferiden temsile yetkili kişinin davacı olduğunu kamu borçlarından da bu nedenle davacının sorumlu olduğunu 7256. Yasa gereğince yapılan ödemeler dolayısıyla davalılara rücu edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı takip dosyasında davalı borçluların ödeme emrine itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Alacağın davacı ve davalıların yöneticisi olduğu dava dışı … Prodüksiyon Matbaa A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri oldukları, şirketin vergi borçlarından dolayı davacının 34.483,00 TL vergi ödemesi yaptığı, bunun 17.776,48 TL’sinin de davalıların sorumluluğunda olduğu gerekçesiyle rücu istemine dayalı olarak takip başlatıldığı görülmektedir.
Davacıların ve davalıların … … A.Ş.’nin yöneticileri olduklarında ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya arasına ödenen şirkete ait vergi borçları ve buna ilişkin belgeler de ibraz edilmiştir.
Davalı taraf davalıların şirketin kamu borçlarından sorumlu olmadığını, kendisinin münferiden davacıya ait olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
A.A.T.U.H.K. ‘nın Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğunu düzenleyen Mükerrer Madde 35. Maddesine göre; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz. Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.
Yönetim kurulu üyelerinin tamamının şirketin amme alacağının ödenmesinden dolayı sorumluluğu vardır. Anonim şirketlerde temsil ve yönetim yetkisine sahip olan yönetim kurulunun üyeleri şirketin kanuni temsilcisi olarak şirketin vergi sorumlusu sıfatını taşırlar. VUK 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca şirketin beyanname verme, kayıt ve belge düzenine uyma ve nihayetinde vergi borcunu şirketin malvarlığından ödeme gibi işlerin vergi sorumlusu sıfatıyla yönetim kurulu tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. VUK 10. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen sorumluluğun şirketin yönetilmesine dayalı kusur sorumluluğu olduğu anlaşılmaktadır.
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin kamu alacağı sorumluluğu devletin alacağını güvence altına alan bir fer’i sorumluluk kurumu örneği teşkil etmektedir.11 Asıl borçlunun takibi sonrasında alacağın elde edilemeyen kısmı fer’i sorumlu olarak belirtilen yan sorumlulardan talep edilebilir. Hem AATUHK mükerrer 35. maddesinin düzenlemesi hem de VUK 10. maddesinin 2. fıkrası düzenlemesi kamu alacağının asıl borçlusu olan anonim şirket takip edildikten sonra tahsil edilemeyen kamu alacağı için şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebileceğini öngörmektedir. Başka deyişle, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ikinci derecede bir sorumluluktur. Hem AATUHK mükerrer 35. maddesi hem de VUK 10. maddesinin 2. fıkrası gereği, şirketin ödeyemediği kamu borçlarından dolayı anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu müteselsil sorumluluktur. 5510 sayılı Kanun 80. maddesiyle prim alacaklarının tahsiline ilişkin olarak işveren şirketle üst düzey yöneticiler arasında müteselsil sorumluluk öngörmüştür, ancak buradaki teselsül ikinci dereceden değil birinci derecedendir. Sorumluluğun müteselsil olması bir teselsül ve rücu sorunu doğurmaktadır. Şirketle yönetim kurulu üyeleri arasında teselsül olduğu gibi yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarında da teselsül vardır. Kamu alacaklısı borcun tamamını veya bir kısmını müteselsil sorumlu olan yönetim kurulu üyelerinin herhangi birinden talep edebilir. Bunun için herhangi bir sıra veya oran yoktur. Anayasa Mahkemesi tarafından 03.04.2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iptal edilen AATUHK mükerrer 35. maddesinin 5. fıkrası, kamu alacağının doğduğu veya ödenmesi gerektiği zamanlarda farklı kişilerin kanuni temsilci olmaları durumunda bunların kamu alacaklısına karşı müteselsil olarak sorumlu olacağını öngörmekteydi. Başka deyişle, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği zaman diliminde yönetim kurulu üyesi sıfatı taşıyan bir kişi vergi ödenecek safhaya gelmeden bu görevinden ayrılırsa yönetim kurulu üyesi sıfatı taşıdığı dönemde doğan bu borçtan kendisinden sonraki yönetim kurulu üyeleriyle birlikte müteselsil olarak sorumlu olacaktır. Anayasa Mahkemesi AATUHK mükerrer 35. maddesinin 5. fıkrasını hukuki güvenlik ilkesine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Yeni durumda hukukun genel kuralları gereği her yönetim kurulu üyesi sadece kendi dönemindeki ödenmemiş borçlardan sorumlu olacaktır.
Uygulamada idare tarafından açılan dava şirketi münferiden yetkili kılınan kişiye açılmaktadır. Ancak; davanın tarafının yalnızca münferiden yetkili kılınan kişi olması, iç ilişkide yönetim kurulu üyelerinin kül halinde çalışıyor olmasının ve iç ilişkide sorumluluğun tüm yönetim kurulu üyelerinde olması sonucunu değiştirmeyecektir.
Bu sebeple davacının davası bu sorumluluk uyarınca rücuya dayandığından davacının ödediği tutarın takibe konu edilen asıl alacak kısmı kadar rücu alacağının bulunduğu, takip öncesi temerrüt oluşmadığından davanın asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiş, takip öncesi istenen faiz kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Asıl alacak likit olduğundan da ayrıca icra inkar tazminatına hükmolunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2021/… takip sayılı dosyasında davalı borçluların ödeme emrine itirazının KISMEN İPTALİNE,
2-Takibin 17.242,51 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3-17.242,51 TL ‘ nin %20 ‘ si tutarında icra inkar tazminatının davalı borçlulardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.177,84 TL harçtan başlangıçta alınan 214,70 TL peşin harç ile icra dairesine yatırılan 88,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 874,26 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına.
4-Davacı tarafça yapılan 214,70 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 105,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 379,50 TL kabul red oranına göre 317,03 TL ‘ sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 533,97 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır