Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/103 E. 2022/357 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/103
KARAR NO : 2022/357

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 1- … –

VEKİLİ/ : Av. … -…
Av….
DAVALI : 2- …..
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : 3- … – …
4- … – …
…,
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ s: Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/01/2016 tarihinde davacıların murisi … …’in kullandığı … Sigorta A.Ş. ‘ye ZMMS-Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı, … plaka sayılı araca; sürücüsü davalı … olan, davalı … adına akyıtlı ve davalı …Ş.’ye ZMMS Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın çarpması sonucu … …’in öldüğü, ölenin babası … ile annesi …’in destekten yoksun kaldıklarından; fazlaya ait haklarımız saklı tutularak baba … için 5.000,00 TL, anne … için 5.000,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkillerim davacılar … … ve ölenin birlikte ikamet ettiği kız kardeşi … için 100.000,00 ‘er TL’den 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Akan Yıldırım ve …ndan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
DAVALILARIN CEVABI: Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, kazada kusurları bulunmadığını, kazanın şantiye sahası içinde meydana geldiğini, Karayollarından izin alınmamasının kusura etki etmeyeceğini, ödenen tazminatın fazla olduğunu ileri sürmektedir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava trafik kazası sebebiyle ölüme dayalı destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Davacı taraf maddi tazminatla birlikte manevi tazminat taleplerini de ileri sürmüş, sigorta şirketinin sadece maddi tazminattan sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Bu tür davalarda öncelikle trafik kazasında tarafların kusur durumu araştırılmalı, kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağı kurulduktan sonra ölüm sebebiyle müteveffanın destek olduğu kişilerin destek alacağı yönünden zarara uğrayıp uğramadıkları, varsa bu kayıplara karşılık ödenmesi gereken tazminat miktarının ne olduğu tespit edilmelidir. Tazminat hükmedilirken kusur oranları nazara alınmalı, zararın büyüklüğüne göre makul bir manevi tazminata da hükmedilmelidir. Davalı … şirketleri zorunlu mali mesuliyet sigortacısı sıfatıyla maddi tazminattan sorumlu olacaktır.
Mahkememizce daha önce 23/05/2018 tarihli kararla davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş bu karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/2090 esas – 2020/1192 karar sayılı ilamı ile kaldırılmıştır. Kaldırma gerekçesinde “Davacıların murisi … …’in ölümünün tek taraflı meydana gelen ilk kazada mı yoksa davalı …’ın arkadan gelerek çarpması neticesinde oluşan ikinci kazada mı gerçekleştiği hususunda maddi vaka yönünden ceza dosyasında bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle … …’in ölümüne ilişkin tutulan sağlık raporları (ölüm belgesi) getirtilerek Adli Tıp Kurumu’ndan … …’in ölümünün ilk kazada mı yoksa ikinci kazada mı veya her iki kazanın tesiri ile mi meydana geldiğinin belirlenerek, illiyet bağı bu şekilde belirlendikten sonra illiyet bağına göre tarafların kusur durumunun tespit edilerek alınan rapor sonucuna göre bir karar verilmesi yoluna gidilmesi gerek”tiği kabul edilmiştir.
Olay sebebiyle ceza soruşturması da başlatılmış, birden fazla kişinin ölümü söz konusu olduğundan kovuşturma ağır ceza mahkemesinde yürütülmüştür. Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/187 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapılmış, 04/05/2017 gününde 2017/157 karar sayılı ilamla davalı sürücü …’ın mahkumiyetine karar verilmiştir. Eldeki davada en önemli sorun davacılar murisinin ölümü ile davalı sürücünün kusurlu hareketi arasındaki illiyet bağını kurmaktır. Zira olayın oluş biçimine göre davacılar murisinin ölümüne sebep olan temel hareketin kimden kaynaklandığı tartışmalıdır.
Kaldırma kararı çerçevesinde adli tıp kurumundan rapor alınmış ATK’nın 30/06/2021 tarihli raporunda “Kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatsı, kosta ve pelvis kemik kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti, iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama ve pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu, 3. Adli dosyada kayıtlı bilgilere göre kişinin ölümüne neden travmatik değişimlerin ayrımının yapılamadığından mevcut verilerle sorulan hususta değerlendirme yapılamadığı ” rapor edilmiştir.
Hukuki sorunu çözebilmek için olayın özetlenmesinde yarar vardır. Olay günü davacılar murisi … … kendi kullandığı … plakalı araçla seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarpmış, savrularak sağ şeritte kalmıştır. Bu esnada yoldan geçen diğer sürücü ve yolcular kazayı görmüş ve yardım amacıyla araçlarından inerek kaza yapan araca yaklaşmışlardır. Yardıma giden kişiler arasında … … ve … … da vardır. O anda davalı sürücü … aynı şeritte minibüsle seyir halindedir. Kaza yapan aracı ve ona yardım etmeye çalışan kişileri fark etmeyerek çarpar ve kaza sonucunda hem yardım için duran iki kişi hem de daha önce kaza geçiren araç içinde bulunan sürücü … … vefat eder. Bu olayda … … ve … …’ın ölümüne …’ın sebep olduğu tartışmasızdır. Ancak davacılar murisi … …’in ölüme sebep olan yaralanmasının hangi çarpmadan kaynaklandığı belirsizdir. Bu konuda mahkememize yeterli kanaat sağlayacak hiçbir tıbbi rapor, tespit yahut kayıt yoktur. Ceza yargılamasında bu hususa açıklıkla temas edilmemiş olmakla birlikte hükmün gerekçesinde üç kişinin ismi zikredilmiş, hüküm kısmında ise iki kişinin ölümüne neden olmak suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.
Ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücü … tam ve asli kusurludur. Elbette ceza yargılaması esasen kazaya yardım eden kişilere çarpma olayını nazara alınarak kusur taktir edilmiştir. Elbette davacılar murisi bariyerlere çarpma biçiminde gelişen ilk kazada tek ve asli kusurludur. Ancak ölüme bu kazanın neden olup olmadığı belirsizdir. İkinci kazada …’ın çok dikkatsiz biçimde seyir ettiği ve kazayı görüp duran, emniyetli mesafede park ederek yardıma koşan kişilerin varlığına rağmen dikkatsizce seyir ederek arkadan çarpma diye tanımlanacak biçimde tam kusurlu olduğu da kabul edilmelidir. Kazanın oluş şekli ve etkilerine de dikkat edilmesi gerekmektedir. İlk kaza davacının aracının kontrolünün kaybedilmesi sonucu bariyerlere çarpması sonucunda gerçekleştiği ancak davalı … ‘ın müteveffanın içinde bulunduğu araca çarpma şekli ceza dosyası içerisinde alınan görgü tanıklarının beyanları, ilk kaza sonrası müteveffanın yanına gittiklerinde araç sürücüsünün araçta kapı açık vaziyette oturduğu ve aracından inemeyen yaralı şahsa yardım etmeye çalıştıkları fakat davalı araç sürücüsünün park halinde bulunan müteveffanın olduğu araca ve ona yardım etmeye çalışan 2 şahsa da çarptığı anlaşılmaktadır. Olay yeri inceleme raporuna göre müteveffanın içinde bulunduğu … plaka sayılı aracın ön ve arka kısımlarının ağır hasarlı olduğu, olay yerinde bulunan … plaka sayılı aracın ise sol ön, sol yan ve arka kısmından hasar gördüğü, …plaka sayılı minibüsün 48 metre gerisinde bariyerlerde sürtünme izi olduğu, çarpma noktası ile araçların son bulunduğu nokta arasında 48 metre bulunduğu ve çarpışma noktasının kroki ile belirlenerek ölçümlendiği, görgü tanıklarının beyanlarına göre davalı …plaka sayılı minibüsün çarptığı aracı ve ona yardım etmeye çalışan insanları altına aldığı ve onları sürüklemeye başladığı belirtilmiştir. Tüm bu hususlar soruşturma sırasında ifadesi alınan … …, 21/01/2016 olay yeri inceleme raporu ve ceza dosyası kapsamında alınan beyanlardan anlaşılmaktadır. Olay yeri inceleme raporunda çarpma noktasından itibaren araçların son durduğu nokta arasındaki 48 metrelik mesafe ve olay yerinde bulunan kişilerin davalı araç sürücüsü çarpma ile birlikte araçları sürükleyerek ileriye doğru götürdüklerine ilişkin beyanları dikkate alındığında çarpma noktasının başlangıcından araçların durduğu noktaya kadar 48 metrelik mesafe ve sürtünme izinin davalı araç sürücüsünün çarpması sonucu gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Nitekim ceza dosyasında da kaza nedeniyle ölen kişilerin birden fazla oluşu, sanık …’ ın kullanmakta olduğu aracın hızının gerekli şartlara uygunluğunu sağlamamak suretiyle arkadan çarpmak suretiyle kazaya neden olması gibi olgular dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşıldığı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince de alt sınırdan daha fazla uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerekçesiyle karar kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar adli tıp kurumu raporunda ölüm nedenine sebep olan kazanın hangi kaza olduğu tam olarak belirlenememişse de; kusurlu eylem, eylem sonucu ortaya çıkan zarar ve eylem ile zarar arasındaki illiyet bağını belirleme hakimin hukuksal değerlendirmesi ile ilgilidir. Elbette ki hakim bu hususta teknik konulardan, uzman bilirkişilerden yardım alabilir. Bu hususta kaldırma kararı çerçevesinde ATK’dan rapor aldırılmış ancak adli tıp kurumunca bu hususta görüş belirtilememiştir. Öyleyse davalının neden olduğu kazaya konu eylem ile ölüm sonucu arasındaki illiyet bağını belirleme yetkisi hakimdedir. Nitekim ceza yargılamasında da hem ilk derece mahkemesi kararında hem de istinaf mahkemesinin daha fazla cezayı gerektirdiği gerekçesiyle teşdid ceza uygulamasına karar verilen gerekçede belirtildiği üzere sanık kusurlu eylemi ile müteveffanın da içlerinde bulunduğu 3 kişinin ölümüne neden olduğu kabul edilmiştir. Ceza mahkemesinin kararı hukuk hakimini bağlamasa da maddi olguların değerlendirilmesi bu konuda dikkate alınmalıdır. Nitekim mahkememizce de yukarıda gerekçede açıklandığı üzere kaza sırasında davacının çarpma şiddeti dikkate alındığında ölüm sonucunu gerçekleştiren olayda davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizin ilk kararı PMF tablosuna göre hazırlanan tazminat raporuna göre hüküm kurulmuştur. Mahkememizce Yargıtayın yerleşik içtihatları dikkate alınarak TRH2010 tablosuna göre aktüer hesaplama yapılması istenilmiş, yapılan hesaplama daha önce hüküm altına alınan ancak davacı tarafça istinaf edilmeyen maddi tazminat tutarını geçmiştir. Ancak altında kalmamıştır.
Maddi tazminat davasını davalılar istinaf etmiş, ancak davacı taraf maddi tazminat istemini istinaf etmemiştir. Usuli kazanılmış hak ilkeleri dikkate alınarak maddi tazminat ilk verilen tazminat tutarlarını aşamayacağından mahkememizce maddi tazminat yönünden davaların kısmın kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminatın belirlenmesi konusunda ise; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Bu ilkelere ve kazanın oluş şekli, ortaya çıkan manevi zararın ağırlığı dikkate alındığında davacı … ve Fatma için 40.000,00’er TL davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile ;
1-44.113,00 TL Maddi tazminat alacağının dava tarihi olan 01.03.2016 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine
2-59.542,00 TL Maddi tazminat alacağının dava tarihi olan 01.03.2016 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine
3-40.000,00 TL Manevi tazminat alacağının davalılar … ve …ndan dava tarihi olan 01.03.2016 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine
4-40.000,00 TL Manevi tazminat alacağının davalılar … ve …ndan dava tarihi olan 01.03.2016 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine
5-20.000,00 TL Manevi tazminat alacağının davalılar … ve …ndan dava tarihi olan 01.03.2016 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … ‘e ödenmesine
6-Maddi ve manevi tazminat istemlerinden fazlaya ilişkin talebin reddine
7-Maddi tazminat açısından alınması gereken 7.080,67 TL harcın başlangıçta alınan 1.058,81 TL peşin harç ve 360,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 5.661,86 TL harcın müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
8-Manevi tazminat davası açısından alınması gereken 6.831,00 TL harcın davalılar … ve …ndan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan 1.496,11 TL harç ve 2.240,30 TL yargılama gideri toplamı olan 3.736,41 TL’nin davanın kabul ret oranına göre 2.454,44 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 10,00 TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 10,00 TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
12.a)Maddi tazminat davası açısından;
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.534,69 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.540,46 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar … Sigorta ve … Sigorta kendilerini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.932,25 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
Davalılar … Sigorta ve … Sigorta kendilerini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
b)Manevi tazminat davası açısından;
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine
Dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 25/03/2022
İş bu kararın gerekçesi 25/04/2022 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza